Ortadoğu'da korona virüs vakaları hızla artıyor

Ortadoğu'da korona virüs vakaları hızla artıyor
TT

Ortadoğu'da korona virüs vakaları hızla artıyor

Ortadoğu'da korona virüs vakaları hızla artıyor

Koronavirüs vakaları hızla artarken vaka sayıları İsrail’de 19, Mısır’da 15, Katar’da 11 olarak kaydedildi.
Çin'de ortaya çıkarak dünya ülkelerine yayılan koronavirüsü Ortadoğu'da artış göstermeye devam ediyor. İsrail Sağlık Bakanlığı, ülkede 2 yeni koronavirüsü vakası tespit edilirken, toplam vaka sayısının 19'a ulaştığını açıkladı. Orta İsrail'de tespit edilen 2 yeni vakanın da 50'li yaşlarda olduğu ifade edildi. Bakanlık açıklamasında, hastalardan birinin 27 Şubat'ta Madrid seyahatinden döndüğü belirtilirken, diğerinin ise 4 Mart'ta Zürih'ten döndüğü ifade edildi.
Öte yandan, Mısır Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü ise ortak bir açıklamada bulunarak, Nil boyunca Aswar kentinden, turistik bir şehir olan Luxor'a giden bir cruise gemisinde çalışan 12 kişide koronavirüsü tespit edildiğini duyurdu. Yetkililer, virüs tespit edilen kişilerin gemide işçi olduğunu belirtirken, virüsün kaynağının ise Tayvanlı bir turist olduğunu düşündüklerini ifade etti. Tespit edilen 12 yeni vakanın ardından ülke genelinde vaka sayısı 15'e yükseldi.
Aynı zamanda Katar Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 3 kişide daha korona virüsü tespit edilirken, ülkedeki toplam vaka sayısı 11'e yükseldi. Bakanlık açıklamasında tüm hastaların sağlık durumlarının stabil olduğu söylenirken, virüsün ülkede geniş kitlelere yayılma riskinin düşük olduğu ifade edildi.



İsrail İHA’sı Güney Lübnan'da bir aracı hedef aldı

Güney Lübnan'da bir araca yönelik İsrail saldırısından (Arşiv- Reuters)
Güney Lübnan'da bir araca yönelik İsrail saldırısından (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail İHA’sı Güney Lübnan'da bir aracı hedef aldı

Güney Lübnan'da bir araca yönelik İsrail saldırısından (Arşiv- Reuters)
Güney Lübnan'da bir araca yönelik İsrail saldırısından (Arşiv- Reuters)

İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA), dün akşam Güney Lübnan'daki Sıddıkin-Kafra yolunda bir aracı hedef aldı.

Resmi Lübnan Ulusal Haber Ajansı, bir İsrail İHA’sının, Asi bölgesindeki Sıddıkin-Kafra yolunda bir aracı iki güdümlü füzeyle hedef aldığını ve yararlılar olduğunu bildirdi.

İsrail güçleri, dün sabah Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel kasabasının yakınlarında bir bombalama gerçekleştirdi. Ayrıca Güney Lübnan'daki Hiyam kasabasının yakınlarında makineli tüfeklerle arama operasyonu gerçekleştirdi.

İsrail ve Lübnan arasında düşmanlıkların sona erdirilmesine ilişkin bir anlaşmaya varıldığı ve anlaşmanın hükümlerinin 27 Kasım 2024'te uygulamaya girdiği belirtilmelidir.


Esad'ın gizli ceset taşıma operasyonu: Çöle toplu mezar kazıldı

Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)
Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)
TT

Esad'ın gizli ceset taşıma operasyonu: Çöle toplu mezar kazıldı

Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)
Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)

Suriye'de Beşar Esad yönetiminin toplu mezarların yerini değiştirdiği ortaya çıktı.

Reuters'ın araştırmasına göre Esad'ın ordusu, Kutayfe'deki toplu mezarlardan cesetleri alıp, Dumeyir kasabası dışındaki çölde devasa bir toplu mezara gizlice taşımış.

Haberde, 2019-2021'de onbinlerce kişinin cesedinin taşındığı yazılıyor. Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, operasyonun amacının Esad rejiminin suçlarını örtbas etmek ve imajını düzeltmek olduğunu söylüyor.

İncelemelerde, Kuteyfe'de uzunluğu 15 ile 160 metre arasında değişen 16 mezar çukuru bulundu. Dumeyir'de ise uzunluğu yaklaşık 20 metreden 125 metreye kadar değişen en az 34 hendek vardı.

Dumeyir çölündeki toplu mezarın, Suriye iç savaşında oluşturulan en büyük mezarlıklardan biri olduğu belirtiliyor.

Esad hükümetinin 2012 civarında iç savaşın başlarında Kutayfe'de açtığı mezarları kullanmaya başladığı aktarılıyor. Tanıkların ifadelerine göre toplu mezarda hapishanelerde ve askeri hastanelerde ölen askerlerin ve mahkumların cesetleri bulunuyordu.

Operasyonda yer alan kişiler, Şubat 2019'dan Nisan 2021'e kadar neredeyse her hafta 4 gece boyunca, toprak ve insan kalıntılarıyla dolu 6 ila 8 kamyonun Kutayfe'den Dumeyir çölündeki bölgeye gittiğini söylüyor.

Esad'ın eski Cumhuriyet Muhafızları'ndan bir subay, mezarları taşıma fikrinin 2018'in sonlarına doğru çıktığını belirtiyor. Subay, bu dönemde Esad'ın yıllardır süren yaptırımlara karşı uluslararası alanda yeniden tanınmayı amaçladığına dikkat çekiyor.

Cesetlerin taşınmasında rol alan şoförler ve askerler "Kimse emirlere karşı çıkamıyordu. Çıkan da mezarı boylayabilirdi" diyor.

Suriyeli hak örgütlerine göre en az 160 bin kişi iç savaş sırasında kayboldu. Bu kişilerin çoğunun toplu mezarlarda olduğu düşünülüyor.

Suriye Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid Salih, ağustosta yaptığı açıklamada, "Binlerce anne oğlunun, kadınlar eşlerinin, çocuklar babalarının mezarını bulmadan bu yara kanamaya devam edecek" demişti.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın yönetiminde oluşturulan Kayıp Kişiler Komisyonu, kayıp kişilerin bulunması için bir DNA bankası ve dijital veri platformu hazırlanacağını duyurmuştu.

Şara liderliğindeki isyancıların aralıkta Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinin ardından Esad ve ailesi Rusya'ya kaçmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


Filistinli mahkumlar, İsrail hapishanelerini anlattı: Hayatımın en kötü yıllarıydı

İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)
TT

Filistinli mahkumlar, İsrail hapishanelerini anlattı: Hayatımın en kötü yıllarıydı

İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)

Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında serbest bırakılan Filistinli mahkumlar, yaşadıklarını anlattı.

Hamas, anlaşma kapsamında dün 20 İsrailli esiri serbest bırakmış, Tel Aviv de bunun karşılığında 1968 Filistinli mahkumu salıvermişti. Guardian'ın aktardığına göre Filistinlilerden 88'i Batı Şeria'ya geri kalanlarsa Gazze'ye gönderildi. Mahkumlardan 1718'i, Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de alıkonan Filistinlilerden oluşuyor. 

İsrailli sivil toplum kuruluşu HaMoked'in istatistiklerine göre, anlaşmadan önce 11 bin 56 Filistinli, İsrail hapishanelerinde tutuluyordu. Bunların en az 3 bin 500'ü "idari tutuklu" olarak hapis yatıyordu. Tel Aviv yönetimi, tartışmalı "idari tutuklama" yöntemiyle hukuki işlem başlatmadan Filistinlileri aylarca cezaevinde tutuyor. 

Ayrıca İsrail ordusunun veritabanına göre, Gazze'de gözaltına alınanların sadece dörtte biri savaşçı olarak sınıflandırılmıştı.

Haberde, Batı Şeria'ya dönen erkek mahkumların çoğunun müebbet hapis cezasına çarptırıldığına dikkat çekiliyor. 

Batı Şeria'yı yöneten Fetih hareketinden Saber Masalma da serbest bırakılanlar arasındaydı. 2002'de tutuklanıp cinayete teşebbüs ve bombalı saldırı hazırlığı gerekçesiyle müebbet hapis cezası alan Masalma'nın bir akrabası, "24 yıldır hapis yatıyor" diyor. 

Haberde, bazı Filistinli mahkumların aşırı kilo kaybettiği, yüzlerinde yara izleri olduğu ve yürümekte zorlandıkları aktarılıyor. 

Guardian'ın görüştüğü mahkumlardan biri, cezaevindeki koşulların "inanılmaz derecede zor" olduğunu belirterek, hapishanede geçirdiği son iki senenin "hayatının en kötü iki yılı" olduğunu söylüyor. 

İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem'e göre Filistinliler, İsrail hapishanelerinde tıbbi tedaviye ulaşamıyor, yeterli gıda alamıyor ve fiziksel istismara maruz kalıyor. Tel Aviv yönetimiyse hapishanelerde uluslararası hukuk kurallarına uyulduğunu savunuyor. 

Hamas'ın açıklamasında rehinelerden 154'ünün Mısır'a sınır dışı edildiği belirtildi. Times of Israel'in aktardığına göre bu kişiler arasında İslami Cihad örgütünden İyad Ebu el-Rub da yer alıyor. Militan, 2003-2005'te Şadmot Mekhola, Tel Aviv ve Hadera'da düzenlenen, 13 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılardan sorumlu tutuluyor. 

Sınır dışı edilenler arasında, 2009'da İsrailli bir taksi şoförünün öldürüldüğü saldırıyı planlamaktan suçlu bulunan Fetih üyesi Muhammed Zakarne ve 2017'de İsrail'de bıçaklı saldırı düzenleyen Muhammed Ebu el Rub da var. 

Müslüman sosyalist Mamdani, ABD-İsrail işbirliğini eleştirdi

Diğer yandan Demokratların ön seçimlerinde partisinin New York belediye başkan adaylığını kazanan Hint asıllı Müslüman Zohran Mamdani, rehinelerin karşılıklı salıverilmesinden memnuniyet duyduğunu belirtirken, ABD'nin İsrail'e desteğini kınadı. 

Sosyalist siyasetçi, X'teki açıklamasında, İsrail'in Gazze'de soykırım işlediğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 

Vergilerimizle bir soykırımın finanse edildiğini gördük. Bunun ahlaki ve insani bedeli kalıcı bir leke olacak; hesap verilebilirliğin, kolektif vicdanımızın ve yönetimimizin politikalarının gerçekten incelenmesini gerektirecek.

Mamdani'nin üyesi olduğu, ABD'nin en büyük sosyalist örgütü Amerika Demokratik Sosyalistleri'nin (DSA)açıklamasında da Tel Aviv yönetiminin geçmişte ateşkesleri ihlal ettiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: 

Geçmişteki ateşkesler sadece katliamı yavaşlattı ve İsrail hiçbir cezai yaptırım olmadan askeri harekatına devam etti. İsrail'in Arap topraklarındaki kolonileştirme ve işgalinin sona ermesini talep ediyoruz.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel