İstifalar Nahda Hareketi’nin geleceğini tehdit ediyor

Raşid Gannuşi, Nahda Hareketi’nin liderliğini elinde tutuyor. (Reuters)
Raşid Gannuşi, Nahda Hareketi’nin liderliğini elinde tutuyor. (Reuters)
TT

İstifalar Nahda Hareketi’nin geleceğini tehdit ediyor

Raşid Gannuşi, Nahda Hareketi’nin liderliğini elinde tutuyor. (Reuters)
Raşid Gannuşi, Nahda Hareketi’nin liderliğini elinde tutuyor. (Reuters)

Hammadi Muammeri
Nahda Hareketi, Tunus’ta 2011’de gerçekleşen devrim sonrası İslami referanslı bir parti olarak siyasi hayat içindeki yerini korudu. Yöneticileri, Nida Tunus Partisi örneğinde olduğu gibi bölünmelerin ve çözülmelerin kendi hareketinin içinde gerçekleşmediğini veya Cumhuriyet için Kongre Partisi ve Ettakatol Partisi gibi unutulup giden, canlılığını yitiren partilerden olmadığına söylemlerinde geniş yer vererek bundan sürekli övgüyle bahsetti.
Ancak Nahda Hareketi son dönemde, özellikle geçen yıl düzenlenen meclis seçimleri öncesinde parti teşkilatını tehdit eden iç hareketlenmelere sahne oldu.
 
Parti içi sıkıyönetim
Nahda Hareketi’ne yönelik söz konusu gözlem, parti içindeki kurumlar (Şura Meclisi) ile otoriter isimlerin (Raşid el-Gannuşi) kontrolü sağlama çabaları, içinde bulundukları telaş havası ve bunu takip eden üst düzey istifalara dayanıyor.
Kamuoyunun Nahda’ya yönelik bakış açısı ve parti organlarının demokratik ilkelere bağlılık noktasında zafiyet göstermesinden rahatsız olan isimlerin istifası, hareket içi çatışmaların kısa sürede sonlanmasının zorluğuna işaret ediyor.
 
Nahda’nın ağır toplarından istifa
Hareketin üst düzey yöneticilerinden Abdulhamid el-Celasi’nin istifa etmesi, parti içinde deprem etkisi yarattı. Hareketin kurucu kadroları arasında yer alan Celasi yaklaşık 40 yıldır Nahda’nın sokak hareketlerini organize ediyordu.
Celasi’nin yazdığı uzun istifa mektubu sosyal medya platformlarında kısa sürede yayıldı. Gazeteci ve analist Muhammed Buud, istifa mektubunu ‘cesur ve cüretkar’ olarak niteledi.
Buud, Nahda Hareketi’nin geçmiş dönemine ışık tutması ve 40 yıllık serüvenini özetlemesi açısından mektubun okunmaya değer olduğunu belirtti.
Celasi’nin istifasını önemsiz görenler olduğu gibi hareketin parçalanmasının ciddi bir işareti olarak değerlendirenler de var.

Parti içi çatışmalar
Siyasi analist Velid Lukini, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada “Nahda Hareketi’nin seçimlerde gerilemesinin yanı sıra parti içi çatışmalar göz önüne alınırsa istifalar beklenen bir durumdu” dedi.
Lukini, hareket içinde başka istifalar da beklediğini belirterek 50 yıldır süren tek adam yönetiminin (Raşid el-Gannuşi) partinin geleceğini tehdit ettiğine dikkat çekti.
Çatışmaların partinin dağılmasıyla sonuçlanma ihtimalinin olup olmadığı sorusuna yanıt veren Lukini, çatışmalar neticesinde hareketten ayrılan isimlerin yeni bir parti kurma yolunu seçebileceğini ancak bu sebepten ötürü Nahda Hareketi’nin dağılmasına ihtimal vermediğini söyledi.
Gazeteci Serhan eş-Şeyhavi de Independent Arabia’ya yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Nahda Hareketi’nin parçalanmasını veya dağılmasını, en azından şu anki süreçte ve özellikle de Gannuşi gibi güçlü figürlerin halen parti içindeki varlığı sebebiyle uzak bir ihtimal görüyorum.”
 
Demokratik ilkelerden uzaklaşma
Celasi, istifa öncesinde televizyon programlarında yaptığı açıklamalarda Gannuşi’nin Nahda Hareketi için çizdiği istikamete üst perdeden eleştireler getirmesiyle dikkatleri üzerine çekiyordu. Celasi katıldığı bir programda “Nahda’nın 4 yılı var. Partinin geleceğini etkileyecek ciddi çatışmalar mevcut” ifadelerini kullanmıştı.
Celasi, istifa mektubunda, bir sonraki parti kongresi düzenlenmeden önce Nahda içindeki çatışmalara çözüm üretilmesi gerektiğini aksi takdirde hareketin Nida Tunus Partisi’nin akıbetini paylaşmasından endişe ettiğini belirtti.
Celasi mektubunda, parti içi tek adam yönetiminden ve demokratik ilkelerden uzaklaşılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek Nahda’nın uğrunda mücadele için yola çıktığı değerleri terk ettiğini ifade etti.
Nahda Hareketi, kendi içindeki anlaşmazlıkları yönetmede başarısız oldu. Parti içinde muhalif seslere tahammül edilmemesi, önde gelen birçok yöneticinin partiyle yollarını ayırmasıyla sonuçlandı.
 
Nahda Hareketi kongresi
Nahda Hareketi’nde istifa edenler listesinde 2013’te parti yöneticilerinden Riyad eş-Şuaybi, 2014’te partinin genel sekreteri olan Hammad el-Cebali, 2019’da partinin eski genel sekreteri görevi yürüten Ziya el-Azzari, Şura Meclis üyesi Hişam el-Arid (parti yöneticilerinden ve eski Başbakan Ali el-Arid’in oğlu) ve Nahda Hareketi Başkanlık Ofisi Müdürü Zübeyr eş-Şuhudi  ile 14 Ocak 2020’de ise Şura Meclis üyesi Ziyad Ebu Mahle yer alıyor.
Gözlemciler, Nahda Hareketi içerisinde ardı ardına gelen istifaların parti içi bölünmelerin bir kanıtı olarak görüyor, parti içindeki makam yarışının teşkilatlarda bir krize neden olduğunu ve bu sebeple parti kongresinin düzenlenmesini engelleyebileceğine işaret ediyor. Gannuşi’nin parti lideri olarak devam edip etmemesi yolunda ciddi tartışmaların gerçekleştiğine ilişkin de iddialar var.
Bu yıl düzenlenmesi beklenen Nahda Hareketi’nin 11’inci Kongresi’nde tüm ihtimallerin masada olduğu belirtiliyor.

 


Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.