İkinci Dünya Savaşı'nın sadece kadınlardan oluşan hücum fırkası: Gece Cadıları

Kadın pilotlardan oluşan Gece Cadıları fırkası
Kadın pilotlardan oluşan Gece Cadıları fırkası
TT

İkinci Dünya Savaşı'nın sadece kadınlardan oluşan hücum fırkası: Gece Cadıları

Kadın pilotlardan oluşan Gece Cadıları fırkası
Kadın pilotlardan oluşan Gece Cadıları fırkası

Geçtiğimiz yüzyılda, İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatını değiştirmede kadınlar önemli bir rol oynadı.
Amerika kıtasında erkeklerin büyük bölümü savaş cephelerinde olduğu için Amerikalı kadınlar, fabrikalarda çalışmak zorunda kaldı.

Gece Cadıları fırkasında eğitim gören kadınlar
Buna karşın Sovyetler Birliği’nde kadınlar da savaşa katılarak ülkelerinin Almanlara karşı büyük zafer elde etmesine katkıda bulundu.
1941'in ortasında, Nazileri korkutan, uçaklarla Alman mevzilerine bombalar atan ve büyük kayıplar verdiren bir kadın grubu ortaya çıktı.

Joseph Stalin
Almanlar, Sovyet kadın pilotların kullandığı uçakların sesini süpürge sesine benzettiği için grubu ‘Gece Cadıları’ olarak adlandırdı. Pilotlardan oluşan bu grup, radara yakalanmayan küçük savaş uçaklarıyla Alman mevzilerini bombalıyordu.
İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle, Sovyet yetkililer orduda kadın bulundurma fikrine karşı çıktı. Ancak Barbarossa Harekatı'nın başlaması ve Sovyetler Birliği'nin silahlı kuvvetleri olan Kızıl Ordu'nun geri çekilmesinin ardından bu değişti.
Birçok uluslararası rekorun sahibi olan Sovyet kadın pilot Marina Raskova, cephelerde eşlerini ve erkek kardeşlerini kaybeden, Almanlara karşı büyük nefret ve kinle dolu olan Sovyet kadınlarının savaşa katılması için Sovyet lideri Joseph Stalin’e çağrıda buldundu. Stalin, bunu mantıklı bularak fikrini değiştirdi.

Marina Raskova
Stalin’in talimatıyla Raskova, üniversitelerde okuyan 17-26 yaş arası 400 kadını toplayarak bir grup kurdu. Sonraki aylarda, kadın gönüllüler eğitim için Stalingrad’ın kuzeyindeki Engels köyüne gönderildi.
Ancak Gece Cadıları olarak adlandırılan bu grup, beklenmedik bir şeklide erkek askerlerin baskısına maruz kaldı. Savaş cephelerinde kadın varlığını kabullenemeyen ve onları değersiz gören erkek meslektaşları tarafından taciz edildiler
Ayrca, bu kadınlara erkek pilotların kiyafetleri verildi. Erkekler; paraşüt, radar ve radyo cihazları içeren uçakları kullanırken, Gece Cadıları 1920'lerde kullanılan eski Polikarpov Po-2 uçaklarını kullanıyordu. Bu uçaklar sadece iki sandalye ve açık bir kokpite sahipti. Kokpit açık olduğundan soğuk hava ve rüzgara maruz kalan Sovyeet Kadınları yerlerini belirletmek için de haritalar, kalemler ve fenerleri yanlarında taşımak zorunda kalıyordu.

Polikarpov Po-2 uçağı
Bununla birlikte, Polikarpov Po-2 uçaklaı Alman uçaklarına kıyasla çok yavaştı. Bu sayede Gece Cadıları Almanlar için zor bir hedefe dönüştü. Ancak bu uçaklar ahşaptan yapıldığı için mermilere maruz kalması durumlarda imdat paraşütlerden yoksun olan mürettebatla birlikte yanıyordu.
2 tane bombayla donatılan ve sadece iki pilottan oluşan mürettebata sahip olan Polikarpov Po-2 uçakları askeri operasyonlar sırasında daha fazla bombalar donatmak için hep askeri üssüne dönmek zorunda kalıyordu.
Sovyet kaynaklara göre, Gece Cadılarının Fırkası'ndan yaklaşık 40 kadına her gece 8 ile 18 arası askeri görev veriliyordu.

Gece Cadıları fırkası
Savaş boyunca, grubun uçakları Alman hedeflerine yaklaşık 23 bin ton bomba A attı. 30 bin kez uçuş yapan Sovyet kadınların son görevi 4 Mayıs 1945 tarihinde Almanya teslim olmadan sadece 3 gün önce gerçekleşti.
Gece cadıları çok sayıda Sovyet madalyası kazanmasına rağmen, Sovyetler Birliği'nin yetkilileri utandıran eski uçakları nedeniyle Sovyet Kadın Fırkası'nın Moskova zafer gösterisine katılması yasaklandı.
İkinci Dünya Savaşı bittikten 6 ay sonra kadınların hizmetlerinden resmi olarak vazgeçildi.

 


Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience