Mağrib ülkelerinde Kovid-19 salgınını önleme seferberliği

Filistin güvenlik güçleri, dün Beyt Cala’daki bir otelin çevresini temizledi (AFP)
Filistin güvenlik güçleri, dün Beyt Cala’daki bir otelin çevresini temizledi (AFP)
TT

Mağrib ülkelerinde Kovid-19 salgınını önleme seferberliği

Filistin güvenlik güçleri, dün Beyt Cala’daki bir otelin çevresini temizledi (AFP)
Filistin güvenlik güçleri, dün Beyt Cala’daki bir otelin çevresini temizledi (AFP)

Yeni tip koronavirüse (Kovid 19) bağlı vaka sayılarının artmaya başladığı Mağrip ülkeleri, Avrupa’ya komşu olmaları nedeniyle salgınla mücadelede yeni önlemler almaya devam ediyor.
Tunus’ta koronayla mücadelede tatmin edici resmi açıklamalara ve yalnızca iki vakanın kaydedilmesine rağmen derslerin, spor müsabakaların ve salgının görüldüğü ülkelerden yapılacak olan tüm gezilerin iptal edilmesi talepleri sürüyor. Tunus, virüsün Avrupa’daki odak noktası olan İtalya’dan ülkeye yapılan yolculukları önceden iptal etmişti.
Tunuslular sosyal medya hesaplarından, Tunus’ta aslında yüzlerce vaka olduğunu ancak resmi makamların ülkede kaos yaratmak istemediği için resmi rakamları açıklamadığını iddia etti. Açıklanan iki vakanın virüsü birçok yere yaydığı öne sürüldü. Tunus Sağlık Bakanı Abdullatif el-Mekki, dün, Kafsa’da 198 vakanın bulunduğu haberlerini yalanladı. Hükümet verilerine göre şu anda karantinada bulunan yaklaşık iki bin Tunuslu olduğu tahmin ediliyor. Bakan, salgınla ilgili endişelere rağmen, derslerin durdurulması için hiçbir neden görmediğini belirtti. Ancak bazı eğitim kurumlarında virüs korkusuyla rekor devamsızlıklar kaydedildi. Susa bölgesindeki devamsızlık oranı yüzde 40’lara ulaştı.
Tunus Yüksek Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı (MHESR) ise virüsle mücadele kapsamında öğrenci ve eğitimcilerin çalışmalarının geçici bir süre durdurulduğunu açıkladı. Aksi bir durum olduğu taktirde önceden izin alınması gerektiğini açıklayan bakanlık, salgından etkilenen ülkelerden dönenlerin zorunlu karantinaya alınacaklarını bildirdi.
Cezayir başkentinde bulunan tıbbı analizle ilgilenen Pasteur Enstitüsü, ülkede koronavirüs vakalarının açıklanmasından bu yana şiddetli bir baskıyla karşı karşıya. Zirâ bu kurum, hükümete bağlı yetkili bir sağlık mercii olarak biliniyor. Ekipman kalitesi açısından ülkede türünün tek örneği olan bu enstitüye, şuan kendisine sunulan olası vaka örneklerinin analizinde doğru sonuçlar vereceği konusunda oldukça güveniliyor. Bu olası vaka örneklerinin 400’ü aştığı biliniyor. Ülkede kesinleşen vaka sayısı ise İtalya ve İspanya’dan gelen kişilerle bağlantılı olarak 20’ye ulaştı.
Cezayir Sağlık Bakanlığı’ndan Şarku’l Avsat’a konuşan ve isminin verilmesini istemeyen bir yetkili, başkente uzak bölgelerde ve çölde de vaka görüldüğünden şüphelenildiğini ancak bu kişilerin söz konusu enstitünün olduğu başkente getirilmesinin zaman alan bir işlem olduğunu açıkladı. Zirâ bu konuda Pasteur Enstitüsü hâricinde diğer sağlık kurumlarının tahlil sonuçlarına pek fazla itimat edilmiyor.
Hükümetin virüsle mücadelede aldığı önlemler bağlamında, Pazar günü Bakanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamada, ilaçlar, termal kameralar, korunma malzemeleri, dedektörler gibi acil harcamalar için 3,7 milyar Cezayir dinarı değerinde bir bütçenin ​​tahsis edildiği bildirildi.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, her kademedeki tüm sağlık sektörü çalışanlarının cesaretlerine övgüde bulunarak bu kişilere teşekkür etti. Tebbun, bu konuda güvenlik güçleri ve sivil sağlık çalışanlarının yürüttüğü çabaları da es geçmedi. Bu konuda daha fazla uyanık olunması gerektiğini belirten Tebbun, ülkede yapılacak uluslararası konferansların ve kapalı spor salonlarındaki etkinliklerin gerektiği taktirde ertelenebileceğini açıkladı.
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mensup Faslı milletvekili İdris el-İdrisi el-Ezmi, Fas Başbakanı Sadeddin el-Osmani’yi koronavirüs salgını nedeniyle Faslı turizm şirketlerini iflastan kurtarmak için tedbir almaya çağırdı. Dün sunduğu dilekçede Osmani’den turizm sektöründeki sözleşmeleri sürdürmek için bankalarla iletişim kurmasını talep eden Ezmi, yaşananları turizm sektörlerine maddi zararlar vermeden atlatılması çağrısında bulundu. Nitekim koronavirüs, bazı ülkelerin seyahat konusunda sert önlemler almasıyla turizm gibi önemli sektörlere etki etmeye devam ediyor.
Diğer yandan Fas Sağlık Bakanı Halit Ait Talib, şuana kadar yetkililer tarafından alınan tedbirlerin salgınla mücadelede etkili olduğunu ifade etti. Talib, oluşturulan komisyonun ülkedeki son durumu ve şuana kadar kaydedilen iki vakanın sağlık durumlarını devamlı olarak takip ettiğini bildirdi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.