Tunus İçişleri Bakanlığı, terör propagandası yapanlara karşı yeni yasa önerisini meclise sunacak

Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi, geçen pazar günü basın toplantısı düzenledi (AFP)
Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi, geçen pazar günü basın toplantısı düzenledi (AFP)
TT

Tunus İçişleri Bakanlığı, terör propagandası yapanlara karşı yeni yasa önerisini meclise sunacak

Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi, geçen pazar günü basın toplantısı düzenledi (AFP)
Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi, geçen pazar günü basın toplantısı düzenledi (AFP)

Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi, önümüzdeki günlerinde sosyal medya organlarında terör propagandası yapanlara karşı etkin mücadele etmek için yeni yasa önerisini meclise sunacağını ifade etti.
İçişleri Bakanı Meşişi, gazetecilere yaptığı açıklamada, yasanın terör propagandası yapan herkese, ordu ve güvenlik güçlerini hedef alan terör eylemlerinin faillerine karşı cezalar içereceğini belirtti.
2015 yılında onaylanan Tunus Terörle Mücadele ve Kara Para Aklama Yasası, terör eylemlerinin failleri hakkında sert cezalar içeriyor. Yasa, terör propagandası yapanlar hakkında üç yıla kadar hapis cezası verilmesini kapsıyor. Ancak ceza, terör örgütlerinin yandaşlarını, sosyal paylaşım sitelerinde terör faaliyetleri için propaganda yapmaktan alıkoymaya yetmedi.
Meşişi, geçtiğimiz hafta sonu meydana gelen Buhayra bölgesi saldırısı faillerinin, terör propagandası suçundan hapis yattığını ifade etti.
İntihar eylemcilerinden birinin avukatı, müvekkilinin hapse atıldığını ve hakkında 3 yıl hapis cezası verildiğini açıkladı. Fakat mahkeme, temyiz kararının ardından verilen cezayı 1 yıla indirdi.
Bu yargı kararları, Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus İşkenceye Karşı Direniş Kuruluşu gibi benzer insan hakları örgütlerinden eleştirilere maruz kaldı. Basit olaylara ilişkin ağır cezaların, son intihar eylemlerinin faillerinden birinde görüldüğü üzere bazı gençleri daha büyük bir radikalizme yöneltebileceği ifade edildi.
Bu kuruluşlar, Facebook üzerinden propaganda nedeniyle hapis, işkence, tekrarlı gözaltılar, idari kontrol, gece baskınları, seyahatler sırasında sınır kontrolleri ve çalışma yasağı cezalarına dikkati çekerken, bunların öngörülemeyen sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. Kuruluşlar, yanlış ya da radikal olsa da bu fikirlerle ‘hapis ya da işkence’ yoluyla uğraşılmaması gerektiğini söyledi.
Öte yandan Buhayra bölgesinde, ABD Büyükelçiliği’nin yakınlarında gerçekleşen intihar eylemi hakkındaki son güvenlik soruşturmaları, saldırının faillerinden birinin bir sokak satıcısı olan Selim ez-Zuneydi olduğunu ortaya koydu. Zuneydi, saldırı öncesinde de güvenlik birimleri tarafından takip edilirken, ülkenin batısındaki el-Kram bölgesinde bir güvenlik devriyesi tarafından durdurulmuş ve uyuşturucu kullanıp kullanmadığının tespit edilmesi amacıyla kendisinden tükürük örneği alınmıştı. Yaklaşık bir yıl önce camilerdeki sükuneti bozduğu gerekçesiyle gözaltına alınarak, 15 gün boyunca cezaevinde kalmıştı. Daha sonra ise 300 Tunus dinarı (yaklaşık 100 dolar) karşılığında kefaletle serbest bırakılmıştı. Söz konusu terör unsurunun, kamuya açık bir yolda satış yapması dolayısıyla güvenlik güçleri ile zaman zaman anlaşmazlıklar yaşadığı belirtildi. Güvenlik kaynakları, yaklaşık 4 gün önce de aynı nedenlerden dolayı güvenlik güçleri ile sorunlar yaşadığını ve kullandığı aracın arandığını belirtti. Edinilen bilgilere göre araçta, kodlanmış isimler içeren el yazısı bir belge bulundu. Belge, söz konusu saldırının iki hafta öncesinden planlandığını da doğruluyor.



Kuzey Irak'ta Erbil Havalimanı ve bir petrol sahası yakınında İHA saldırıları

 Erbil Uluslararası Havalimanı (AFP)
Erbil Uluslararası Havalimanı (AFP)
TT

Kuzey Irak'ta Erbil Havalimanı ve bir petrol sahası yakınında İHA saldırıları

 Erbil Uluslararası Havalimanı (AFP)
Erbil Uluslararası Havalimanı (AFP)

Irak'ın Kürdistan Bölgesi yetkilileri, dün Erbil Uluslararası Havaalanı yakınlarında “bubi tuzaklı” bir insansız hava aracının düşürüldüğünü, daha sonra da iki insansız hava aracının bir petrol sahasını hedef aldığını duyurdu.

Özerk bölgenin terörle mücadele ajansında yer alan haberde, “Pazartesi sabahı Erbil Uluslararası Havaalanı yakınlarında bomba yüklü bir insansız hava aracı düşürüldü” denilerek, olayda “herhangi bir insan ya da maddi kayıp yaşanmadığı” belirtildi.

Yetkililer dün ilerleyen saatlerde, patlayıcılarla dolu iki insansız hava aracının (SİHA) Erbil vilayetindeki bir petrol sahasına düştüğünü söyledi.

Terörle Mücadele Servisi açıklamasında, “Pazartesi akşamı, bubi tuzaklı iki insansız hava aracı Erbil vilayetindeki Hurmala petrol sahasına düştü, olayda can kaybı yaşanmadı” ifadeleri yer aldı.

Erbil Havaalanı yakınlarındaki Harir üssünde ABD Ordusunun araçları (Arşiv- ABD Ordusu)Erbil Havaalanı yakınlarındaki Harir üssünde ABD Ordusunun araçları (Arşiv- ABD Ordusu)

Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı ise yaptığı açıklamada, iki İHA’nın "bilinmeyen bir kaynaktan geldiğini" ve yalnızca maddi hasara yol açtığını belirterek, "Kürdistan Bölgesi'ndeki güvenlik ve istihbarat güçleriyle bu saldırının koşullarını araştırmak için koordinasyonun sürdüğünü" vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre saldırının sorumluluğunu üstlenen olmadı.

Son haftalarda Irak, failleri yetkililer tarafından tespit edilemeyen çok sayıda İHA ve füze saldırısına tanık oldu. Özellikle ülkenin kuzeyinde açık alanlara çok sayıda İHA düştü.

IKBY yetkilileri 3 Temmuz'da, Washington liderliğindeki uluslararası DEAŞ'la mücadele koalisyonunun bir üssüne ev sahipliği yapan Erbil Uluslararası Havalimanı yakınlarında bir İHA’nın düşürüldüğünü duyurdu.

Ancak IKBY İçişleri Bakanlığı, Tahran yanlısı Iraklı gruplardan oluşan ve şu anda resmi güçlerin bir parçası bir koalisyon olan “Halk Seferberlik Güçleri'ne bağlı grupları” saldırıyı gerçekleştirmekle suçladı.

Buna karşılık olarak Silahlı Kuvvetler Başkomutanlığı Sözcüsü Sabah el Numan şunları söyledi: “IKBY İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan ve Irak'ın resmi bir güvenlik kurumunu suçlayan bu bildiri reddedilmekte, kınanmakta ve hiçbir bahane altında, özellikle de kanıt yokken yayınlandığı için izin verilmemektedir.”

Irak kırk yıllık çatışma ve savaşların ardından göreceli bir güvenlik istikrarı yaşıyor