Askeri sevkiyatlar devam ederken Türkiye ve Rusya Moskova Mutabakatı’nın nasıl uygulanacağını görüşüyor

Dün Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı’dan geçen bir Rus askeri konvoyu (AFP)
Dün Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı’dan geçen bir Rus askeri konvoyu (AFP)
TT

Askeri sevkiyatlar devam ederken Türkiye ve Rusya Moskova Mutabakatı’nın nasıl uygulanacağını görüşüyor

Dün Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı’dan geçen bir Rus askeri konvoyu (AFP)
Dün Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı’dan geçen bir Rus askeri konvoyu (AFP)

Türkiye, Suriye rejim güçlerini anlaşmayı ihlal etmekle suçlayarak büyük askeri sevkiyatlarla baskı yapmaya devam ederken, bugün Rusya’dan askeri bir heyet, İdlib dosyası ve Türkiye ile Rusya arasında geçtiğimiz Perşembe günü Moskova’da varılan mutabakatın uygulanmasına ilişkin görüşmek üzere Ankara’ya geldi.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, “5 Mart 2020 tarihinde Moskova'da varılan mutabakat çerçevesinde Rus askeri heyetle icra edilecek toplantı, 10 Mart Salı günü Ankara'da başlayacaktır” ifadeleri yer aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında geçtiğimiz Perşembe günü Moskova’da yapılan 6 saatlik görüşmeler sonucunda varılan mutabakat, İdlib'de Perşembe günü gece yarısından itibaren ateşkesin yürürlüğe girmesi, bir hafta içinde Halep-Lazkiye uluslararası karayolu M4'ün her iki tarafında 6 kilometre derinlikte güvenli bir geçiş koridoru inşa edilmesi ve 15 Mart'tan itibaren ortak askeri devriyelere başlanmasını öngörüyor.
Ankara’daki görüşmelerin arifesinde, Türk askeri kaynakları Esed rejiminin İdlib'deki ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini ve bölgedeki bir Türk askeri konvoyunu hedef aldığını açıkladı.
Anadolu Ajansı’nın (AA) dün aktardığı açıklamalarında kaynaklar, Esed güçlerinin, gerekli koordineler yapılmasına rağmen son iki gün içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait ikmal konvoyuna makinalı tüfekle taciz ateşi açtığını söylediler. Kaynaklar, rejim güçlerinin bulunduğu Urum es-Sugra bölgesindeki başka bir Türk biriminin yakınlarındaki bir noktaya 3 top mermisi ateşlediğini de ekledi.
AA'nın haberine göre kaynaklar, Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakatın uygulanmaya başlamasından sadece 10 dakika sonra rejim tarafından ateşkes ihlallerinin başladığını ifade ettiler. Kaynakların verdiği bilgilere göre ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk günün sonunda rejim, ateşkesi 15 kez ihlal ederken rejim güçlerinin bu ihlallerde 50'den fazla mermi kullandığı tespit edildi. İhlallerin, İdlib'in güneyindeki Maarat Aliya, Fattıra, Kastun, Kan Safra, Zıyara, Ibzumo, Sfuhın, Bara, Tukad bölgelerinde yoğunlaştığı bildirildi.
Öte yandan Cuma günü Hama’nın batı kırsalında ilerlemeye çalışan rejim güçleri Pazar günü İdlib'in güneyindeki tampon bölge durumundaki Kefer Nebil'in batısında bulunan Bureyc ve Maret Mukes köylerinin kontrolünü ele geçirirken bölgedeki birçok köy topçu bombardımanına maruz kaldı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Cumartesi günü, “Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana herhangi bir ihlal söz konusu olmadı” açıklamasında bulunmuştu. Ancak Suriye'deki Rusya Uzlaşma Merkezi, Türkiye yanlısı silahlı gruplar tarafından ateşkese yönelik 19 ihlalin meydana geldiğini belirtti.
Diğer yandan Türkiye, İdlib’e yönelik askeri sevkiyatlarına devam ediyor. Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece Kefer Lusin Sınır Kapısı'ndan büyük askeri sevkiyatlar gönderilirken İdlib’in kuzey kırsalına yeni bir gözlem noktası kuruldu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığı bilgilere göre 350 araçlık askeri konvoy Kefer Lusin Sınır Kapısı’ndan İdlib'e geçerken TSK, İdlib kırsalındaki Ferize Zerdana'da yeni bir gözlem noktası oluşturdu. SOHR, 2 Şubat'tan bu yana Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne 3 bin 750'den fazla askeri aracın girdiğini, İdlib ve Halep'te 8 bin 700’den fazla Türk askerinin konuşlandırıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pazar günü yaptığı açıklamada, Rusya ile varılan mutabakat çerçevesinde ülkesine verilen sözlere uyulmaması halinde Türkiye'nin Suriye güçlerini İdlib'den çıkarma hakkını saklı tuttuğunu söyledi.



ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Sudan’daki HDK’ya silah tedarikinin durdurulmasını istedi

Rubio, Kanada'daki G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu (AFP)
Rubio, Kanada'daki G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu (AFP)
TT

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Sudan’daki HDK’ya silah tedarikinin durdurulmasını istedi

Rubio, Kanada'daki G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu (AFP)
Rubio, Kanada'daki G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio dün, Sudan'daki çatışmanın kanlı bir şekilde tırmanmasına neden olduğunu iddia ettiği Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) silah tedarikini kesmek için uluslararası ortak eylem çağrısında bulundu.

Kanada'da düzenlenen G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan ayrılırken gazetecilere açıklamalarda bulunan Rubio, “HDK ilerlemeye devam ederken, bu güçlere sağlanan silah desteğinin kesilmesi için bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Rubio, “Orada (Sudan’da) olanlar korkunç” diye ekledi.

Sudan’da 2023 nisanından bu yana orduyla savaşan ve ABD'nin ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasına rağmen nihayet Faşir’in kontrolünü de ele geçiren HDK’ya suçlamalarda bulunan Rubio, “Bence temel sorunumuz, HDK’nın bir şeyler üzerinde anlaşıp sonra da bunları yerine getirmemesi. HDK, ilerlemeye devam ederken, onlara sağlanan silah desteğinin kesilmesi için bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

HDK’nın kendi silah üretim tesisleri olmadığı için dış finansman ve silah desteğine bağlı olduğunu söyleyen Rubio, bu fonların ve desteğin, bilinen bazı ülkeler tarafından sağlandığını belirtti. ABD’li yetkili, “Bu konuyu onlarla görüşerek, olanları durduramazsak bunun kendileri ve dünya için kötü bir izlenim yaratacağını anlamalarını sağlayacağız” şeklinde konuştu.


ABD ordusu: Geçtiğimiz ay Suriye'deki ortaklarımıza DEAŞ'a karşı 22 operasyonda yardım ettik

Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki ABD birlikleri (Arşiv- Şarku’l Avsat)
Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki ABD birlikleri (Arşiv- Şarku’l Avsat)
TT

ABD ordusu: Geçtiğimiz ay Suriye'deki ortaklarımıza DEAŞ'a karşı 22 operasyonda yardım ettik

Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki ABD birlikleri (Arşiv- Şarku’l Avsat)
Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki ABD birlikleri (Arşiv- Şarku’l Avsat)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENCOM), dün yaptığı açıklamada, güçlerinin Suriye'deki ortaklarına son bir ayda DEAŞ'a karşı 22'den fazla operasyonda danışmanlık, yardım ve destek sağladığını, bu sayede örgütün yerel operasyonlar yürütme ve şiddeti dünya çapında yayma kabiliyetinin kısıtlandığını duyurdu.

CENTCOM açıklamasında, 1 Ekim-6 Kasım tarihleri ​​arasında Suriyeli ortaklarla koordineli olarak yürütülen operasyonlarda beş DEAŞ üyesinin öldürüldüğünü, 19 kişinin ise yakalandığını belirtti.

Açıklamada, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Amiral Brad Cooper'ın, "Suriye'deki DEAŞ tehdidiyle mücadeledeki başarımız büyük bir başarıdır" dediği aktarıldı.

" DEAŞ'ın Suriye'deki kalıntılarını kararlılıkla takip etmeye devam edeceğiz. Aynı zamanda DEAŞ'a karşı Irak ve Suriye'de elde edilen kazanımların sürdürülmesini ve DEAŞ'ın yeniden toparlanmasını veya terör saldırılarını başka ülkelere yaymasını önlemek için DEAŞ'a Karşı Küresel Koalisyon (DMUK) ile birlikte çalışacağız."

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Suriye, bu haftanın başlarında DMUK’a katıldığını duyurdu ve koalisyonun 90. üyesi oldu.


Afrika Birliği Başkanı: Nijerya'da soykırım yok

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)
TT

Afrika Birliği Başkanı: Nijerya'da soykırım yok

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika'nın en kalabalık ülkesinde "çok sayıda" Hristiyan'ın öldürüldüğü yönündeki suçlamalarını reddederek, Nijerya'nın kuzeyinde soykırım olmadığını söyledi.

Yusuf, New York'taki Birleşmiş Milletler'de gazetecilere verdiği demeçte, "Kuzey Nijerya'da yaşananların, Sudan'da veya Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğu kesimlerinde gördüğümüz vahşetle hiçbir ilgisi yok" dedi.

"Bu tür açıklamalarda bulunmadan önce dikkatlice düşünün... Boko Haram'ın ilk kurbanları Hristiyanlar değil, Müslümanlardır" ifadelerini kullandı.

yu7
Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv - yerel basın)

Boko Haram militan grubu, son 15 yılda on binlerce kişinin ölümüne yol açan bir ayaklanmayla kuzeydoğu Nijerya'da da terör estirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İnsan hakları uzmanları, Boko Haram'ın kurbanlarının çoğunun Müslüman olduğunu söylüyor.

Trump, bu ayın başlarında, Nijerya'nın Hristiyanların öldürülmesine karşı kararlı bir adım atmaması halinde Savunma Bakanlığı'ndan olası "hızlı" askeri müdahaleye hazırlıklı olmasını istediğini söylemişti. Ancak suçlamasını destekleyecek somut bir kanıt sunmadı.

Ayrıca, "Nijerya'ya tüm yardım ve desteği kesip, bu rezil ülkeye şimdi gidip, bu korkunç vahşeti gerçekleştiren teröristleri tamamen ortadan kaldırmak için kararlılıkla harekete geçmekle" tehdit etti.

Nijerya Dışişleri Bakanlığı, ülkenin şiddet yanlısı aşırılıkla mücadeleye devam edeceğini ve Washington'un yakın bir müttefik olarak kalmasını umduğunu belirtti.

Bakanlık ayrıca, "ırk, inanç veya din ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşları savunmaya devam edeceğini" de ifade etti.