Fas'ta akraba evliliği engelli çocuk sayısını artırıyor

Fas’ta akraba evliliği nedeniyle acılar çoğalıyor (AFP)
Fas’ta akraba evliliği nedeniyle acılar çoğalıyor (AFP)
TT

Fas'ta akraba evliliği engelli çocuk sayısını artırıyor

Fas’ta akraba evliliği nedeniyle acılar çoğalıyor (AFP)
Fas’ta akraba evliliği nedeniyle acılar çoğalıyor (AFP)

İlham et-Talibi
Faslı uzmanlar ve doktorlar, çocuklarda ‘kansızlık (anemi) ve daha ciddi hastalıklardan fiziksel ve zihinsel engellere kadar’ kalıtsal hastalıkların görülme sıklığını artırdığı gerekçesiyle akraba evliliğine karşı uyarıda bulundu.
Akraba evliliği, çocukların sağlığı üzerindeki etkilerine rağmen Fas’ın kırsal kesiminde bazı aileler arasında hala yaygın. Zira akraba evliliği, Faslı ailelerin sıkı sıkıya sarıldığı, terk edilmeyen geleneklerinden biri.

İbrahim’in hikayesi
Fas’ın kuzeybatısında yer alan Ben Slimane şehrinden İbrahim Faraci, zihinsel ve hareket etme engeli olan 6 çocuğuyla birlikte yaşıyor. 66 yaşındaki İbrahim, çocuklarının engelli olmasının nedenleri hakkında, “Teyzemin kızıyla evliliğim, özel ihtiyaçları olan çocuklara sahip olmamızın önemli bir nedeni. Okuma yazma bilmiyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz. Gerekli tıbbi önlemleri almadık” ifadelerini kullandı. İbrahim Faraci, “Karım ve ben, akraba evliliğinin çocuklar üzerindeki olası etkilerinden haberdar değildik” dedi. Üç yıl önce eşi ölen İbrahim, altı çocuğunun sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldı. İbrahim, “Karımın ölümünden bu yana acılarım daha da arttı. Onların sorumluluğunu yalnız başıma üstleniyorum. Çünkü hareket edemiyorlar. Onları omzumda taşıyorum, yemek yemeleri için tekerlekli sandalyeye oturtuyorum. Ben, onlar için her şeyiyim” açıklamasında bulundu.

Yüzde 5,1
İbrahim’in en küçük oğlu 18 ve en büyük oğlu da 36 yaşında. Zamanlarının çoğunu evde televizyon izleyerek geçiriyorlar. İbrahim Faraci, “Çocuklarımın sessizlikte acı çektiğini gördüğümde üzülüyorum. Onları desteklemekten acizim. Evin dışında olduğumda, onlar için endişeleniyorum. Onlara bir zarar gelmesinden korkuyorum” dedi.
Şarku'l Avsat'ın Independet'dan aktardığı habere göre Fas’taki Yüksek Planlama Komisyonu, 2014 yılında engelli olanların sayısının 1 milyon 703 bin 424 olduğunu ve ülke genelinde tahminen 5,1 düzeyinde yaygınlık gösterdiğini açıkladı.
Komisyon, özel ihtiyaçları olan 1.703.424 kişi arasında, günlük hayati aktivitelerinden (görme, işitme, merdiven çıkma, yürüme hatırlama, odaklanma, kendine dikkat etme ve normal dilini kullanarak iletişim kurma) birini gerçekleştiremeyen 393 bin 919 kişinin (yüzde 23,1) bulunduğunu belirtti.

“Akraba olmayan bir erkekle evlilik kabul edilemez”
Fas’ın güneyindeki Taroudant şehrinin eteklerinde, kızının zihinsel ve fiziksel sakatlığından mustarip olan Aişe Ozeyt, “Hamileliğim sırasında testlere girmem gerektiğini bilmiyordum” dedi. 7 yaşındaki kızı Nimet, zamanını yatakta yatıp uyuyarak geçiriyor. Aişe, “Aile gelenekleri, akraba evliliğini teşvik ediyor. Akraba dışında bir erkekle evlilik kabul edilmiyor” ifadelerini kullandı. Gelenekleri suçlayan Aişe Ozeyt, akraba olmayan bir kızla evlenmeyi reddeden bu geleneğin, kızı Nimet’in acziyetinin bir nedeni olduğunu söyledi. Aişe’nin kocası, eşinin fiziksel ve zihinsel engelli bir kız çocuğu doğurmasını ve onun sorumluluğunu üstlenmeyi kabul etmedi. Bu çerçevede Aişe, “Kızım doğar doğmaz kocam evi terk etti ve beni doğumundan sorumlu tuttu. Çünkü onu ve köy halkının ona engelli babası demesini kabul etmedi” ifadelerini kullandı.
Kocasının evden ayrılmasının kendisini bir çiftlikle iş aramaya ittiğini söyleyen Aişe Ozeyt, “Pazarda çalışmak zor ve yorucu olsa da kızımın masraflarını, tedavi ve ilaç paralarını karşılamak için çabalamak zorundayım. Başka bir alternatifim yok” dedi.

Akraba evliliği, aile mirasını koruyor
Fas’taki bazı aileler, akraba evliliğinin ‘akraba birlikteliğinin ve tarım alanlarını korumanın bir yolu’ olduğuna inanıyor. Bu çerçevede dayısının oğluyla evlenen ve zihinsel engelli bir çocuğu olan Zehra el-Avni, “Kabilem, kadınların nadiren yabancılarla evlenmesine izin verir. Çünkü birçok aile, akraba evliliğinin aile birlikteliğini korumanın ve bir yabancının aile mirasından faydalanmasını önlemenin en iyi yolu olduğunu düşünüyor” dedi.
Zehra, engelli bir çocuğa sahip olmanın, Allah’ın bir takdiri olduğunu ve bu durumun kabul edilmesi gerektiğini ifade etti. Zehra el-Avni, kültür ve gelenekleri anladığını ve eşiyle aralarında herhangi bir anlaşmazlık olduğu anda ailelerinin bunu çözmek için müdahale ettiğini vurguladı.
Zehra el-Avni, “Aile geleneklerine ve adetlerine saygı duymak için yetiştirildik. Kuzenimle olan evliliğim bu geleneklerin bir parçası ve engelli bir çocuğa sahip olmak Allah’ın kabul etmesi gereken bir armağandır” dedi.

Tıbbi Genetik Bilimi
Fas Sağlık Enstitüsü’nde Tıbbi Genetik Bölümü tarafından yapılan bir araştırma, 2016 yılında akraba evlilikleri oranının, Fas toplumunda yüzde 15 olarak tahmin edildiğini gösterdi. Bu oranın, 2010 yılında yüzde 21’i aştığı ve köylerdeki akraba evliliği oranının yüzde 33’e ulaştığı belirtildi. Bu çerçevede çocuklarda, yüzde 50 oranında kalıtsal hastalık görüldüğü vurgulandı.
Öte yandan Rabat’taki İbn Sina Hastanesinde Pediatri Bölüm Başkanı Profesör Yamine Karyol, “Fas’ta yaygın olan hastalıklardan bazıları akraba yoluyla yayılıyor. Çocuk, ilk başlarda tedavi edilirse normal yaşantısına geri dönebilir. Ancak aile, uygun vakitte müdahale etmezse çocuk, zihinsel gerilik ve davranış bozukluğundan mustarip kalabilir. Bu durum da okula kaydolmasını zorlaştırır” ifadelerini kullandı.

 


Rus denizaltı, Britanya sularında gezinmiş

Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)
Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)
TT

Rus denizaltı, Britanya sularında gezinmiş

Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)
Bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopterinin gemiyi takip ettiği görüldü (Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı)

Britanya çevresindeki kritik sualtı altyapısını haritalayan casus geminin yanında bir Rus denizaltının görevlendirildiği ortaya çıktı.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı (MoD), olayın fotoğrafını kamuoyuyla paylaştı. Fotoğrafta, resmi olarak Rus araştırma gemisi diye tanımlanan ve Britanya'yla İrlanda arasındaki doğalgaz boru hattını incelediği bildirilen Yantar'ı bir denizaltının takip ettiği görülüyor. Eşlik eden denizaltının Rusya tarafından özellikle sabotaj için inşa edilmiş denizaltılardan biri olup olmadığı net değil.

Geçen yıl kasımda İrlanda Denizi'nde Yantar'ı takip eden bir denizaltısavar Merlin Mk2 helikopteri ve yakınlarda yüzeye çıkmış bir Britanya denizaltısı da fotoğrafta görülebiliyor.

Sunday Times'a göre, bunun Rus denizaltılarının Yantar'a Britanya Adaları'na yakın sularda eşlik ettiği birkaç operasyondan biri olduğuna inanılıyor.

Kraliyet Donanması Komutanı General Sör Gwyn Jenkins bu ay, son iki yılda "Britanya sularındaki Rus ihlallerinde yüzde 30'luk artış" olduğunu söylemişti.

Bu faaliyetin en belirgin şekilde Birleşik Krallık (BK) sularının yakınında faaliyet gösteren Yantar gibi casus gemilerinin varlığında görüldüğünü belirten yetkili, "Beni en çok endişelendiren şey, dalgaların altında olup bitenler" uyarısında bulundu.

Geçen hafta Sör Gwyn, Rusya'nın GUGI diye bilinen seçkin derin denizaltı birimine yaptığı yatırımı yenilediği konusunda uyarıda bulunmuştu. BK, Rusya'nın sualtı istihbarat toplama operasyonlarının geliştirilmesine öncülük eden Rus askeri teşkilatına bu yıl haziranda yaptırım uygulamıştı.

Savunma Bakanlığı Sözcüsü şunları söyledi:

Savunma Bakanı'nın da söylediği gibi, Başkan Putin'e mesajımız açık: Sizi görüyoruz, ne yaptığınızı biliyoruz ve bu ülkeyi korumak için güçlü bir şekilde harekete geçmekten çekinmeyeceğiz. Rusya'nın hem BK'ye hem de müttefiklerimize ait denizaltı kablolarını, ağlarını ve boru hatlarını haritalama girişimlerini de içeren tehdidinin son derece farkındayız ve bu tehditlerle doğrudan mücadele ediyoruz. Bu nedenle başbakan, Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük sürekli savunma harcaması artışını açıkladı; bu artış, Nisan 2027'den itibaren GSYİH'nin yüzde 2,5'ine kadar harcama taahhüdünü ve ekonomik ve mali koşullar elverdiği takdirde bir sonraki parlamentoda GSYİH'nin yüzde 3'üne kadar harcama yapma hedefini içeriyor. Ayrıca, Rusya rejimi altındaki bireylere, kuruluşlara ve gemilere karşı 900 yeni yaptırım uyguladık ve ileri seviye denizaltısavar teknolojisinin geliştirilmesini ve konuşlandırılmasını hızlandırdık.

BK hükümeti, otonom gemileri, yapay zeka destekli sensörleri, savaş gemilerini ve uçakları entegre ederek kritik denizaltı altyapısını gelişen zorluklara karşı korumayı amaçlayan Atlantik Kalesi programının, BK ve NATO için Kuzey Atlantik'i güvence altına alarak Rusya'nın gelişen denizaltı gücünün tehdidine karşı koymaya katkı sunacağına inanıyor.

Independent Türkçe


Trump'la görüşmeye Gazze için alternatif planla giden Netanyahu'nun hedefinde İran var

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
TT

Trump'la görüşmeye Gazze için alternatif planla giden Netanyahu'nun hedefinde İran var

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)

Miami’deki Mar-a-Lago’da pazartesi günü yapılması planlanan Donald Trump– Binyamin Netanyahu görüşmesi öncesi İsrail’de kulisler hareketlenirken, siyasi kaynaklar bu zirveyi Netanyahu’nun siyasi kaderini şekillendirecek bir dönüm noktası olarak tanımlıyor. Ancak görüşmenin, Netanyahu’nun Beyaz Saray’ın Gazze planını hayata geçirme konusundaki ivmesini frenleme çabalarını da gündeme taşıması bekleniyor.

Taraflar arasında öncelikler konusunda ciddi bir görüş ayrılığı olduğu belirtiliyor. İsrailli siyasi kaynaklar, “Walla” sitesine yaptıkları değerlendirmede, “ABD yönetimi Netanyahu’dan rahatsız ve onu Trump’ın planını engellemekle suçluyor. Buna karşın Trump, Netanyahu’ya olan güvenini koruyor, onu kolluyor ve azarlamak yerine uzlaşma arayışında olacak. Trump, görüşmenin merkezine Gazze’yi koyarken, Netanyahu öncelikleri değiştirerek gündemi İran’la başlatmak istiyor” ifadelerini kullandı.

İsrailli yetkililer, Netanyahu’nun “İran’a yönelik, özellikle İsrail-ABD ortak bir saldırısının, gelecekteki nükleer anlaşma açısından daha iyi sonuçlar doğuracağı ve hatta Tahran’daki rejimi sarsabileceği” görüşünü savunduğunu aktarıyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot gazetesinden aktardığı habere göre İran, Trump’ın girişimlerini boşa çıkarmak amacıyla Hizbullah ve Hamas’a büyük yatırımlar yapıyor. Gazete, bu örgütlerin silahsızlanmayı reddetmesinin Devrim Muhafızları’nın teşvikiyle gerçekleştiğini ileri sürüyor.

Gazze planında değişiklik arayışı

Aynı kaynaklara göre Netanyahu, Gazze dosyasını soğutmayı hedefleyen bir yol haritası önermeye hazırlanıyor. Bu planın, Trump’ın Gazze planını hayata geçirme konusundaki “görünen aceleciliğini” durdurmayı, süreci yavaşlatmayı ve hatta Beyaz Saray’da çizilen yol haritasının yerine İsrail önceliklerini esas alan yeni bir plan koymayı amaçladığı belirtiliyor.

“Maariv” gazetesine göre Trump’a sunulması planlanan İsrail önerisi, Hamas’ın fiilen silahsızlanmasına kadar Gazze Şeridi’nin yüzde 75’ine varan bir alan üzerinde İsrail kontrolü öngörüyor. İsrail’in mevcut anlaşmalar kapsamında şu anda Gazze’nin yüzde 53’ünü kontrol ettiği, son bir ayda bu oranı yüzde 58’e çıkardığı ifade ediliyor.

h
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Trump ise Gazze konusunda farklı bir yaklaşım benimsiyor. ABD Başkanı, Gazze’de ilerleme sağlanmasının İran’ı izole edeceğini ve diplomatik sürece yönelteceğini düşünüyor. İsrail değerlendirmelerine göre Trump, silahsızlanma sürecini zamana yayılan bir aşama olarak görüyor ve derhal ikinci aşamaya geçilmesini, yeniden imar sürecine odaklanılmasını istiyor. Bu çerçevede İsrail’den engel çıkarmamasını ve Gazze’de yeni bir çekilmeye hazırlanmasını talep ediyor.

Bu nedenle, Yediot Ahronot Netanyahu’nun, Trump’ın taleplerinin savaşta elde edilen kazanımları aşındıracağı endişesini taşıyan İsrail ordusunu da sürece dâhil ettiğini yazıyor. Netanyahu’nun, “ileri ve önleyici savunmayı da içeren yeni bir güvenlik doktrininin” merkezde yer almasını isteyeceği ve bu yaklaşım için ABD’den siyasi ve askeri destek talep edeceği belirtiliyor. Gazeteye göre Netanyahu ayrıca, Trump çevresinde etkili olan Türkiye ve Katar’ın nüfuzunu dengelemeye çalışacak.

Çatışma endişesi ve temkinli yaklaşım

Netanyahu, bu önerilerin Trump ve ekibiyle ciddi tartışmalara, hatta bir krize yol açabileceğinin farkında. Gazetenin stratejik işler muhabiri Ron Ben-Yişay, İsrail liderliğinin Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşanan “küçük düşürücü” karşılaşmayı hatırladığını ve Trump’ın Netanyahu’ya karşı da ani bir tutum değişikliğine giderek İsrail’i “nankörlükle” suçlayabileceğinden endişe duyduğunu yazıyor.

csdfvgh
Trump ve Netanyahu, 29 Eylül 2025’te Beyaz Saray’daki basın toplantısının sonunda tokalaşırken (AFP)

Haberde, İsrail tarafının son derece temkinli davranmak zorunda olduğunun farkında olduğu vurgulanırken, Netanyahu’nun ikili ilişkiler kapsamında birçok talebi bulunduğu belirtiliyor. Bunlar arasında, önümüzdeki yılları kapsayan çok yıllı güvenlik yardımı planı çerçevesinde İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğünün korunması ve bölge ülkelerine gelişmiş silah satışlarına kısıtlamalar getirilmesi de yer alıyor.

Bölgesel başlıklarda ise Türk meselesinin de Mar-a-Lago’daki görüşmede gündeme gelmesi bekleniyor. Netanyahu’nun, Gazze’de ve Suriye’nin orta ve güney kesimlerinde Türkiye’nin askeri varlığına İsrail’de geniş bir karşıtlık bulunduğunu savunacağı, bu varlığın İsrail’in güvenlik tehditlerini bertaraf etme kabiliyetini sınırladığını ileri süreceği belirtiliyor. Ancak Trump’ın bu konuda farklı bir tutum sergileyebileceği ve Netanyahu’nun muhalefetini yumuşatmak zorunda kalabileceği değerlendiriliyor.

İsrailli yorumculara göre Trump, Mar-a-Lago zirvesinde Netanyahu’dan, seçim yılı olması nedeniyle İsrail’deki sağ tabanı rahatsız edebilecek tavizler isteyebilir. Bu nedenle Netanyahu’nun her başlıkta sert bir pazarlık yürütmesi bekleniyor. İsrail basınına göre bu görüşme, Netanyahu için Florida sahillerinde “rahat bir gezinti” olmayacak.


Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
TT

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Somaliland’ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararının ‘kabul edilemez bir adım, uluslararası normların ihlali ve ülkenin bağımsızlığına açık bir saldırı’ olduğunu söyledi.

İsrail, cuma günü tek taraflı olarak ilan edilen Somaliland’ı ‘bağımsız egemen devlet’ olarak resmen tanıyan ilk ülke oldu.

Bu karar, bölgesel dinamikleri yeniden şekillendirecek, Somali'nin uzun süredir devam eden ayrılıkçılığa karşı muhalefetini sınayacak ve Tel Aviv'e Afrika kıtasının en uzun deniz sınırına sahip ülkede, hassas Afrika Boynuzu bölgesinde bir dayanak noktası oluşturacak.

Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, parlamentoda yaptığı konuşmada, ‘Ortadoğu’daki çatışmanın ülkemize taşınmasını’ reddettiğini belirterek “Birliği sağlamak için Somaliland ile diyalog konusunda kararlıyız” dedi. Şeyh Mahmud, ülkesinin, saldırıların başlatılabileceği askeri üslerin kurulmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Arap Birliği'nin olağanüstü toplantısı

Öte yandan Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve Arap Birliği (AL) Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari bugün, Tel Aviv’in Somaliland’ı tanımasına atıfla, İsrail'in Filistin halkını topraklarından zorla çıkarmak amacıyla Somali'deki ayrılıkçı bir oluşumu desteklediğini söyledi.

j6y
Hargeisa Savaş Anıtı önünde Somaliland bayrağı taşıyan bir genç (AFP)

Avari, Arap Birliği’nin acil toplantısında “Somali, Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik hiçbir girişime taraf olmayacak” dedi.

Bu planları engellemek ve İsrail'in aleni emellerine karşı durmak için çalışacaklarını belirten Avari, İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararının ‘tüm Arap ulusal güvenliğini ve Kızıldeniz'deki seyrüseferi etkileyen doğrudan bir saldırı’ olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla ilgili olarak pazartesi günü acil bir toplantı düzenleyecek.

Avari, toplantı öncesinde, çoğu Müslüman olan 21 ülke dün geç saatlerde ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail'in kararının ‘Afrika Boynuzu'ndaki barış ve güvenlik’ ile daha geniş kapsamda Kızıldeniz bölgesi üzerinde ‘ciddi yansımaları’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Somali'nin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşan nüfusu birkaç milyonu bulan Somaliland, otuz yılı aşkın bir süredir fiilen bağımsız bir bölge.