Avrupalı liderler 17 Mart’ta İstanbul’da mültecini krizini görüşecek

Türk polisi Türkiye-Yunanistan sınırında bir mülteciyi yakaladı (AP)
Türk polisi Türkiye-Yunanistan sınırında bir mülteciyi yakaladı (AP)
TT

Avrupalı liderler 17 Mart’ta İstanbul’da mültecini krizini görüşecek

Türk polisi Türkiye-Yunanistan sınırında bir mülteciyi yakaladı (AP)
Türk polisi Türkiye-Yunanistan sınırında bir mülteciyi yakaladı (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa, Almanya ve muhtemelen İngiltere’nin de katılımıyla 17 Mart’ta İstanbul’da mülteci sorununun görüşüleceği bir zirve düzenleneceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, 17 Mart’ta İstanbul’da yapılacak zirveye Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un katılacağını, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın da katılmasının mümkün olabileceğini söyledi.
Türkiye'nin kapılarını Avrupa sınırlarına gitmek isteyenlere kapatmayacağını ve Yunanistan'ın kapılarını açması gerektiğini dile getiren Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB) Başkanları 18 Mart Mutabakatı çerçevesinde Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve AB'nin yavaş hareket ettiğini kabul etti” dedi.
Bundan sonra yürütülmesi planlanan süreci hızlandırmak için ortak bir çalışma yapılacağı bilgisini veren Erdoğan, “Teknik ve siyasi ekipler bir yol haritası çıkaracak. Türkiye tarafında Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, AB tarafında Yüksek Temsilcisi Josep Borrell bu süreci yürütecek. 26 Mart'taki AB Liderler Zirvesi’ne kadar bu çalışmanın ilk ürünlerini vermesini öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.
Yunanistan'ın sınırda toplanan sığınmacılara yaptığı muameleyi ‘suç’ olarak nitelendiren Erdoğan, “Yunanistan uluslararası hukuku bilmiyor. Bu konularda Sayın Miçotakis (Başbakan Kyriakos Miçotakis) maalesef çok geri kalmış bir konumda. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni okuması lazım. Bunların sınırda öldürdükleri 4-5 tane mülteci var. Bunların hesabını soracağız. O çırılçıplak soydukları insanları, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı'nda bunların gözlerinin önüne sereceğiz” dedi.
AB ve NATO'nun üzerine düşen görevler olduğunu muhataplarına ilettiklerini dile getiren Erdoğan, “28 Şubat'ta NATO'yu acil toplantıya çağırdık ve taleplerimizi resmi olarak ilettik. 11 Mart Çarşamba günü yapılacak NATO toplantısından olumlu bir netice çıkmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

AB liderlerinden ortak açıklama
AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Erdoğan ile Brüksel’de yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Michel açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileriyle bağlantılı diğer hususları ele aldık. Brüksel’de yaptığımız bu toplantıyı kısa, orta ve uzun vadede daha güçlü bir siyasi diyalog için ilk adım olarak görüyoruz. Yüksek Temsilci Josep Borrell ile Türkiye'deki muhatabı Dışişleri Bakanını, ekipleriyle birlikte önümüzdeki günlerde Türkiye ile AB arasındaki anlaşmanın uygulanmasına netlik kazandırmaları amacıyla çalışmalarına karar verdik.”
AB Komisyonu Başkanı, Türkiye ile diyalog kanallarını yeniden açma gereğini vurgulayarak, sığınmacılar konusunda Türkiye ve Yunanistan'ın desteğe ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Erdoğan ile yapılan görüşmelerin, AB ve Türkiye'nin çıkarlarını koruyan bir yol haritasına varmaya odaklandığını söyleyen Ursula von der Leyen, 2016'da imzalanan göç anlaşmasının hala yürürlükte olduğunu ve anlaşmayla ilgili eksikliklerin nasıl tamamlanacağını tartıştıklarını belirtti.

Çavuşoğlu: Anlaşma güncellenmeli
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuk olduğu AA Editör Masası'nda konuya ilişkin yaptığı yorumda,  “18 Mart mutabakatının güncellenmesi gündemde. 2016'daki anlaşmada İdlib yoktu, Barış Pınarı, Zeytin Dalı yoktu. Şimdi buralar güvenli bölge oldu. Buralara göçmenlerin gönderilmesi için ne yapmamız gerekiyor?” dedi.
 Çavuşoğlu, “Hem İdlib'den göç gelmesin diyorsunuz hem de insanların burada yaşaması için Avrupa'dan hiçbir şekilde destek vermiyorsunuz” diyerek Avrupalıları eleştirdi.
Sığınmacıların, Yunanistan sınırında gördüğü muameleyi görünce utandıklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Bu nasıl insanlık? Bir de medeniyetten, demokrasiden bahsediyorlar. Bize insan hakları dersi vermeye çalışıyorlar” dedi.



Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
TT

Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)

ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff ve damadı Jared Kushner, salı günü Moskova'da Vladimir Putin ile yaptıkları görüşmenin ardından bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Rustem Umerov ile bir araya gelecek.

Miami bölgesinde düzenlenecek görüşme, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Rus mevkidaşının Ukrayna'daki "savaşı bitirmek" istediğini söylemesinin ardından gerçekleşiyor.


ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News