Kripto para piyasası bir günde 93,5 milyar dolar kaybetti

Reuters
Reuters
TT

Kripto para piyasası bir günde 93,5 milyar dolar kaybetti

Reuters
Reuters

4 bin 700’den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan koronavirüs salgını endişesiyle ABD piyasalarının 1987 krizinden bu yana en kötü gününü geçirmesi, kripto para piyasasını da vurdu. 
Pazardaki en büyük paya sahip Bitcoin’in Türkiye saati ile sabah 04:30’da yüzde 48 oranında düşmesi, diğer kripto paraları da etkiledi. 
Ethereum yüzde 49 gerilerken, Ripple’da değer kaybı yüzde 42 üzerine çıktı. 
Geçen hafta 8 bin dolardan işlem gören Bitcoin’in değeri 4 bin dolar seviyesine kadar gerileyip tekrar 5 bin 400 dolar üzerine çıktı. 
Coinmarketcap.com’un verilerine göre kriptopara piyasası 24 saatte 93,5 milyar dolar kaybetti. 
Birçok dijital varlığı izleyen Bloomberg Galaxy Crypto Endeksi, yüzde 49 gerileyerek Ağustos 2017’den bu yana en düşük seviyeyi gördü. 
Kripto para bankası Galaxy Digital’in CEO’su Mike Novogratz, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Bitcoin ve tüm kripto paraların her zaman bir güven oyunu olduğunu söyleyerek “Küresel güven buharlaşmış gibi görünüyor” dedi. 
Piyasalardaki paniği dindirmek için merkez bankaları hamle üzerine hamle yapsa da yatırımcılar, bu durumun pek yeterli olmadığı görüşünde. 
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, ABD Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası ve Norveç Merkez Bankası sürpriz faiz indirimlerine giden para otoriteleri arasında. 
Dijital varlık borsası OSL’nin CEO’su Wayne Trench, Bloomberg’e yaptığı açıklamada birçok yatırımcının nakit paraya saldırdığını söyledi. 



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe