SOHR: Suriye savaşında bugüne kadar 384 bin insan hayatını kaybetti

İdlib’e bağlı Kefer Taharim’de yerlerinden edilmiş bir kampın fırtına sonrası geldiği durum (AFP)
İdlib’e bağlı Kefer Taharim’de yerlerinden edilmiş bir kampın fırtına sonrası geldiği durum (AFP)
TT

SOHR: Suriye savaşında bugüne kadar 384 bin insan hayatını kaybetti

İdlib’e bağlı Kefer Taharim’de yerlerinden edilmiş bir kampın fırtına sonrası geldiği durum (AFP)
İdlib’e bağlı Kefer Taharim’de yerlerinden edilmiş bir kampın fırtına sonrası geldiği durum (AFP)

Suriye savaşı, onuncu yılına girmek üzere. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından bugün yayınlanan bilgilere göre Suriye'de dokuz yıldır süren kanlı ve yıkıcı savaş, 116 binden fazlası sivil olmak üzere en az 384 bin kişinin ölümüne neden oldu.
AFP’nin haberine göre, Suriye, 2011 yılının Mart ayının ortalarından bu yana devam eden kanlı bir savaşa tanık oluyor. Birçok tarafın katıldığı yıkıcı bir savaşa dönüşmeden önce demokrasi ve özgürlük talebiyle rejime karşı başlatılan barışçıl halk protestoları, rejim güçleri tarafından hızla bastırılırken süreç kısa zamanda çok sayıda tarafın dahil olduğu bir savaşa dönüştü. 
Birleşmiş Milletler'e (BM) göre savaş, ülke içinde ve dışında nüfusun yarısından fazlasının yerinden edilmesiyle 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük insani trajediye neden oldu. Ayrıca ülkenin ekonomisini, kaynaklarını ve altyapısını tüketti. Suriye para birimi rekor derecede değer kaybetti. Bununla birlikte maddi kayıpların 400 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor.
Siviller dışında ölen kişilerle ilgili olarak SOHR, savaşta rejimin Suriyeli ve yabancı 129 bin unsurunun öldüğünü ve bu sayının yarısından fazlasının yaralandığını aktarırken bunlardan bin 697’sinin 2013 yılından bu yana açıkça Şam rejiminin yanında yer alan Hizbullah üyeleri olduğunu kaydetti.
Muhalif gruplardan en az 57 bin savaşçının hayatını kaybettiğini belirten SOHR, Kürt Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) omurgasını oluşturan Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) ise 13 binden fazla unsurun öldüğünü bildirdi. SDG, geçtiğimiz yıl ABD’nin desteğiyle, 67 binden fazla DEAŞ ve Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) üyesini ortadan kaldırmayı başardı.
SOHR’a göre bu rakamlar, savaş sırasında yaşanan bombardımanlarda öldükleri belgelenebilenleri gösteriyor. Ancak rejimin cezaevlerinde işkence sonucu ölenleri veya çeşitli bölgelerdeki kaybolan ve kaçırılan kişileri kapsamıyor. Bu kişilerin sayısının 97 bini aştığı tahmin ediliyor.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.