NASA, Samanyolu Galaksisi ve Zodyak ışığının büyüleyici görüntüsünü paylaştı

Samanyolu Galaksisi'nin Zodyak ışığıyla kesişen görüntüsü (NASA)
Samanyolu Galaksisi'nin Zodyak ışığıyla kesişen görüntüsü (NASA)
TT

NASA, Samanyolu Galaksisi ve Zodyak ışığının büyüleyici görüntüsünü paylaştı

Samanyolu Galaksisi'nin Zodyak ışığıyla kesişen görüntüsü (NASA)
Samanyolu Galaksisi'nin Zodyak ışığıyla kesişen görüntüsü (NASA)

NASA’nın dün paylaştığı görüntüye bakanlar, onu bir sanat eseri sanabilir.
Ancak görüntü çok gerçek ve fotoğrafçı Roman Ponča tarafından geçen yıl Şili’de yakalandı.
NASA söz konusu fotoğrafı 9 Mart’ta “Günün Astronomi fotoğrafı” seçti. Fotoğraf, Uzay ajansının internet sitesinde şu ifadelerle paylaşıldı:
"Zemini Samanyolu’na bağlayan bu ışık bandı da nedir? Zodyak ışığı: İç Güneş Sistemi’nde, Güneş’in etrafında dönen bir toz akışı."
Ajansın açıklamasına göre Zodyak ışığı, Güneş’in doğumundan hemen önce ve hemen sonra rahatlıkla görülebiliyor:
"Zodyak tozunun kökeni hala araştırma konusu. Ancak asteroit çarpışmalarından ve kuyruklu yıldızların kuyruklarından kaynaklandığı varsayılıyor."
Samanyolu Galaksisi’nin bir bant gibi kavislendiği fotoğrafın sol üst köşesinde de bir uydu galaksi olan Büyük Macellan Bulutu görülüyor.
NASA’ya göre fotoğraf, geçen temmuz ayında La Serena yakınlarında yakalanan 30'dan fazla pozun birleşiminden oluşuyor.
Mirror’ın aktardığına göre Samanyolu daha önce de Günün Astronomi Fotoğrafı seçilmişti.

Yellowstone Milli Parkı (NASA)
Uzay ajansı ocak ayında da Yellowstone Milli Parkı üzerinde parlayan Samanyolu’nun fotoğrafını paylaşmış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
"Samanyolu o buharlaşan gölden çıkmıyor. Yaklaşık 10 metre genişliğindeki canlı mavi su havuzu, Silex Spring olarak biliniyor ve Wyoming, ABD'de Yellowstone Milli Parkı'nda yer alıyor."
NASA’nın 10 Mart için seçtiği Günün Astronomi Fotoğrafı ise yaklaşık 2 bin 700 ışık yılı uzaklıktan geliyor.

10 Mart'ın astronomi fotoğrafı (NASA)
Greg Gurdak imzalı fotoğraf, Monoceros takımyıldızındaki yıldız oluşturan ve NGC 2264 olarak kataloglanan bir bölgeyi gösteriyor.
Uzay ajansına göre bölge, yeni doğan yıldızlardan gelen ışıkla hararetlenen  kırmızımsı emisyon bulutsularını, karanlık yıldızlararası toz bulutlarıyla karıştırıyor:
"Dağılımları göz önüne alındığında, NGC 2264'ün yıldızları Noel Ağacı yıldız kümesi olarak da bilinir."

 


Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news