The Walking Dead senaristleri 11. sezona evden hazırlanacak

Robert Kirkman'ın aynı adlı çizgi çoman serisinden uyarlanan dizi dünya çapında popülerlik kazanmıştı (AMC)
Robert Kirkman'ın aynı adlı çizgi çoman serisinden uyarlanan dizi dünya çapında popülerlik kazanmıştı (AMC)
TT

The Walking Dead senaristleri 11. sezona evden hazırlanacak

Robert Kirkman'ın aynı adlı çizgi çoman serisinden uyarlanan dizi dünya çapında popülerlik kazanmıştı (AMC)
Robert Kirkman'ın aynı adlı çizgi çoman serisinden uyarlanan dizi dünya çapında popülerlik kazanmıştı (AMC)

Dizilerinin konusu göz önüne alındığında The Walking Dead’in senaristlerinin koronavirüs salgınını sağ atlatmanın yollarını bulmuş olması şaşırtıcı değil.
Bilmeyenler için, The Walking Dead, zombi kıyametini takip eden yıllarda hayatta kalan insan gruplarını konu alıyor. Kıyametin başlangıcının virütik bir salgın olmasından dolayı bazı izleyenler The Walking Dead’le dünyanın mevcut durumu arasında bazı kıyaslamalarda da bulunuyor.
Küresel koronavirüs salgını hayatın pek çok alanında köklü değişikliklere neden oldu, okullar kapatıldı ve ofisler çalışanlarını evden çalışmaya yönlendiriyor.
İş eğlence sektörüne geldiğinde, salgının etkileri aşikâr. ABD’deki sinema salonları izleyici sayılarına sınır getirirken, Mulan, Hızlı ve Öfkeli 9 (Fast and Furious 9) ve Ölmek İçin Zaman Yok (No Time To Die) gibi filmlerin gösterim tarihleri ertelendi.
Öte yandan başka pek çok ülkede sinema salonları toptan kapatıldı. South By Southwest (SXSW) ve CinemaCon gibi etkinlikler iptal edildi, film ve televizyon prodüksiyonları durma noktasına geldi.
The Walking Dead ve yan ürünü Fear the Walking Dead de istisna değil, fakat ilki, şu an prodüksiyonda olmaması açısından şanslı.
Bunun yerine an itibarıyla senaristler 11. sezona hazırlanıyor ve program yöneticisi Angela Kang’e göre işler hala planlandığı şekilde ilerliyor.
Screen Rant’ta yer alan habere göre bu özgün durumla ilgili THR’a konuşan Kang, The Walking Dead yazarlarının “uzaktan çalışmaya çoktandır hazırlıklı” olduğunu anlattı. Kang şunları söyledi:
"Bugün kimse ofiste olmayacak. Senaryo birimi çalışmaya devam edecek. İşleri konferans aramaları ve video konferanslar üzerinden sürdürmeye devam edeceğiz. Uzaktan da olsa her şey ilerlemeye devam edecek."
The Walking Dead senaryo birimi için senaristlerin kendilerini iyi hissetmediklerinde uzaktan çalışması uzun süredir standart prosedür haline gelmişti. Dolayısıyla şimdiki durum onlar için rutin çalışmadan neredeyse farksız.
Video konferanslar sayesinde Kang ve diğer senaristler gelecek sezonu tartışmak için toplantı yapma imkanına sahip.
Kang, “Şimdilik etkilenmiş değiliz” diyor. 
The Walking Dead’in 10. sezonu şu an yayında, 11. sezonsa henüz prodüksiyona girmedi. Öte yandan salgının ne kadar daha devam edeceğine göre prodüksiyon da etkilenebilir. 
Herhangi bir senarist ekibi bunun gibi bir kitlesel salgına hazırlıklı olacaksa, bu The Walking Dead’in ekibi olacaktır.



146 bin yıllık kafatası Denisova insanlarının yüzünü nihayet ortaya çıkardı

146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)
146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)
TT

146 bin yıllık kafatası Denisova insanlarının yüzünü nihayet ortaya çıkardı

146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)
146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)

Araştırmacılar ilk kez Denisova insanlarına ait tam bir kafatası keşfetti. Bulgular bu antik insanların nasıl göründüğünün nihayet anlaşılmasını sağlıyor.

2010 gibi yakın bir tarihte keşfedilen Denisova insanları, Neandertallerle birlikte Homo sapiens'in (modern insanlar) en yakın akrabası. Sibirya'daki Denisova isimli mağarada bir parmak kemiği yoluyla keşfedilen bu insan türü bilim dünyasını şoke etmişti. 

Aradan geçen zamanda paleontolog Dr. Qiaomei Fu ve diğer araştırmacılar, Denisova mağarasından çıkarılan diş ve kemik parçalarında, Tibet'teki bir mağara zemininde ve hatta bugün Asya ve Pasifik'te yaşayan insanlarda Denisova DNA'sının izlerini bulmaya devam etti.

Ancak hakkında hâlâ çok az şey bilinen bu türle ilgili gizemlerden biri de nasıl göründükleriydi. Dr. Fu ve ekip arkadaşları bu sorunun cevabını beklenmedik bir yerden, zorlu bir süreçle bulmayı başardı. 

Çin'in Harbin kentinde 1933'te bir işçi tarafından bulunan bir kafatası, yıllar sonra bilim insanları tarafından incelendiğinde en az 146 bin yıllık olduğu tespit edilmişti.

Paleoantropolog Dr. Qiang Ji ve ekip arkadaşları kafatasının düz yanakları ve geniş bir ağzı olan, çenesiz bir erkeğe ait olduğu sonucuna varmıştı. Devasa kafatası, büyük bir vücuda sahip olduğunu ve beyninin ortalama bir modern insanınkinden yaklaşık yüzde 7 daha büyük olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bütün bu özelliklere dayanarak örneğin daha önce bilinmeyen bir insan türüne ait olduğu sonucuna varmış ve 2021'de ona Homo longi adını vermişti. Fosilin bulunduğu Kara Ejderha Nehri bölgesinden dolayı bu insan türü "Ejderha Adam" diye biliniyor.

Ancak kafatasının bir Denisova insanından kaldığından şüphelenen Dr. Fu, örneği tekrar inceleyerek DNA kalıntıları aradı. 

İlk denemelerinde DNA'ya rastlamayan araştırmacılar örneği proteinler aracılığıyla kimliklendirmeye çalıştı. DNA'dan daha dayanıklı olan proteinler genetik ipuçları sağlayabiliyor.

95 protein saptayan ekip, bunlardan bazılarının Denisova insanlarındaki varyantlar olduğunu belirledi. 

fgbhju
Yeni bulgular Denisova insanlarının görüntüsünün oluşturulmasını sağladı (Chuang Zhao)

Dr. Fu yine de DNA yoluyla bu bulguları desteklemek için kafatasındaki tek dişi incelemeye koyuldu. Öte yandan diş plağı çok dayanıklı bir materyal olmasına rağmen araştırmacılar bu örneklerde genellikle dişin sahibinin değil, bakterilerin DNA'sını bulur.

Ancak dikkatli bir inceleme sonucunda kafatasının bir Denisova insanına ait olduğunu kanıtlayan çok az miktarda DNA bulmayı başardılar. Dr. Fu "Yalnızca bilinen 7 Denisova insanında bulunan 27 gen varyantı içeriyor" diyerek ekliyor: 

Bunların hiçbiri modern insanlardan bulaşmış olamaz.

Çalışmada yer almayan çeşitli uzmanlar da Ejderha Adam'ın asılında Denisova insanı olduğuna katılıyor. Max Planck Enstitüsü'nden genetikçi Janet Kelso, "olağanüstü" dediği keşfi şöyle değerlendiriyor:

Harbin bireyinin DNA'sının sertleşmiş plak tabakasında, onun Denisova insanı olduğunu başarıyla belirleyebilecek kadar iyi korunması büyüleyici.

Bulguları hakemli dergiler Science ve Cell'de dün (18 Haziran) yayımlanan yeni çalışma, bu türün tanımlanmasından yıllar sonra görünüşleri hakkında fikir vermesi açısından büyük önem taşıyor.

Pekin'deki Omurgalı Paleontoloji ve Paleoantropoloji Enstitüsü'nden Dr. Fu "15 yılın ardından Denisova insanlarının yüzünü gördük" diyor: 

Bu gerçekten çok özel bir duygu, çok mutluyum.

Ancak paleontolog bunun tek bir popülasyonu temsil edebileceğini de belirtiyor. Ekip, Harbin kafatasının, fosilleri yaklaşık 200 bin yıl öncesine tarihlenen gruba ait olduğunu saptadı. Fakat yine Denisova mağarasında bulunan 66 bin yıllık parmak kemiği, başka bir soya aitti.

Dr. Fu bütün bu genetik çeşitlilikten dolayı Harbin kafatasının tipik bir Denisova insanı yüzü olduğunu kesin bir şekilde söyleyemiyor.

Yeni çalışma bu türün ismi hakkında tartışmaları da beraberinde getirdi. Bazı uzmanlar Denisova insanlarına artık Homo longi denmesi gerektiğini düşünürken, diğerleri pek emin değil. 

Paleoantropolog Chris Stringer "Homo longi, bu grup için uygun tür adı" derken, meslektaşı John Hawks, bu türün modern insanlarla çiftleşmiş olmasının, onları Neandertallerle birlikte Homo sapiens'in bir soyu haline getirdiğini savunuyor:

Bunların hepsinin Homo sapiens olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Independent Türkçe, National Geographic, New York Times, Science