​Salgın kabusu Lübnan hapishanelerini karıştırdı

Rumiyeh Merkez Hapishanesi’ndeki mahkumlar açlık grevine başladı. (Al-Markazia)
Rumiyeh Merkez Hapishanesi’ndeki mahkumlar açlık grevine başladı. (Al-Markazia)
TT

​Salgın kabusu Lübnan hapishanelerini karıştırdı

Rumiyeh Merkez Hapishanesi’ndeki mahkumlar açlık grevine başladı. (Al-Markazia)
Rumiyeh Merkez Hapishanesi’ndeki mahkumlar açlık grevine başladı. (Al-Markazia)

Lübnan’daki cezaevlerinde karmaşa hakim. Durum adeta önceden hesaplanamayan bir patlamanın habercisi niteliğinde. Mahkumlar, bir yandan koronavirüs (Covid- 19) salgınının hücrelerine sızması ve kendilerini öldürmesi korkusundan diğer yandan da başta mahkum ailelerinin ziyaretleri olmak üzere getirilen çeşitli sıkı önlemlerden dolayı isyana başvurmuş durumda.
Bir güvenlik kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Rumiyeh Merkez Hapishanesi’ndeki çoğu mahkumun bir haftadır açlık grevinde olduğunu ve genel af yasasının kabul edilmemesi halinde devletin isteklerine yanıt vermeyeceklerini aktardı.
Mahkumların bu tutumu, sağlık koşulları ve koronavirüs salgının aralarına sızacağı korkusunun bir yansıması oldu. Bir güvenlik kaynağına göre mahkumlar siyasi otoriteni Genel Af Yasası’nı kabul etme konusunda uzun süredir devam eden taleplerini görmezden geldiğini söyleyerek durumun kendilerini açlık grevi yapmaya ittiğini belirtti.
Aynı kaynak konuya dair şunları söyledi:
“Hapishanelerdeki sağlık durumu başta ülkedeki en kalabalık ve en büyük cezaevi olan Rumiyeh Merkez Hapishanesi’nde olmak üzere halen kontrol altında. Mahkumlar arasında koronavirüs hususunda herhangi bir rahatsızlık kaydedilmedi. Hapishaneyi içeriden ve dışarıdan korumak üzere güvenlik personelleri görevlendirildi.”
Lübnan yönetimi, koronavirüs tehlikesinden kaçınmak için sert prosedürler uyguluyor. Güvenlik kaynağı söz konusu prosedürlerin ‘ziyaretlerin yasaklanmasını, izinden dönen askerlerin Rumiyeh Hapishanesi’nin dış girişinde ya da iç kapılarında incelenmesini, yüksek ateş saptananların kapsamlı tıbbi muayene için doğrudan Refik Hariri Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilmesini’ kapsadığını aktardı. Kaynak ayrıca cezaevi idaresinin tüm cezaevi girişlerini, toplanma yerlerini, kontrol odalarını ve kamuya açık alanları dezenfekte ettirdiğini belirterek bazı hücrelerin ise mahkumların sağlık komplikasyonlarına yol açmamak üzere istisna tutulduğunu kaydetti.
Yargı makamları, cezaevlerindeki gelişmeleri takip ederek çeşitli önleyici tedbirler aldı. Hakim Peter Germanos, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Askeri savcılık askeri adli yargıya bağlı hapishanelerin koşullarıyla ilgili tedbirleri alıyor. Karakollar, koronavirüsün yayılmasını engellemeye çalışırken her mahkumun ailesinin ziyaretlerini haftada sadece bir gün ile sınırlandırdık.”
Mahkumların genel af talebi hakkında yorum yapmamayı tercih eden Peter Germanos, konunun kendi yetkisi dahilinde olmadığını söyledi.
Genel Af Yasası, çeşitli suçlarda adalet bekleyen binlerce mahkum hariç Lübnanlı olan ya da olmayanlar da dahil olmak üzere ülkedeki cezaevlerinde bulunan 6 binden fazla hükümlünün bir rüyası olarak görülüyor. Bakanlar ile Yargı Komitesi yeni bir af yasası projesini tamamlarken yasayı onay almak ve parlamentoya sevk etmek için de hükümete sundu. Ancak eski Başbakan Saad Hariri’nin istifası, yasanın onaylanmasını engelledi. Kurtuluş ve Kalkınma Bloğu temsilcisi olan Yasin Cabir ve Mişal Musa hızlandırılmış bir genel af yasası için öneride bulunurken Temsilciler Meclisi Nebih Berri de geçen aralık ayında düzenlenen bir oturum sırasında söz konusu yasayı gündeme aldı. Durum, halk ayaklanmasıyla ve milletvekillerinin parlamento binasına ulaşmasının engellenmesiyle kesintiye uğradı.
Trablus’taki cezaevinde de koronavirüsün yayılacağı korkusu hakim. Bazı mahkumlar, cezaevi yönetimini ayaklanmaya başvurmak ve itaatsizlik ilan etmekle tehdit ediyor. İslami tutuklular meselesini takip komitesinden bir kaynak, ‘siyasi otoritenin adil ve acil bir genel af yasasını gözden geçirme talebini göz ardı etmesi nedeniyle cezaevlerinde bir sağlık felaketi olduğunu’ belirtti. Kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hükümeti ve parlamentoyu koronavirüsün hapishanelere yayılma tehlikesinden sorumlu tutuyoruz. Çünkü aşırı kalabalıklaşma ve önleyici tedbirlerin yokluğu hesaplanamaz bir felakete yol açıyor.”
Kaynak ayrıca hükümetin Lübnan hapishanelerinde olabileceklere dair uyarıları halen görmezden geldiğini ifade etti.
Başsavcı Gassan Uveydat, mahkumlar üzerindeki baskıyı hafifletme amacıyla güvenlik güçlerine ve cezaevi idaresine bir genelge gönderdi. Uveydat, mahkum ailelerine de ‘cezaevlerine halk sağlığı gerekliliklerine uygun şekilde ziyarette bulunma ve sabit telefonlarla iletişim kurma’ çağrısında bulundu.
Tahliye taleplerine de değinen Uveydat, söz konusu taleplerin telefon ve telgraflarla gönderildiğini belirtirken mahkumlar ve aileleri arasında ‘yazılı bir izin olmaksızın görüşme yapılmasına izin verilmediğini’ vurguladı.



Hizbullah, Ali Karaki'nin Nasrallah ile birlikte öldürüldüğünü doğruladı

Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin fotoğrafını çeken Lübnanlı bir genç kız (DPA)
Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin fotoğrafını çeken Lübnanlı bir genç kız (DPA)
TT

Hizbullah, Ali Karaki'nin Nasrallah ile birlikte öldürüldüğünü doğruladı

Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin fotoğrafını çeken Lübnanlı bir genç kız (DPA)
Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin fotoğrafını çeken Lübnanlı bir genç kız (DPA)

Hizbullah bugün (Pazar) yaptığı açıklamada, Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü İsrail saldırısında komutan Ali Karaki'nin de öldüğünü doğruladı. Açıklamada, Karaki'nin 8 Ekim'den bu yana güney cephesinin komutasından sorumlu saha yetkilisi olduğu ifade edildi.

Hizbullah'tan yapılan açıklamada, takma adı Ebu’l Fadl olan Ali Karaki'nin, Beyrut'un güney banliyölerinden Haret Hreik'teki bir yeraltı karargahını hedef alan İsrail saldırısında, aralarında Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın da bulunduğu bir grup Hizbullah lideriyle birlikte öldürüldüğü belirtildi.

Açıklamada Karaki'nin 1982'deki İsrail işgalinden bu yana Güney Lübnan'da askeri komutayı üstlendiği belirtilerek, İsrail'le ‘tüm çatışmalara liderlik ettiği ve katıldığı’ ifade edildi. Söz konusu açıklamada ayrıca, ‘geçen yıl 8 Ekim'den bu yana destek cephesindeki tüm birimleriyle güney cephesinin komutasından doğrudan sorumlu olduğu’ kaydedildi.

İsrail ordusu dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Beyrut'un güney banliyölerine düzenlenen saldırıda öldürülenler arasında Hizbullah'ın güney cephesi komutanı olarak tanımladığı Ali Karaki'nin de bulunduğunu duyurdu.

Karaki pazartesi günü Beyrut'un güney banliyölerinde gerçekleştirilen İsrail saldırısından sağ kurtulmuştu. Lübnanlı bir güvenlik kaynağı İsrail'in pazartesi akşamı Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırıda güney cephesi komutanı Ali Karaki'nin hedef alındığını söyledi.

Hizbullah'tan yapılan açıklamada Karaki'nin 1982'deki İsrail işgalinden bu yana güneydeki Hizbullah savaşçılarına liderlik ettiği ve ‘8 Ekim 2023'ten bu yana destek cephesindeki tüm birimleriyle güney cephesini yönetmekten doğrudan sorumlu olduğu’ belirtildi.

İsrail ordusu ve Hizbullah dün yaptıkları açıklamada, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın cuma günü Beyrut'un güney banliyölerini hedef alan bir İsrail bombardımanında öldürüldüğünü duyurdu.

Pazartesi gününden bu yana İsrail, Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde Hizbullah'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Hizbullah'ın da karşılık vermesiyle, iki taraf arasında geçtiğimiz ekim ayında Gazze Şeridi'ndeki savaşın ardından başlayan karşılıklı bombardımandan bu yana eşi benzeri görülmemiş bir gerilim yaşandı.