Kraliçe koronavirüs yüzünden Windsor Kalesi'ne kapanacak

(AFP)
(AFP)
TT

Kraliçe koronavirüs yüzünden Windsor Kalesi'ne kapanacak

(AFP)
(AFP)

Buckingham Sarayı, koronavirüs salgınının ardından Kraliçe II. Elizabeth’in günlük programında birtakım değişiklikler yapıldığını doğruladı.
Saray, salı günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Mevcut koşullarda duyarlılıkla alınmış bir önlem olarak ve gerçekçi nedenlerle Kraliçe’nin günlük programında birtakım değişikliler yapılıyor" ifadeleri kullanıldı.
Program değişikliklerine ek olarak Buckingham Sarayı ayrıca Kraliçe’nin paskalya dönemi için planlanandan bir hafta önce 19 Mart’ta Windsor Kalesi'ne gideceğini ve muhtemelen uzun süre orada kalacağını teyit etti.
Paylaşımda ayrıca, St. George Kilisesi’nde 9 Nisan’da paskalya öncesi perşembe günü yapılacak yıllık ayinin de aralarında bulunduğu etkinliklerin iptal edildiğini belirten basın açıklamasının linki yer aldı.
Kraliçe’nin mayısta Buckingham Sarayı’nda vereceği üç bahçe partisi de artık gerçekleştirilmeyecek.
Buckingham Sarayı, bu bahçe partilerine önceden davet edilmiş konukların 2021’dekilere katılmalarının şimdiden istendiğini bildirdi.
Not Forgotten Association adlı dernekle National Trust kuruluş için ilave iki bahçe partisi de yapılmayacak ve bu etkinlikler ileri tarihte yeniden planlanacak.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, açıklamada, Trooping the Colour töreni ve Zafer Günü’nün 75. yıldönümünün yanı sıra Japonya imparatoru ve imparatoriçesinin resmi ziyaretine ilişkin duyuruların da hükümetle istişare edilerek zamanı geldiğinde yapılacağı kaydedildi.
Değişikliklere rağmen, Buckingham Sarayı’nda bu hafta yapılacak kabuller planlandığı gibi gerçekleştirilecek.
Gelecek kişiler arasında Başbakan, HMS Queen Elizabeth gemisini komuta eden subay ve Hereford piskoposu da yer alıyor. Buckingham Sarayı, ilerleyen günlerdeki kabullerin uygun tavsiyeler doğrultusunda sürekli gözden geçirileceğini ekledi.
Sağlık Bakanlığı’nın son verileri, Birleşik Krallık’ta teyit edilen koronavirüs vaka sayısının bin 543’e dayandığını, resmi ölü sayısının da 35 olduğunu gösteriyor.
Boris Johnson pazartesi günü acil durum kabine toplantısının (COBRA) ardından ilk kez televizyonda yayımlanan bir basın konferansı gerçekleştirdi. Toplantıda Johnson, halka evden çalışma ve özellikle de Londra’da zorunlu olmayan seyahatlerden kaçınma çağrısında bulundu.
Günlük basın konferansları, Johnson ya da üst düzey bakanların liderliğinde, hükümetin sağlık alanında başdanışmanı Prof. Chris Whitty ve bilim alanında başdanışmanı Sir Patrick Vallance’ın katılımıyla yapılacak.



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe