Türkiye evde kaldı, hava kalitesi orta seviyeden iyi seviyeye yükseldi

Türkiye evde kaldı, hava kalitesi orta seviyeden iyi seviyeye yükseldi
TT

Türkiye evde kaldı, hava kalitesi orta seviyeden iyi seviyeye yükseldi

Türkiye evde kaldı, hava kalitesi orta seviyeden iyi seviyeye yükseldi

Koronavirüs salgını nedeniyle insanların büyük bir çoğunluğunun eve kapanması sonucunda hava kalitesinin gözle görülür bir iyileşme sürecine girdiği görüldü. Türkiye genelinde birçok şehirde 2 hafta önce hava kalitesi orta ve hassas derecede ölçülürken, dün saat 11.00 itibariyle aynı bölgede hava kalitesi iyi kalite olarak ölçüldü. Özellikle mega kent İstanbul’da hava kalitesinin Sultangazi dışında tamamen düzeldiği görüldü.
Koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşların eve kapanmaya başlaması motorlu taşıtlarla hareketliliği büyük ölçüde azalttı. Yurt genelinde toplu taşıma ve özel araç kullanımının büyük oranda azalmasının yanı sıra kafeterya ve birçok işyerinin de kapalı olması sonucu fosil yakıt kullanımı büyük oranda azaldı.

Bu durum sonucunda ise hava kalitesi gözle görülür bir şekilde artmaya başladı. Trafik yoğunluğu nedeniyle büyük bir kirliliğin görüldüğü İstanbul'da da hava kalitesinin orta seviyeden iyi seviyeye yükseldiği gözlemlendi.

Gözle görülür değişim
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sürekli İzleme Merkezi'ndeki istasyon verilerinden alınan bilgiye göre, koronavirüs vakasının henüz görülmediği 5 Mart ile 19 Mart tarihi arasındaki hava kalitesinde gözle görülür bir fark ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Sürekli İzleme Merkezi tarafından ölçülen değerlere göre 5 Mart tarihinde İstanbul dahil olmak üzere yurdun büyük bir bölümünde hava kalitesi orta ve hassas derecedeydi. Ancak koronavirüs önlemleri sonrasında aradan geçen 14 gün içinde hava kalitesi bazı merkezler dışında genel itibariyle iyi kalitede ölçüldü.

“Önemli bir fark oluşturur”
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kırklareli Orman İşletme Şefliği'nden emekli çevreci Vicdan Aladağ, insanların eve kapanmasıyla çevrenin temizlenmesinde önemli bir fark oluşacağını söyleyerek, “Temiz hava, temiz sokak temiz su diyoruz. Bunların korunması lazım. Herhangi bir nedenle de olsa bunlarda sapma yaşanmaması lazım. Kişilerin yoğun bir şekilde dışarıda bulunması önemli bir fark oluşturur. Açıklanan tedbirlere geniş çaplı uyulması lazım” dedi.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP