Savaşı durdurma çağrılarına rağmen Libya’da çatışmalar tırmanıyor

Trablus’un güneyindeki Ayn Zara’da, LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (DPA)
Trablus’un güneyindeki Ayn Zara’da, LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (DPA)
TT

Savaşı durdurma çağrılarına rağmen Libya’da çatışmalar tırmanıyor

Trablus’un güneyindeki Ayn Zara’da, LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (DPA)
Trablus’un güneyindeki Ayn Zara’da, LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (DPA)

Libya’nın başkenti Trablus’ta, 20 Mart’ta Mareşal Halife Hafter önderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) ve Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasındaki çatışmalar, Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun koronavirüs (Kovid- 19) tehlikesiyle mücadele etmek için insani ateşkes çağrılarına rağmen tırmanış gösterdi.
Askeri kaynaklar ve yerel halk, başta ağır silahlar olmak üzere farklı silah türleriyle, Trablus’un farklı eksenlerinde şiddetli çatışmaların patlak verdiğini söyledi. Ancak şehrin güneyindeki Ayn Zara bölgesinde, diğer alanlara nazaran daha yoğun saldırılar yaşandı. 4 Nisan’dan bu yana LUO güçleri, silahlı milislerin savunma mekanizmalarına nüfuz etmeyi hedefliyor.
LUO sözcüsü Ahmed el-Mismari, Trablus ve çevre bölgelerde çatışmaların devam ettiğini belirtirken, geçtiğimiz Perşembe günü ordu güçlerinin, aranan teröristleri ortadan kaldırdığına dikkati çekti.
Mismari, karantinadan çıkmasından sonra geçtiğimiz Perşembe günü sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden yayınladığı videoda, kendisinin ve ekibinin durumunun genel olarak iyi olduğunu ve salgının bilinen semptomlarından hiçbirine sahip olmadıklarını açıkladı.
UMH’ye sadık kuvvetlerin sözcüsü ise Ayn Zara’da 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan LUO’nun sızma girişimlerini önlemeyi başardıklarını ve bazı paralı askerlerin tutuklandığını duyurdu. Sözcü, Perşembe günü yaptığı yazılı açıklamada, kuvvetlerinin, LUO güçleri tarafından bu hafta yürütülen birden fazla girişimi engellediğini belirtti.
UMH’ya sadık kuvvetlerin sözcüsü, başta Trablus’un güneyindeki Ayn Zara bölgesi olmak üzere, yeni bir göç dalgasının yanı sıra 4 kadının öldüğünü ve çok sayıda kişinin de yaralandığını açıkladı. Sözcü, kuvvetlere de yeni tip koronavirüs salgınının yayılmasını önlemek üzere mahkumlarla, çatışmalarda hayatını kaybedenlerle ve askeri araçlarla uğraşırken azami bir özen ve dikkat gösterme çağrısında bulundu.
UMH kuvvetleri tarafından yürütülen Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) operasyonu odası da bir görüntü yayınlayarak, ‘Ayn Zara eksenine sızma girişimleri sırasında öldürülen, paralı askerler olarak nitelendirdiği unsurların cansız bedenlerini’ gösterdi. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre Serrac hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı, “Başkent Trablus’taki birçok mahallenin Perşembe günü maruz kaldığı şiddetli ve gelişigüzel bombardımanlar, 5 sivil kadının ölmesine ve 5 kişinin de yaralanmasına neden oldu” dedi. Bakanlık, ayrım gözetmeyen mermilerin Ayn Zara ve Bab Bin Gaşir bölgelerindeki sivillerin evlerini hedef aldığını ve can ve mal kayıplarının yaşandığını açıkladı.
LUO ise Serrac hükümeti tarafından yapılan ‘sivillerin evlerinin bombalandığı ve sivillerin öldüğü’ suçlamalarını görmezden gelirken, konuya ilişkin herhangi bir yorumda bulunmadı.
Öte yandan BM’nin Libya misyonu, çatışmaların derhal durdurulması çağrısını yinelerken, 20 Mart’ta yaptığı açıklamada rastgele bombardımanlarla 4 kadının öldürülmesini ve 11 yaşındaki bir çocuk da dahil 5 sivilin yaralanmasını kınadı.
Kurbanların ailelerine taziyelerini sunan ve yaralılara acil şifalar dileyen misyon, uluslararası insani ateşkes çağrıları sonrasında meydana gelen bu kanlı saldırılar nedeniyle derin bir endişe duyduğunu belirtti. Misyon ayrıca, sivillere yönelik saldırıları da şiddetle kınadığına dikkati çekti.
LUO’ya bağlı askeri birlikler, ülkenin doğusundaki Bingazi şehri de dahil olmak üzere kontrolü altındaki birçok şehir ve bölgeye yayıldı. Birlikler, koronavirüsün yayılmasıyla mücadele için ihtiyati bir tedbir olarak Hafter’in ‘sokağa çıkma’ kararını uygulamak üzere şehirlerin giriş ve çıkışlarına konuşlandı.
LUO’ya bağlı savaş medyası bölümü de bu adımın, olağanüstü bir durum ortasında ve sokağa çıkma yasağını uygulamaya yönelik talimatların ve gerekli tedbirlerin tamamlanması sonrasında atıldığını belirtti. Bu birliklerin, bu hayati ve önemli görevi yerine getirebilmek için gerekli şekilde donatıldıkları, eğitildikleri ve gerektiğinde gerekli desteği sağlamak için sağlık birimleriyle güçlendirildikleri ifade edildi.
Serrac ise, koronavirüs salgınıyla mücadele etmek için Yüksek Devlet Konseyi Başkanı ve üyeleriyle Perşembe günü Trablus’ta bir araya geldi. Toplantıda, bu tehlikenin hızlı bir şekilde kontrol altına alınması ve vatandaşların yetkili makamlar tarafından açıklanan uygulamalara ve talimatlara tam olarak uyması gerektiği üzerinde duruldu.
Serrac, yayınladığı bildiride, Konsey ile devletin çeşitli sektörleri arasındaki koordinasyon mekanizmaları, bu salgınla mücadele etmek üzere ortaya koyulan iyileştirici ve önleyici tedbirlerin ayrıntıları hakkında da bilgi aldı.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.