4 bin 80 kişinin karantinada olduğu Suudi Arabistan'da toplu taşıma ve iç hat uçuşları askıya alındı

Suudi Arabistan Sağlık ve Maliye Bakanları dün ortak bir basın toplantısında bir araya geldi (SPA)
Suudi Arabistan Sağlık ve Maliye Bakanları dün ortak bir basın toplantısında bir araya geldi (SPA)
TT

4 bin 80 kişinin karantinada olduğu Suudi Arabistan'da toplu taşıma ve iç hat uçuşları askıya alındı

Suudi Arabistan Sağlık ve Maliye Bakanları dün ortak bir basın toplantısında bir araya geldi (SPA)
Suudi Arabistan Sağlık ve Maliye Bakanları dün ortak bir basın toplantısında bir araya geldi (SPA)

Yeni tip koronavirüs salgınındaki ilk vakayı Mart ayının ikinci günü kaydeden Suudi Arabistan, dün, 70 yeni vaka ile en yüksek günlük vaka sayısını kaydetti.
Suudi Sağlık Bakanlığı, teşhis edilen yeni vakalardan 11’inin Fas, Hindistan, Ürdün, Filipinler, İngiltere, Birleşmiş Arap Emirlikleri (BAE) ve İsviçre’den geldiğini bildirdi. Söz konusu şahıslar, havaalanından alınarak, konuk evlerinde karantinaya alındı. Yeni teşhis edilen vakalardan birinin ise Riyad’dan olduğu belirtildi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, geri kalan 58 vakadan bazılarının daha önceden tespit edilen vakalarla temas etmekten, bazılarının ise düğün kutlamaları, taziye ve aile buluşmaları gibi sosyal etkinliklere katılmaktan kaynaklandığı ifade edildi.
Bakanlık, 70 vakadan 49’unun Riyad’da, 11 tanesinin Cidde’de, 2’sinin Mekke’de; Medine, Dammam, Zahran, Katîf, Bâha, Tebük, Bişa ve Hafar el-Batın şehirlerinde ise birer vaka olduğuna işaret etti.
Kaydedilen son vakalarla birlikte, Suudi Arabistan’daki Kovid-19 toplam vaka sayısı 344’e yükseldi. Bunlardan 8’i iyileşirken diğerleri izolasyon prosedürlerine göre sağlık kontrolüne tabi tutuluyor. Vakalardan ikisinin durumunun kritik olduğu belirtildi.
Sağlık Bakanlığı, el sıkışmaktan kaçınmak, elleri rutin olarak yıkamak, kalabalık ortamlardan uzak durmak konusunda herkesi kurallara ve yönergelere uymaya çağırdı ve böylece bireyin hem kendini hem de toplumu koruyacağını belirtti. Aynı zamanda, virüsle ilgili sorular veya merak edilen konular hakkında herkesi doğrudan “937 Sağlık İletişim Merkezi” ile temasa geçmeye davet ederek, resmi kaynaklardan bilgi almanın, söylentilere ise aldanmamanın gerekliliğine vurgu yaptı.

İç hat uçuşları ve toplu taşıma askıya alındı
Suudi Arabistan bugün, koronavirüs salgınıyla mücadelede sağlık otoriteleri tarafından tavsiye edilen önlemler bağlamında, 14 gün boyunca iç hat uçuşlarının hava hareketinin askıya alınması, taksi ve toplu taşıma araçlarının ise durdurulması kararını uygulamaya başladı. Hava taşımacılığı kapsamında izin verilen hizmetler için kullanılacak taksiler ise karar dâhilinde değil.
SPA’nın haberine göre, İçişleri Bakanlığı'ndaki resmi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, bugün sabah saat 06.00’da başlayan söz konusu kararın tıbbi ve özel uçuşlar gibi insani ve gerekli durumları istisna tuttuğunu belirtti. Kaynak, otobüs yolculuklarının da aynı şekilde 14 gün süreyle askıya alındığını, ancak devlet kurumlarına, kamu veya özel sektöre ait tesislere ve çalışanlarını taşıyan ticari kuruluşlara ait otobüslerin hâriç tutulduğunu açıkladı.
Alınan ihtiyati tedbirler, Ulaştırma Bakanlığı'nın yolcu taşımacılığı uygulamalarının ihlallerini acilen engellemede İçişleri Bakanlığı, İletişim ve Bilgi Teknolojileri Komisyonu ve ilgili diğer yetkililerle koordinasyon kurmasına olanak sağladı. 

Tren hizmetleri de 14 gün süreyle askıya alındı
Tren hizmetlerinin 14 gün süreyle askıya alınması da söz konusu ulaşım kararı dâhilinde. Abkayk ve Hufuf üzerinden geçen Riyad-Dammam hatları, el-Mecma, Kasım ve Hail’den geçen Riyad-Cevf tren hattı ve Harameyn Hızlı Treni seferleri, bu kapsamda askıya alındı. Riyad’daki el-Caf Limanı ile Dammam’daki Kral Abdulaziz Limanı arasındaki yük treni ve Suudi Demiryolları Şirketi’ne (SAR) ait madencilik treni gibi ticari taşıma trenleri ise çalışmaya devam ediyor.
Bununla birlikte, askıya alma kararının sağlık, gıda, telekomünikasyon, enerji ve su gibi hayati sektörlerdeki taşımacılıkları ya da gerekli güvenlik transferlerini içermediği belirtildi.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanı Dr. Tevfik bin Muhammed er-Rebia, koronavirüsü önlemek için birçok önlem alan Suudi hükümetinin bu krizi aşmak için sağlık sektörünü cömertçe desteklediğini doğruladı. Rebia, vatandaş ve sakinlerin bu önlemlere uyacaklarını ve evde kalacaklarını umduğunu dile getirdi.
Dr. Rebia, bu küresel salgının ciddi zorluklarının olduğunu, bu yüzden de herhangi bir beklentinin öne sürülemeyeceğini, ancak yine de önlem almaya devam edileceğini belirtti. Ülkesinin bu hususta şeffaf davranarak vakaları dakik bir şekilde açıkladığını ve ayrıntıları bildirdiğini belirten Rebia, aynı zamanda vakaların temasta bulunduğu kişilerin de izlendiğini vurguladı. Bu hususa “sağlık istihbaratı” benzetmesini yapan Rebia, bu şekilde salgının yayılmasının önüne geçildiğini ifade etti.

4 bin 80 kişi karantinada
“Şimdiye kadar keşfedilen bir tedavi veya aşının olduğu doğrulanmamakla birlikte, bu çalışmaların aylar sürmesi beklenmekte” ifadelerini kullanan Rebia, sıtma tedavisinin ve bazı antibiyotiklerin koronavirüsün neden olduğu hastalığın etkilerini azaltmaya yardımcı olduğunu açıkladı. Bakan Rebia, iyi otellere benzeyen konutlar ya da uygun görülen konut komplekslerinin karantina alanları olduğunu, gerekli tüm hizmetlerin buralarda sağlandığını vurguladı. Böylece kişinin sağlık ve güvenliğinin takip edildiği karantina prosedürlerinin gerçekleştirildiğini belirten Rebia, şuan 4 bin 80 kişinin bu alanlarda karantina altında bulunduğunu bildirdi.

16 bin kişiye test yapıldı
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali, toplamda en az 16 bin kişiye test yapıldığına ve büyük bir çoğunluğunun negatif çıktığına değindi. Aynı zamanda şu ana kadar 250 bin kişinin 937 Sağlık İletişim Merkezi’ne danışıp soru sorduklarını belirtti. Abdulali, vatandaşların, koronavirus belirtileri hakkında bir kişisel değerlendirme hizmeti olan akıllı telefon uygulamasından yararlanabilecekleri tavsiyesini de yeniledi.

İlaç, ecza ürünleri ve tıbbi cihaz ihracatı askıya alındı
Krallığın tüm bölgelerinde bulunan tıbbi malzeme üretimi ulusal fabrikaları teşvik eden komisyon, salgın konusunda zorlukların üstesinden gelmede entegre ve devamlı çalışılması üzerinde duruyor. Zirâ bu fabrikalar, salgının yayılmasını önlemede maske ve dezenfektan gibi malzeme üretmede hız kazanmaya çalışıyor. Ülke vatandaşları ve sakinlerinin ulaşabilmesinin garanti altına alınması için ilaç, ecza ürünleri ve tıbbi cihaz ihracatı ise bu konudaki önlemler kapsamında askıya alınmış durumda.

Kuveyt
24 saat içerisinde, koronavirüse bağlı 11 yeni vaka kaydeden Kuveyt’te toplam vaka sayısı 159’a çıktı. 4 yeni vakanın iyileşmesi sonucu toplamda 22 kişinin iyileştiği kaydedildi. 11 vakadan 10’unun İngiltere, birinin ise İsviçre ile bağlantılı olduğunu belirten Kuveyt Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Abdullah es-Sened, bunlardan 10’unun Kuveyt vatandaşı, birinin ise Lübnan uyruklu bir Kuveyt sakini olduğunu açıkladı. Toplamdaki vakalardan 5’i yoğun bakımdayken üçünün durumunun kritik olduğu bildirildi.

BAE
BAE, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri vatandaşlarının ülkeye giriş prosedürlerini bugünden itibaren güncellemeye karar verdi. Kararın yürürlüğe girmesinin ardından BAE topraklarına girenlerin 14 gün boyunca ev karantinasına tâbi tutulacağı bildirildi.

Bahreyn
Bahreyn’de iki vakanın iyileştiği açıklandı. Böylece, koronavirüsten kurtulan kişi sayısı 112’ye yükseldi.

Umman
Umman Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Perşembe günü 9 yeni koronavirüs vakasının kaydedildiği, toplam vaka sayısının 48’e çıktığı belirtildi. Bakanlık, yeni kaydedilen 8 vakanın Umman vatandaşı, birinin ise göçmen olduğunu açıkladı. İyileşen kişi sayısı ise 13’e çıktı.

Katar
Katarlı yetkililer, ülkede toplamda 460 vakanın kaydedildiğini bildirdi. Kaydedilen yeni vakaların çoğunun yabancı işçi, ikisinin İngiltere ve İtalya’dan dönen Katar vatandaşı olduğu belirtildi. Hepsi karantina altında bulunan vakalardan 6’sının yoğun bakımda olduğu ifade edildi.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.