LUO, insani amaçlar için yapılacak ateşkesi memnuniyetle karşıladığını duyurdu

​Trablus’un güneyinde LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (AFP)
​Trablus’un güneyinde LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (AFP)
TT

LUO, insani amaçlar için yapılacak ateşkesi memnuniyetle karşıladığını duyurdu

​Trablus’un güneyinde LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (AFP)
​Trablus’un güneyinde LUO ve UMH arasında yaşanan çatışmalardan bir görüntü (AFP)

Libya Ulusal Ordusu (LUO), insani amaçlar için çatışmaları durdurmak ve Koronavirüs (Kovid-19) ile mücadeleye yoğunlaşmak için yapılan çağrıları memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.
LUO sözcüsü Ahmed el-Mismari, 21 Mart’ta ‘milislerin ve paralı askerlerin gerçekleştirdiği ihlallere rağmen birçok tarafın, savaşı durdurmayı taahhüt ettiğini’ belirtti. Mismari, barış sağlamayı ve Libyalılar arasında olumlu bir fikir birliği bulmayı amaçlayan tüm uluslararası çabaları değerlendirdiklerini ve değerlendirmeye devam ettiklerini açıkladı. Daha önce çeşitli uluslararası platformlarda yer aldıklarını söyleyen LUO sözcüsü, ‘milisleri dağıtmak, silahlarını teslim etmek, Suriyeli paralı askerleri Libya’dan kovmak için sarf edilen her türlü çabayı da memnuniyetle karşıladıklarına’ dikkati çekti.
LUO Genel Komutanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun ve Berlin konferansı sponsorlarının Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH), paralı askerileri ‘saldırgan eylemleri sonlandırmaya’ ikna etme çağrısında bulundu. Ahmed el-Mismari ise, “Genel Komutanlık, diğer tarafların da karşılıklı taahhütleri çerçevesinde çatışmaları durdurmaya bağlıdır” dedi.
Genel Komutanlık, ‘koronavirüs’ün yayılmasıyla birlikte binlerce paralı askerlerin aracılığıyla Trablus’ta ve ülkenin geri kalanında bu ölümcül hastalığın yayılmasına yol açabileceğine’ de dikkati çekti.
LUO Genel Komutanlığı ayrıca, petrol limanlarının kapatılması meselesine de değinirken, “Libya’daki kabileler, bu meseleyle ilgileniyor. Çünkü yasadışı UMH, milislerini finanse etmek ve her alandan silah, paralı asker ve terörist getirmek üzere petrol gelirlerini kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan İtalya, LUO Komutanı Mareşal Halife Hafter’e ülkenin yeni tip Koronavirüs ile mücadele çabalarını birleştirmesi için ‘geçici bir insani ateşkes sağlama ve Fayiz es-Serrac başkanlığındaki UMH’ye karşı başkent Trablus’ta yaklaşık 1 yıldır devam eden saaşı durdurma’ çağrısı yapan uluslararası ve batı ülkeleri hattına dahil oldu.
İtalya Büyükelçiliği, 21 Mart’ta yayınladığı bir bildiride, Mareşal Hafter’i ‘yeni bir ateşkesi yapıcı şekilde kabul etmeye ve saldırgan eylemleri durdurmaya’ çağırdı. Büyükelçilik ayrıca, Libya’daki BM misyonu sponsorluğunda 5+5 olarak bilinen Ortak Askeri Komisyon’un çalışmalarını destekleyecek şekilde nihai bir ateşkes üzerinde anlaşma sağlanması yönündeki umudunu dile getirdi.
Serrac hükümetinin ateşkes ilanına uyma arzusunu memnuniyetle karşılayan İtalya Büyükelçiliği, son günlerde Trablus’taki sivil bölgeleri hedef alan kabul edilemez saldırıları da kınadı. Son olarak geçen cuma akşamı başkent Trablus’un tarihi merkezini hedef alan bir saldırıda 2 sivil hayatını kaybetmişti.
Diğer taraftan LUO kuvvetleri ve Serrac hükümetine bağlı güçler arasında, başta başkent Trablus’un güney bölgeleri olmak üzere birçok eksende çatışmalar 21 Mart’ta da devam etti. Yerel sakinler, çatışmaların tırmanış yaşamasıyla birlikte Ayn Zara’daki evlerinden göç etmek zorunda kaldı.
Serrac hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı’nda medya danışmanı, başkent Trablus’un merkezinde bulunan eski şehir bölgesinde açılan gelişigüzel ateşler sonucunda 1 vatandaşın yaralandığını açıkladı. Aynı şekilde UMH’ye yakın yerel medya organları, kaynaklardan, saldırılar sonucunda 1 kadın ve 1 çocuğun yaralandığını, 6 evin de yerle bir olduğunu aktardı. Geçen cuma akşamı başta Ayn Zara, Kasr bin Gaşir ve Uluslararası Mitiga Havaalanı çevresi olmak üzere Trablus’taki birçok bölge, ağır topçu saldırılarıyla sarsıldı.
Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 21 Mart’ta paralı askerlerin ve Serrac hükümeti tarafından Trablus savaşına alınan milislerin saflarındaki ölü sayısının, 143 olduğunu açıkladı. SOHR, 21 Mart’ta yayınladığı bir bildiride, bunların başkent Trablus’un içerisindeki ve dışındaki birçok alanda yaşanan çatışmalar sırasında öldüklerini belirtti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.