Çarın seçim silahları: Kurnazlık, intikam ve ulusalcılık

Putin’in dehası, modern Rusya ile Sovyetler Birliği arasında bir köprü kurmasından kaynaklanıyor (Getty Images)
Putin’in dehası, modern Rusya ile Sovyetler Birliği arasında bir köprü kurmasından kaynaklanıyor (Getty Images)
TT

Çarın seçim silahları: Kurnazlık, intikam ve ulusalcılık

Putin’in dehası, modern Rusya ile Sovyetler Birliği arasında bir köprü kurmasından kaynaklanıyor (Getty Images)
Putin’in dehası, modern Rusya ile Sovyetler Birliği arasında bir köprü kurmasından kaynaklanıyor (Getty Images)

Refik Huri
Bir istihbaratçı hayatının ilerleyen yıllarında diplomat, iş insanı ya da politikacı olsa dahi değişmez. 2000’den beri Kremlin Sarayı’nda bir istihbarat subayı oturuyor: Vlademir Putin.
Putin’in dedesi Lenin’in aşçısı olarak çalışmıştı, daha sonra Stalin’in Dacha’daki konutunda aşçı görevinde bulundu.
Görünen o ki Putin, Kremlin Sarayı’nda 2036 yılına kadar oturmaya devam edecek. Eğer işler beklediği gibi giderse Stalin’den daha uzun süre devlet başkanlığında bulunacak.
Anayasada bulunan, en fazla iki dönem kuralına yaklaştıkça Rus özdeyişinden öğrendiği dersi uygulamaya girişti. Özdeyiş şöyle söylüyor; Eğer sola doğru gidersen atını kaybedersin, sağa doğru gidersen başından olursun, dümdüz ilerlersen hiçbir şey elde edemezsin. Çözüm kıvırmakta.
İlk başlarda Putin, eşi görülmemiş bir manevra yaptı, anayasaya saygı duyduğunu dolayısıyla değiştirmeyi düşünmediğini ve arkadaşı olan Başbakan Dmitriy Medvedev’i Devlet Başkanlığına önerdiğini söyledi. Böylelikle Boris Yeltsin tarafından 1999’da atandığı başbakanlık konumuna bir süreliğine geri dönmüş oldu. Bu süreçte iktidarı elinde tutmayı başardı ve sonra yeniden cumhurbaşkanlığı görevine geldi. İkinci sefer de yine kurnazlığa başvurdu. 2024’te görev süresinin bitimini beklemeden, Cumhurbaşkanlığına herhangi bir atıfta bulunmaksızın, parlamento ve Başbakanın yetkilerini arttıracak bir reform düzenlemesini içeren anayasa değişikliği taslağını Duma’ya gönderdi. Duma Meclisi taslağı oylayacağı sırada, Sovyetler Birliği’nin ilk kadın kozmonotu Valentina Tereşkova, ek bir teklifte bulundu. Tereşkova cumhurbaşkanlığı sayacının sıfırlanmasını, dolayısıyla Putin’in ilk defa aday olacak gibi sayılmasını teklif etti. Böylelikle Putin’in 2036 yılına kadar devlet başkanı olmasının yolu açılmış oldu. Bu teklifin Kremlin Sarayı ile organize bir şekilde yapıldığı açıktı, nitekim Putin o anda Duma’daki oturumda bulunuyordu ve yüksek mahkemenin kabul etmesi durumunda teklifi kabul edeceğini söyledi. İşe bakın ki ‘yüksek mahkeme’ üyeleri de oturuma katılmıştı ve teklifin anayasa ile çelişmediğini beyan ederek hızlıca oyladılar ve onay verdiler!
Rusya’yı yakından tanıyan yazar Joshua Yaffa, “Çapraz Ateş Arasında Putin’in Rusyası: Hırs ve Uzlaşma” kitabında, Putin’in Rusya’nın ‘kolektif bilinçaltını’ temsil ettiğini yazmıştı. Yazar kitabında şu ifadeleri kullanmıştı “Putin ödül ve ceza, özgürlük ve devlet müdahalesi arasında bir denge kuruyor. Dehası, modern Rusya ile Sovyetler Birliği arasında bir köprü kurmasından kaynaklanıyor. Çoğu insan Stalinist ya da Soljenitsinci değildir ancak geçmişe özlem duyuyorlar.”
Putin’in yaptığı şey, Sovyetler Birliği’nin başlıca liderlerinden biri olan Stalin ve muhalif Soljenitsin arasında bir denge kurmasıdır. Hem Sovyetlerin simge isimlerine hem de Ortodoks Kilisesi’ne sarılmaktadır. Bu tutumu kendisine özgü değildir. Dostoyevski Rusya’nın Tanrı’ya ve Çar’a ihtiyaç duyduğunu söylerdi.
Stalin Dostoyevski’nin sözlerini şöyle değiştirmişti: “Ruslar tapınmak ve çalışmak için her zaman bir çara ihtiyaç duyarlar.” Kremlin Bolşevik Devrimi hakkında bir sinema filmi çekilmesini istediğinde, Sovyet güvenlik yetkilisi Lavrente Beria, yönetmenden Lenin'i Vaftizci Yahya, Stalin’i de Mesihmiş gibi tasvir etmesini istemişti.  Dolayısıyla Putin’in de seçimler aracılığıyla olsa da, çar rolünü oynayamayacağını kim söyleyebilir.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasını Yirminci Yüzyılın en büyük ‘jeopolitik felaketi’ olarak gören Putin’e göre, Rusya’nın son yüzyıldaki en başarılı yöneticisi Stalin’dir. Niçin? Çünkü Romanov hanedanından daha başarılı olarak Rusya’yı nükleer güce sahip bir ülke haline getirmiştir.
Şöyle rivayet edilir; ABD’li politikacı ve diplomat W. Averel Harriman, Stalin’i ordularının II. Dünya Savaşı'nda Berlin'e girmesi dolayısıyla tebrik etmiş. “Kremlin’in Efendisi” ise biraz hayıflanarak “Çar 2. Aleksander Paris’e girmişti” diye yanıt verir. Putin'in kurnazlığın yanı sıra seçimlerdeki diğer kritik silahları nelerdir?
1.Rus milliyetçiliğinin gücü
2.ABD ve Batı’dan intikam alma arzusu
3.Otoriter rejimle halkın refah düzeyini yükselten yaşam standartlarını bir araya getirmesi.

Batı’nın aksine Rusya’da ulusal duygu hala çok güçlüdür. Ruslar kendilerini Avrupa’nın zıt kutbu olarak görmektedir. Onlara göre Moskova ‘İkinci Roma’ değil, ‘İlk Kudüs’tür.’
Buna ek olarak, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Batı'nın Rusya'yı aşağılaması da, intikam duygusunun güçlenmesine katkıda bulunmuştur. Putin bu hususlardaki kartlarını gayet iyi oynamaktadır. Rusya Putin yönetiminde, Atlantik İttifakı’na (NATO’ya) karşı Avrasyacılığı güçlendirmiş, Gürcistan, Ukrayna ve Suriye’de Sovyetler Birliği’nin kullandığından daha fazla güç kullanmıştır.
Rusya ayrıca ABD ve Avrupa’daki seçimleri manipüle etmektedir. Avrupa Birliği stratejik analiz ekibi, Rusya’nın amacının, Avrupalıların demokratik kurumlara olan güvenlerini sarsmayı hedeflediğini söylüyor. Ayrıca Putin’in otoriterliği, Polonya, Macaristan, Türkiye, Brezilya ve başka ülkelerde de adeta bir moda haline gelmiştir. 
Putin’in ‘toplum mühendislerinden’ Vladimir Sorokin, Rusya'nın yalnızca bir polis devleti olarak korunabileceğini ve Putin'in insanların güvendiği tek lider olduğunu söylüyor. Putinizm’in de, Marksizm ve Leninizm gibi uzun yıllar süreceğini tahmin ediyor.  Batı'daki analistlerin çoğu, Putin'in bir stratejist olmaktan ziyade taktiksel becerileri olduğunu düşünüyor, ancak bu yaklaşım Putin’in, lafla da olsa, gücünün Batı’nın gücünün iki katı olduğunu gösterdiği gerçeğini değiştirmez.
*Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan tercüme edilmiştir.



Guatemala'da bir otobüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 kişi hayatını kaybetti

Olay yerindeki polis memurları (AFP)
Olay yerindeki polis memurları (AFP)
TT

Guatemala'da bir otobüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 kişi hayatını kaybetti

Olay yerindeki polis memurları (AFP)
Olay yerindeki polis memurları (AFP)

Kurtarma ekiplerinin açıklamasına göre dün, Guatemala'nın batısındaki bir otoyolda yolcu otobüsünün uçuruma yuvarlanması sonucu en az 15 kişi hayatını kaybetti.

Gönüllü itfaiye sözcüsü Leandro Amado gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu trafik kazasında 15 kişi hayatını kaybetti" dedi. Yaklaşık 20 yaralının yakındaki hastanelere kaldırıldığını belirten Amado, ölenler arasında 11 erkek, üç kadın ve bir çocuğun bulunduğunu belirtti.

Otobüs, henüz bilinmeyen bir nedenle yaklaşık 75 metre derinliğindeki uçuruma yuvarlandı.

Guatemala'da ölümcül trafik kazaları sık sık yaşanıyor. Şarkul Avsat’ın edindiği bilgiye göre şubat ayında, Guatemala şehrinin kuzey eteklerinde bir yolcu otobüsü uçuruma yuvarlanmış ve 54 kişi hayatını kaybetmişti.


Trump'tan Epstein talimatı: "Bütün isimleri açıklayın"

Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
TT

Trump'tan Epstein talimatı: "Bütün isimleri açıklayın"

Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)

Katie Hawkinson ABD Muhabiri 

ABD Başkanı Donald Trump, ABD Adalet Bakanlığı'na Jeffrey Epstein'le bağlantılı tüm Demokratların isimlerini açıklaması çağrısında bulunarak Epstein dosyaları denen belgelerle ilgili tartışmayı "cadı avı" ve "Demokratların başlattığı bir sahtekarlık" olarak nitelendirdi.

Trump cuma günü Truth Social'da "Şimdi Epstein'le ilgili 1 milyon sayfa daha bulundu. Adalet Bakanlığı tüm zamanını Demokratların başlattığı bu sahtekarlığa harcamaya zorlanıyor" diye yazdı.

ABD Başkanı şöyle ekledi:

Ne zaman 'ARTIK YETER' deyip Seçim Hilesi vb. konularla ilgilenecekler? Epstein'le çalışanlar Cumhuriyetçiler değil, Demokratlar. Hepsinin ismini açıklayın, onları utandırın ve ülkemize yardım etmeye geri dönün! Radikal Sol, TRUMP ve CUMHURİYETÇİLERİN BAŞARISININ konuşulmasını istemiyor, sadece uzun zaman önce ölen Jeffrey Epstein'den bahsedilsin istiyor. Bu da başka bir cadı avı.

Bu sözler, Trump'ın Noel Günü'ndeki paylaşımında, hayatını kaybeden seks suçlusu hakkındaki soruşturmayla ilgili ağzına geleni söylemesinden sonra geldi. Trump, Epstein'le ilişkisini "moda olmadan çok önce" kestiğini iddia etmişti. Trump, Epstein dosyaları etrafında dönen tartışmayı "Radikal Solun Cadı Avı" diye nitelendirmişti.

Perşembe günü Truth Social'da "Jeffrey Epstein'i seven birçok Ahlaksız dahil herkese Mutlu Noeller... Ancak işler fena KIZIŞINCA onu 'köpek gibi terk ediyorlar', yanlış bir iddiada bulunarak onunla hiçbir ilgileri olmadığını, onu tanımadıklarını, iğrenç bir insan olduğunu söylüyorlar ve sonra da elbette, Epstein'i terk eden tek kişiyi, bunu moda olmadan çok önce yapan Başkan Donald J. Trump'ı suçluyorlar" diye yazmıştı.

Bir zamanlar Epstein'le arkadaş olan Trump, 2002'de New York Magazine'e verdiği röportajda onu "harika bir adam" diye nitelendirmişti. Ancak Trump, finansçının reşit olmayan kişileri fuhuşa teşvik etmekten suçlu bulunduğu 2008'den önce arkadaşlıklarının sona erdiğini söylüyor. Beyaz Saray da Trump'ın, Epstein'i "sapıklık" yaptığı gerekçesiyle Mar-a-Lago kulübünden attığını ifade ediyor.

Trump yönetimi, Kongre tarafından belirlenen son tarih olan 19 Aralık'ta Epstein dosyalarının bir kısmını kamuoyuna açıkladı.
 

Görsel kaldırıldı.Epstein soruşturmalarıyla ilgili dosyaların bazılarını yayımlayan ABD Adalet Bakanlığı, yüzlerce sayfalık belgeyi büyük ölçüde sansürledi (AP)

Yönetim, geçen hafta belgelerin bir kısmını yayımladıkları için hızlı bir tepkiyle karşılaşırken, durumu eleştirenler birçok belgenin büyük ölçüde sansürlendiğine dikkat çekiyor.

Demokrat Partili Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, sansürlenmiş sayfaları ve 1990'larda Trump ve Epstein'in konuştuğunu gösteren görüntüleri içeren bir videoyu X'te paylaşarak başkanla dalga geçmişti.

Newsom videoyu "2025: SANSÜRLÜ" sözleriyle paylaşmıştı.

Adalet Bakanlığı yetkilileri daha sonra Epstein davasıyla bağlantılı olma "potansiyeli taşıyan" 1 milyondan fazla belge daha keşfettiklerini ve bunların yayımlanmasının "birkaç hafta daha" sürebileceğini itiraf etmişti.

Adalet Bakanlığı çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Avukatlarımız gece gündüz çalışarak kurbanları korumak için yasal olarak uygulanması gereken sansürleri ele alıp uyguluyor ve belgeleri en kısa sürede yayımlayacağız" ifadelerini kullanmıştı.

Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi'ndeki Demokratlar da Epstein'den miras kalan ve kamuoyunun bilmediği bir dizi fotoğrafı 12 Aralık'ta yayımlamıştı. Bunlarda Trump ve eski ABD Başkanı Bill Clinton gibi güçlü isimler görülüyor.

Trump ve Clinton'a, Epstein'le ilgili herhangi bir resmi suçlama yöneltilmedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Çin, Tayvan ile yapılan silah anlaşması nedeniyle 20 ABD şirketine yaptırım uyguladı

ABD-Tayvan ortaklığıyla üretilen düşük maliyetli Barracuda 500 seyir füzesi, Taipei'deki bir hava ve savunma fuarında sergilendi (AP)
ABD-Tayvan ortaklığıyla üretilen düşük maliyetli Barracuda 500 seyir füzesi, Taipei'deki bir hava ve savunma fuarında sergilendi (AP)
TT

Çin, Tayvan ile yapılan silah anlaşması nedeniyle 20 ABD şirketine yaptırım uyguladı

ABD-Tayvan ortaklığıyla üretilen düşük maliyetli Barracuda 500 seyir füzesi, Taipei'deki bir hava ve savunma fuarında sergilendi (AP)
ABD-Tayvan ortaklığıyla üretilen düşük maliyetli Barracuda 500 seyir füzesi, Taipei'deki bir hava ve savunma fuarında sergilendi (AP)

Çin, Washington'un Pekin'in hak iddia ettiği Tayvan adasına yaptığı son silah satışına karşılık olarak, Boeing'in bir yan kuruluşu da dahil olmak üzere 20 ABD savunma şirketine yeni yaptırımlar uyguladığını duyurdu.

Çin, demokratik adayı kendi topraklarının bir parçası olarak görse ve onu kendi kontrolü altına almak için güç kullanmakla tehdit etse de Amerika Birleşik Devletleri uzun zamandır Tayvan'ın en büyük silah tedarikçisi konumunda.

Taipei bu ay, Washington'un ada ile yapılan en büyük silah anlaşmalarından biri olan 11 milyar dolarlık silah satışını onayladığını duyurdu.

Çin anlaşmayı eleştirdi ve dün Boeing'in St. Louis'deki silah fabrikasına, havacılık devi Northrop Grumman'a ve diğer şirketlere karşı yeni yaptırımlar açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre bu şirketlerin Çin'de neredeyse hiç ticari faaliyeti yok ve bazılarının zaten Pekin tarafından yaptırıma tabi tutulduğu belirtiliyor.

Çinli kuruluşların bu şirketlerle iş yapması yasaklanacak ve ülkedeki varlıkları dondurulacak. Çin Dışişleri Bakanlığı, silah satışlarının "Çin'in birlik ilkesini ihlal ettiğini ve Çin'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ciddi şekilde zedelediğini" belirtti. Çin ayrıca, Hong Kong ve Makao dahil olmak üzere on üst düzey sektör yöneticisine yaptırım uygulayarak ülkeye girişlerini yasakladı.