Trump'ın koronavirüs eleştirisine validen sert yanıt: Twitter'dan çık ve işini yap

Imperial College London'ın yayımladığı raporun hem ABD'nin hem de Birleşik Krallık'ın konuyu daha ciddiyetle ele almasını sağladığı belirtildi (AP)
Imperial College London'ın yayımladığı raporun hem ABD'nin hem de Birleşik Krallık'ın konuyu daha ciddiyetle ele almasını sağladığı belirtildi (AP)
TT

Trump'ın koronavirüs eleştirisine validen sert yanıt: Twitter'dan çık ve işini yap

Imperial College London'ın yayımladığı raporun hem ABD'nin hem de Birleşik Krallık'ın konuyu daha ciddiyetle ele almasını sağladığı belirtildi (AP)
Imperial College London'ın yayımladığı raporun hem ABD'nin hem de Birleşik Krallık'ın konuyu daha ciddiyetle ele almasını sağladığı belirtildi (AP)

Illinois Valisi geciken federal hükümet hamlesinin, eyaletleri fazlasıyla ihtiyaç duydukları tıbbi malzeme ve diğer kaynaklar için rekabet etmek zorunda bıraktığını söyledikten sonra, Donald Trump medyayı ve eyaletlerinin koronavirüsle mücadelesine liderlik eden valileri eleştirdi.
Vali J. B. Pritzker pazar günü CNN'e yaptığı açıklamada, nakit sıkıntısı çeken eyaletlere, maske ve sağlık çalışanlarının ihtiyaç duyduğu diğer malzemeler gibi, kişisel korunma ekipmanları alınmasına yardımcı olacak, "federal hükümetin koordine ettiği bir çaba olması gerektiğinden" bahsetti. ABD Başkanı ayrıca, şirketleri bu malzemelerin üretimine başlamaya zorlayacak acil durum talimatını vermekte tereddüt ettiği için de eleştirilere maruz kaldı.
Başkan, "sahte haberlerin" ve valinin "kendi yetersizlikleri yüzünden" federal hükümeti suçlamaması gerektiğini söyledi.
Trump şöyle konuştu:
"Başarısız olursanız, sizi desteklemek için buradayız ve her zaman burada olacağız!"

Vali Pritzker ise başkana aynı şekilde yanıt vererek, şu ifadeleri kullandı:
"Amerikalıları ve İllinoislileri korumak için harekete geçebileceğin değerli ayları boşa harcadın. Arka planda öfke nöbetleri geçirmek yerine ulusal tepkiye önderlik etmen gerekiyor. İhtiyaç duyduğumuzda testler neredeydi? (Kişisel koruyucu ekipman) nerede? Twitter'ı bırak (ve) işini yap."
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, ABD Başkanı, federal devletten daha güçlü müdahale talep eden diğer Demokrat valilere de çıkıştı. Michigan Valisi Gretchen Whitmer'ı geçen hafta "Michigan'ın başarısız valisi" diye nitelendirdi.
Pazar günü itibarıyla Illinois, en az 6 can kaybıyla birlikte 753 doğrulanmış koronavirüs vakası bildirdi.
Illinois şu anda, salgının bulaşmasını kontrol altına almaya yardımcı olmak için, eyalet çapında "evde kalma" kararı alan 6 eyaletten biri.

Vali Pritzker, CNN'e şunları söyledi:
"Bunlar ulusal çapta yapılmalıydı... Eyaletimde yaşayan 1,7 milyon kişiyi korumalıyım."
Daha fazla ABD'liye "evde kalması ve diğerleriyle etkileşimi önceden olduğu gibi devam ettirmeyi durdurmaları söylenmezse, göreceklerinden binlerce, hatta on binlerce fazla ölüm göreceklerini" söyledi.
2,7 milyonluk nüfusa sahip Chicago metropolünü de kapsayan eyalet, 17 Mart'ta binlerce kişinin sandık başında bir araya geldiği Demokrat Parti ön seçimlerini ertelememişti.

Chicago Belediye Başkanı Lori Lightfoot da başkanın yorumlarına karşılık vererek şunları söyledi:
"Tanrım... Lütfen öne çık ve bir lider ol. Aldatmacalar ve sahte haberler hakkında mızmızlanırken Kovid-19 salgını tüm ABD'yi vurdu. Ülkedeki liderlik boşluğunu (Vali Pritzker) ve diğerleri doldurdu. Ya liderlik yap ya da yollarından çekil."
Pazar günü, Louisiana ve Ohio da evden çıkmama talimatı yayımladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP