Hayat, koronavirüs salgını sonrasında eskisi gibi olacak mı?

Korkunç gerçeklik, fantastik kurgulara ihtiyaç duymadan kendi kendini yazar

Umudu simgeleyen güvercinlerin çizildiği bir duvar (Youtube)
Umudu simgeleyen güvercinlerin çizildiği bir duvar (Youtube)
TT

Hayat, koronavirüs salgını sonrasında eskisi gibi olacak mı?

Umudu simgeleyen güvercinlerin çizildiği bir duvar (Youtube)
Umudu simgeleyen güvercinlerin çizildiği bir duvar (Youtube)

Lena Abdurrahman
Çin’de bir kelebeğin kanat çırpışının buraya en uzak yerlerde kasırgalara, sel ve rüzgarlara neden olacağı kelebek etkisi fikri gibi, evrendeki her noktanın birbirine bağlı olduğunu vurgulayan teoriler, tüm dünyada olup biteni açıklıyor.
Çok sayıda ülkeye yayılan koronavirüs salgını, anksiyete sahibi bir hale getirdiği insanların zihinlerinde şu soru işaretini bıraktı: Koronavirüs sonrasındaki hayat, ya krizden önceki gibi olacaksa?
Sıkıntılar, boşluklar, saçmalıklar, kaygı ve korkuları içinde barındıran karantina günleri, her geçen gün hatıra biriktirmeye devam ediyor. Bu hatıraların bir kısmı, sosyal ağlar üzerinden iletişim kuran insanların fikir, görüş ve deneyimlerini paylaştıkları noktalarda ortaya çıkıyor.
Bugün neler yapılıyor? Karantina altında hangi diziler izleniyor, insanlar hangi kitapları okuyor ya da birbirlerine meydan okumada kullanıyor? Zihinlerdeki vesveseler, ucu kendilerine dokunana kadar durumun ciddiyetini kavrayamayanlar ya da büyük felaketleri görmezden gelmeyi tercih edenler hâricinde, şuanda hiç kimseyi es geçmiyor.  Sanat, hayatın kendisinden daha kalıcıdır. Bu yüzden bazı insanlar, ölümsüz olmasını istedikleri şeyleri sanata döker. Bugün ise, yazma, çizme gibi yaratıcılıklara ortak olan kişiler, kişisel izolasyonların sınırlarını genişleterek başkalarıyla birlik olma yolunda ortak sanatsal etkinlikler oluşturuyor; böylece bir yandan ölüm hayaletiyle beraber yaşarken diğer yandan hayatta olduklarını hissettirecek bir şeyler yapıyor. Bu durum birçok sosyal medya ağında açıkça görülüyor. Bazı sitelerde çevrimiçi yazı atölyesi düzenlenirken bir diğerinde ise bir güzel sanatlar fakültesi profesörü, öğrencilerine online ders veriyor.


Koronavirüsün insanları getirdiği nokta (Youtube)

New York, Paris, Roma gibi insanların gece gündüz boş bırakmadığı büyük şehirler, bugün müzeler, tiyatrolar, okul ve üniversiteler, kütüphaneler, restoran ve kafeler, barlar, güzellik salonları, spor kulüpleri ve daha pek çok yerin kapalı olması nedeniyle hayalet şehirlere benziyor. Etrafımızda olup bitenleri, dünyanın durup bir nefes aldığını, Çin’deki gökyüzünün salgın öncesindeki halinden yüzde 25 daha az kirli olduğunu, New York’ta zararlı gazların yüzdesinde ciddi bir düşüş olduğunu bir düşünün. Zirâ Çin ve New York, karbon salınımında dünyada önde gelen iki ülke. Varacağınız nokta şu olacak: Ancak bir virüsün gücü, çevre kirliliği seviyesini düşürmeye yetiyor!
Büyük güçlerin devlet başkanlarının buluşup çevre kirliliği, küresel ısınma ve su kıtlığı hakkında konuşmak için milyon dolarlar harcadıkları hiçbir uluslararası konferans değil, yalnızca bir virüs salgını, dünya sakinlerinin zararlı eylemlerini bir kenara bırakıp yerlerine oturmasını sağladı. Bu konferansların hiçbiri; insanların üstünlük sağlayacakları servetleri elde etmelerine neden olan ve hep daha fazlasını istedikleri, asla doymadıkları oburlukları, doğanın akıllıca uyarılarına karşı kayıtsızlıkları, çevresindeki tüm varlık ve yaşamları kontrol etme isteğinden çıkan kibri, yağmalama yoluyla toprak zenginliğine neden olan savaşlar konusunda kayda değer bir değişikliğe neden olmadı.
Fakat insan, bilinmeyen ya da belki de gerçekten korkutucu olan karşısında savunmasız bir varlık olduğunu unutan bir varlıktır. Hayatın koronavirüs öncesindeki gibi olmayacağının habercisi, insanın o kudretli medeniyete duyduğu güvenin sarsılması ve günlük hayatın bir anda alt üst olabileceği gerçeğini idrak edişidir. İnsanın doğanın kendi otoritesinde olduğu zannını yalnızca başka bir insan, savaş ya da nükleer bombalardan değil, alıştıkları hayat seviyesini yeniden elde edemeyeceklerinden korkmaları da tehdit eder. Seyahat etmek, arabalar, kıyafet ve parfümler almak, çocuklarını daha iyi üniversitelere göndermek gibi başı ve sonu paranın gerekliliğine çıkan meçhul zevkler için hep daha fazla kazanmak istedikleri iş saatlerinin ardından nefes nefese koştukları hayat seviyesine. Şuanda bu gayelerin hepsi nispeten önemsiz görünüyor. Şuanda önemli olan, evlerinde olan insanların çalışma saatleri, geziler, yaz planları gibi hususları bir kenara bırakarak önceliklerinin neler olduğunu belirlemeleri. Zirâ evde kalındığı vakit, insanın karşısına olup biten değişiklikler ile yüzleşmenin gerekliliği ve kaçınmanın mümkün olmadığı varoluşsal sorular çıkıyor.
Şimdi gözlerimizin önünde, hareketinin ölümsüz olduğu bir zaman var. Zihinlerimizde yalnızca bizim değil, tüm dünyanın geleceğinin ne olacağı sorusu var. Akıllarımızda bu ölümcül salgından kaçıp da sevdiklerimizi bir kez daha görüp göremeyeceğimiz merakı var. Tüm bunlar, fantastik kurgulara ihtiyaç duymadan kendi kendisine hikayesini yazıp mücadelesini veren bir gerçeklikte vuku buluyor. 
* Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan tercüme edilmiştir.



Dev cinsel organlarıyla şaşırtan 4 yeni tarantula türü keşfedildi

Umman'da yaşayan Satyrex ferox, ismini saldırgan davranışlarından alıyor (Bobby Bok)
Umman'da yaşayan Satyrex ferox, ismini saldırgan davranışlarından alıyor (Bobby Bok)
TT

Dev cinsel organlarıyla şaşırtan 4 yeni tarantula türü keşfedildi

Umman'da yaşayan Satyrex ferox, ismini saldırgan davranışlarından alıyor (Bobby Bok)
Umman'da yaşayan Satyrex ferox, ismini saldırgan davranışlarından alıyor (Bobby Bok)

Bilim insanları cinsel organları şaşırtıcı derecede büyük 4 yeni tarantula türü keşfetti. Hayatta kalma stratejisi olduğu düşünülen bu özellikleri nedeniyle canlılar yeni bir cins altında sınıflandırıldı. 

Bazı türlerde dişi örümceklerin, erkeklerden daha büyük olması sonucu çiftleşmenin ardından erkekler, partnerlerine yem olabiliyor. 

Yeni bir çalışmaya göre Arap Yarımadası ve Afrika Boynuzu'nda yaşayan bazı tarantula türlerinin erkekleri buna karşı özel bir strateji geliştirmiş gibi görünüyor.

Finlandiya'daki Turku Üniversitesi'nden Dr. Alireza Zamani ve ekip arkadaşları bu bölgelerde, beklenmedik derecede uzun cinsel organa sahip 4 yeni tür buldu.

Araştırmacılar bu özellikleri nedeniyle hayvanlar için yeni bir sınıf tanımladı. Dr. Zamani, "Hem morfolojik hem de moleküler verilere göre en yakın akrabalarından o kadar farklılar ki, onları sınıflandırmak için tamamen yeni bir cins oluşturmak zorunda kaldık ve adını Satyrex koyduk" diyor.

Cinsin adı, Yunan mitolojisinde son derece büyük bir penise sahip bir yarı insan, yarı hayvan olan Satir ve Latince "kral" anlamına gelen rex kelimelerinin birleşiminden oluşuyor.

Bulguları hakemli dergi ZooKeys'te yayımlanan çalışmaya göre bu örümcekler, bilinen tüm tarantulalar arasında en uzun dokungaçlara sahip. Dokungaçlar, erkek örümceklerin çiftleşme sırasında sperm aktarmak için kullandığı özel uzantıları ifade ediyor. 

14 santimetrelik bacak aralığıyla yeni cinsin en büyük türü olan Satyrex ferox erkeklerinin dokungaç boyu 5 santimetreye ulaşıyor. Bu, vücudun ön kısmından neredeyse 4 kat daha uzun.

Tür ismini Latincede "vahşi, hiddetli" anlamına gelen "ferox" sözcüğünden alıyor. Dr. Zamani "Bu son derece savunmacı bir tür. En ufak bir rahatsızlıkta ön bacaklarını tehditkar bir şekilde kaldırıp bazal segmentlerindeki kılları birbirine sürterek yüksek bir tıslama sesi çıkarıyor" diye açıklıyor.

Gruptaki diğer türler olan S. arabicus ve S. somalicus, yaşadıkları bölgelerin isimlerini aldı. Son türe de parlak görünümünden dolayı Latincede "güzel" anlamına gelen S. speciosus adı verildi.

Bilim insanları ayrıca 1903'te Yemen'de tanımlanan bir türün de Satyrex cinsine yerleştirilmesine karar vererek ona S. longimanus adını uygun gördü. 

Araştırmacılar bu 5 tarantula türünün uzun cinsel organlarının, dişilerin yemeği olmaktan kaçmalarına imkan tanıdığını düşünüyor. 

Dr. Zamani bulguları şöyle açıklıyor:

Kesin olmamakla birlikte uzun dokungaçların, erkeğin çiftleşme sırasında daha güvenli bir mesafede durmasını ve son derece saldırgan dişi tarafından saldırıya uğrayıp mideye indirilmekten kaçınmasını sağlayabileceğini öne sürüyoruz.

Independent Türkçe, Popular Science, EurekAlert, ZooKeys