Afrika’yı koronavirüsten sıtma bağışıklığı mı koruyor?

Güney Afrika’da koronavirüse bağlı birkaç vaka kaydedildi (AFP)
Güney Afrika’da koronavirüse bağlı birkaç vaka kaydedildi (AFP)
TT

Afrika’yı koronavirüsten sıtma bağışıklığı mı koruyor?

Güney Afrika’da koronavirüse bağlı birkaç vaka kaydedildi (AFP)
Güney Afrika’da koronavirüse bağlı birkaç vaka kaydedildi (AFP)

İsmail Muhammed
Başta Sahra Altı Afrika bölgesinde yaşayanlar olmak üzere birçok Afrikalı, önceden kazandıkları bağışlık nedeniyle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Avrupa ve ABD'ye kıyasla bölgede yoğun bir şekilde yayılmadığını düşünüyor. Zirâ Afrikalılar, iltihap ve ateş gibi benzer semptomların yaşandığı sıtmaya karşı klorokin ilacını kullanmıştı.
Bu düşünce, ABD Başkanı Donald Trump'ın, geçtiğimiz hafta Beyaz Saray’da yaptığı basın toplantısında, ABD’nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinde klorokin kullanımını onaylandığını açıklamasının ardından kuvvetlendii.

Bağışıklığın etkisi
Sudanlı Hematolog Dr. Rehab İbrahim, sıtma ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) belirtileri arasında güçlü bir ilişki olduğunu doğruladı. Aynı zamanda sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlar nedeniyle güçlenen bağışıklık etkisinin yeni tip koronavirüsün başta Sudan olmak üzere Afrika ülkelerinde yayılmasına karşı durduğunu ifade etti.
Bölgede uzun bir süre görülen ve hala da görülmeye devam eden sıtmanın koronavirüs salgı karşısında güçlü bir tepki kaynağı olduğunu söyleyen Dr. Rehab, Sudan halkı ve diğer Afrikalıların yıllarca klorokin ilacı kullanmasının yeni salgın karşısında bağışıklıklarını güçlendirdiğini vurguladı.
Rehab, dünyadaki birçok ülkenin, büyük kuruluşlar ve ilaç şirketleri bünyesinde, bu ölümcül virüs salgınını durdurmada sıtma tedavisinden yararlanmak üzere yarıştığını belirtti.

Klorokin etkisi
Klorokin, pek çok ülkedeki yetkililerin ve halkın diline düşmüş durumda. Öyle ki, birçok insan, koronavirüsten korunmak için klorokin içeren ilaçları alıp kullanmaya ve tükenecek korkusundan stoklamaya başladı.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise klorokin etkisi konusunda kesin bir kanıt olmadığını, ancak bu konu üzerinde çalışıldığını açıkladı.
İklimin koronavirüs salgınına etkisi üzerine, Paris’teki Bichat Hastanesi Viral Hastalıklar Bölüm Başkanı Dr. Yazdan Yazdanpanah, virüsün sıcak Afrika ekosisteminde üremeyeceğini ve hareket edemeyeceğini vurguladı. Ancak Nairobi’deki Aga Khan Hastanesi’de görevli Prof. Dr. Rodney Adam, böyle bir ihtimali reddederek iklimin salgın üzerinde herhangi bir etkisi olduğuna dair henüz kanıt bulunmadığını söyledi. Adam, Afrikalıların virüse karşı savunmasızlığının diğer ülke halklarıyla eşit olduğunu dile getirdi.
Kahire Üniversitesi Afrika Yüksek Çalışmaları Fakültesi Profesörü Dr. Cihan Abdusselam, koronavirüs salgınının bazı Sahra Altı Afrika ve Güney Afrika ülkelerinde sınırlı olarak Kuzey Afrika ülkelerinde ise yoğun şekilde görülmesinin birkaç farklı sebebi olduğunu belirtti. Bunlardan birinin Afrika’da kaynakların azlığına rağmen Ebola, AIDS, sıtma gibi bulaşıcı hastalıklarla uğraşmaya alışmış olan sağlık sistemleri olduğunu vurguladı. Bir diğer sebebin ise virüsün sıcak havalarda aktif olmaması, ancak bu konuda henüz güçlü bir kanıt olmadığı için bu hususun açıklanmadığını söyledi.
Açıklamalarına koronavirüs salgınının Sahra Altı Afrika’ya sıçramasından korkulduğuna değinerek devam eden Abdusselam, böyle bir durumda zaten kötü sağlık koşulları ve sistemlerinden muzdarip ve 1,2 milyar nüfuslu bölgede ciddi yankıların olabileceğini vurguladı.

Durum kontrol ediliyor
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre birçok Afrika ülkesi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 3 bin 444 vakadan 2 bin 264’ünün ölümüne neden olan Ebola gibi salgınlarla başa çıkma tecrübesinin koronavirüs ile mücadelede yardımcı olacağını umuyor.
Avrupa’yı kasıp kavuran koronavirüs, Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi verilerine göre, Sahra Altı Afrika’da 49 ülkeden 39’unda da görüldü; toplamda bin 21 vaka, 23 can kaybı kaydedildi. 
Salgın Afrika'nın en fakir bölgelerine ulaştığı taktirde, sefil yaşam koşulları ve nüfus yoğunluğu gibi faktörler nedeniyle virüsün yıldırım hızında yayılması riski bulunuyor. Bununla birlikte, alt yapının yerle bir edildiği kıtadaki hastaneler zaten kızamık ve sıtma gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanan hastalar ile dolu.
Diğer yandan, insanlardan kişisel karantina uygulamalarını istemek çok da pratik olmayacaktır; zirâ büyük aileler tek bir odada bir araya yaşıyor ya da başka ailelerle aynı evi paylaşıyor. Bu da hayati alanların ortak kullanımı anlamına geliyor.
Beş sene süren bir iç savaşın tahrip ettiği Güney Sudan’daki Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Salgın Hastalıklar Bölümü Başkanı Dr. Anjock Gordon Cole, hükümetin hastaları karantina altına alabileceği yalnızca 24 yatağın bulunduğunu bildirdi. Sağlığı görevlilerinin insanları ellerini yıkamaya çağırdığını da ifade etti. Ancak Doğu Afrika’da bulunan 12 milyon nüfuslu yoksul ülkelerde su ve sabun dahi bulunmuyor.  



Norveç kasabasında Rus ajanı paranoyası

Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)
Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)
TT

Norveç kasabasında Rus ajanı paranoyası

Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)
Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)

Norveç'in Kirkenes kasabasında Rus ajan paniği yaşanıyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, Norveç'in Rusya sınırına en yakın kasabalarından Kirkenes'in casusluk üssüne dönüştüğü yazılıyor. 

Eskiden huzurlu bir sınır yerleşimi olarak bilinen bu küçük İskandinav kasabasında, Ukrayna savaşının ardından paranoyanın hakim olduğu belirtiliyor. 

Norveç'in iç güvenlik teşkilatı PST'yle birlikte devriyeye çıkan WSJ muhabirlerinin aktardığına göre kasaba sakinleri, tanımadıkları kişiler tarafından takip edildiklerini ve yollarda plakasız araçlar gördüklerini söylüyor. 

Murmansk'tan gelen Rus balıkçı teknelerinin sık sık Kirkenes limanına uğradığı fakat bunların artık potansiyel tehdit olarak görüldüğü belirtiliyor. Murmansk'ın, Rusya'nın Kuzey Filosu ve stratejik nükleer cephaneliği için merkez konumunda olduğu hatırlatılıyor.

Sınırda görevli Norveçli askerler çoğunlukla 18-19 yaşındaki erlerden oluşuyor. 19 yaşındaki Magnus Karlsvik, kendine verilen görevi şöyle tanımlıyor. 

Bizim işimiz, Rus birliklerinin askeri altyapımızın fotoğraflarını çekmesini engellemek.

Askerler, kış aylarında sınırdaki ayak izlerini takip ettiklerini ve düzenli olarak dürbünlerle Rus askerlerinin faaliyetlerini raporladıklarını belirtiyor.

PST'nin bölge sorumlusu Johan Roaldsnes, Kremlin'in "hibrit savaş" taktikleri kullandığını, bu tür faaliyetlerin savaş ve barış arasındaki çizgiyi belirsizleştirdiğini söylüyor:

Bir şeylerin yanlış olduğunu hissetsek de tam olarak ne olduğunu söyleyemiyoruz. Burada, kuzeyin bu köşesinde her şeye kuşkuyla yaklaşmalıyız.

Norveç, casusluk faaliyetleri yürüttükleri gerekçesiyle Rusya'nın en büyük balıkçılık şirketlerinden Norebo ve Murman Seafood'a pazartesi günü yaptırım listesine almıştı. 

Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth, bu firmaların Norveç'in altyapısını hedef alan Kremlin destekli bir istihbarat operasyonun parçası olduğunu savunmuştu. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Odessa Journal