​İran, ABD’li ajan ‘Levinson’ın akıbeti hakkında bilgisi olmadığını vurguladı

Bob Levinson’ın eşi Christine, oğlu Daniel basın toplantısı gerçekleştirirken (Reuters)
Bob Levinson’ın eşi Christine, oğlu Daniel basın toplantısı gerçekleştirirken (Reuters)
TT

​İran, ABD’li ajan ‘Levinson’ın akıbeti hakkında bilgisi olmadığını vurguladı

Bob Levinson’ın eşi Christine, oğlu Daniel basın toplantısı gerçekleştirirken (Reuters)
Bob Levinson’ın eşi Christine, oğlu Daniel basın toplantısı gerçekleştirirken (Reuters)

Tahran’dan bugün yapılan açıklamada, 2007 yılından bu yana kayıp olan eski FBI ajanı Bob Levinson'ın nerede olduğu hakkında ellerinde herhangi bir bilgi bulunmadığı bildirildi. Levinson’ın ailesi, eski FBI ajanının bugün erken saatlerde İranlı yetkililer tarafından gözaltında tutulduğu sırada hayatını kaybettiğini iddia etmişti. 
ABD Başkanı Donald Trump, resmi olarak Levinson’ın vefatı hakkında bir açıklamada bulunmasa da üstü kapalı bir şekilde konuya işarette bulundu. Trump yaptığı açıklamada, “Bize öldüğü konusunda herhangi bir bilgi gelmedi. Ancak büyük çoğunluk böyle olduğunu düşünüyor” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
ABD Başkanı bunların doğruluğu kanıtlanmış bilgiler olmadığını söylemesine rağmen Levinson’ın uzun süredir hasta olduğuna işaret etti. Trump ayrıca, Levinson’ı ABD’ye geri getirme konusunda başarısız olduklarını belirtti.
İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Temsilciliği Medya Sorumlusu Ali Rıza Mir Yusufi, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Tahran’ın hiçbir zaman Levinson’ın nerede olduğu hakkında bilgi sahibi olmadığının altını çizdi. Levinson’ın hiçbir zaman İran tarafından gözaltına alınmadığını ifade etti.
Aile, Levinson'ın vefat haberini kendilerine ABD'li yetkililerin verdiğini, ancak ne zaman ve neden öldüğüyle ilgili detay sunulmadığını, sadece ölümün koronavirüs (Kovid-19) salgınından önce gerçekleştiğinin bildirildiğini belirtti.
Açıklamada, "Acımızı anlatmanın imkanı yok. Eğer İran rejimi acımasız ve kalpsizce davranmamış olsa, Levinson bugün evinde bizimle beraber olurdu. 13 yıl boyunca cevap aradık. Bu yapılan acımasızlığın sözlük anlamıdır" ifadelerine yer verildi.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçtiğimiz hafta Tahran’a Kovid-19 salgını nedeniyle İran hapishanelerinde tutulan tüm ABD vatandaşlarını ‘derhal serbest bırakma’ çağrısında bulunmuştu.



Güvenlik Konseyi'nden önce Lübnan, iletişim cihazı patlamaları nedeniyle İsrail'i 'terörizmle' suçladı

 Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
TT

Güvenlik Konseyi'nden önce Lübnan, iletişim cihazı patlamaları nedeniyle İsrail'i 'terörizmle' suçladı

 Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)

Lübnan Dışişleri Bakanı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, bu hafta ülkesinde binlerce iletişim aracının patlatılmasını “terörist” bir saldırı olarak nitelendirdi ve İsrail'i suçladı.

AFP'nin haberine göre Abdullah Buhabib, BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, iki gün boyunca Lübnan genelinde onlarca kişinin ölümüne neden olan patlamaların “vahşet ve terörizm açısından eşi benzeri görülmemiş bir savaş yöntemi” olduğunu söyledi.

Buhabib, “Evlerinde, sokaklarda, işlerinde, alışveriş merkezlerinde işlerine giden her yaştan binlerce insanı hedef almak tek kelimeyle terörizmdir” dedi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dün Güvenlik Konseyi'nde, uluslararası hukukun sivil cihazlara “bubi tuzağı” kurulmasını yasakladığını vurguladı.

Bu hafta Lübnan'da Hizbullah iletişim cihazlarının eş zamanlı olarak patlatılmasının ardından Cezayir tarafından talep edilen bir toplantı sırasında yaptığı açıklamada Türk, “Siviller arasında terör yaymayı amaçlayan şiddet eylemlerinde bulunmak bir savaş suçudur” ifadesini kullandı.

Volker Türk, “Savaşın kuralları vardır,” diyerek ‘bağımsız, kapsamlı ve şeffaf’ bir soruşturma yapılması çağrısını yineledi. Türk, “İster sivil ister silahlı grup üyesi olsun binlerce kişinin, ilgili teçhizatı kimin taşıdığı, bulundukları yer ve saldırı anındaki ortamları bilinmeden eş zamanlı olarak hedef alınması, uluslararası insancıl hukuku ve uygulanabildiği yerlerde uluslararası hukuku ihlal etmektedir” dedi.

“Bu koşullar altında, bu tür saldırıların ayrımcılık, orantılılık ve ihtiyatlılık temel ilkeleriyle nasıl tutarlı olabileceğini görmek zordur” diyen BM Komiseri sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu saldırılar savaşta iletişim araçlarının silaha dönüştüğü yeni bir gelişmeyi temsil ediyor (...) Bu yeni normal olamaz.”

Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce iletişim cihazının salı ve çarşamba günleri patlatılması sonucu 37 kişinin öldüğü ve 2,931 kişinin yaralandığı operasyonun ardından, İsrail ordusu ile İran destekli Hizbullah arasındaki saldırılar perşembe gününden bu yana yoğunlaştı.