2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri
TT

2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

Katılaşan emisyon yönetmelikleri, hükümet teşvikleri, düşen maliyetler, sürüş menzili ve şarj süresindeki iyileştirmeler sayesinde, 2025 yılına kadar küresel araç üretiminin yüzde 45'e varan seviyelerde elektrikli olacağı öngörüldü.
Elektrikli araçlar, otonom sürüş, içten yanmalı motorlu araçların geleceği ve satış sonrasındaki yeni trendler gibi yenilikçi alanlarda çalışmalarını sürdüren Delphi Technologies, 2020 yılı ve sonrası için öngördüğü iş akışına yön verecek önemli etkenleri sıraladı. 2019 yılında tüm dünyada sayıları 20 milyonu geçen ve artmaya devam edecek olan elektrikli araç pazarına sunduğu çözümlerle destek olan şirket, otomotiv dünyasının bu alandaki çalışmalarını teşvik edecek çözüm ve teknolojiler geliştiriyor. Katılaşan emisyon yönetmelikleri, hükümet teşvikleri, düşen maliyetler, sürüş menzili ve şarj süresindeki iyileştirmeler sayesinde, 2025 yılına kadar küresel araç üretiminin yüzde 45'e varan seviyelerde elektrikli olacağı öngörüldü.

İçten yanmalı motorlar önemini koruyacak
Şirketin 2020 ve sonrası vizyon ve öngörülerini açıkladığı çalışmasında; elektrikli araçlarla birlikte içten yanmalı motorlu araçların da özellikle hibrit sistemli olmak kaydıyla geleceğin dünyasında yer almaya devam edeceği belirtildi. Bu açıdan bakıldığında 2030 yılında satılan hafif ticari araçların yüzde 80'inden fazlasının içten yanmalı motora sahip olması bekleniyor. Benzinli direkt enjeksiyonlu GDi sistemlerin ise emisyon ve yakıt ekonomisi avantajlarıyla, binek otomobillerde en öncelikli içten yanmalı motor teknolojisi olarak öne çıkacağı tahmin edildi. Dizel motorların ise yakın gelecekte ticari araçların öncelikli çözümü olmaya devam edeceği ancak çevresel etkilerini azaltmak üzere gelişmiş yazılımlar, kontrol sistemleri ve elektronik çözümlerle destekleneceği ifade ediliyor. Dolayısıyla servis ve tamirhanelerin, giderek karmaşıklaşan yakıt sistemli araçlara hizmet vermek için hazırlıklı olması gerekiyor.

Teknoloji, satış sonrasına kazanç sağlayacak
Şirketin öngörüsüne göre, geleceğin sürüş deneyiminin en büyük devrimi olan sürücüsüz araç teknolojileri ise birçok otomobil üreticisinin üzerinde çalıştığı bir alan olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte otonom teknolojilerin yer aldığı araçlar için, önümüzdeki 10 yılda yaygın ticari kullanılabilirlik beklenmiyor. Yine de satılan yeni araçların yüzde 40'ından fazlasının standart olarak en az iki tür gelişmiş sürücü destek sistemi veya ADAS (Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri) ile donatılmış olması bekleniyor.

2024 yılına kadar küresel arıza tespit pazarının 1,5 milyar doları aşması bekleniyor
Şirket, daha karmaşık teknolojileri barındıran bu araçlarla birlikte, bakım-onarım yönteminin de değişeceğini ve kalibrasyon kavramının en önemli unsurlardan biri haline geleceğini vurgulandı. Örneğin teknisyenlerin kameranın konumunu etkileyebilecek herhangi bir işlem veya darbe sonrasında, sistemi yeniden kalibre etmesi gerekiyor. Böylece teknoloji, her servis veya tamirhane için daha kazançlı bir iş fırsatı haline gelecek. Yine günümüz teknolojisi ile üretilen araçlarda yer alan ve on milyonlarca satır kod ile birbirleriyle iletişim kuran bilgisayar donanımlarının, 300 milyon satıra yakın kodlara çıkılacağı öngörüldü. Bu gelişim, arıza tespitlerini nokta atışı derecesinde doğru ve kolay hale getirerek her bir işletme ve teknisyenlere büyüme fırsatı oluşturması anlamına geliyor. 2024 yılına kadar ise küresel arıza tespit pazarının 1,5 milyar doları aşması bekleniyor.



Altın, küresel ekonomik büyüme endişeleri arasında rekor seviyeye ulaştı

Dubai'deki Altın Çarşısı'nda bulunan bir kuyumcu dükkanında müşteriye altın bir parça gösteriliyor. (EPA)
Dubai'deki Altın Çarşısı'nda bulunan bir kuyumcu dükkanında müşteriye altın bir parça gösteriliyor. (EPA)
TT

Altın, küresel ekonomik büyüme endişeleri arasında rekor seviyeye ulaştı

Dubai'deki Altın Çarşısı'nda bulunan bir kuyumcu dükkanında müşteriye altın bir parça gösteriliyor. (EPA)
Dubai'deki Altın Çarşısı'nda bulunan bir kuyumcu dükkanında müşteriye altın bir parça gösteriliyor. (EPA)

Altın fiyatları bugün, zayıflayan dolar, ticaret savaşı gerilimleri ve ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergisi planlarının bir sonucu olarak küresel ekonomik büyümeye ilişkin endişelerin güvenli liman akışlarına yol açmasıyla ilk kez ons başına 3 bin 300 dolar eşiğini aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldi.

Bugün erken saatlerde spot altın, seansın başlarında ons başına 3 bin 294,99 dolar ile rekor seviyeye ulaştıktan sonra, saat 06:48 itibariyle yüzde 1,9 artışla ons başına 3 bin 287,79 dolara çıktı. ABD altın vadeli işlemleri yüzde 2 artışla 3 bin 304,20 dolara yükseldi.

Dolar endeksi rakip para birimleri karşısında yüzde 0,3 düşerek altını diğer para birimlerini elinde bulunduranlar için daha cazip hale getirdi.

Geleneksel olarak jeopolitik ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman yatırımı olarak görülen ve genellikle düşük faiz ortamında gelişen altın, bu yıl birden fazla rekor seviyeye ulaştı.

Pazartesi günü yapılan Federal Kayıt başvuruları, ABD yönetiminin ilaç ve yarı iletken ithalatına yönelik soruşturmalarda ilerleme kaydettiğini ve gümrük vergileri uygulamak istediğini gösterdi.

Geçtiğimiz hafta Trump'ın Çin'e yönelik gümrük vergilerini yüzde 145'e yükseltmesi, Pekin'in ABD mallarına yönelik gümrük vergilerini yüzde 125'e çıkarmasına yol açtı.

Yatırımcılar şimdi ekonomi ve FED'in para politikası planları hakkında bilgi almak için günün ilerleyen saatlerinde açıklanacak olan ABD perakende satış verilerini bekliyor.

ANZ Bank tarafından yayınlanan bir notta, “Daha derin bir resesyon riskinin artması, jeopolitik manzarada yeni bir değişim, küresel tedarik zinciri aksaklıkları ve yükselen enflasyon korkuları, değişen faiz oranı beklentileriyle birlikte, altının öngörülebilir gelecekte güçlü kalacağını gösteriyor” denildi. ANZ, yılsonu altın fiyat tahminini ons başına 3 bin 600 dolara, altı aylık tahminini ise 3 bin 500 dolara yükseltti.

Spot işlemlerde gümüş yüzde 0,3 artışla ons başına 32,40 dolara yükselirken, platin yüzde 0,1 düşüşle 958,15 dolara ve paladyum yüzde 0,1 düşüşle 970,25 dolara geriledi.