Netflix dizisi koronavirüs salgınını 2018'de tahmin etmiş

My Secret Terrius, 2018'de bir sezon yayımlandı (IMDb)
My Secret Terrius, 2018'de bir sezon yayımlandı (IMDb)
TT

Netflix dizisi koronavirüs salgınını 2018'de tahmin etmiş

My Secret Terrius, 2018'de bir sezon yayımlandı (IMDb)
My Secret Terrius, 2018'de bir sezon yayımlandı (IMDb)

Netflix'teki bir TV dizisi, koronavirüs salgınını daha 2018'deyken doğru tahmin etmiş gibi görünüyor.
2018'de yayımlanan Kore dizisi My Secret Terrius'un 10. bölümü, Kovid-19 salgınıyla anılmaya başlamadan önce birkaç virüsten bahsederken kullanılan ölümcül hastalıktan söz ediyor.
Bununla birlikte, dizinin ileri görüşlü sahnelerinde bir doktor şunları söylerken duyuluyor:

"Koronavirüs solunum sistemine saldırıyor."
Ve doktor, "Daha ciddi olanı, koronavirüsün 2 ile 14 gün arası bir kuluçka dönemine sahip olması" diye ekliyor.
Doktor, "Virüs, maruz kaldıktan sadece 5 dakika sonra doğrudan akciğerlere saldırması için manipüle edildi" diye devam ediyor.

Tedavisi olup olmadığı sorulduğunda doktor şöyle cevap veriyor:

"Şu anda herhangi bir aşı tedavisi mevcut değil."
Bununla birlikte gerçek yaşamdan farklı olarak dizide SARS'la karşılaştırılan virüs, "maruz kaldıktan sadece 5 dakika sonra doğrudan akciğerlere saldırdığı" belirtilmesine rağmen, daha bulaşıcı hale gelmesi için "manipüle ediliyor."
Başka bir sahne, virüsün yayılmasını önlemek için çocuklara el yıkama talimatları verilmesini gösteriyor.
Geçen hafta, kendini medyum diye adlandıran kişinin yazdığı, "2020 civarında" koronavirüs benzeri küresel bir salgın öngören kitabın satışlarında artış görüldü.
Dean Koontz'un yazdığı Eyes of Darkness (Karanlığın Gözleri), görünüşte koronavirüs salgınını öngördüğü için kısa bir süre önce manşetlerde yer alan bir diğer kitap.
Ayrıca Simpsons, küresel salgını doğru şekilde tasvir ettiği için dikkat çekti ve İngiliz komedisi Yes Minister'dan bir klip, İngiliz hükümetinin tepkisini yansıttığı için viral oldu.
Bu arada 2011 yapımı virüs gerilim filmi Salgın (Contagion), internette en çok izlenen filmlerden biri haline geldi.



Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
TT

Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)

Bilim insanları ilk kez doğrudan bir gaz ve toz bulutunun çökmesi sonucu oluşmuş bir süper kütleli kara delik saptamış olabilir. Sonsuzluk Galaksisi'ndeki bu keşif, evrenin ilk dönemlerine dair merak edilen bir soruya da ışık tutma potansiyeli taşıyor. 

Kara delikler yaşam döngülerinin sonuna gelen büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasının ardından kendi üzerine çökmesi sonucu oluşuyor. Süper kütleli kara deliklerse bu daha küçük kara deliklerin zaman içinde birleşmesiyle meydana geliyor.

Öte yandan NASA öncülüğünde geliştirilen James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Büyük Patlama'dan sonraki yaklaşık 500 milyon yıl içinde oluşmuş süper kütleli kara delikler keşfediyor. Böyle bir yapının ortaya çıkması için en az 1 milyar yıl geçmesi gerektiğini düşünen gökbilimciler, son yıllarda bu tuhaflığa bir açıklama getirmeye çalışıyor. 

Öne çıkan teorilerden birine göre bazı süper kütleli kara delikler, devasa bir gaz ve toz bulutunun herhangi bir yıldız üretmeden doğrudan kendi üstüne çökmesiyle meydana geliyor olabilir. 

Ancak bilim insanları daha önce bu senaryoyu destekleyen somut bir kanıt bulamamıştı. 

Yale Üniversitesi'nden Pieter van Dokkum liderliğindeki bir araştırma ekibi, Dünya'dan yaklaşık 8 milyar ışık yılı uzaktaki bir galakside bu kanıtı bulmuş olabilir.

cdfvgbh
James Webb Uzay Teleskobu, Sonsuzluk Galaksisi'nde toplam üç süper kütleli kara delik buldu (NASA/Yale Üniversitesi)

JWST'yi kullanarak galaksiyi gözlemleyen bilim insanları, sonsuzluk işaretine benzeyen bir görüntüyle karşılaştı. Bu nedenle Sonsuzluk Galaksisi adını alan gökadanın, iki galaksinin kafa kafaya çarpışması sonucu oluştuğu için bu şekli aldığı düşünülüyor.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir şekilde iki galaksinin birleştiği yerdeki gaz bulutunun içinde süper kütleli bir kara delik tespit etti. Kara deliğin, halihazırda beslendiği bu gaz bulutunda oluştuğu tahmin ediliyor.

Hakemli dergi The Astrophysical Journal Letters'ta 15 Temmuz Salı günü yayımlanan makalenin başyazarı van Dokkum "Devasa bir galaksinin çekirdeği dışında bir kara delik bulmak başlı başına olağandışı bir durum ancak daha da sıradışı olan şey, oraya nasıl geldiği" diyerek ekliyor: 

Muhtemelen oraya öylece varmamış, orada oluşmuş. Ve epey yakın bir zamanda. Başka bir deyişle, bir süper kütleli kara deliğin doğuşuna tanıklık ettiğimizi düşünüyoruz, ki bu daha önce hiç görülmemiş bir şey.

Bilim insanları iki galaksinin çarpışması sırasında yoğun bir gaz düğümü oluştuğunu ve burada Güneş'in 1 milyon katı ağırlığında süper kütleli kara deliğin meydana geldiğini tahmin ediyor.

Ekip teorilerini test etmek için kara deliğin hızıyla, onu çevreleyen gaz bulutunun hızını karşılaştırdı. Bunların birbirine yakın olması, kara deliğin orada oluşma ihtimalini güçlendirdi.

Çalışma ayrıca, çarpışan iki galaksinin çekirdeklerinde de aktif süper kütleli kara delikler bulunduğunu ortaya koydu.

Bunun beklenmediğini belirten van Dokkum, çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Doğrudan çökme sonucu bir kara delik bulduğumuzu kesin bir şekilde söyleyemeyiz. Ancak bu yeni verilerin, diğer açıklamalardan bazılarını elerken, yeni doğmuş bir kara delik ihtimalini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Verileri incelemeye ve bu olasılıkları araştırmaya devam edeceğiz.

Independent Türkçe, Space.com, IFLScience, The Astrophysical Journal Letters