​Esed rejimi Yermük Kampını Filistinlilerin elinden alıyor

Şam’ın güneyinde bulunan Yermük Kampı’ndaki harabelerde oyun oynayan çocuklar (AFP)
Şam’ın güneyinde bulunan Yermük Kampı’ndaki harabelerde oyun oynayan çocuklar (AFP)
TT

​Esed rejimi Yermük Kampını Filistinlilerin elinden alıyor

Şam’ın güneyinde bulunan Yermük Kampı’ndaki harabelerde oyun oynayan çocuklar (AFP)
Şam’ın güneyinde bulunan Yermük Kampı’ndaki harabelerde oyun oynayan çocuklar (AFP)

Filistinli mültecilerin Şam’ın güneyindeki Yermük Kampı’na dönme umutları büyük ölçüde azaldı. Nitekim Esed rejimine bağlı Şam valiliği, büyük bir bölümünün savaş tarafından yok edildiği kampın kentsel ve demografik gerçekliğini değiştirecek bir projeyi ortaya koydu.
Kamptan çıkarılıp yakınlardaki bölgelere giden birçok Filistinli, on yıllar önce taş üstüne taş koyarak inşa ettikleri kampın yasını tutuyor. Yermük kampı, yıllar içerisinde bu insanlar için bir mülteci kampından ziyade binalardan oluşan bir yerleşim yerine ve Şam’da önemli bir ticaret merkezine dönüşmüştü. Ardından İsrail’in Filistin'deki uygulamalarının kınandığı büyük protestoların yapılmaya başladığı bu kamp, Filistinlilerin 1948’de terk ettikleri topraklarına dönmeyi talep ettikleri bir merkez haline gelmiş, bu olgunun sembolü olmuştu.
Şam valiliğinin söz konusu proje sorumlusu Samir el-Cezayirli, bu ayın başlarında projenin ayrıntılarını açıkladı.
Yaşça büyük bir Filistinli mülteci, silahlı muhalif grupların 2012 sonlarında kampı kontrol altına almasının ardından kamptan uzaklaştırılmıştı. Cezayirli’nin açıklamasını duyduktan sonra ise bu kampın savaştan önceki haline dönmesini ve yeniden orada yaşamayı umuyor. Aynı zamanda bazı mahallelere yüksek binaların dikileceğini, belki de bu binalara yabancıların taşınacağını söyleyen bu mülteci, şuanda burada yaşayan ve hepsi birbirini tanıyan ailelerin sosyal dayanışma ve işbirliğine zarar geleceğinden korktuğunu belirtiyor.
Yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alana sahip Yermük Kampı, Şam valiliğinin idaresi altında bulunuyor. Ancak 1960'lardan bu yana, resmi bir kararla bu kampa “yerel bir komite” tarafından bağımsız olarak yönetilmesi için idari özerklik verilmişti. Suriye, Lübnan ve Ürdün'den gelen Filistinli mültecilerin kamp bölgesine yerleştiği ve “geri dönüşün” sembolü haline gelen bu kampın temelleri 1957’de atılmıştı. Filistin diasporasının başkenti olarak bilinen ve Filistinli mültecilerin yüzde 36’sını içeren bu kamp, savaş öncesinde yüzbinlerce mülteciye ev sahipliği yapıyordu.
Bu yüzyılın başında, kamptaki kentsel gelişim hızlanmış, verilen hizmetler önemli ölçüde iyileşmişti. Zirâ burada birçok merkez, devlet kurumları, pazarlar ve nüfus yoğunluğundan faydalanmak isteyen çeşitli dükkanların şubeleri açılmıştı. Kıyafetten yiyeceğe her türlü ürünün satıldığı bu pazarlar, mümkün olan en fazla kazancı elde etmeye çalışır hale gelmişti.
Büyük ölçüde genişlemesinin ardından üç farklı bölüme ayrılan bu kamp, savaş yıllarında iğne atılsa yere düşmeyecek derecede kalabalıktı. Savaş sırasında ise 1948 Filistin Göçü ve 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndakini ardında bırakan bir felaketle karşı karşıya geldi. Zirâ kampta yüzlerce kişi ölürken yüzlercesi ise yaralandı. 500 ila 600 bin kişinin kaydedildiği nüfusun büyük çoğunluğu ise yerinden edildi.
Mayıs 2018’de, Esed rejimine bağlı askeri güçler ve rejim destekli Filistinli gruplar, kampta şiddetli bir askeri operasyon başlatarak rejim muhalifi Filistinli grupların, DEAŞ’ın ve Nusra Cephesi’nin buradaki kontrolünü sona erdirdi. Bu operasyonlar, kamptaki hem bina, kurum ve pazarların hem de altyapının yüzde 60 oranında hasar görmesine neden oldu. Geri kalan kısımlar ise yüklü miktarda meblağların tutacağı restorasyonlara ihtiyaç duyuyor.  
Proje sorumlusu Cezayirli ise, projeyi yöneten şirketin bu kampla başa çıkmada üç farklı çözüm geliştirdiğini açıkladı. İlk seçenekte bazı sokakların ıslahı ve en çok zara gören alanların rehabilitasyonu, ikinci seçenekte yine bu alanlar için bir proje oluşturmak ve kampın üç bölümünden biri olan ‘eski kamp’ı öylece bırakma fikri yer alırken üçüncü seçeneğe göre ise, tüm bu kampın yeniden düzenlenmesi öngörülüyordu. İkinci seçeneğin uygulanacağını belirten Cezayirli, yapılacak olan değişikliklerin ardından sakinlerin evlerine yeniden döneceğini ifade etti.
Cezayirli, eskiden Yerel İdare Bakanlığına bağlı olan kampın bundan sonrasında Şam valiliğine bağlı olacağını da açıkladı. Sakinlerinin önümüzdeki birkaç ay içerisinde evlerine geri dönebileceğini de söyleyen Cezayirli, bazı binalarda ise ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olunduğuna değindi. Yine bu kamptan uzaklaştırılan Filistinli bir mülteci ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada kimlerin geri dönmesine izin verilip kimlerinkine ise izin verilmeyeceğini sorguladı. Zirâ bu mülteci, kampın çok sayıda sakinin muhalif gruplara katıldığını ve aileleri ile birlikte Kuzey Suriye’ye tehcir edildiklerini vurguladı.
Söz konusu mülteci, kampta olup bitenlerin yalnızca tahrip edilen yerleri rehabilite etme sürecinden ibaret olmadığını, aynı zamandaki bölge ve dünyadaki genel politik durumla bağlantılı olduğunu söyledi. Aynı zamanda “Görünen o ki, bu kamp artık yalnızca Suriye’deki Filistinli mültecilerin evi ve Filistin topraklarına geri dönüşün simgesi olmaktan çıkacak” ifadelerini kullandı. Bu kampta bir dükkan işleten diğer bir mülteci ise rehabilitasyon işlemleri ve caddelerin genişletilmesinin ardından buraya alternatif mağazaların açılacağı düşüncesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.