Türkiye Suriye’nin kuzeybatısına Hawk hava savunma sistemi mi konuşlandırdı?

Türk askeri devriyesi Serakib yakınlarındaki Halep-Lazkiye yolunda (AFP)
Türk askeri devriyesi Serakib yakınlarındaki Halep-Lazkiye yolunda (AFP)
TT

Türkiye Suriye’nin kuzeybatısına Hawk hava savunma sistemi mi konuşlandırdı?

Türk askeri devriyesi Serakib yakınlarındaki Halep-Lazkiye yolunda (AFP)
Türk askeri devriyesi Serakib yakınlarındaki Halep-Lazkiye yolunda (AFP)

Suriye rejim güçleri tarafından 27 Şubat'ta İdlib'de düzenlenen saldırıda 36 Türk askerinin şehit olmasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bölgeye ABD yapımı Hawk hava savunma sistemi konuşlandırdığı iddia edildi.
Türk basınında dün yer alan haberlere göre TSK, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de 36 askerin şehit edilmesinin ardından son haftalarda gerginlik yaşayan bölgeye ABD yapımı orta menzilli MiM-23 Hawk hava savunma sistemi gönderdi.
27 Mart’ta İdlib'e gönderilen 5 askeri konvoy içerisinde TSK'nın elindeki en etkili hava savunma sistemi olan orta menzilli Hawk hava savunma sisteminin de olduğu iddia edildi.
TSK’nın bölgede bu tür bir ekipmanı Mart ayı içerisinde ikinci kez konuşlandırdığı öne sürülen haberlere göre Türk ordusu, rejim güçlerinin Türkiye sınırı yakınına hava saldırıları düzenlemesini önlemek için İdlib’in çeşitli bölgesinde uçuşa yasak bölge kurdu.
Aynı zamanda, TSK’nın söz konusu hava sistemini konuşlandırmasının ardından rejime ait savaş uçaklarını hedef almak için sadece silahlı insansız hava araçlarına (SİHA) güvenmesi gerekmeyecek.
Suriyeli muhaliflerden biri konuya ilişkin, “Orta menzilli MiM-23 Hawk hava savunma sistemi, 18 kilometre irtifada uçan uçakları yok etme yeteneğine sahip. Bu hava savunma sistemi Suriye’nin kuzeyine ilk kez giriyor. Geçtiğimiz ay, 8 ila 12 kilometre menzilli 8 füze içeren ABD yapımı Stinger hava savunma sistemi, tanklar ve zırhlı araçlar taşıyan Türk askeri konvoyu eşliğinde ülkenin kuzeyine girdi” dedi.
TSK, geçtiğimiz günlerde İdlib’in batısındaki Cisr eş-Şugur şehri yakınlarında bulunan el-Kefir, Muhambal ve Bisankul’un yanı sıra Halep-Lazkiye (M4) karayolu yakınlarında askeri gözlem noktaları kurmuştu.
Türk askeri noktalarının, Halep'in batısındaki bölgelerden İdlib’in güney, doğu ve batı kırsalından geçerek, Türkmen Dağı ve Lazkiye'nin batısındaki ez-Zainiye bölgesine kadar yayılması dikkat çekiyor.
TSK aynı zamanda, Taftanaz Üssü, ez-Zainiye ve diğer sınır bölgelerinde birçok sahra hastanesi kurdu ve buraları saldırılardan korumak için beton duvarlarla güçlendirdi.
Sahadaki gelişmeler
Rejim güçleri ve ona bağlı milisler ile muhalif gruplar arasında İdlib’in güneyindeki el-Fatira ve Kefr Nebil ekseninde yaşanan çatışmalar sürerken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), söz konusu çatışmalarda rejim güçlerinden 2 unsurun öldüğünü duyurdu.
Rejim güçleri, Halep sınırına yakın Serakib ekseni ve İdlib'in doğusundaki diğer merkezlere askeri takviye göndermeye devam etti.
Rejim güçleri, son birkaç gün içerisinde Serakib, Kefr Nebil ve Zaviye Dağı etrafındaki konumlarını da güçlendirdi.
TSK ve ona yakın muhalif gruplar tarafından kontrol edilen Afrin şehrinde Cebhe eş-Şamiye (Şam Cephesi) ile çatışma yaşayan 51. Tugay grubundan bir unsur öldürüldü, 5 kişi de yaralandı.
SOHR’a göre Afrin şehrinde Cebhe eş-Şamiye ve Zeytin Dalı operasyonuna bağlı 51. Tugay arasında hafif ve orta ağırlıkta silahların kullanıldığı çatışmalar yaşandı.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 3 antitank mayın ve 38 Claymore tipi el yapımı mayının yanı sıra 5 kilo patlayıcı maddenin imha edildiğini açıkladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP