Lübnan’da vaka sayısı 438’e yükseldi sokağa çıkma yasağı sıkılaştırdı

​Beyrut’taki Şehitler Meydanı çevresi, 28 Mart’ta koronavirüs salgınını engellemek için alınan önlemlerin bir parçası olarak protestocuların çadırlarından arındırıldı (Reuters)
​Beyrut’taki Şehitler Meydanı çevresi, 28 Mart’ta koronavirüs salgınını engellemek için alınan önlemlerin bir parçası olarak protestocuların çadırlarından arındırıldı (Reuters)
TT

Lübnan’da vaka sayısı 438’e yükseldi sokağa çıkma yasağı sıkılaştırdı

​Beyrut’taki Şehitler Meydanı çevresi, 28 Mart’ta koronavirüs salgınını engellemek için alınan önlemlerin bir parçası olarak protestocuların çadırlarından arındırıldı (Reuters)
​Beyrut’taki Şehitler Meydanı çevresi, 28 Mart’ta koronavirüs salgınını engellemek için alınan önlemlerin bir parçası olarak protestocuların çadırlarından arındırıldı (Reuters)

Lübnanlı yetkililer, Hariri Üniversitesi Hastanesi ve üniversite hastaneleri laboratuvarlarında kanıtlanmış yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının görülme sıklığı çerçevesinde ve vaka sayısının 438’e, ölü sayısının da 10’a ulaşması sonrasında sokağa çıkma kararını uygulama prosedürlerini yoğunlaştırdı.
Sağlık Bakanı Hamad Hasan, yaptığı açıklamada “Çalışmalar, ancak sivil toplumun seferberlik taahhüdüyle ortaya koyulabilir” dedi. Hasan ayrıca, “Bu sorunu çözmek ve Sağlık Bakanlığı tarafından verilen tavsiyelere uymak için hala zamanımız var” ifadelerini kullanırken, sağlık tedbirlerine uyulmadığı takdirde herkesin risk altında olduğuna dikkati çekti.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, tüm tedbirlere, özellikle de her vatandaşın bireysel ve toplumsal ahlaki sorumluluğu haline gelen tam bir ev karantinasına uyma gerekliliğine dikkati çekerken, herhangi bir ihmalin, faili yasal ve cezai soruşturmaya maruz bırakacağını vurguladı. Bölgelere konuşlandırılmış ordu birlikleri, akşam 6’dan sabah 5’e kadar sokağa çıkma kararının uygulanma amacıyla istisnai önlemleri uygulamaya koyuldu. Ordu komutanlığı, genel seferberliğe tam şekilde uyulması gerektiğini belirtirken, vatandaşlara da ‘evlerinde kalma, aşırı zorunluluk halleri dışında sokağa çıkmama, ilgili prosedür ve talimatlara uyma’ çağrısı yaptı.
Halk hareketine karantina molası
Güvenlik güçleri, başkent Beyrut’un merkezindeki Şehitler Meydanı’nda halk hareketi eylemcilerinin çadırlarını sökerken, durum eylemciler arasında tepkiye yol açtı.
Lübnan İçişleri ve Belediyeler Bakanı Medya Ofisi yetkilisi Tuğgeneral Muhammed Fehmi, yayınladığı bir bildiride, barışçıl halk hareketinin haklı taleplerini desteklediğini belirtirken, protestoları koronavirüs tehdidinden korumak üzere geçen hafta Şehitler ve Riyad es-Sulh meydanlarındaki çadırları sterilize ettiklerine dikkati çekti. Fehmi, “Özel mülkiyete ve yoldan geçen sivillere yönelik artan saldırılar ışığında güvenlik güçleri, çadırları kaldırmak zorunda kaldı” diyerek, geçen günlerde bir büyükelçiliğe yapılan saldırıyı hatırlattı.
Öte yandan Sağlık Bakanı Hamad Hasan, birkaç gündür Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF), Uluslararası Kızılhaç, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ve diğer Birleşmiş Milletler organları ile uluslararası kuruluşlarla toplantılarını yoğunlaştırdı. Bakan, toplantılar sırasında ‘sağlık ve toplumsal durum’ açısından acil ihtiyaçları ele aldı. Hasan, “Saha hastanelerine gerekli teçhizatları sağlamak, solunum cihazlarını en hızlı şekilde satın almak için çalışmak amacıyla Sağlık Bakanlığı’nın planına yanıt verilmesi gerektiğine’ dikkati çekti.
 
Bakan Hasan, uluslararası kurumların temsilcilerine de hazırlıksız hastane binalarını kendilerine teslim edebileceklerini ifade etti. Sağlık Bakanı, bu kurumlar tarafından şu ana kadar ciddi ve saha tedbirleri alınmadığını belirtirken, “Filistinli mültecilerin ve yerinden edilmiş Suriyelilerin ihtiyaçları ortak bir sorumluluktur” ifadelerini de kullandı.
Girişimler ve acil durumlara hazırlıklar çerçevesinde Milletvekili İlyas Busaab, Sin el-Fil bölgesindeki Lübnan Kanada Hastanesi binasını bir yıllığına kiraladıklarını ve buranın koronavirüs hastalarına tahsis edildiğini söylerken, hastanenin 7 yıldır kapalı olduğunu ve kullanılabilirliğini en hızlı şekilde sağlayacaklarını vurguladı. Busaab, “İşbirliği için hastane sahibiyle bir süredir temastayım. Hastane, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görüldüğü şekilde kullanılmak amacıyla bir yıllığına kiralandı. Daha sonra hastane, bölge halkına hastane hizmetleri vermeye devam edecek. İlk çalışmada, 15 yaş altı çocuklar tedavi edilecek. Bu özel hastanede muayeneler ücretsiz olacak” dedi.
Hastaneyi gezen Sağlık Bakanı, “Hastane, konaklama ve vakalar için 1 hafta veya 10 gün içerisinde hazır olabilir. Bir salgın durumunda ve olağanüstü hal ilan edilirse hastane, 4 hafta içinde hazır olacak. Hastanenin kapasitesi son derece büyük olacak” ifadelerini kullandı.



ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
TT

ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)

Hizbullah, Lübnan’da silahların yalnızca resmi güvenlik kurumlarının elinde bulunmasına yönelik yerel ve uluslararası taleplere karşı ‘varoluşsal tehdit’ kartını öne sürdü. Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, ‘ulusal güvenlik stratejisinin’ tartışılmasına başlanmadan önce bu tehdidin ortadan kaldırılması şartını koştu. Bu durum, Lübnan devleti ile Hizbullah arasında bir ‘farklılaşmaya’ işaret ediyor. Zira devlet, ABD’li arabulucu Tom Barrack’ın önerisini ‘olumlu şekilde ele alacakken’ Hizbullah farklı bir tutum sergiliyor.

Kasım’ın son açıklaması, silahlarını teslim etme mekanizmalarının tartışılmasına karşılık daha önce öne sürdüğü şartlara eklenen yeni bir koşul olarak görülüyor. Bu şartların başında ise, İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluyla Hizbullah’ın silah konusunu görüşmeye hazır olacağı yönündeki talep geliyor. Her ne kadar Lübnan’daki resmi çevreler, Hizbullah’ın bu dosyada ‘esnek davrandığını’ ve ‘ağır silahlarını (nokta atışlı füzeler ve insansız hava araçları) teslim etmeye hazır olduğunu’ ifade etse de, konuya yakın kaynaklara göre Hizbullah, İsrail’in önceden bazı adımlar atmasını şart koşuyor.

Hizbullah, ABD'nin İsrail'e son savaştan bu yana Lübnan içinde işgal ettiği beş noktadan çekilmesi, elindeki 16 kişiyi serbest bırakması, Lübnan topraklarına yönelik ihlal ve saldırıları durdurması ve son savaşta yıkılan yerleri yeniden inşa etme görevine başlaması için baskı yapmasını talep ediyor.

ABD elçisi yeniden geliyor

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, Lübnanlı yetkililer tarafından geçtiğimiz pazartesi günü Beyrut'taki ABD Büyükelçiliği'nden teslim alınan ve Lübnan'dan önümüzdeki aralık ayında sona erecek bir süre içerisinde silahların geri çekilmesi için ‘net’ bir takvim taahhüt etmesini talep eden ABD belgesine resmi bir yanıt almak üzere üçüncü bir ziyaret için yakında Beyrut'a gelmesi bekleniyor. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam'ın temsilcilerinden oluşan komite, Lübnan'ın iki hafta önce Beyrut'ta ABD elçisine verdiği bir belgeye ilişkin gözlemleri içeren belgeyi inceliyor. Başbakan Selam'ın bu hafta Meclis Başkanı Berri ile bir araya gelerek Lübnan'ın vereceği yanıtın ayrıntılarını görüşmesi bekleniyor.

Hükümetin esnekliği

Lübnan makamları, Amerikan taleplerini içeren belgeye karşı esnek bir tutum sergiliyor. Bununla beraber Amerikan heyetiyle yürütülen temaslara aşina kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Lübnan makamları, Washington’un talep ettiği şekilde Karz-ı Hasen Vakfı ile ilgili tedbirleri artırmak, mali ve idari reformları uygulamak gibi kendisine düşen görevleri de yerine getiriyor. Hizbullah ise silah meselesinde daha katı bir tutum sergiliyor.

Kaynaklar, ABD'nin yanıtını incelemekle görevlendirilen komitenin görevinde önemli ilerleme kaydettiğini belirterek, Lübnan devletinin Amerikan anlaşmasına olumlu yaklaşacağını ve hükümetin silahlanmada tekelleşmeyi aşamalı olarak uygulama sözü vereceğini ifade etti. Kaynaklara göre Lübnan'ın resmi yanıtı Hizbullah'ın taleplerindeki sert tutumundan farklı olacak. Kaynaklar, Hizbullah'ın garantiler talep ettiğini ve Kasım'ın açıklamalarının da gösterdiği gibi son zamanlarda tutumunu sertleştirdiğini belirtti.

Varoluşsal tehdit

Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, “Hizbullah, Emel Hareketi, direniş ve Lübnan'ın bağımsızlığını isteyen ve Lübnan'ın Lübnanlılar için nihai bir vatan olduğuna inanan egemen bir hat olarak bizler, direnişe, çevresine ve bir bütün olarak Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada (Hizbullah medyası)

Kasım, “Lübnan'ın karşı karşıya olduğu üç gerçek tehlike var: güney sınırında İsrail, doğu sınırında DEAŞ ve Lübnan'ı kontrol etmeye, üzerinde vesayet kurmaya çalışan ve Lübnan'ın hareket ve yaşama kabiliyetini yok etmek isteyen Amerikan zorbalığı” dedi.

Kasım, Lübnanlılara hitaben şunları söyledi: “Sözümüz bir olsun ve öncelik için çalışalım. Tehlikeyi ortadan kaldırdıktan sonra savunma stratejisini ve ulusal güvenlik stratejisini tartışmaya hazırız. Sizi İsrail'e iyilik yapmamaya çağırıyorum. Çatışma halinde ABD hedeflerine ulaşamaz.”

Hizbullah silahlarına sarılıyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi kaynaklarının Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Kasım'ın son tutumu ‘silahlarına sarılma meydanından henüz ayrılmadığı, yani halen aynı noktada olduğu’ şeklinde değerlendiriliyor. “Bu tutum görünüşte çevresine yönelik ve üstü kapalı tavizler mi içeriyor?” diye soran kaynak, başkanlar (Avn, Berri ve Selam) tarafından dile getirilen bazı hususların işlerin kolay olduğuna işaret ettiğini hatırlattı.

Görsel kaldırıldı.Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yaptığı görüşme sırasında (Reuters)

Kaynaklar, “Şu ana kadar görünen o ki, Hizbullah silah bırakmamakta ısrar ediyor. Hizbullah'ın maksimum yapabileceği şey Litani Nehri’nin güneyinden çekilmek. Savunma stratejisi diye bir şey yok. Ondan istenen, silahlarını teslim etmesi” ifadelerini kullandı. Kaynaklar, ‘Hizbullah'ın şimdiye kadar, varoluşsal tehditler konusunda aynı söylemleri sürdürdüğünü, hâlbuki bu silahlar ve destek savaşı aracılığıyla Lübnan’a varoluşsal bir tehdit teşkil edenin bizzat kendisi olduğunu ve silahları yüzünden savaşları ülkeye çektiğini’ ifade etti.

Kaynaklar, Hizbullah’ın yetkilileri aracılığıyla yaptığı açıklamalarda ‘ABD’ye İsrail sınırını korumaya hazır olduklarını, bunu da Litani’nin güneyinden tamamen çekilerek ve silah meselesini Litani’nin kuzeyinde hükümetle müzakere ederek yapabileceklerini anlatmak istediklerine’ dikkat çekti. Kaynaklar, ‘bu durumun ABD tarafından reddedildiğini, Washington’ın hamle karşılığında hamle ilkesine bağlı kaldığını, yani İsrail’in aşamalı olarak çekilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve hedef almayı durdurması karşılığında devletin de Hizbullah’ın askerî yapısını dağıtarak egemenliğini tesis etmesini istediğini’ vurguladı.

Lübnan Kuvvetleri Partisi’ne yakın kaynaklar, ‘Hizbullah’ın artık bu yönde bir adım atmazsa hem kendisini hem de tüm Lübnan halkını yeni bir savaşa sürükleyeceğinin farkında olduğunu, eylül ayında önceki ABD temsilcisi Amos Hochstein’ın sunduğu fırsatı değerlendirmediğinde savaşla karşılaştığını ve şimdi Tom Barrack’ın sunduğu fırsatı değerlendirmemesi halinde Lübnan’ı tehlikeye atacağını bildiğini’ ifade etti. Kaynaklar, Lübnan’ın yeni şiddet sahnelerine sürüklenmemesi konusunda uyardı.