​Husilerin Suudi Arabistan’ı hedef alan füzeli saldırılara Arap dünyası ve uluslararası toplumdan kınama

Suudi Arabistan füze savunma sistemi (Arşiv)
Suudi Arabistan füze savunma sistemi (Arşiv)
TT

​Husilerin Suudi Arabistan’ı hedef alan füzeli saldırılara Arap dünyası ve uluslararası toplumdan kınama

Suudi Arabistan füze savunma sistemi (Arşiv)
Suudi Arabistan füze savunma sistemi (Arşiv)

Husilerin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad ve Cizan şehrini hedef alan füzeli saldırılar, Arap dünyası ve uluslararası toplum tarafından kınandı.
Husilerin saldırısını kınayan ülkelerden Kuveyt, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Suudi Arabistan'ı balistik füzelerle hedef alan saldırıyı en güçlü ifadelerle kınandı.
Kuveyt resmi ajansının (KUNA) haberine göre Dışişleri Bakanlığı’ndan kaynaklar, ‘alçaklık’ olarak niteledikleri saldırıyı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele çabalarının ortasında sadece Suudi Arabistan’ın güvenliğini değil tüm Körfez bölgesinin güvenliği ve istikrarını hedef aldığını vurguladılar. Kaynaklar, Kuveyt’in Suudi Arabistan’ın yanında olduğunu ve desteklediğini belirttiler.
Yemen ise Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani’nin dilinden saldırıyı kınadı. İryani Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘İran'ın paralı askerleri tarafından Suudi Arabistan’ın Riyad ve Cizan şehirlerine yönelik gerçekleştirilen başarısız terör saldırısını şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı.
İryani, saldırının İran’ın Husilere silah göndermeye ve onları sabotaj aracı olarak kullanmaya devam ettiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Bahreyn de Riyad ve Cizan’ı balistik füzelerle hedef alan saldırıyı gerçekleştiren İran destekli terörist Husi milislerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade etti. Bahreyn Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Suudi Arabistan hava savunma sistemi tarafından püskürtülen saldırının hem Suudi Arabistan’ın hem de bölgenin güvelik ve istikrarını hedef alan korkakça bir saldırı olduğu ve bu tür terör eylemlerinin en güçlü ifadelerle kınandığı vurgulandı.
Bahreyn’in Suudi Arabistan’ın yanında olduğu vurgulanan açıklamada, Suudi Arabistan ve halkının, istikrar ve güvenliği için alınacak tüm önlemlerin destelendiği bildirildi.
Öte yandan Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacraf, Riyad ve Cizan’ı hedef alan füze saldırısını kınadı. Tüm dünya koronavirüsle mücadele ederken Husiler tarafından düzenlenen bu terör eyleminin sadece Suudi Arabistan’ı değil, tüm bölgeyi tehdit ettiğini vurgulayan Dr. Hacraf, saldırıyı sivillerin ve sivil bölgelerin hedef alınmasını önleyen uluslararası hukuk ve normların açık bir ihlali olarak niteledi. Balistik füzeleri imha eden Kraliyet Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nin (RSAF) etkinliğini ve hazır bulunuşluğunu öven Genel Sekreter, KİK’in Suuri Arabistan ve halkının yanında olduğunu vurguladı. Dr. Hacraf ayrıca uluslararası toplumu, bölgedeki barışı ve güvenliği istikrarsızlaştırmaya çalışan Husi milislerine karşı koymaya çağırdı.
Aynı şekilde Ürdün hükümeti de Riyad ve Cizan’a yönelik ‘korkunç bir terör saldırısı’ olarak nitelediği füzeli saldırıyı kınadı. Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Dayfullah el-Fayiz yaptığı açıklamada, Ürdün’ün Suudi Arabistan’a olan desteğini vurguladı.
Diğer yandan Arap Parlamentosu Başkanı Dr. Meşal bin Fehm es-Silmi, RSAF’ın başarıyla imha ettiği iki balistik füzeyle yapılan saldırıyı mümkün olan en güçlü şekilde kınadı. Dr. Silmi, saldırının uluslararası ilkelerin, sözleşmelerin, geleneklerin, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının ve uluslararası anlaşmaların açık bir ihlali ve hem bölgesel hem de uluslararası güvenlik ve barışa yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı. Dr. Silmi saldırıyı ‘Husilerin Yemen'deki krize siyasi bir çözüm getirecek ve bölgedeki güvenlik ve istikrarı sağlayacak güven artırıcı önlemlere yönelik ciddiyetsizliğinin ve İran rejimine boyun eğdiğinin’ bir göstergesi olarak niteledi.
Arap Parlamentosu Başkanı, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Başkanı ve BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği mektupta,  Husi milislerin bu alçakça eylemlerini durdurmaya zorlayacak acil önlemler alınması çağrısında bulundu. Dr. Silmi mektubunda ayrıca İran’ın Husilere bölgedeki güvenliğin istikrarsızlaştıran ve Yemen’deki kaosun sürmesine neden olan desteğiyle BMGK kararlarını açık bir şekilde ihlal ettiğini belirtti. Silmi, Arap Parlamentosu'nun bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar korumaya yönelik Suudi Arabistan’ın alacağı tüm önlemleri desteklediğini vurguladı.
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı Şeyh Dr. Abdurrahman es-Sudeysi de saldırıyı kınayanlardandı. Ülkenin içinde bulunduğu mevcut koşullar çerçevesinde yapılan ‘acımasız’ saldırının ‘kötü niyetli’ bir eylem olduğunu belirten Dr. Sudeysi, bu tür eylemlerin İslam tarafından da reddedildiğinin altını çizdi. Dr. Sudeysi RSAF’ın başarısına ve Suudi Arabistan yönetimine övgüde bulundu.
Afganistan da Riyad ve Cizan’a yönelik, sivilleri ve sivil bölgeleri hedef alan terörist saldırıyı kınadığını ifade etti. Afganistan hükümeti tarafından yapılan açıklamada, balistik füzelerle yapılan saldırının uluslararası sözleşmelere ve insan haklarına aykırı olduğu vurgulandı. Açıklamada, tüm dünya koronavirüs ile mücadele ederken Husilerin bu tür bir eylemde bulunması, insan haklarını tanımadıklarının bir göstergesi olarak nitelendirilirken Afganistan’ın Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olduğu belirtildi.
Suudi Arabistan öncülüğündeki Yemen'de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu Sözcüsü Albay Türki el-Maliki ise yaptığı açıklamada, dün akşam Yemen’in Sana ve Saada şehirlerinden fırlatılan ve Suudi Arabistan topraklarını hedef alan balistik füzelerin RSAF tarafından başarılı bir şekilde imha edildiğini söyledi. Albay Maliki, Riyad ve Cizan’ı hedef alan füzelerin havada parçalandığını ve şarapnel parçalarının saçılmasına neden olduğunu belirtti. Albay Maliki, tüm dünyanın koronavirüsle mücadele için birleştiği bir zamanda Husilerin gerçekleştirdiği bu ‘barbarca’ saldırının sadece Suudi Arabistan ve vatandaşlarını değil aynı zamanda tüm dünyadaki birlik ruhunu hedef aldığını vurguladı.
Husi milislerin gerçekleştirdiği bu saldırının, yaptıkları ateşkes ve gerginliği azaltmaya yönelik açıklamaları yansıtmadığını ifade eden Albay Maliki, bununla birlikte Husilerin Yemen hükümetiyle güven artırıcı önlemler almak ve darbeyi sona erdiren kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmak konusundaki ciddiyetsizliklerinin ve İran’ın desteğiyle kardeş Yemen halkının acılarını devam ettireceklerinin bir göstergesi olduğunun altını çizdi. Maliki Koalisyon güçlerinin, sivillerin güvenliğini sağlamanın yanı sıra bölgesel ve uluslararası istikrarı korumak için Husilerin elindeki bu balistik imkanları etkisiz hale getirmek amacıyla katı ve caydırıcı önlemler almaya devam ettiğine işaret etti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.