Stockholm Uluslararası Tahkim Mahkemesi: Gazprom, Polonya'dan 1,5 milyar dolar fazladan aldı

Stockholm Uluslararası Tahkim Mahkemesi: Gazprom, Polonya'dan 1,5 milyar dolar fazladan aldı
TT

Stockholm Uluslararası Tahkim Mahkemesi: Gazprom, Polonya'dan 1,5 milyar dolar fazladan aldı

Stockholm Uluslararası Tahkim Mahkemesi: Gazprom, Polonya'dan 1,5 milyar dolar fazladan aldı

İsveç’teki Stockholm Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Rus enerji şirketi Gazprom'un Polonya enerji şirketi PGNiG'den fazladan 1,5 milyar dolar aldığına hükmetti. Mahkeme, söz konusu paranın Polonya'ya geri ödenmesini kararlaştırırken, Gazprom tarafından doğal gazın satış fiyatını da düşürdü.
İsveç'in başkenti Stockholm'de bulunan Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Rus enerji şirketi Gazprom ile Polonya'da devlete ait petrol ve gaz şirketi PGNiG arasındaki yüksek fiyat tartışmalarına noktayı koydu. Mahkeme yayınladığı kararla Gazprom'un Polonyalı şirket PGNiG'ye piyasa değerinin üzerinde yüksek fiyattan doğal gaz satışı gerçekleştirdiğine hükmetti. PGNiG Diretörü Jerzy Kwiecinski mahkemenin kararını "Verilecek güzel haberimiz var, 5 yılın sonunda PGNiG Gazprom ile yaşadığı fiyat anlaşmazlığı davasını kazandı" sözleriyle duyurdu.
PGNiG'den yapılan açıklamada ise mahkemenin söz konusu kararla Yamal-Avrupa Boru Hattı anlaşmasındaki gaz alım fiyatını da düşürdüğü belirtildi. İndirimli tarifenin 1 Kasım 2014 tarihinden itibaren geçerli olacağı ifade edilen açıklamada buna göre Yamal anlaşması kapsamında Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatı sağlayan Gazprom'un bugüne kadar PGNiG'den fazladan almış olduğu yaklaşık 1,5 milyar doları (6.2 milyar zloti) geri ödemesi gerektiği belirtildi.
Stockholm Uluslararası Tahkim Mahkemesi iki şirket arasında 5 yıldır süren anlaşmazlığa ilişkin davayı geçtiğimiz Aralık ayında sonuçlandırmış, kararı ise 2020 Mart ayı başında açıklayacağını duyurmuştu.



ABD Adalet Bakanlığı: Epstein belgelerini yayınlarken Trump'ı korumak için hiçbir dosyayı sansürlemedik

ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Jeffrey Epstein ve ortağı Ghislaine Maxwell'in fotoğrafı (ABD Adalet Bakanlığı- Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Jeffrey Epstein ve ortağı Ghislaine Maxwell'in fotoğrafı (ABD Adalet Bakanlığı- Reuters)
TT

ABD Adalet Bakanlığı: Epstein belgelerini yayınlarken Trump'ı korumak için hiçbir dosyayı sansürlemedik

ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Jeffrey Epstein ve ortağı Ghislaine Maxwell'in fotoğrafı (ABD Adalet Bakanlığı- Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Jeffrey Epstein ve ortağı Ghislaine Maxwell'in fotoğrafı (ABD Adalet Bakanlığı- Reuters)

ABD Adalet Bakanlığı, merhum cinsel suçlu Jeffrey Epstein ile ilgili skandala dair bilgileri yayınlarken Başkan Donald Trump'ı korumak amacıyla herhangi bir belgeyi sansürlemediğini belirtti.

Başsavcı Yardımcısı Todd Blanch ABC News'e yaptığı açıklamada, bu nedenle hiçbir şeyin gizlenmediğini söyledi. Blanch ayrıca, Epstein skandalıyla ilgili olarak başkanı suçlayan materyallerin düzenlenmesi yönünde herhangi bir talimat verildiğini de reddetti.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre "Başkan Trump başından beri kamuoyuna açıklanabilecek tüm dosyaların yayınlanmasını beklediğini belirtti ve biz de tam olarak bunu yapıyoruz" dedi.

Trump'ın Epstein'ı tanıdığı, önceki bazı fotoğraflarda da görülüyor, ancak başkanın skandala karışmış olduğuna dair hiçbir kanıt yok ve Trump'ın kendisi de bu tür iddiaları her zaman reddetti.

Son zamanlarda yayınlanan bazı belgelerde Trump'ın adı geçse de ilk değerlendirmeler Epstein ile Trump arasındaki ilişkiye dair çok az yeni bilgi olduğunu gösteriyor. ABD Başkanı henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.

ABD Adalet Bakanlığı, cuma günü, Epstein'in karıştığı cinsel istismar davasıyla ilgili soruşturmaya dair uzun zamandır beklenen dosyaları yayınlamaya başladı.

Son günlerde Trump yönetimi, aylarca süren gecikmelerin ardından Amerikalılar tarafından büyük bir heyecanla beklenen Epstein skandalıyla ilgili yüz binlerce belgeyi yayınlamaya hazırlanıyordu.

Blanche, cuma günü hükümetin, 2019'da ölen güçlü finansçı ve cinsel suçluyla ilgili dosyanın yalnızca bir kısmını, gece yarısı olan yasal son tarihten önce yayınlamasının beklendiğini söyledi.

Fox News'e verdiği demeçte, "Bugün yüz binlerce belgeyi yayınlayacağımızı tahmin ediyorum" dedi ve "önümüzdeki haftalarda yüz binlerce" daha belgenin yayınlanacağını ekledi.

Blanche, Adalet Bakanlığı'nın isimleri ve hassas bilgileri sansürleme konusunda tam yetkiye sahip olduğunu ve belgelerin Jeffrey Epstein'ın genç kurbanlarını korumak için kısmen sansürleneceğini doğruladı.

Donald Trump'ın eski kişisel avukatı ayrıca, yıllardır Amerika Birleşik Devletleri'ni sarsan skandalda yeni bir iddianame beklemediğini de belirtti.

Belgelerin aşamalı olarak yayınlanması kararı, Senato Demokrat Lideri Chuck Schumer'ı kızdırdı. Schumer, yasanın "çok açık" olduğunu ve hükümetin belgelerin yalnızca bir kısmını değil, "tümünü" gece yarısına kadar yayınlaması gerektiğini ifade etti.

Schumer, açıklamasında, "Bu durum, Adalet Bakanlığı'nın, Donald Trump'ın ve Adalet Bakanı Pam Bondi'nin skandal hakkındaki gerçeği gizlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmak istediklerini açıkça ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.


Venezuela, kıyılarında petrol tankerinin ele geçirilmesinin ardından 'Amerikan korsanlığını' reddetti

TT

Venezuela, kıyılarında petrol tankerinin ele geçirilmesinin ardından 'Amerikan korsanlığını' reddetti

Venezuela, kıyılarında petrol tankerinin ele geçirilmesinin ardından 'Amerikan korsanlığını' reddetti

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, X platformunda yaptığı paylaşımda, ABD'nin dün en son Venezuela'ya yanaşan bir petrol tankerine el koyduğunu duyurdu.

Noem, "Amerika Birleşik Devletleri, bölgedeki uyuşturucu terörizmini finanse etmek için kullanılan yaptırım uygulanan petrolün yasadışı hareketini takip etmeye devam edecektir" ifadesini kullandı.

Açıklamasında, ABD Sahil Güvenliği'nin, ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) desteğiyle gemiyi dün şafak vakti öncesinde ele geçirdiğini belirtti.

Venezuela hükümeti, bir petrol tankerinin daha ele geçirilmesini kınayan bir açıklama yayınlayarak, bunu "ciddi bir uluslararası korsanlık eylemi" olarak nitelendirdi.

Açıklamada ayrıca Venezuela'nın, "ABD ordu mensupları tarafından uluslararası sularda gerçekleştirilen, yeni bir özel petrol tankerinin çalınması ve kaçırılması ile mürettebatının zorla ortadan kaybolmasını kınadığı ve reddettiği" belirtildi.

Karakas, bu eylemler hakkında BM Güvenlik Konseyi'ni, diğer çok taraflı örgütleri ve hükümetleri bilgilendireceğini ifade etti.

Bugün erken saatlerde, iki ABD yetkilisi Associated Press'e (AP), ABD güçlerinin uluslararası sularda Venezuela kıyıları açıklarında ikinci bir ticari gemiyi durdurduğunu söyledi. ABD medyası, ele geçirilen geminin bir petrol tankeri olduğunu bildirdi.

Yetkililerden biri, tankerin gönüllü olarak durduğunu ve ABD güçlerinin gemiye çıkmasına izin verdiğini söyledi.

Bu hamle, ABD Başkanı Donald Trump'ın Güney Amerika ülkesine giden ve gelen, yaptırımlara tabi tüm petrol tankerlerine "abluka" ilan etmesinden günler sonra geldi. Ayrıca, 10 Aralık'ta ABD güçlerinin Venezuela kıyılarında bir petrol tankerine el koymasının ardından gerçekleşti.

Başkan Trump, cuma günü yayınlanan bir röportajında, petrol ambargosu uygulayarak Karakas'a karşı ABD baskı kampanyasını tırmandırdıktan sonra, Venezuela ile savaş olasılığını masada tuttu.

Trump, perşembe günü NBC News ile yaptığı telefon görüşmesinde, savaş olasılığını dışlama sorusuna "Hayır, dışlamıyorum" diye yanıt verdi. Ayrıca, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu iktidardan uzaklaştırmak isteyip istemediği konusunda da yorum yapmaktan kaçındı. Solcu Maduro, Washington'un Karakas'ta rejim değişikliği aradığını söylüyor. Trump sözlerine şöyle devam etti: "Ne istediğimi tam olarak biliyor. Bunu herkesten daha iyi biliyor."

ABD Başkanı, geçen hafta ABD güçlerinin Latin Amerika ülkesinden yola çıkan bir petrol tankerini ele geçirmesinin ardından, daha fazla petrol tankerine el konulacağını vurguladı.

Trump, son aylarda Karayip bölgesindeki ABD askeri varlığını önemli ölçüde artırdıktan sonra, Venezuela ile ilgili nihai hedefleri konusunda dünyayı belirsizliğe sürükledi.

Washington, Maduro'yu "terörist bir uyuşturucu karteli" yönetmekle suçluyor ve eylül ayından bu yana ABD güçleri, uyuşturucu taşıdığını söyledikleri teknelere yönelik birçok saldırı düzenleyerek 100'den fazla kişiyi öldürdü.

Trump haftalarca uyuşturucu kaçakçılarına karşı "yakında" kara saldırıları emri vereceğini belirtti.

Ancak bu hafta, dünyanın en büyük kanıtlanmış ham petrol rezervlerine sahip olan Venezuela petrolüne odaklandı.

ABD yaptırımlarına tabi petrol tankerlerine abluka ilan eden Trump, Venezuela'yı Amerikan petrolünü çalmakla suçladı; bu, ülkenin petrol endüstrisinin millileştirilmesine açık bir göndermeydi.

Çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Enerji haklarımızın tamamını aldılar," dedi. "Petrolümüzün tamamını, çok uzun zaman önce değil, aldılar ve geri istiyoruz."

Petrol piyasası şu anda arz fazlası yaşıyor; Çin kıyılarında milyonlarca varil petrol tankerlerde boşaltılmayı bekliyor.

Ambargo uzun süre devam ederse, günde yaklaşık bir milyon varil ham petrol arzının kaybı, ham petrol fiyatlarını yükseltebilir.

Amerika Birleşik Devletleri'nin 2019'da Venezuela'nın enerji sektörüne yaptırımlar uygulamasından bu yana, Venezuela petrolü satın alan tüccarlar ve rafineriler, İran veya Rus petrolünü taşımak için konumlarını gizleyen "gölge filo" adı verilen petrol tankerlerinin yanı sıra yaptırım uygulanan gemileri de kullanmaya başladılar.

Denizcilik sektörü analistleri, resmi olmayan filonun veya sözde "gölge filonun" Amerika Birleşik Devletleri'nden gelebilecek olası cezai tedbirlere karşı savunmasız olduğu değerlendirmesinde bulundular.

TankersTrackers.com'dan alınan verilere göre, bu hafta itibariyle Venezuela sularında bulunan ve gizli bir filo oluşturan 70'ten fazla petrol tankerinden yaklaşık 38'i ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırımlara tabi tutuluyor.

Web sitesi ayrıca, bu tankerlerden en az 15'inin ham petrol ve yakıt taşıdığını ifade etti.


Rubio, Sudan'da ateşkes çağrılarını yoğunlaştırdı

Rubio, önceki bir etkinlik sırasında Başkan Trump ile konuşurken (AFP)
Rubio, önceki bir etkinlik sırasında Başkan Trump ile konuşurken (AFP)
TT

Rubio, Sudan'da ateşkes çağrılarını yoğunlaştırdı

Rubio, önceki bir etkinlik sırasında Başkan Trump ile konuşurken (AFP)
Rubio, önceki bir etkinlik sırasında Başkan Trump ile konuşurken (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Sudan'da insani bir ateşkesin gelecek yılın başına kadar sağlanması için 10 günlük bir süre belirledi. Bu, Washington'un iki savaşan taraf olan Sudan Silahlı Kuvvetleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) için ilk kez bir zaman çizelgesi belirlemesi anlamına geliyor.

Rubio, cuma günü yaptığı açıklamalarda, Washington'un acil hedefinin yeni yıldan önce Sudan'daki düşmanlıkları durdurmak olduğunu ve insani bir ateşkes sağlamak için ABD’nin çabalarını yoğunlaştırdığını belirtti.

Rubio, ülkesinin çok sayıda bölgesel aktörle "yoğun bir şekilde" temas halinde olduğunu belirterek, Washington'un İngiltere ile koordineli olarak Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'daki yetkililerle insani yardım operasyonlarının genişletilmesine olanak sağlayacak bir ateşkes için görüşmeler yaptığını kaydetti.

Rubio, "Odak noktamızın yüzde doksan dokuzu bu insani ateşkes ve ona mümkün olan en kısa sürede ulaşmak üzerinedir," dedi. "Yeni yıl ve yaklaşan tatillerin her iki tarafın da bu konuda anlaşması için büyük bir fırsat sunduğuna inanıyoruz" ifadelerini kullandı.