​Koronavirüs salgını Çin’de azalırken Güneydoğu Asya’da etkisini sürdürüyor

Dün Vuhan’da köpeğiyle beraber dışarı çıkan bir adam (EPA)
Dün Vuhan’da köpeğiyle beraber dışarı çıkan bir adam (EPA)
TT

​Koronavirüs salgını Çin’de azalırken Güneydoğu Asya’da etkisini sürdürüyor

Dün Vuhan’da köpeğiyle beraber dışarı çıkan bir adam (EPA)
Dün Vuhan’da köpeğiyle beraber dışarı çıkan bir adam (EPA)

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına dair istatistikler Çin Halk Cumhuriyeti’nde yeni bir düşüş kaydederken, salgının çıktığı nokta olan Vuhan'da ise 6 gündür hiçbir vaka kaydedilmedi.
Diğer yandan, Asya'nın dördüncü büyük ekonomisi olan Güney Kore, salgından etkilenen ailelere maddi yardımda bulunacağını açıkladı.
Hindistan ise yaklaşık 1,3 milyon insanın tâbi olduğu evden çıkma yasağının uzatılmasını planlamıyor.
Reuters’ın haberine göre, Çin’deki vaka sayıları 4 gündür azalmaya devam ediyor. Yabancı ülkelerden gelenlerin sıkı prosedürlere tâbi tutulması da bu düşüşe katkı sağlıyor. 
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, Cumartesi (28 Mart) günü 45, Pazar (29 Mart) günü ise biri yerel diğerleri yurtdışı kaynaklı olmak üzere 31 yeni vakanın kaydedildiğini açıkladı.
Koronavirüsün çıktığı nokta olan Vuhan’da 6 gündür hiçbir vaka kaydedilmemesi üzerine şirketler ve iş yerleri açılmaya, şehir sakinleri ise yaklaşık iki ay süren yasakların ardından normal yaşamlarına geri dönmeye başladı.
Diğer yandan, ülkede neredeyse felç olmuş olan ekonominin canlandırması çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Hükümet, ekonomik iyileşme için mali ve nakit teşvik prosedürleri sunduğu sırada şirket ve fabrikaların salgınla mücadele bitmemiş olsa bile çalışmaya devam etmesini istiyor. Nitekim Mart ayında sona eren çeyrekte deflasyona gidileceğinden korkuluyor.
Çin’deki vakaların Şubat ayında zirveye varmasının ardından önemli ölçüde düşüşüne rağmen, yetkililer çoğunluğu öğrenci olmak üzere yurtdışından dönen vatandaşlar ile beraber ikinci bir salgın dalgasının yaşanacağından korkuyor. Aynı zamanda işe dönüşlerin başlaması ve bölgesel seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle yerel vakaların artacağından korkuluyor.
Hemen hemen tüm yabancıların ülkeye girişinin yasaklandığı Çin’de, uluslararası uçuşlar Pazar günü ardından bir sonraki uyarıya kadar önemli ölçüde azaltıldı.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı haberine göre, günlük vaka sayısı ciddi ölçüde düşerek 13’lere kadar indi. Ancak sağlık yetkilileri, bunun iyimserliğe neden olmaması gerektiğini bildirerek vatandaşları özellikle gece kulüpleri ya da barlardaki gibi toplanmalardan 12 Nisan’a kadar kaçınmaya çağırdı.
Diğer yandan, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, dün yaptığı açıklamada, koronavirüs salgınının uzun vadeli ekonomik etkisini azaltmak amacıyla gelecek ay ek bir bütçe hazırlanacağını bildirdi. Başkan Moon, felaketin etkilerini hafifletmek için, yüksek gelirli aileler hâricindeki tüm ailelere 816 dolarlık acil ödeme yapılacağını da açıkladı. Aynı zamanda bazı küçük ve orta ölçekli şirketlerin bu aydan itibaren sigorta ve kamu hizmetleri faturaları ödemekten kısmen muaf tutulacağına dikkat çekti.
DPA’nın haberine göre Yeni Delhi’de ise, toplamdaki vaka sayıları bin 251’e, can kaybı ise 32’ye çıkarken hükümet ise üç hafta süren evden çıkma yasağının devam etmesi gibi bir planın olmadığını doğruladı. Hükümetin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, yasağın uzatılacağı konusundaki söylenti ve haberlerin asılsız olduğu vurgulandı.
Hindistan, 20 Mart’tan bu yana vakaların düzenli artışına şahit oluyor; yalnızca Cumartesi günü 179 vaka kaydedildi. Nitekim Başbakan Narendra Modi’nin açıkladığı kısıtlamalara rağmen yüz binlerce işçi, günlük ücretle çalıştıkları Delhi ve Mumbai gibi büyük şehirleri terk ederek kırsal kesimdeki kasaba ve köylerine döndü. Bunlardan ailelerini de yanlarına alan birçoğu, yanlarında ne para ne de yemek olduğunu ancak salgından korktuklarını dile getirdi.
Reuters’ın haberine göre, salgının yayılmasıyla mücadele kısıtlamaları ve sosyal izolasyon önlemlerini ihlal eden bir göçmen işçi kalabalığını dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. Nitekim Pazar günü yaklaşık 500 işçi, salgın nedeniyle işlerini kaybetmelerinin ardından köy ve kasabalarına dönmek için Surat şehrinde polis ile çatıştı. Emniyet müdürlüğünden bir yetkiliye göre, polis, otobüs ve trenlerin yokluğu nedeniyle bunun mümkün olmadığına dair işçileri ikna etmeye çalışsa da işçiler ikna olması.
Çin’de 31 Mart itibariyle 82 bin 240 kişi hastalandı. 3 bin 309 kişi ölürken 76 bin 199 kişi taburcu oldu.
Güneydoğu Asya’da son durum
Öte yandan, Malezya resmi haber ajansı BERNAMA’ya göre, Sağlık Dairesi Müdürü Nur Hişam Abdullah, ülkedeki toplam vaka sayısının 2 bin 766’ya, can kaybının ise 43’e çıktığını doğruladı.
Filipin Sağlık Bakanlığı ise dün 128 yeni vaka ve 7 can kaybının kaydedildiğini açıkladı. Sağlık Bakanı Yardımcısı Maria Rosario Vergeire, böylece toplam vaka sayısının 2 bin 84, can kaybının ise 88’e çıktığını bildirdi. Vergeire, teşhis testlerinin ülkeye getirilmesiyle yetkililerin daha fazla vaka izlemeye başladığını açıkladı.
Vietnam’da ise ülkenin en ünlü İngilizce gazetesi olan Vietnam News, bir gazeteciye virüs bulaşmasının ardından kağıt gazetelerin en az iki hafta boyunca çıkartılmayacağını duyurdu.
DPA’nın haberine göre, Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc, dün yaptığı açıklamada vakaların kaydedildiği başkent Hanoi ve Ho Chi Minh şehrinin kapatılacağını bildirdi. Ülkede 204 vaka doğrulanırken can kaybı ise henüz kaydedilmedi.



Paris’ten Beyrut uyarısı: Bölgedeki gerginlik tehlikeli şekilde artıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)
TT

Paris’ten Beyrut uyarısı: Bölgedeki gerginlik tehlikeli şekilde artıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)

İsrail’in, askeri kapasitesini yeniden inşa ettiği gerekçesiyle Lübnan’daki Hizbullaha karşı geniş çaplı bir operasyon başlatabileceğine ilişkin endişeler giderek artıyor. Son haftalarda İsrail medyasında sıkça dile getirilen bu iddialar, pazar günü Beyrut’un güney banliyölerinden Haret Hreik’te Hizbullah’ın bir numaralı askeri yetkilisi Heysem Tabtabain’in hedef alınmasıyla sahada da kendini gösterdi.

Aynı zamanda İsrail’in atacağı olası adımlar hem Lübnan içinde hem de uluslararası çevrelerde ciddi kaygılara yol açıyor. Bu bağlamda, her zamanki gibi en hızlı tepkiyi veren ülke Fransa oldu. Paris, ismini vermeden Hizbullah’ın üst düzey bir komutanını hedef alan saldırıdan duyduğu endişeyi açıkladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen cumartesi CNBC Arabiya’ya verdiği röportajda Lübnan’daki durumun “son derece kırılgan” olduğunu ve önümüzdeki dönemin “belirleyici” nitelikte olacağını vurgulamıştı.

Fransız Dışişleri Sözcüsü Pascal Confavreux, pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, “23 Kasım Pazar günü Beyrut’u hedef alan İsrail saldırısının, zaten son derece gergin olan ortamda tırmanma riskini artırdığı için Fransa’da derin bir endişe yarattığını” söyledi.

Fransa, her açıklamasında olduğu gibi tüm taraflara itidal çağrısında bulunarak, tehditlerin raporlanması için oluşturulan ateşkes izleme mekanizmasının önemine dikkat çekti. Paris, geçen yıl kurulan ve bir ABD’li generalin başkanlık ettiği, bir Fransız subayın ise başkan yardımcılığı görevini üstlendiği bu mekanizmada aktif rol oynuyor. Mekanizmada Lübnan, İsrail ve Birleşmiş Milletler de yer alıyor.

fgth
Güney Lübnan'da İsrail'in Manara yerleşim birimine bakan bir UNIFIL gözlem noktası (EPA)

Fransa, bu mekanizmayı “taraflarca tanınan ve tek taraflı adımların engellenmesi ile hem Lübnan hem de İsrail’de sivillerin güvenliğinin sağlanması için gerekli çerçeve” olarak değerlendiriyor. Ancak mekanizmanın temel sorunu, geçen yıl imzalanan 27 Kasım 2024 Ateşkes Anlaşmasından bu yana İsrail’in günlük askeri operasyonlarını durdurmasını sağlayamaması. İsrail bu operasyonları, Hizbullah’ın ateşkese uymadığı ve askeri altyapısını yeniden inşa ettiği gerekçesiyle sürdürüyor. Fransız açıklaması, Paris’in “Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılığını” yeniden teyit ediyor.

Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Macron’un Ortadoğu ve Kuzey Afrika danışmanı Anne-Claire Legendre, iki günlük bir ziyaret için Beyrut’a giderek üç üst düzey yetkili, Lübnan ordusu komutanı ve UNIFIL temsilcileriyle görüşmüştü


AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile iş birliğinde sınır yok

Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)
Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)
TT

AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile iş birliğinde sınır yok

Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)
Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)

Üst düzey bir Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan’la iş birliğinin ‘sınırı olmadığını’ belirterek, Riyad’ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkeze dönüştüğünü, reform hızının yüksek olduğunu, değişime açık bir tutum sergilediğini ve net bir vizyona sahip olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, Brüksel’in Suudi Arabistan-Avrupa iş birliği için geniş ufuklar gördüğünü vurguladı. Sikela, bu iş birliğinin yalnızca ikili düzeyde değil; Afrika, Orta Asya, Güney Asya, Pasifik ve Karayipler’de de güçlü bir potansiyel taşıdığını ifade etti.

yhju
Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)

Sikela, Riyad’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) Küresel Sanayi Zirvesi’ne katılımı sırasında yaptığı açıklamada, sürdürülebilir sanayi kalkınması, istihdam yaratma ve katma değer üretme başlıklarının küresel ekonominin ihtiyaçlarıyla örtüştüğünü belirtti.

UNIDO Küresel Sanayi Zirvesi

Jozef Sikela, Suudi Arabistan’ın UNIDO Küresel Sanayi Zirvesi’ne ev sahipliği yapmasının yerinde bir adım olduğunu belirterek, AB’nin UNIDO ile toplam taahhüt tutarı 350 milyon dolara yaklaşan 38 aktif program yürüttüğünü açıkladı. Sikela, “UNIDO’nun en büyük ortağı ve en büyük gönüllü katkı sağlayanı biziz” ifadesini kullandı.

Sikela, sanayi, ticaret ve enerji bakanlığı geçmişine de atıfta bulunarak, zirveyi Suudi yetkililerle görüşme fırsatı olarak değerlendirdiğini belirtti. Suudi bakanlarla, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) temsilcileriyle ve şirketlerle bir araya geldiğini ifade eden Sikela, iş birliğinin yalnızca AB ile Suudi Arabistan arasında değil, dünyanın başka bölgelerinde de derinleştirilebileceğini söyledi. Sikela, “Yenilenebilir enerji, hidrojen, madencilik, çevrenin korunması, eğitim ve mesleki gelişim gibi alanlarda aynı önceliklere sahibiz” dedi.

Suudi Arabistan’la ilişkiler hız kazanıyor

Sikela, Suudi Arabistan ile ilişkilerin ‘çok güçlü bir ivme kazandığını’ vurguladı. Geçen yıl Brüksel’de AB ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasındaki ilk zirvenin düzenlendiğini hatırlatan Sikela sözlerini şöyle sürdürdü: “Krallık, Körfez’deki en büyük ticaret ortağımız ve ekonomisini çeşitlendiren, net vizyona sahip bir ülke.”

sdefrgt
Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Avrupa ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliğinin sınırları olmadığını vurguladı. (Fotoğraf: Saad el-Anzi)

Sikela, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu’nun ülkeyi Avrupa şirketleri ve yatırımcıları için çok cazip bir merkez haline getirdiğini belirterek, “Neden? Çünkü net bir vizyona sahip olmak, net bir yön anlamına geliyor ve yatırımcıların aradığı da bu: istikrar ve öngörülebilirlik. 2030 Vizyonu, yatırımcılara gelecek konusunda güven veriyor” şeklinde konuştu.

Sikela, “Bu vizyonu Avrupa ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerdeki bakış açımız ve bölge ile dünya konusundaki sorumluluğumuzla birleştirebilirsek, iş birliğinin sınırı olmaz; çünkü ortak gündemimiz çok geniş” ifadelerini kullandı.

Jozef Sikela’ya göre Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirmeye ve yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmeye odaklanıyor; bu öncelikler Avrupa’nın aynı alanlara gösterdiği ilgiyle örtüşüyor. Aynı durum, ortak çalışma alanı olarak görülen Orta Asya için de geçerli.

Sikela sözlerine şöyle devam etti: “Bu perspektiften bakıldığında Brüksel, Suudi Arabistan-Avrupa iş birliği için güney ülkelerinde geniş fırsatlar görüyor. PIF, Afrika, Orta Asya, Güney Asya, Pasifik ve Karayipler’de aktif; bu bölgeler aynı zamanda AB’nin ‘Global Gateway’ (Küresel Geçit) girişimi kapsamında değerlendiriliyor.”

‘Global Gateway’… Geleceğe yatırım

AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, AB’nin benimsediği Global Gateway girişiminin, partner ülkelerde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacıyla yatırım, teknoloji ve Avrupa standartlarını kullanarak uygulanan stratejik bir yatırım programı olduğunu vurguladı.

ty
Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Vizyon 2030'un yatırımcılara gelecek konusunda güven verdiğini söyledi. (Fotoğraf: Saad el-Anzi)

Sikela, “Temel hedef geleceğe yatırım yapmak, bu da varlıklara yatırım yapmadan önce insanlara yatırım yapmayı içeriyor” dedi.

Sikela’ya göre AB ve üye ülkeler, dünyadaki kalkınma harcamalarının en büyük kaynağı; küresel harcamaların yüzde 40’ından fazlasını sağlıyorlar, oysa ekonomileri dünya üretiminin yalnızca yüzde 16’sını oluşturuyor.

Sikela, başlangıçta 2027’ye kadar 300 milyar euro hedeflendiğini, bu hedefin neredeyse bu yıl gerçekleştirildiğini ve bu nedenle hedefin 2027’ye kadar 400 milyar euroya yükseltildiğini belirtti.

Jozef Sikela, girişimin ‘eşit ortaklığa dayandığını ve ülkelere şart dayatmak veya dengesiz ilişkilere çekmek yerine güç kazandırmayı hedeflediğini’ ifade ederek, bunun giderek parçalanan bir dünyada geniş kabul gördüğünü söyledi.

İş birliğinin derinleştirilmesi

AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri, Global Gateway girişimini Suudi yetkililerle görüştüğünü ve iki tarafın çıkarına hizmet edecek iş birliği fırsatlarını ele aldıklarını belirtti.

Sikela, “Girişim, ortak çıkarı olan partnerler için kapalı değil. Suudi kurumlarının ve özel sektör yatırımlarının katılımını memnuniyetle karşılıyoruz. AB ile Suudi Arabistan arasında iş ortamının iyileştirilmesi konusunu da tartıştık. İlişkileri derinleştirecek ek adımlar bekliyoruz. Yapılacak çok iş var, ancak ilerleme hızlı ve doğru yoldayız” şeklinde konuştu.

Gelecek için büyük potansiyel

Sikela, Avrupa-Suudi Arabistan ilişkilerinin önümüzdeki beş yıldaki perspektifi sorulduğunda, Suudi Arabistan’ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini vurguladı. Sikela, “Bugün bir bankacı olsaydım, Avrupa şirketlerine Suudi Arabistan’a ilgilerini artırmalarını tavsiye ederdim. Çünkü burası istikrarlı, öngörülebilir ve geleceğe yönelik büyük bir potansiyele sahip bir ortam” ifadelerini kullandı.

gty
Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Şarku’l Avsat'a verdiği röportaj sırasında (Fotoğraf: Saad el-Anzi)

Sikela, “Suudi Arabistan’daki en büyük çekim unsurları, reformların hızı, değişime açıklık ve net vizyondur. Siz bir vizyon belirlediniz ve hükümetin bu vizyona bağlı olduğuna eminim; bunu her gün gösteriyorlar” dedi.

Jozef Sikela sözlerini şu ifadeyle tamamladı: “İşte AB ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliğini tamamen farklı bir seviyeye taşımak için üzerine inşa etmek istediğimiz temel budur.”


Moskova'nın faaliyetleri artarken İngiliz Donanması Rus fırkateynini ve petrol tankerini durdurdu

İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)
İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)
TT

Moskova'nın faaliyetleri artarken İngiliz Donanması Rus fırkateynini ve petrol tankerini durdurdu

İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)
İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)

İngiltere Savunma Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, İngiliz devriye gemisinin Manş Denizi'nde takip ettiği bir Rus firkateyni ve petrol tankerini durdurduğunu, Rus donanmasının İngiliz suları etrafındaki faaliyetlerinin son iki yılda yüzde 30 arttığını belirtti.

Bakanlık, Kraliyet Donanması devriye gemisi HMS Severn'in son iki hafta içinde Manş Denizi'nden geçiş yapan Rus firkateyni RFN Stoyky ve tanker Yelnya'yı durdurduğunu açıkladı.

AP’ye göre Severn, sonunda izleme görevini Bretonya açıklarında kimliği belirsiz bir NATO müttefik gemisine devretti.

Bakanlık, İngiltere'nin, kıyılarında konuşlu gemilere ek olarak, NATO'nun Kuzey Atlantik ve Arktik bölgesindeki Rus gemileri ve denizaltılarını izleme misyonu kapsamında İzlanda'ya üç Poseidon keşif uçağı konuşlandırdığını bildirdi.

Bu haber, Savunma Bakanı John Healey'nin gazetecilere, Rus casus gemisi Yantar'ın İskoçya açıklarındaki faaliyetlerini izleyen keşif uçağı pilotlarına lazer ışınları tuttuğunu söylemesinden sadece birkaç gün sonra geldi.

İngiltere, Yantar'ın eylemlerini "pervasız ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, topraklarına yönelik herhangi bir ihlale yanıt vermeye hazır olduğunu belirtti.

Haley çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Rusya'ya ve Putin'e mesajım şu: Sizi görüyoruz ve ne yaptığınızı biliyoruz" dedi.

Londra'daki Rusya Büyükelçiliği, Haley'nin sözlerine, İngiliz hükümetini "askeri bir saplantıyı körüklemekle" suçlayarak yanıt verdi ve Moskova'nın Birleşik Krallık'ın güvenliğini baltalamaya çalışmadığını ifade etti.