İtalyan doktorlar uyarıyor: Sağlık sisteminin çökmesini engellemek için koruyucu ekipmanlar hayati öneme sahip

İtalyan doktorlar sağlık personelini enfeksiyondan koruyacak yeterli koruyucu ekipman olmadan sağlık sisteminin çökebileceği uyarısında bulundu (Reuters)
İtalyan doktorlar sağlık personelini enfeksiyondan koruyacak yeterli koruyucu ekipman olmadan sağlık sisteminin çökebileceği uyarısında bulundu (Reuters)
TT

İtalyan doktorlar uyarıyor: Sağlık sisteminin çökmesini engellemek için koruyucu ekipmanlar hayati öneme sahip

İtalyan doktorlar sağlık personelini enfeksiyondan koruyacak yeterli koruyucu ekipman olmadan sağlık sisteminin çökebileceği uyarısında bulundu (Reuters)
İtalyan doktorlar sağlık personelini enfeksiyondan koruyacak yeterli koruyucu ekipman olmadan sağlık sisteminin çökebileceği uyarısında bulundu (Reuters)

İtalya'da koronavirüs pandemisiyle mücadelede ön saflarda yer alan doktorlar koruyucu ekipmandaki eksikliklerin bütün sağlık sisteminin çökmesine neden olabileceği uyarısında bulundu.
Çok sayıda İtalyan sağlık personelinin hasta olmasının ardından yeni bir makalede 12'den fazla İtalyan anestezi uzmanı ve yoğun bakım doktoru diğer ülkeleri hemşire, doktor ve diğer personelin virüsten korunduğundan emin olmaları konusunda uyardı.
Birleşik Krallık (BK) hükümeti ekipman yetersizliği ve ülke genelindeki eksiklikler nedeniyle doktorların ve hastane personelinin eleştirisiyle karşılaşmaya devam ediyor. Son günlerde bakanlar orduya çağrıda bulunarak 170 milyon maske, eldiven ve başka malzemelerin dağıtımına yardım etmesini istedi.

İtalyan uzmanlar şu uyarıda bulunuyor:
"Ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarının önemli kısmını kaybetmenin sonuçları belirsizliğini koruyor ama bu durum Kovid-19'dan etkilenen sağlık sistemlerinin çöküşünde rol oynayabilir."

Diğer ülkelerin İtalya'nın deneyimlerini göz ardı etmemesi gerektiği uyarısında bulunarak şöyle dediler:
"İtalyan sağlık sistemi dünyanın en gelişmiş sağlık sistemlerinden biri. Buna rağmen son Kovid-19 salgını ülkeyi pandeminin etkisiyle baş etme konusunda hazırlıksız yakaladı. Hala en büyük sorun öncelikli hastaların saptanması ve paylaşımdaki zorluklarla yüksek seviyeli hasta yatağı eksikliğinden dolayı sağlık sisteminin çökmesi riski. İtalya 100 bin kişilik nüfus başına düşen yoğun bakım yatağı sayısı bakımından Avrupa'da ilk onda yer alıyor. 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatağı ortalaması Avrupa'da 11,5 ve BK'deyse sadece 6,6. İtalya'da bu sayı çok daha yüksek. İtalya'nın yoğun bakım kapasitesi üzerine binen yük bu bağlamda değerlendirilmelidir."
İtalyan Anestezi, Analjezi, Resüsitasyon ve Yoğun Bakım Derneği'nin Avrupa Hava Yolları Yönetim Derneği ortaklığıyla yayımladığı makalede personelin tamamen koruyucu ekipmanla baskı altında çalışmasının fiziksel ve zihinsel bedeli konusunda da uyardı ama bunun personelin hasta olmasını önlemek için hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
"Sars salgınının verileri vakaların yüzde 21'inin sağlık çalışanı olduğunu gösteriyor. Kovid-19 hastalarıyla ilgilenenler için de benzer örüntüler oluştu. Bu nedenle sağlık çalışanlarının maruz kaldığı riski en aza indirmek için gereken her önlem alınmalıdır. Özellikle İtalya'nın birçok bölgesinde yakın zamanda görüldüğü üzere nüfusun hastalığın kritikleşmesi beklenen önemli bir kesimini idare edebilecek sağlık personeli havuzunu korumak."

Doktorlar şunları ifade ederek devam etti:
"Böyle büyük çaplı bir salgın sağlık çalışanları için kişisel koruyucu ekipmanın azalmasıyla sonuçlandı. Neticede doktorlar ve hemşireler de dahil ön saflarda yer alan sağlık personeli hastalığa yakalandı veya virüse maruz kaldı ve böylece karantina altına alındı. KKE'lerin (kişisel koruyucu ekipman) ve deneyimli doktorların azalması daha az deneyimli doktor ve yurttaşların yoğun bakım için işe alınması anlamına geliyor."
Koronavirüs hastalarının tedavi edilmesinin sürekli koruyucu ekipman kullanmak zorunda olan sağlık personeli için zor bir iş olduğunu söylediler. İlaveten aşina olmadıkları koğuşlarda çalışmanın, maskeyle iletişim kurmanın zorluğunun ve normal uygulamadaki değişikliklerin fazladan risk yarattığını belirttiler.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, düzenli ekip toplantıları ve kontrol listelerinin kullanıldığı eğitimler de "bilişsel yardım" kapsamında tavsiye edildi.
KKE'nin “özellikle doktorlar yorgunken" çıkarılmasının "... yüksek bulaşma riskiyle ilişkili olduğunu" da eklediler.
"KKE'nin önemi azımsanamaz ama doktorlar aynı zamanda KKE'nin etkisinin nadiren yüzde yüz olduğunun bilincinde olmalı."

Makaleyi hazırlayan doktorlar şu sonuca vardı:
"İtalya genelinde Kovid-19 salgınının baş göstermesiyle birçok zorluğa göğüs gerdik ve gelecek hafta ve aylarda birçok ülkenin benzer zorluklarla karşılaşması muhtemel. Sadece uygun bilinçli planlama, eğitim ve takım çalışmasıyla sağlık sistemleri yeni pandemiyle yüzleşmek için en iyi şekilde hazırlanabilir."



Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York


Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesinin detayları ortaya çıktı. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Telegraph'a konuşan kaynaklar, Maduro'nun iktidarı bırakmak için belirli şartlar sunduğunu ancak Trump'ın bunları kabul etmediğini savunuyor.

Buna göre Maduro, 200 milyon dolarlık servetini korumayı, kendisine yakın yaklaşık 100 kişi hakkında hiçbir işlem yapılmamasını ve dost bir ülkeye sığınmasının sağlanmasını istemiş.

Kaynaklar, Washington'ın özellikle üst düzey yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapılmaması talebine yanaşmadığını belirtiyor. 

15 dakikalık telefon konuşmasında iki liderin, Venezuela'da olası bir geçiş hükümetinin nasıl kurulacağına veya Maduro'nun nereye gönderileceğine dair de anlaşmaya varamadığı ifade ediliyor. 

Trump'ın, Maduro'nun gidebileceği ülkeler arasında Rusya ve Çin'i gösterdiği öne sürülüyor. Ayrıca Katar'ın da bir seçenek olarak değerlendirildiği iddia ediliyor. 

Washington Post'un 27 Kasım'daki haberinde, Venezuela liderinin Türkiye'ye kaçabileceği de ileri sürülmüştü. 

Telegraph'ın haberinde, Maduro'nun kendisine yakın isimlerin geçiş hükümetinde rol oynamasını istediği ancak Beyaz Saray'ın bunu kabul etmediği yazılıyor.

Kaynaklardan biri, Venezuela liderinin "iki arada bir derede" kaldığını söylüyor. İktidardaki müttefikleri hakkında işlem yapılmasını kabul etmesi halinde Maduro'nun Venezuela'daki üst düzey isimler tarafından "hedef alınabileceği" belirtiliyor. 

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro olduğunu öne sürmüştü.

Haberde, Maduro'nun af istediği üst düzey askeri ve siyasi isimlerin, ABD tarafından hedef alınan bu örgüte üye olduğu savunuluyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi, böyle bir örgütün varlığını defalarca reddetmişti. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin Güneşler Karteli'yle ilgili açıklamasının "asılsız ve gerçek dışı" olduğu savunulmuştu. 

Beyaz Saray'ın örgütün en üst isimlerinden biri olduğunu öne sürdüğü Venezuela İçişleri, Adalet ve Barış Bakanı Diosdado Cabello da karteli "uydurma" diye nitelemişti.

Maduro, Trump'la telefon görüşmesi hakkunda dün yaptığı açıklamada, "Görüşmenin saygı çerçevesinde tamamlandığını ifade etmek isterim" demişti. Trump ise Maduro'yla konuşmasına ilişkin "Görüşmenin iyi ya da kötü geçtiğine dair bir şey söyleyemem" ifadelerini kullanmıştı. 

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Telegraph, BBC


Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
TT

Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin görüşmesi özellikle ABD tarafından yakından takip ediliyor.

Rus lider bugün Yeni Delhi'ye vardı, Modi'yle birebir görüşmeninse yarın düzenlenmesi planlanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rus petrolünü almaması için Modi'ye baskı yaptığı hatırlatılıyor. 

Yeni Delhi yönetimi, Washington'ın taleplerine bir süre direnmiş ancak ABD'nin geçen ay Rus petrol devlerine uyguladığı yaptırımların ardından satın alımları büyük ölçüde durdurmak zorunda kalmıştı. 

BBC'nin analizinde, 2022'de patlak veren Ukrayna savaşından beri ilk kez Hindistan'ı ziyaret edecek Putin'in petrol satın alımlarının tekrar artırılması için Modi'ye baskı yapabileceğine dikkat çekiliyor. 

İkili zirvede, Hindistan ve Rusya'nın Sovyet döneminden beri süren ilişkilerine bağlı oldukları mesajı verilecek. 

NYT'nin haberinde, aynı zamanda görüşmenin Putin için "küresel öneme sahip bir ortağı olduğunu dünyaya gösterme fırsatı" sunacağı ifade ediliyor.

Toplantıda Modi yönetiminin Rus menşeli gübre ürünlerine yatırımını artırması ve Hindistan'da Rusya işbirliğiyle inşa edilecek nükleer santrallerle ilgili konuların ele alınacağı aktarılıyor. 

Ayrıca iş sektöründe ortaklığın da artırılması öngörülüyor. Ukrayna savaşı nedeniyle eleman kıtlığı yaşayan Rus şirketlerin Hindistanlı işçileri kadrolarına katmak istediği belirtiliyor. 

Bu, Putin'in 2021'den beri Hindistan'a yaptığı ilk ziyaret olacak. Diğer yandan iki lider eylülde Çin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısında bir araya gelmiş, geçen yıl da Moskova'da görüşmüştü. 

"Denge politikası sınanıyor"

Diğer yandan görüşmenin, Modi'nin hem Rusya hem de Batı'yla ilişkilerini dengede tutmakta zorlandığı bir dönemde yapıldığına işaret ediliyor. Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative'in (GTRI) görüşme hakkındaki analizinde şu ifadelere yer veriliyor: 

Hindistan için zor olan mesele stratejik dengeyi korumaktır. Washington'dan gelen baskı ve Moskova'ya bağımlılığı yönetirken özerkliği de koruyabilmektir.

CNN'in analizinde de Hindistan'ın denge politikasının son dönemde sınandığı belirtiliyor. Yeni Delhi yönetiminin, Soğuk Savaş'ta kurulan dostluk, askeri işbirliği ve ucuz petrol fırsatı nedeniyle Kremlin'e bağımlı olduğu, diğer yandan da teknoloji, ticaret ve yatırım konusunda Amerika'yla işbirliğinden vazgeçmek istemediği yazılıyor. 

"Yeni S-400 anlaşması gelebilir"

İki ülke arasında savunma sektöründe de kuvvetli bağlar var. Hindistan yönetimi, Çin ve Pakistan'la sınırlarını korumak için askeri ekipmana on milyarlarca dolar harcıyor. 

Hindistan ordusunun elindeki hava savunma sistemleri, savaş uçakları, tüfekler ve füzelerin çoğu da ülkenin en büyük silah tedarikçisi Rusya tarafından üretiliyor.  

Hindistan medyasında yer alan haberlere göre, Modi yönetimi Rus menşeli S-400 hava savunma sistemi için yeni bir anlaşma yapabilir.

S-400 ve Rusya-Hindistan ortak üretimi uzun menzilli BrahMos füzeleri, Hindistan'la Pakistan arasında mayısta patlak veren 4 günlük çatışmalarda önemli rol oynamıştı.

Independent Türkçe, CNN, BBC, New York Times