Avrupa, İran’a tıbbi malzeme gönderdi, Ruhani ise sosyal izolasyonu genişletiyor

Tahran (AP)
Tahran (AP)
TT

Avrupa, İran’a tıbbi malzeme gönderdi, Ruhani ise sosyal izolasyonu genişletiyor

Tahran (AP)
Tahran (AP)

İran’da yeni tip koronavirüse bağlı vaka sayıları yoğun bir şekilde artmaya devam ederken Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise sosyal izolasyonu genişletmeye devam ediyor. Nükleer anlaşmayı imzalamış olan Avrupa üçlüsü ise ABD yaptırımlarının İran’a etkisinin azaltılmasına izin veren takas temelli ticaret mekanizması INSTEX aracılığıyla yaptığı ilk işlemle İran'a tıbbi malzeme gönderdiğini açıkladı.
İran Sağlık Bakanlığı, virüs nedeniyle 141 kişinin daha hayatını kaybettiğini, böylece toplam can kaybının 3 bin 36’ya çıktığını doğruladı.
İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kiyanuş Cihanpur, 24 saat içerisinde 3 bin 111 vakanın daha doğrulandığını, böylece toplamda kaydedilen vaka sayısının 47 bin 593’e çıktığını bildirdi. Cihanpur, 3 bin 703 kişinin durumunun kritik olduğunu, toplamda 15 bin 473 kişinin ise iyileştiğini açıkladı.
Bakanlık Sözcüsü, virüsün neden olduğu hastalığa iyi geldiği gerekçesiyle 3 bin 117 kişinin sahte metanol içerek zehirlendiğini, bunlardan bin 66’sının hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Cihanpur, zehirlenenlerden 32’sinin hayatını kaybettiğini, 73’ünün durumunun kritik olduğunu, 62 kişinin ise görme yetisini kaybettiğini sözlerine ekledi.
Diğer yandan, Almanya Dışişleri Bakanlığı, Avrupa üçlüsünün, ABD yaptırımlarının İran’a etkisinin azaltılmasına izin veren takas temelli ticaret mekanizması INSTEX aracılığıyla yaptığı ilk işlemle İran'a tıbbi malzeme gönderdiğini açıkladı.
Bakanlığın açıklamasında, “Fransa, Almanya ve İngiltere, Avrupa'dan İran'a tıbbi mal ihracatını kolaylaştırarak ilk işlemini başarıyla tamamladığını teyit ediyor. Malzemeler şu anda İran’da. İlk işlem tamamlandı. INSTEX ve İran’daki muadili STFI, daha fazla işlem gerçekleştirmek üzerinde çalışacak ve mekanizmayı geliştirecek” denildi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre, bakanlıktan bir kaynak; anlaşmanın salgınla mücadelede İran’a destek olmak için bu ayın başında İngiltere, Almanya ve Fransa tarafından başlatılan girişimden ayrı bir adım olduğunu doğruladı. Bu girişim kapsamında İran’a test ekipmanları, laboratuvar testleri, koruyucu giysi ve eldivenler yollanmıştı.
Almanya, İngiltere ve Fransa, ABD yaptırımlarına karşı İran ile ticaret yapmak amacıyla Ocak 2019’da INSTEX adlı bir mekanizma kurmuştu. ABD doları kullanılmadan çalışacak olan mekanizma, İran’ın petrol satışı karşılığında Avrupalı şirketlerden ürün ya da hizmet almasına imkan tanıyor. Ancak bu mekanizma altında bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmamıştı.
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran halkının evde kalmaları çağrısını yenileyerek ülkedeki parkların Çarşamba günü yani Sizdah Bedar (Doğa Günü) bayramında kapatılacağını duyurdu. Zirâ İranlılar bu günü park ve bahçelerde topluca kutluyor. AFP’nin haberine göre, vatandaşları bir süreliğine gelenekleri terk etmeye çağıran Ruhani, alınan önlemlerin ihmalleri karşılığında para cezası verileceğini vurguladı.
Koronavirüsle mücadelede kullanılan sert yasaların bir hafta daha devam edeceğini söyleyen Ruhani, bu sürenin uzatılıp uzatılmayacağı konusunda Sağlık Bakanlığı’ndan rapor çıkarılmasını beklediğini ifade etti. Virüsten etkilenen şehirlerde karantina uygulamayı reddeden İran hükümeti, sosyal izolasyon planının onaylanmasının ardından 26 Mart’ta şehirler arası hareketi engellemişti.
Resmi kaynakların 8 milyon İranlının Nevruz tatilinin ilk haftasında şehirlerinden ayrıldığını duyurduğu bir zamanda İran hükümetine yöneltilen yoğun eleştiri ve baskı, hükümetin katı önlemler almaya başlamasına neden oldu.
IRNA’nın haberine göre, İran Koronayla Ulusal Mücadele Kurulu, virüsün yayılmasına neden olması sebebiyle kağıt gazete yayıncılığının 8 Nisan’a kadar askıya alınmasını emrederek medyayı internet üzerinden yayın yapmaya çağırdı.
Koronavirüs, İran’da birçok devlet yetkilisine bulaştı, bazılarının ise ölümüne neden oldu. Tasnim haber ajansının, İran Meclisi Başkanlık Heyeti Sözcüsü Esedullah Abbasi’den naklettiğine göre, İran Şura Meclisi’nin 290 üyesinden 23’ü salgına yakalandı. Çeşitli ajanslar, 100 üyenin teste tabi tutulduğunu, bunlardan 40’ının hastalık belirtileri taşıdığını bildirdi.
IRNA’nın haberine göre, Refah Örgütü Psikolojik Danışmanlık Genel Müdürü Behzad Vahidinya, örgütün ailelerle temaslarına göre, ülkede koronavirüs salgınının görüldüğü dönemde aile içi anlaşmazlıkların 3 katına çıktığını duyurdu.
Yetkili, anlaşmazlıkların kişisel hijyen, bir aile üyesinin eve girip çıkması, okulların kapanması dolayısıyla çocukların evde kalmalarının neden olduğu gerginlikler ve çiftlerin birbirleriyle çok daha fazla vakit geçirmek zorunda kalmaları sebebiyle arttığını vurguladı.
Diğer yandan, salgının neden olduğu panik İran cezaevlerinde isyanların çıkmasına yol açtı. Son gelişmelere göre, Ahvaz şehrindeki Sepidar ve Şiban cezaevlerindeki mahkumlar isyan etti.
Yerel kaynaklar, Sepidar Cezaevi mahkumlarının özel kuvvetlerin müdahalesi öncesinde cezaevinin kontrolünü ellerine aldığını ifade etti. İnsan aktivistleri ise sosyal ağlarda Şiban cezaevinden silah seslerinin geldiği ve dumanların yayıldığı görüntülerini paylaştı.
 



Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'a geçen ay İran'a karşı savaşında İsrail'in yanında yer alıp almayacağı sorulduğunda şöyle demişti: “Olabilir. Katılmayabilirim de. Ne yapacağımı kimse bilmiyor.” Dünyaya İran'ın müzakerelere yeniden başlaması için iki haftalık bir ateşkesi kabul ettiğini söyledikten sonra nükleer tesislerini bombaladı.

BBC'ye göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: ‘Trump'la ilgili en öngörülebilir şey öngörülemezliği’. Fikir değiştiriyor. Her zaman kendisiyle çelişiyor.

London School of Economics'te uluslararası ilişkiler profesörü olan Peter Trubowitz, “Trump oldukça merkezileşmiş bir politika oluşturma süreci inşa etti. Dış politikada Richard Nixon'dan bu yana tartışmasız en merkezileşmiş olanı” dedi. Bu da politika kararlarını Trump'ın kişiliğine, tercihlerine ve mizacına daha bağımlı hale getiriyor.

Trump bunu siyasi olarak kullandı; ‘öngörülemezliğini’ önemli bir stratejik ve siyasi varlık haline getirdi. Şimdi, bu kişilik özelliği Beyaz Saray'ın dış ve güvenlik politikasına yön veriyor ve tartışmalı bir şekilde ‘dünyanın şeklini değiştiriyor’.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre siyaset bilimciler bu teoriyi ‘deli adam teorisi’ olarak adlandırıyor. Bu teoriye göre bir dünya lideri rakibinden taviz koparmak için onu doğası gereği her şeyi yapabileceğine ikna etmeye çalışıyor. Söz konusu teori, başarılı bir şekilde kullanılırsa, bir tür zorlamaya dönüşebilir. Trump bunun işe yaradığına, ABD müttefiklerini istediği yere getirdiğine inanıyor. Ancak bu yaklaşım düşmanlara karşı işe yarayabilir mi?

Saldırılar ve şüphecilik

Trump ikinci dönemine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklayarak ve ABD'nin müttefiklerine saldırarak başladı. Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması gerektiğini söyleyerek Kanada'yı kızdırdı. Grönland'ı ilhak etmek için askeri güç kullanmayı düşünmeye hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Panama Kanalı'nın mülkiyetini ve kontrolünü yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile ilgili olarak, ittifakın tüzüğünün 5. maddesi her üyeyi diğer tüm üyeleri savunmakla yükümlü kılar. Trump, ABD'nin buna bağlılığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Eski İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace, “Bence 5. madde çöküşün eşiğinde” dedi.

Sızan bir dizi mesaj, Trump'ın Beyaz Saray'ında Avrupalı müttefiklere yönelik ‘küçümseme kültürünü’ ortaya koydu. Trump'ın yardımcısı J.D. Vance, ABD'nin artık Avrupa'nın güvenliğinin garantörü olmayacağını belirtti.

Söz konusu karar, 80 yıllık transatlantik dayanışmanın yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Konuyla ilgili olarak Trubowitz şunları söyledi: “Trump'ın yaptığı şey, ABD'nin uluslararası taahhütlerinin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler uyandırmak oldu. Avrupa'daki bu ülkelerin ABD ile güvenlik, ekonomi ya da başka alanlarda sahip oldukları ilişkiler artık her an müzakereye açık hale geldi. Trump'ın etrafındakilerin çoğunun öngörülemezliğin iyi bir şey olduğuna inandığını hissediyorum. Çünkü bu Trump'ın ABD'nin kaldıraç gücünü kullanarak kazanımlarını maksimize etmesini sağlıyor... Emlak dünyasında pazarlık yaparken öğrendiği derslerden biri de bu.”

Dalkavukluk ve yağcılık

Trump'ın yaklaşımı meyvesini verdi. Sadece dört ay önce Birleşik Krallık savunma ve güvenlik harcamalarını gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2,3'ünden yüzde 2,5'ine çıkaracağını açıkladı. Geçen ay NATO zirvesinde bu rakam yüzde 5'e yükseldi ve diğer tüm NATO üyelerinin yakında ulaşacağı büyük bir artış oldu.

University College London'da siyaset bilimi profesörü olan Julie Norman şöyle diyor: “Gün be gün ne olacağını bilmek çok zor. Trump'ın yaklaşımı her zaman bu olmuştur. Trump değişken mizacını transatlantik savunma ilişkilerini değiştirmek için başarıyla kullandı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin geçen ay Lahey'deki NATO zirvesinde Trump'a hitaben söylediği gibi (On yıllardır hiçbir başkanın başaramadığı bir şeyi başaracaksınız) bazı Avrupalı liderler Trump'ın desteğini sürdürmek için ona dalkavukluk ve yağcılık yapıyor.”

Düşmanların dokunulmazlığı

‘Deli adam teorisi’ müttefikler üzerinde işe yarayabilirken, düşmanlar üzerinde işe yaramıyor gibi görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump'ın yaklaşımından etkilenmemeye devam ediyor. Perşembe günü yaptıkları telefon görüşmesinin ardından Trump, Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşı sona erdirme konusundaki isteksizliğinden duyduğu ‘hayal kırıklığını’ dile getirdi.

BBC'ye göre Trump, İran'da tabanına ABD'nin Ortadoğu'daki ‘sürekli savaşlara’ müdahil olmasına son vereceği sözünü verdi. Ancak ikinci döneminin şu ana kadarki ‘en öngörülemez’ tercihiyle İran'ın nükleer tesislerini vurdu. Asıl soru şu: Bu karar istenilen sonuca ulaşacak mı?

Birleşik Krallık eski Dışişleri Bakanı William Hague, bu kararın tamamen ters etki yaratacağına ve İran'ın nükleer silah edinme olasılığını arttıracağına inanıyor. Notre Dame Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Michael Desch de bu görüşe katılıyor. “Bence artık İran'ın nükleer silah peşinde koşma kararı alması çok muhtemel” diyen Desch'e göre Trump'ın yaklaşımı şu ana kadar düşmanlar nezdinde ters tepti.