Trump: Virüse tüm yönlerden saldırıyoruz

Trump: Virüse tüm yönlerden saldırıyoruz
TT

Trump: Virüse tüm yönlerden saldırıyoruz

Trump: Virüse tüm yönlerden saldırıyoruz

ABD Başkanı Donald Trump koronavirüs salgınına ilişkin günlük basın toplantısında, “Virüse tüm yönlerden saldırıyoruz” dedi.
Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede dünya geneline yayılan koronavirüsün merkezi haline gelen ABD’de vaka sayıları giderek artıyor. En fazla vaka sayısının görüldüğü ülkede oluşturulan Korona Virüsü Çalışma Ekibi düzenlediği çalışmaları ile salgınla mücadeleyi amaçlıyor. Ekibin, günlük bilgilendirmesi ile her gün Beyaz Saray’da açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Donald Trump bir kez daha kameraların karşısına geçerek son duruma ilişkin açıklama yaptı. “Virüse tüm yönlerden saldırıyoruz” diyen Trump, sosyal mesafenin korunmasından, ekonomik desteğe her şeyin yapıldığını ifade ederek, “Bu zamanda her Amerikalının tam bir zafere ulaşmamızda vatanseverlik görevini yerine getireceğine şüphem yok” dedi.

“Dünya çapında koronavirüsü ile savaş devam ederken teröristler bunu kullanmak istiyor”
Trump dünya çapında hükümetlerin ve ulusların koronavirüsü ile savaşa odaklandıkları esnada suç kartellerinin, suçluların ve teröristlerin bu durumu fırsat çevirmek için çalıştığını söyleyerek, “Bunun olmasına izin vermemeliyiz” dedi. ABD’nin bugün itibari ile batı yarım kürede yasa dışı narkotik ürünlere karşı halkın yaşamını korumak için yoğunlaştırılmış mücadeleye başladığını açıklayan Trump, 22 ayrı ulusla beraber ABD Güney Komutanlığını uyuşturucu sevkiyatını önleme ve engelleme çalışması ile görevlendirdiğini ifade etti. Ek olarak deniz kuvvetlerine ait helikopter ve sahil koruma grupları ile Hava Kuvvetleri gözlem uçaklarının da görevlendirildiğini belirten Trump, “Bölgede güçlerimizi 2 katına çıkartırken onların güvenliğinden ve gerekli koruma malzemesine sahip olduklarından emin oluyoruz” dedi.

“ABD Ordusu koronavirüsüne ve ABD’yi tehdit eden diğer unsurlara karşı hazır”
Konu ile ilgili konuşan Savunma Bakanı Mark Esper, ABD ordusunun sivil halkı koronavirüsünden korumaya yardım ederken dışarıdan gelecek tüm tehditlere karşı hazır olduğunu dile getirdi. Esper, “Bugün Savunma Bakanlığı uluslararası kurumların iş birliği ile Doğu Pasifik Okyanusu ve Karayıp bölgesinde narkotik operasyonuna başlamıştır “dedi. ABD Güney Komutanlığı’nın geçen yıl ABD’ye gönderilmek üzere hazırlanan 280 ton uyuşturucu ele geçirdiğini ifade eden Esper, eklenen uçak, helikopter, gemi ve diğer teçhizatlar ile operasyon kapasitesinin iki katına çıktığını duyurdu.

“Maduro yönetimi uyuşturucu kaçakçılığına zemin hazırlıyor”
Esper Venezuela’da başta olan Maduro yönetiminin yozlaşmış olduğunu söyleyerek, “Güçlerini korumak için yasa dışı uyuşturucudan gelen parayı kullanıyorlar” dedi. Uyuşturucu tacirlerinin bu durumu kullandıklarını belirten Esper, “Bu uyuşturucuların kıyılarımıza ulaşmasını engellemeliyiz” dedi.

“Roosvelt’de test ve tahliye devam ediyor”
Donanma Operasyonları Komutanı Amiral Michael Gilday, korona virüsünün tespit edildiği 5 bin personeli bulunan uçak gemisi USS Theodore Roosevelt’de test ve tahliye çalışmalarının sürdüğünü belirterek şu ana kadar bin personeli test edilerek gemiden çıkartıldığını bu sayının Cumartesi gününden önce 2 bin 700’e ulaşacağını söyledi. Esper de bu durumlarının önüne yüzde yüz geçilmesi için tek bir çözüm olduğunu bunun da orduyu tamamen kapatmak gibi uygulanması mümkün olmayan bir çözüm olduğunu söyledi.

ABD koruma malzemesi üretmek için çalışıyor
Savunma konularından sonra konuşan Trump, ABD genelinde doktorlara, hemşirelere ve diğer sağlık çalışanlarına gerekli olan koruma malzemesinin ulaştırılabilmesi için hükümetin ABD’li üreticiler ile çalıştığını belirterek “Hiçbir zaman olmadığı gibi herkes çalışıyor. Valilere de söyledim. Eğer temin edebiliyorsanız firmalardan kendiniz temin edin” dedi. Savunma Üretim kanunu ile birçok üreticinin FEMA ve HHS ile çalıştığını söyleyen Trump, FEMA ve HHS’İn bölgesel yönetimlerle yakın çalıştığını ekledi.
ABD’de birçok doktorun aşı ve tedavi bulmak için çalıştığını söyleyen Trump, “Dünyanın gözü üzerimizde ve biz de dünyayı izliyoruz. Ancak, şu an için en büyük silahımız sosyal mesafenin korunması” ifadelerini kullandı. “Hastalığı kapmazsanız birçok problemi çözmüş olursunuz” diyen Trump, “Amerikan ruhu kırılmaz ve eğilmez” dedi.

“Hiçbir Amerikalı sağlık masraflarından korkmamalı”
Başkan Yardımcısı Mike Pence ise hükümetin öyle veya böyle korona virüsü ile ilgili konulardaki sağlık harcamaları için korunacağını söyledi. Testlerin ücretsiz olduğunu belirten Pence, Federal hükümetin ihtiyaç duyduğu malzemelerle de ilgilendiğini söyleyerek, “Sağlık çalışanları gerektiği şekilde ücretlendirilecek” dedi.

“Bu grip değil”
Daha önce koronavirüs salgınını grip salgınına benzeten Trump, bugün yaklaşımını değiştirerek, “Bu kesinlikle grip değil, grip böyle yayılmaz. Bu kadar hızlı yayılmaz. Bu çok tehlikeli” dedi.
Daha kriz başlamadan petrol üretiminin çok olduğunu söyleyen Trump, dünya çağında iş hacminin yüzde 40 düşmesiyle üretilen petrolün alıcı olmadığı için açıklarda gemilerde beklemek zorunda kaldığını belirterek, ABD genelinde benzin fiyatının galonda 99 sentin altına ineceğini ifade etti. Cuma günü ABD’li petrol firmaları ile görüşeceğini ifade eden Trump, “Ne yapılması gerektiğini biliyorum. ABD’li firmaların yok olmasına izin vermeyiz” dedi.

“ABD’de 200 bin üzerinde hasta 5 bine yakın ölü”
Çarşamba öğleden sonra itibari ile dünyada hastalanan kişi sayısı 1 milyona yaklaşırken sadece ABD’de korona virüs salgını nedeni ile hastalananların sayısı 215 bin 344’e yükselirken hastalık sebebi ile hayatını kaybedenlerin sıyışı ise 5 bin 112 oldu.



ABD diplomasisi Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi başarabilecek mi?

Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
TT

ABD diplomasisi Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi başarabilecek mi?

Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)

Emced Ferid et-Tayyib

Sudan'daki çatışma, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun 27 Haziran 2025 tarihinde Washington'da ABD ve Katar'ın himayesinde Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasında imzalanan barış anlaşmasının imza töreninde yaptığı açıklamaların ardından son günlerde hızlı bir dönüşüm geçirdi. Rubio, ABD'nin 15 Nisan 2023'te başlayan Sudan savaşıyla ilgilenmeye başlayacağını belirtti.

Bu açıklamalar, yıkıcı savaşın sona ermesi konusunda yeni bir umut doğurdu, ancak bu kez başarılı olabilmesi için önceki arabuluculuk çabalarında karşılaşılan zorlukların ciddiyetle ele alınması gerekiyor.

Rubio'nun açıklamalarının ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika İşleri Özel Danışmanı Masad Pauls, 2 Temmuz 2025'te, İngiltere’nin dörtlü gruptan çıkarılmasının ardından, dörtlü komitenin dışişleri bakanlarını (ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE) Washington'da bir bakanlar toplantısı düzenlemeyi planladıklarını duyurdu. Bu açıklamadan önce, 3 Haziran 2025 tarihinde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau ve Pauls, bu ülkelerin büyükelçileriyle bir ön toplantı düzenlemiş, ardından 9 Temmuz Çarşamba günü ABD Başkanı Donald Trump'ın, yönetiminin Sudan ve Libya'da barışı sağlama niyetinde olduğu yönündeki açıklamaları, bu sinyallerin ciddiyetini artırmıştı.

Söz konusu adımlar, ABD yönetiminin ABD Kongresi'ne karşı Sudan dosyasında daha fazla çaba gösterme taahhüdünü gösterme girişimi olarak görülebilir. ABD Kongresi'nin Sudan meselesine daha fazla önem verilmesi yönündeki sürekli baskısına yanıt olarak atılan bu adımlar, önceki girişimlerin önündeki engellerin aşılması ve çatışmanın tarafları üzerinde etkisi olan bölgesel aktörlerin sürece dahil edilmesi koşuluyla, krizi çözmek için gerçek bir fırsat da sunabilir.

Suudi Arabistan, bölgesel nüfuzu ve Sudan ile doğrudan komşuluğu nedeniyle savaşın sona ermesinde önemli bir rol oynuyor. Sudan, Kızıldeniz kıyısı boyunca Suudi Arabistan ile en uzun deniz sınırına sahip.

Savaşı durdurmanın yolu

Sudan dosyasını çevreleyen birçok karmaşıklık göz önüne alındığında, ABD'nin uluslararası etkisiyle Sudan krizinin çözümünde ciddi bir arabulucu olarak devreye girmesi. Ancak bunun başarısı, Suudi Arabistan ve Katar'ın müzakere sürecinin planlanması ve uygulanmasında aktif olarak yer alması gibi birçok faktöre bağlı. Bu yüzden ABD'nin arabuluculuk rolünü üstlenmesinin, Suudi Arabistan ve Katar'ın da bu sürece aktif olarak dahil olması şartıyla, Sudan'daki çatışmanın çözümü için önemli bir adım olacağına inanıyoruz.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Suudi Arabistan, bölgesel nüfuzu ve Sudan ile Kızıldeniz kıyısı boyunca en uzun deniz sınırını paylaşan komşusu olması nedeniyle savaşın sona ermesinde önemli bir rol oynuyor. Bunun yanında daha önce Cidde Platformu'na ev sahipliği yaparak taraflar üzerinde doğrudan nüfuzunu da gösterdi. Ancak Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin (CSIS) Eylül 2023 tarihli raporuna göre Cidde Platformu, önceki turlarında yaşanan başarısızlıkları önlemek için çeşitli yönlerden geliştirilmeli. Bunların başında, arabulucular arasındaki zayıf koordinasyonun giderilmesi ve ABD, Afrika Birliği (AfB) ve Birleşmiş Milletlerin (BM) tek başına hareket etmelerinin önlenmesi. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Arap Birliği (AL) ve ikili ilişkileri aracılığıyla nüfuzunu kullanarak dış müdahaleler sorununu ele alması ve Sudan'da barışın sağlanması için uluslararası, bölgesel ve Arap iradesini birleştirmesi gerekiyor.

gbhj
Beyaz Saray'da düzenlenen bakanlar toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump (sağda) Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun (ortada) omzuna elini koyarken, Adalet Bakanı Pam Bondi (solda) oturuyor, 8 Temmuz 2025

Kongo konusunda ABD ile etkili bir diplomatik ortaklık kurmayı başaran Katar'ın sürece dahil edilmesi de stratejik ve hayati bir adım. Katar'ın Sudan hükümetinin geçici merkezi olan Port Sudan ile olan güçlü ilişkileri, tüm tarafları olumlu yönde etkilemek için etkili bir arabulucu olarak rolünü daha da güçlendirir.

Sudan'da barış çabalarını engelleyen en önemli engellerden biri, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) bazı sivil taraflarca, başta eski Başbakan Abdullah Hamduk liderliğindeki Tekaddum İttifakı olmak üzere, siyasi destek görmesidir. Bu ittifak, HDK'nın iktidara geri dönme ve yönetimi devralma hedeflerini güçlendirmede önemli bir rol oynadı.

Sudan’ın eski Başbakanı Hamduk, 2022 yılının ocak ayında istifa ettikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) taşındı. Ardından kurduğu Tekaddum İttifakı HDK'nın siyasi söylemlerini yineleyerek ve yayarak HDK'nın hedeflerini desteklemek üzere sivil bir kalkan sağladı. Bu durum, 2024 yılının başlarında Addis Ababa'da HDK lideri Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile imzaladığı anlaşmada açıkça ortaya çıktı. Söz konusu anlaşma, Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nin (IGAD) Cibuti'de savaşan tarafların liderleri arasında doğrudan bir görüşme düzenleme çabalarını engelledi. Hamideti, teknik nedenlerle toplantıya katılmayacağını belirterek, Hamduk ile ortaklık anlaşmasını imzalamak için Addis Ababa'ya gitmeyi tercih etti. Bu adım, aylarca gizlenen bir ittifakın olduğunu ortaya koydu. Daha sonra HDK'ya sürekli medya ve siyasi destek şeklinde somutlaşan bu ittifak, 2023 yılının aralık ayında HDK’nın kontrolü ele geçirdiği el-Cezira eyaletinde paralel bir sivil yönetim kurulmasıyla zirveye ulaştı. Tekaddum İttifakından kişilerin bu yönetime aday gösterilmesi, bu siyasi iş birliğinin derinliğine işaret etti.

Öte yandan Sudan'daki savaşa ilişkin gerçekleri çarpıtan organize bir kampanya, Sudan krizinin doğru bir şekilde analiz edilmesini engelleyen bir ‘bilgi karmaşası’ yaratılmasına katkıda bulundu. Hamduk gibi politikacıların da katkıda bulunduğu bu kampanya, Sudan ordusunu Hamas, İran destekli milisler, El Kaide ve DEAŞ gibi radikal İslamcı gruplarla ittifak halindeymiş gibi göstererek ve ‘siyasal İslam’ korkularını uyandırarak Batı'nın, özellikle de ABD'nin desteğini toplamayı amaçladı.

Bu anlatılar, HDK tarafından işlenen ve ABD tarafından 7 Ocak 2025 tarihinde resmi olarak ‘soykırım’ suçu olarak sınıflandırılan ağır ihlallere yönelik ‘terörizm’ tanımını tamamen göz ardı ediyordu.

Savaşın doğru bir şekilde analiz edilememesi, önerilen çözümlerin hatalı olmasına neden oluyor ve bu karmaşık durumu çözmek için iç veya dış siyasi çıkarları gözeten anlatıları yaymak yerine gerçekleri olduğu gibi görmek gerekiyor.

Sudan’da 2019 yılındaki halk devrimiyle düşen siyasal İslamcı rejime karşı halkın hoşnutsuzluğunun HDK'nın söylemiyle özdeşleşmesini meşrulaştırmak için kullanıldığı açıkça görülüyordu. Söz konusu ‘bilgi kaosu’ krizin karmaşıklığını derinleştirdi. Bu da HDK'nın 13 Nisan 2023 tarihinde Meravi Havaalanı ve Askeri Hava Üssü’nü kuşatmasıyla başlayan ve 15 Nisan'da patlak veren savaşan niteliği konusunda görüş birliğine varılmasını zorlaştırdı. Bu çatışmayı siyasal İslamcılara karşı bir mücadele veya Sudan'ın marjinal kesimlerine yönelik hak eşitsizliğinin giderilmesi taleplerinin bir uzantısı olarak tasvir etmek, savaşın uzamasına ve insani krizin derinleşmesine yol açtı. Savaşın doğru bir şekilde analiz edilememesi, önerilen çözümlerin hatalı olmasına neden oluyor ve bu karmaşık durumu çözmek için iç veya dış siyasi çıkarları gözeten anlatıları yaymak yerine çatışmayı anlamak ve etkili bir şekilde ele almak için gerçekleri olduğu gibi görmek gerekiyor.

cdfgthy
Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'ın Devlet Yemek Salonu'nda bir öğle yemeği sırasında Afrikalı liderlerle konuşurken, 9 Temmuz 2025 (AP)

Sudan'daki barış çabalarında somut ilerleme sağlamak için, uluslararası toplum, ABD ve Dörtlü Komite (ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE) ile Katar'ın öncülüğünde, önceki girişimlerdeki eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Bunun için savaşın köklerine ilişkin gerçekleri belgelendirerek medyadaki çarpıtmalarla mücadele edilmeli.

ABD Kongresi'nin baskısıyla Washington'da düzenlenmesi planlanan dörtlü konferans, binlerce kişinin hayatına mal olan ve milyonlarca kişiyi yerinden eden savaşı sona erdirmek için tarihi bir fırsat sunabilir, ancak bunun için çatışmanın köklerine odaklanılmalı. Sudan'da istikrarı yeniden sağlayacak ve halkının onurunu koruyacak sürdürülebilir bir barış için yanlış anlatımlar düzeltilmeli.