​WHO: Ortadoğu’da koronavirüsten korunan bölgeler çemberi gittikçe daralıyor

Tahran’da koronavirüs bulaşan bir hasta, hastaneye kaldırılırken ambulansta oturan bir sağlık görevlisi (Reuters)
Tahran’da koronavirüs bulaşan bir hasta, hastaneye kaldırılırken ambulansta oturan bir sağlık görevlisi (Reuters)
TT

​WHO: Ortadoğu’da koronavirüsten korunan bölgeler çemberi gittikçe daralıyor

Tahran’da koronavirüs bulaşan bir hasta, hastaneye kaldırılırken ambulansta oturan bir sağlık görevlisi (Reuters)
Tahran’da koronavirüs bulaşan bir hasta, hastaneye kaldırılırken ambulansta oturan bir sağlık görevlisi (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dün yapılan açıklamada Ortadoğu ülkelerinin koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılımını durdurma konusunda hızlı hareket etmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Vaka sayısı geçtiğimiz haftaya oranla iki katına bir artışla enfekte vakalar 60 bine ulaştı.
WHO Ortadoğu Bölge Müdürü Dr. Ahmed el-Munziri, “Sağlık sistemi zayıf olması nedeniyle en çok tehlike altında olan bazı ülkelerde yeni vakalar tespit edildi” dedi. WHO’nun Ortadoğu Bölge Temsilciliği, Ortadoğu ülkelerinin yanısıra Pakistan, Afganistan, Somali ve Cibuti’yi de kapsıyor.
Munziri tarafından yapılan açıklamada, “Daha güçlü sağlık sistemlerine sahip ülkelerde bile enfekte vaka ve ölüm sayısında endişe verici bir artışa tanık olduk” dedi.
50 binden fazla kişinin enfekte olduğu İran bu kapsamın dışında tutulduğunda Ortadoğu’da tespit edilen vaka sayısı Asya, Avrupa ve ABD’ye oranla daha az.
Ancak sağlık yetkilileri gerçek vaka sayılarının tespit edilenin çok daha üstünde olmasından endişe ediyor. Hükümet ve sağlık sistemleri zayıf olan birçok ülkenin içerisindeki çatışmalar nedeniyle krizin kontrol altına alınmasının zorlaşması kaygıya neden oluyor.
Munziri yaptığı açıklamada, “Durumun ciddiyetini yeterince vurgulayamıyorum. Vaka sayısındaki artış, geçişin yerel ve topluluk düzeyinde hızlı bir şekilde artığını gösteriyor. Hala açık bir penceremiz var. Ancak bu pencere günden güne daralıyor” şeklinde konuştu.
WHO tarafından yapılan açıklamada 26 Mart’ta 32 bin 422 olan bölgedeki toplam vaka sayısının 58 bin 168’e yükseldiği belirtildi.
 Çatışmalardan en çok etkilenen ülkelerden biri de Yemen. Dünya Bankası tarafından yapılan açıklamada, koronavirüs salgınını izleme ve kontrol altına alma kapasitesini arttırmaya yardımcı olmak için 26.9 milyon dolarlık acil yardım tahsis edileceği belirtildi.
Şu ana kadar Yemen’de herhangi bir vaka tespit edilmedi. Fakat risk altındaki ülkelerden biri olarak görülüyor. Çünkü beş yıldır devam eden savaş sağlık sistemini çökertti
Yemen zaten kolera, difteri, dang humması gibi bulaşıcı hastalıklardan muzdarip durumda. Ayrıca savaş nedeniyle yerinden edilmiş çok sayıda insan bulunuyor.
28 milyonluk toplam nüfusun yaklaşık 24 milyonu insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Ülkenin yüzde 18'inde doktor yok ve çoğu sağlık çalışanı en az iki yıldır maaş alamıyor. Dünya Bankası’nın açıklamasına göre ülkede yalnızca 600 Kovid-19 tanı kiti bulunuyor.



Lübnan, 1701 sayılı karar ve ateşkes anlaşmasını ihlal eden İsrail'i geri çekilmeye zorlamak için BM Güvenlik Konseyi'ne başvuruyor

(soldan sağa) Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
(soldan sağa) Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan, 1701 sayılı karar ve ateşkes anlaşmasını ihlal eden İsrail'i geri çekilmeye zorlamak için BM Güvenlik Konseyi'ne başvuruyor

(soldan sağa) Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
(soldan sağa) Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam bugün İsrail'in tüm Lübnan topraklarından çekilmesi gerektiğini vurgulayarak, Lübnan ordusunun tüm görevlerini yerine getirmeye hazır olduğunu belirtti.

Üç lider Baabda Sarayı'ndaki görüşmelerinin ardından yaptıkları ortak açıklamada, “Toplantıda, İsrail tarafının ihlallerine devam ettiği bir dönemde Lübnan'ın 1701 sayılı karara istisnasız tam bağlılığı vurgulandı” ifadesini kullandı.

Ulusal egemenliğin ve bölge halkının korunması amacıyla Lübnan ordusunun rolünü ve tanınmış uluslararası sınırlarda görevlerini üstlenmeye hazır olduğunu vurgulayan liderler, ateşkes anlaşmasının 12’nci paragrafında anlaşmanın tam olarak uygulanmasının 60 günü aşmaması gerektiğinin açıkça vurgulandığını hatırlattı.

Ortak açıklamada, “İsrail'in taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle, İsrail'in ihlallerini ele almak ve onu uluslararası sınırlara çekilmeye zorlamak için 1701 sayılı kararı onaylayan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne başvurmaya karar verdik” denildi.

İsrail güçleri bugün şafak vakti güneydeki köy ve kasabalardan çekilirken sınırdaki beş stratejik noktada varlıklarını sürdürdü.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre İsrail güçleri, Yarun, Marun er-Ras, Blida, Meys el-Cebel, Hula, Markaba, el-Adise, Kafr Kila ve el-Vazzani'den çekilirken, ‘büyük yerleşimlerin’ karşısındaki beş sınır noktasında kaldı.

Kasım ayında varılan ateşkes uyarınca, Hizbullah ile bir yıldan fazla süren savaşın ardından İsrail güçlerine Güney Lübnan'dan çekilmeleri için 60 gün süre verilmişti.

Daha sonra bu süre 18 Şubat 2025'e kadar uzatıldı. Ancak İsrail ordusu bu tarihten sonra da kuvvetlerinin Lübnan'ın güneyindeki beş noktada süresiz olarak kalacağını açıkladı.