​Gazze’de koronavirüse direnen eğlence: Ciyako Şenliği

Karantina altındaki çocukları neşelendiren gösteriler

TT

​Gazze’de koronavirüse direnen eğlence: Ciyako Şenliği

Palyaço Fayiz, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus Mülteci Kampı’ndaki bitişik evler arasında dolaşıyor ve pencerelerden bakan çocukları eğlendiriyor. Aynı zamanda aileleri salgın konusunda bilinçlendiriyor.

Pencere palyaçosu
Sokak sokak gezen palyaço Fayiz, evlerin pencerelerine çıkmaları için çocuklara sesleniyor. Ardından ise iki haftadır karantina altında kalmaktan sıkılan çocuklara akrobatik hareketleri, mimikleri ve oyunlarıyla neşe saçıyor.
Bir yandan da çocuklara salgın nedeniyle sağlıkları için evlerinden çıkmamaları gerektiği uyarılarını yapan Fayiz, “Evde durmaktan sıkılan çocukları az da olsa eğlendirmeye çalışıyoruz” diyor.
Pencere demirlerine tutunan çocuklar ise “Ciyako Şenliği” eğlence ekibi palyaçolarının yaptığı oyunlarla gülüp neşeleniyor.

Evlere şenlik
Birçok çocuğun evlerde sıkıldığını gören palyaço Loai ve kendilerine tebessüm sanat ekibi adını veren diğer üç palyaço, “Ciyako Şenliği” fikrini hayata geçirerek eğlencelere başladı. Böylece şenliği evlere kadar getirerek birçok çocuğun neşelenmesini sağladı.
Loai ve ekibi, şenliklerini bir kenara itilmiş ve yoksul mahallelerde ve mülteci kamplarında düzenlemeye odaklanıyor. Nitekim buralarda herhangi bir vaka tespit edildiği takdirde salgının hızla yayılması riski çok yüksek.
Palyaçoların yaptığı bu gösteriler, Filistin Sağlık Bakanlığının salgınla mücadelede yayınladığı talimatlarla uyumlu olarak yapılıyor. Ancak bu ekip, çalışmalarını koruması altına alan bir devlet organının bulunmamasından yakınıyor.

Maske dağıtımı
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre palyaço Loai, salgınla mücadele için çocuklara maske dağıttıklarını da söyleyerek “Palyaçoluk yaparak çocukları maske konusunda bilinçlendirmeye, nasıl kullanılacağını öğretmeye çalışıyoruz” diyor.
“Ciyako Şenliği” girişimi, hem çocukların ve yaşça büyüklerin yüzünü güldürmeyi hem de onları salgınla mücadelede alınacak tedbirler konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyor. Salgın dolayısıyla okul, park, eğlence alanları ve arkadaşlarıyla buluşmaya gidemeyen çocukların can sıkıntıları bu girişim ile bir nebze olsun hafifletiliyor.

Hijyen
Palyaço Loai, Sağlık Bakanlığının talimatlarına uygun olarak, yaptığı oyunlarla çocuklara kişisel hijyeni artırmanın yollarını ve sarılma, öpüşme gibi alışkanlıkları bırakmanın önemini öğretiyor.



17 bin yıl önce doğan çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu

Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
TT

17 bin yıl önce doğan çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu

Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)

Bologna Üniversitesi'nden arkeolog Owen Higgins ve ekibinin İtalya'da incelediği kalıntıların, 17 bin yıl önce kalp rahatsızlığıyla doğmuş bir bebeğe ait olduğu belirlendi.

Bu çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu. Önceki en eski mavi gözlü insan, 14 bin yıl önce yaşamış ve "Villabruna erkeği" diye bilinen kişiydi.

İtalya'da bulunan çocuğun göz rengi ve diğer genetik benzerlikler, onun Villabruna erkeğinin atalarından olabileceğini ortaya koyuyor.

cd
Bebeğin iskeleti, 1998'de keşfedilmişti (Mauro Calattini)

Çocuğun genlerini inceleyen araştırma ekibi, Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En yüksek ihtimal, küçük çocuğun mavi göz, koyu ten, neredeyse siyah denebilecek kadar koyu ve kıvırcık saçlara sahip olması.

Floransa Üniversitesi'nden moleküler antropolog Alessandra Modi şöyle diyor:

Genetik testleri çocuğun ebeveynleri arasındaki yakın akrabalığın altını çizdi, muhtemelen birinci dereceden kuzendiler.

Paleolitik çağdaki çoğu kişi gibi bu çocuğun da yetişkinliğinde sütü sindirebilecek genlere sahip olmadığı belirtildi. 

Analizler, bebeğin annesinin karnında ve doğum sırasında da zor anlar geçirdiğini ortaya koydu.

Normalden çok daha kalın olan kalp kaslarıysa kalıtsal bir hastalığa işaret ediyor. Ufak yaşta erken ölüme neden olan hipertrofik kardiyomiyopati saptandı. 

82 santimetre uzunluğundaki bebeğin 7,5-18 aylıkken öldüğü değerlendiriliyor. 

Siena Üniversitesi'ndeki arkeologlar, bebeğin kalıntılarını 1998'de Puglia'daki Grotta delle Mura mağarasında bulmuştu. 

Independent Türkçe, ScienceAlert, IFLScience