​Tunus’ta toplumsal huzursuzluk halkı sokaklara yönlendiriyor

Tunuslu gelin ve damat virüse karşı alınan önlemlere saygı göstererek aileleri olmadan Sidi Bu Zeyd şehrinin boş sokaklarında dolaşıyor (AFP)
Tunuslu gelin ve damat virüse karşı alınan önlemlere saygı göstererek aileleri olmadan Sidi Bu Zeyd şehrinin boş sokaklarında dolaşıyor (AFP)
TT

​Tunus’ta toplumsal huzursuzluk halkı sokaklara yönlendiriyor

Tunuslu gelin ve damat virüse karşı alınan önlemlere saygı göstererek aileleri olmadan Sidi Bu Zeyd şehrinin boş sokaklarında dolaşıyor (AFP)
Tunuslu gelin ve damat virüse karşı alınan önlemlere saygı göstererek aileleri olmadan Sidi Bu Zeyd şehrinin boş sokaklarında dolaşıyor (AFP)

Tunus’ta İlyas el-Fahfah hükümeti, fakir ailelere gereken sosyal yardımları ulaştırmak için zamanla yarışıyor. Hükümet, başkent Tunus'un kenar mahallelerinde bulunan 'Douar Hicher', et-Tadaman ve Cebel el-Ahmar gibi mahallelerin bir kısmında, salgından etkilenen kişilerin liderlik ettiği gece protestolarıyla ilk belirtilerini göstermeye başlayan toplumsal kaosu önlemeye çalışıyor. Toplumsal huzursuzluk nedeniyle, başkentin yakınında bulunan ve kalabalık bir nüfusa sahip olan Aryana şehrinde insanlar karantina kararlarına uymuyor.
Sokağa çıkma yasağından etkilenen, ekonomik faaliyetleri sekteye uğrayan ve geçim kaynaklarını kaybeden binlerce aile, krizi atlatabilmek için hükümetten yardım bekliyor. Hükümet ise bu yardımların güvenlik ve istikrarı sağlama, salgını kontrol altına alma ve bu salgını yenme noktasında önemli olduğunu düşünüyor.
Başbakan el-Fahfah,  genel karantina ve 18.00 ila 06.00 saatleri arasında uygulanan sokağa çıkma yasağı ışığında Sağlık Bakanı, Sosyal işler ve Kalkınma Bakanı ve Yatırım ve Uluslararası İşbirliği Bakanı’nın faaliyetlerinin büyük bir kısmını pazarlara gerekli temel ürünlerin iyi bir şekilde sağlandığından ve yoğun nüfuslu bölgeler ile uzak kırsal bölgelere gerekli yardımın yapıldığından emin olmaya ayırdı.
Yerel İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Lütfi Zeytun, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir basın açıklamasında, “Gece protestoları tüm dünya ülkelerinde yaşanan popüler bir tepkiyi temsil ediyor. Bu, koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı ölü ve vaka sayısının gittikçe artması karşısında korku duyan insanların bir tepkisidir” ifadelerini kullandı.
Aryana şehrinde geçtiğimiz hafta boyunca güvenlik güçleri, belediye pazarının yakınlarında bulunan eczanenin yanı sıra, kümes hayvanı, kırmızı et, baharat, sebze ve tahıl satan birçok dükkandan gıda ve ilaç ihtiyaçlarını temin edebilmek için belediye çarşısının meydanında toplanan çok sayıda Tunus vatandaşını dağıttı.
Başkent Tunus’un kuzeybatısında yer alan Douar Hicher bölgesi ise, iki ünlü mahalle arasında üst üste iki akşam süren bir gece çatışmasına tanık oldu. Görgü tanıkları asker ve polislerin, henüz gerçek sebebi açıklanmayan çatışmada tarafları ayırmak için iki gece boyunca havaya uyarı ateşi açtığını söyledi.
Diğer taraftan Kerem (Başkent Tunus’un kuzeyi) Belediye Başkanı Fethi el-Ayuni, yaptığı açıklamada, bölgede gece gösterilerinin olduğuna ilişkin haberleri yalanlayarak karantina saatinin dışında bir grup çocuğun kendi başlarına sorumsuzca bir mahalleden çıktığını ve bu hareketin arkasında herhangi bir siyasi girişimin olmadığını söyledi.
Muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abeer Musa ise hükümete, su ve elektrik dağıtım planını onaylayarak sosyal yardımları sahiplerine ulaştırma ve ‘felakete karşı temkinli olmak için izdihamdan kaçınma’ çağrısında bulundu. Aynı zamanda Musa, Tunus belediye başkanlarına şu anki şartlar altında hiçbir getirisi olmayan siyasi çatışmaları bir kenara bırakmaları gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Musa, partisinin ciddi bir şekilde hükümete muhalif olduğunu ancak ulusal çıkarlar doğrultusunda krizi aşmak için toplu bir girişim söz konusu olduğunda, hükümetin olağanüstü kararnamelerin çıkarılmasına izin vermesini sağlamak için en uysal partilerden biri olduğunu söyledi.
Bu kapsamda Ulusal Reform Bloğuna mensup milletvekili Hassouna en-Nasifi, hükümet tarafından alınan sosyal önlemlerin ‘tatmin edici’ olduğunu ancak mümkün olan en iyi şekilde yardımları göndermek ile görevlendirilen tecrübe sahibi bölgesel yetkililer ile gerekli koordinasyonun sağlanamaması sebebiyle uygulama sürecinde birtakım aksaklıklar olduğunu belirtti.

Kemal es-Saidi, koronavirüsten hayatını kaybetti
Diğer taraftan muhalefetteki Cumhuriyet Halk Birliği Partisi, koronavirüs yüzünden ilk kez bir siyasetçinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Cumhuriyet Halk Birliği Partisi Başkanı Lutfi el-Marayhi yaptığı açıklamada, Kemal es-Saidi’nin Susa ilinde partinin en önemli isimlerinden biri olduğunu söyleyerek tedavi gördüğü Ferat Haşad Hastanesinde hayatını kaybettiğini açıkladı.
Marayhi, geçtiğimiz günlerde Tunuslu basını tarafından, kendisinde koronavirüs olduğunu gizlemekle suçlanmıştı. Marayhi’nin geçtiğimiz Mart ayının7’sinde partisi içerisinde bir konferans düzenlediği ve hasta olduğunu bilmesine rağmen herhangi bir önlem almadan kendi partisindeki milletvekillerinin yanı sıra basın mensupları ile de görüştüğü iddia edilmişti.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.