Yemen’de koronavirüs endişesi

Kral Selman Merkezi ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ihtiyaçları karşılamak için çalışıyor

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)
TT

Yemen’de koronavirüs endişesi

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)

Birçok Yemenli, küresel bir salgına dönüşen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının ülkenin çeşitli bölgelerinde ortaya çıkması hakkında haberler sebebiyle korku ve endişe duyuyor. Altıncı yılına giren iç savaşın perişan ettiği ülke, Dünyanın büyük bölümünü etkisi altına alan virüsü tespit etmek ve bu virüsle mücadele etmek için en temel tıbbi yeteneklerden yoksun halde.
Yemenli yetkililer, önceki gün, Yemen - Umman sınır kapısındaki geçiş noktasında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) bulaştığından şüphelenilen bir kamyon şoförünü, cihaz ve ekipman eksikliği sebebiyle muayene edilemediği için geri çevirdi.
Liman idaresinin el-Mahra valisine gönderdiği ve Şarku’l Avsat’ın bir kopyasına ulaştığı mektupta yapılan açıklamaya göre, karantina tedbirleri, sterilizasyon malzemeleri ve uzman sağlık personeli sağlanıncaya ve çalışanlar görevlerini yerine getirirken kendilerini güvende hissedinceye kadar kapıdaki çalışmaların durdurulması belirtiliyor.
Yemen’in başkenti Sana’yı işgali altında tutan Husi milisleri, birkaç gün önce, Twitter hesabı üzerinden Sana’da virüs kaptığından şüphelenilen kişilerin bulunduğunu duyurmasının ardından, kontrolleri altında tuttukları Yemen Resmi Haber Ajansı’nın (SABA) Müdürünü görevden aldı.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Yemen Sağlık Bakanlığı ve BM, an itibariyle Yemen’de yeni tip koronavirüs vakası bulunmadığını doğrularken, ülkede herhangi bir vakanı kaydedilmesi durumunda salgına karşı mücadele vermek için birçok önlemin alındığına dikkat çekti.
Kral Selman İnsani Yardım ve Destek Merkezi (KSRelief), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Yemen hükümetiyle işbirliği halinde, Yemen’deki salgınla mücadele amacıyla Yemen hükümeti veya Husilerin kontrolü altındaki bölgelere ayrım yapmaksızın tıbbi malzeme ve cihazlar göndermişti.
Ölümcül salgının sebep olduğu endişe, geçici başkent Aden’deki bazı hastaneler ve tıbbi kliniklerin, koronavirüs semptomlarına benzeyen mevsimsel grip vakalarını reddetmesine sebep oldu. Aden sakinlerinden Zeyh Îdeyn, “Çocuklarımdan biri astım hastası ve belirtileri gribe benziyor. Bu günlerde salgından etkilenirse ne yapacağım? Hastaneler onu almayı da reddedecekler mi? Bu kabul edilemez, açık bir suçtur” ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası, Yemen’de olası bir Kovid-19 salgını riskini azaltmak için acil durum finansmanı açıklamıştı. 26,9 milyon dolarlık hibenin, Koronavirüs bulaşmış olanların tespiti, tecridi, teşhisi ve tedavisi dahil olmak üzere Yemen’deki kırılgan halk sağlığı sistemlerinin salgına karşı hazırlıklarının güçlendirilmesini amaçlayan acil bir proje olduğuna dikkat çekiliyor.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.