​Terör örgütlerinin koronavirüs dönemi söylemleri

Önceki gün Milano’daki bir meydanda nöbet tutan maskeli iki asker (New York Times)
Önceki gün Milano’daki bir meydanda nöbet tutan maskeli iki asker (New York Times)
TT

​Terör örgütlerinin koronavirüs dönemi söylemleri

Önceki gün Milano’daki bir meydanda nöbet tutan maskeli iki asker (New York Times)
Önceki gün Milano’daki bir meydanda nöbet tutan maskeli iki asker (New York Times)

Gözlemciler, tüm dünya koronavirüs salgınıyla mücadele etmekle meşgulken terör örgütlerinin yeniden ‘cihat’ sahnesine çıkma niyetinde olduklarını düşünüyorlar. Köktendinci örgütler ve güvenlik konusunda uzman isimler, terör örgütlerinin koronavirüs krizi ile birlikte kışkırtıcı söylemler geliştirdiklerine ve yeni üyeler çekebilmek için dini söylemleri kullandıklarına dikkati çekti.
Terör örgütleri, özellikle Batı ülkelerindeki koronavirüs salgınının yayılması korkusundan yararlanmaya çalışarak nefret söylemini yayıyor. DEAŞ ve El Kaide, “virüsün Allah’ın insanoğluna verdiği bir ceza” olduğu şeklindeki bir yalanla harekete geçti. Uzmanlara göre terör örgütleri hedeflerine ulaşmak için eline geçen tüm fırsatlardan yararlanıyor ve şimdi de hedeflerine ulaşmak için salgınlardan ve felaketlerden faydalanıyor.
El Kaide terör örgütü geçtiğimiz ay koronavirüs salgınının Allah’ın bir cezalandırması olduğunu ve salgının önüne geçmek için üyelerine DEAŞ’ın izinden gitmelerini tavsiye etti. El Kaide'nin medya örgütlenmesi Es-Sahab tarafından yayınlanan ‘Umme Vahide’ dergisi, konuya ilişkin bir takım makaleler yayımladı.
 
Faruk el-Makrahi: Örgüt saflarını yeniden düzenlemeye çalışıyor
Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk el-Makrahi, El Kaide’nin virüsle ilgili açıklamalarının örgütün bir sonraki aşamaya ilişkin yaklaşımını ortaya koyduğunu belirtti. Örgütün temelde saflarını yeniden düzenlemeye çalıştığını ve popülerlik kazanmaya çabaladığını söyleyen Makrahi, “Bu yüzden örgüt, üyelerini ve sempatizanlarını Batı'ya ve örgütün fikirlerine katılmayanlara karşı terör eylemleri düzenlemeye cesaretlendirmek için salgının Allah’ın bir cezalandırması olduğunu söyleyerek kışkırtmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) Pazar günü yayımladığı bir habere göre, ABD'de faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ortadoğu Enstitüsünün Terörle Mücadele Bölümü Direktörü Charles Lister yaptığı değerlendirmede, “El Kaide uzun zamandır kendisini her zaman sorumluluğu ümmeti gerçek İslam'a yönlendirmek olan elitist bir hareket olarak görmüştür. Koronavirüs salgını gibi olaylar ona hem bir ders hem de bu pozisyonunu ilerletme fırsatı sunuyor” ifadelerini kullandı.
Benzer görüşlerde olan köktendinci hareketler uzmanı Resmi Aclan, “(El Kaide) fırsat bulmadıkça ortaya çıkmaya çalışmaz. Bu kez gençlere örgütün hayatta olduğunu hatırlatmak için koronavirüs salgınını fırsat bildi. Örgüt, bazı engellerle karşılaşsa da her seferinde yeniden ayağa kalkıyor” şeklinde konuştu.
 
DEAŞ’ın koronavirüs hamleleri
DEAŞ’ın koronavirüs ile ilgili söylemleri ise salgının yayılması ve kurban sayısının artmasıyla gelişti. Başından itibaren El Kaide ile hemfikir olduğu gibi salgının Allah’ın bir cezalandırması olduğunu düşünen örgüt, üyelerine Batı’ya yayılmaları çağrısında bulundu. Sonra bu söylemi değiştirdi ve üyelerini Avrupa'daki terör eylemlerini durdurmaya çağırdı. Ardından üyeleri için bulaşıcı hastalıklardan kaçınma, hapşırırken veya öksürürken ağızlarını kapatma ve ellerini bol bol yıkama gibi maddelerin bulunduğu bir liste yayınladı. Sonunda yine üyelerine Batı'da saldırılar düzenleme çağrısında bulundu.
Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group - ICG) tarafından son dönemde yayımlanan bir rapora göre örgütün haftalık gazetesi 'Nebe' tarafından geçtiğimiz Mart ayında yayımlanan bir makalede, koronavirüsün örgüt tarafından düşman olarak görülen birçok ülke üzerindeki etkisine övgüde bulunuldu. DEAŞ’a göre söz konusu ülkeler, DEAŞ üyelerinin Batı'ya karşı düzenleyeceği terör eylemlerini artırabileceğinden veya Paris, Londra ve Brüksel'de gerçekleşen önceki terörist saldırıların tekrarlanmasından korkuyor. Bununla birlikte örgüt, söz konusu ülkelerin, özellikle şuan yeni bir yükü kaldırmaya hazır olmadıklarını öne sürdü.
Koronavirüs krizinin cihatçı örgüt üyelerine salgının azaldığı ülkelere saldırma fırsatı sağlayabileceğine dikkati çeken raporda, tüm dünya salgınla mücadele ederken ülkelerin kendilerini başta DAEŞ olmak üzere terör örgütlerinin tehditlerinden korumak için de bir takım adımlar atması gerektiği vurgulandı.
Konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Makrahi, “DEAŞ’ın üyelerini mevcut silahlarla terör eylemleri düzenlemeye yönelik cesaretlendirme girişimleri, daha az maliyetli, basit tekniklere dayalı, tespit veya tahmin edilmesi zor ve lojistiği kolay olduğu için sık sık tekrarlanan bir çağrıdır” şeklinde konuştu.
El Kaide daha önce de Batı'ya karşı terör eylemlerini teşvik etmiş ve saldırıları gerçekleştirmek için basit tekniklerin kullanılmasını istemişti. Daha önce örgütün İngilizce olarak yayımlanan dergisi Inspire’da mutfak aletleriyle nasıl bomba yapılacağı anlatıldı. DEAŞ ise bu teknikleri geliştirdi ve ‘bıçaklamalara, bomba yüklü araçlar ve rastgele ateş açma’ gibi eylemler düzenledi. Aynı şekilde medya platformları üzerinden basit bir bombanın nasıl yapılacağını açıklamaktan da geri kalmadı.
Böylece terör örgütleri, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in ‘küresel ateşkes’ çağrısına kulaklarını tıkadı. DEAŞ, Nebe gazetesi aracılığıyla üyelerine ‘salgının bile olsa tüm dünyada mücadelelerini sürdürmeleri gerektiğini’ söylerken Somali’de faaliyet gösteren eş-Şebab Hareketi ve Nijerya’da faaliyet gösteren Boko Haram Hareketi de terör eylemlerine devam ediyorlar. Boko Haram, kısa bir süre önce Nijerya'nın Kamerun sınırı yakınlarında askeri bir konvoyu hedef aldı. Saldırıda 6 Nijeryalı asker öldürüldü.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.