Marvel, koronavirüs nedeniyle Iron Man 2’den bu yana sürdürdüğü 10 yıllık geleneğini bozdu

(Screen Rant)
(Screen Rant)
TT

Marvel, koronavirüs nedeniyle Iron Man 2’den bu yana sürdürdüğü 10 yıllık geleneğini bozdu

(Screen Rant)
(Screen Rant)

Koronavirüs salgını, Marvel Sinematik Evreni’nin Iron Man 2’den bu yana sürdürdüğü 10 yıllık bir geleneğini bozmasına neden oldu.
Salgın nedeniyle dünya genelinde sinema salonlarının kapanmasının ardından yapım şirketleri de potansiyel gişe rekortmeni filmlerinin gösterim tarihini erteledi.
Kuşkusuz bu işten en büyük darbeyi alanlardan biri Marvel oldu. Marvel Sinematik Evreni’ndeki tüm filmlerin birbirleriyle bağlantılı olduğu düşünüldüğünde Marvel’in işinin ne kadar zor olduğu anlaşılıyor.
Örnek vermek gerekirse, MGM, yeni Bond filmi Ölmek İçin Zaman Yok’un (No Time To Die) gösterim tarihini rahatlıkla kasıma erteleyebilir ancak Marvel’in Black Widow’un vizyon tarihini ertelemesi 4. Evreni planlarında değişiklik yapması anlamına geliyor.
Screen Rant’ta yer alan habere göre son olarak Black Widow’un gösterim tarihinin kasıma ertelenmesiyle Marvel Sinematik Evreni 10 yıllık bir geleneğini de bozmuş oldu.
Bu sene için izleyicileri tek bir Marvel Studios filmi bekliyor. Bu durumla en son 2010’da karşılaşılmıştı. Marvel 2010’da yalnızca Iron Man 2’yi gösterime sokmuştu. Tesadüf eseri Iron Man 2, Natasha Romanoff’un (Scarlett Johansson) içeren ilk Marvel Sinematik Evreni yapımı.
Marvel, Iron Man serisinin gösterdiği ilgiyle 2011’de, Thor ve İlk Yenilmez: Kaptan Amerika (Captain America: The First Avenger) olmak üzere iki film gösterime sokmuştu.
Stüdyo ardından iki film geleneğini sürdürmüş ve 2017’de bu sayıyı üçe çıkarmıştı.



Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
TT

Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)

Emory Üniversitesi'nde yapılan yeni bir çalışma, sihirli mantarların aktif bileşeni psilosibinin yaşam süresini uzatabileceğini öne sürüyor.

Üniversitenin Atlanta'daki tıp fakültesinden bilim insanları, psilosibinin hücrelerin ömrünü uzattığını ve yaşlı farelerin hayatta kalma oranlarını yükselttiğini keşfetti.

Geçen hafta hakemli dergi Nature'da yayımlanan çalışmada psilosibin "halüsinojenik mantarların ürettiği, doğal yolla oluşan psikedelik bileşik" diye tanımlanıyor.

Araştırmacılar psikiyatrik ve nörodejeneratif rahatsızlıkların tedavisinde psilosibine yönelik ilginin arttığına dikkat çekse de bu çalışma, bileşiğin aktif formu psilosinin yaşlı farelerde yaşam süresini uzattığına dair ilk deneysel kanıtı sunuyor.

Psilosibinin oksidatif stresi azalttığını, DNA hasarını önlediğini ve telomer uzunluğunu korumaya katkı sağladığını gösteren veriler sunan çalışma, bileşiğin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini öne sürüyor. Bütün bunlar yaşlanma sürecini yavaşlatmaya yardımcı oluyor.

Hatta beyaz tüylü yaşlı fareler tedaviden sonra daha genç görünüme kavuştu ve siyah tüyleri yeniden çıktı.

Emory Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Louise Hecker, Fox News Digital'a yaptığı açıklamada, "Psilosibin yaşlanmaya eşlik eden 'yıpranmayı' yavaşlatıyor gibi görünüyor" diyor.

 Fareler ve hücreler hem daha sağlıklı hem de belirgin biçimde daha uzun yaşıyor.

Çalışma bunun insanlarda da işe yarayabileceğini öne sürse de çok daha fazla teste ihtiyaç var. Yayın kuruluşuna konuşan Hecker, araştırmacıların "İnsanlar için en uygun doz protokolleri neler? Optimum fayda için tedaviye başlamanın en uygun yaşı ne?" gibi soruları yanıtlaması gerektiğini söylüyor.

Hecker "Tedavinin artık istenen etkiyi yaratmayacağı belirli bir yaş var mı?" diye devam ediyor.

Uzun süreli tedaviyle ilişkili potansiyel zararlar veya yan etkiler var mı? Etki mekanizmaları neler? Tüm bu soruların titizlikle araştırılması gerekiyor.

Oregon'da ABD'nin ilk yasal psilosibin inziva merkezinin kurucusu Gabe Charambides, bulguları "ikna edici" diye nitelendirse de insan kullanımının, farelerdekinden daha sıkı bir tarama, hazırlık ve güvenlik gerektirdiğini vurguluyor.

Psilosibin terapisinden en fazla fayda sağlayabilecek kişilerin çocukluk travması, boşanma, işini kaybetme veya yas gibi büyük yaşam olaylarından sonra "sıkışmış" hisseden veya ruh sağlığını iyileştirmek isteyen kişiler olduğunu da ekliyor.

Charambides, inzivaya katılan misafirlerinin kronik ağrı ve migren gibi fiziksel şikayetlerde rahatlama bildirdiğini ancak biyolojik test yapılmadığını söylüyor.

Klinik aşama için doğal psikedelik ilaç geliştiren Kanada merkezli Filament Health şirketinden Ryan Moss, daha önce Fox News Digital'a yaptığı açıklamada psikedeliklerin güvenli ve kontrollü bir ortamda uygulanması gerektiğini vurgulamıştı.

Moss, "Psikedelik deneyimler bazen anksiyete, halüsinasyon ve paranoyaya yol açabilir" demişti. 

Geleneksel psikedelikleri kullanan bazı hastalar klinik deneyler sırasında olumsuz kardiyovasküler olaylar yaşadıklarını bildiriyor.

Klinik deneylere katılanların iyi hazırlanmasını ve eğitimli profesyoneller tarafından yakından izlenmesini tavsiye ediyor.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç