​ABD’den Rusya ve Katar’a Dünya Kupası’nda rüşvet suçlaması

Eski FIFA Başkanı Blatter, rüşvetle suçlanan Guatemalalı Salguero'yu onurlandırdı (AFP)
Eski FIFA Başkanı Blatter, rüşvetle suçlanan Guatemalalı Salguero'yu onurlandırdı (AFP)
TT

​ABD’den Rusya ve Katar’a Dünya Kupası’nda rüşvet suçlaması

Eski FIFA Başkanı Blatter, rüşvetle suçlanan Guatemalalı Salguero'yu onurlandırdı (AFP)
Eski FIFA Başkanı Blatter, rüşvetle suçlanan Guatemalalı Salguero'yu onurlandırdı (AFP)

ABD’nin New York eyaletindeki Brooklyn Federal Savcılığı, birçok FIFA yöneticisini, 2018 Dünya Kupası’nın Rusya’ya verilmesi ve 2022 Dünya Kupası’nın Katar'a verilmesinde rüşvet alarak, Moskova ve Doha lehine oy kullanmakla suçladı.
Son bir kaç yıl içerisinde 2018 ve 2022 Dünya Kupası'nın ev sahipliği konusunda şüpheler artarken, ilk kez bir ülke, Rusya ve Katar'ı destekleyen oylarda Dünya Kupası’na ev sahipliği seçiminin suiistimal edildiğini öne sürdü.
Brooklyn Federal Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Zürih'te yapılan FIFA icra komitesi oylaması, 2018 Dünya Kupası'nın ev sahipliğinin Rusya'ya, 2022 yılının ise Katar'a verilmesine yol açan çeşitli etkenler ve konular yer alıyor.
İddianamede yer alan bilgilere göre, 2022 Dünya Kupası'nın Katar'a verilmesine ilişkin, eski Brezilya Futbol Federasyonu (CBF) Başkanı Ricardo Teixeira ve hayatını kaybeden eski Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (Conmebol) Başkanı Nicolas Leoz'un oyları karşılığında rüşvet aldıkları iddia edildi.
İddianemede, Kuzey ve Orta Amerika ile Karayipler Futbol Konfederasyonu Başkanı Jack Warner'ın yanı sıra eski Guatemala Futbol Federasyonu Başkanı ve FIFA yürütme kurulu üyesi Rafael Salguero'nun da Rusya adaylığını destekleme karşılığında kendisine bir milyon dolar vaat edildiği ileri sürüldü.
Warner’ın daha önce de 2010'da Güney Afrika'da düzenlenen Dünya Kupası'nın ev sahipliği sürecinde 10 milyon dolar yolsuzluk yaptığı iddia edildi.
Diğer yandan Rafael Salguero, 2016 yılında çeşitli yolsuzluk suçlamalarıyla itham edilirken, FIFA tarafından üyeliği ise askıya alındı. Warner, ülkesinin kendisini ABD'ye iade etmesini önlemek için mücadelesini sürdürüyor.
Federal Araştırma Bürosu (FBI) New York Birimi Sorumlu Müdür Yardımcısı William F. Sweeney konuyla ilgili dün yaptığı açıklamada, uluslararası futbolda rüşvet ve yolsuzluk konusunun uzun yıllar boyunca bilinen uygulamalar olduğuna değinerek, sanıklar ve komplocuların, futbolun yönetimini bu gibi hileli uygulamalarla bozduğunu vurguladı.
Sweeney açıklamasında, sanıkların yolsuzluklarını meşru göstermek için paravan şirketlerle sahte danışmanlık sözleşmesi ve farklı yöntemler kullandıklarını bildirdi.
2015 yılında FIFA'nın bir dizi yolsuzluğa bulaştığı ortaya çıkarken, ABD’li yetkililer, 45 kişi ve çeşitli firmaları kapsayan 90'ı aşkın suç tespit etti. Suçlamalar arasında bahsi geçen bu kişilerin, toplam 200 milyon dolar rüşvet aldıkları iddia edildi.
45 sanıktan beş kişi öldü ve 22'si suçlu bulundu, ancak bunlardan yalnızca 6'sı mahkeme tarafından verilen kararla hapse mahkum edildi.
Onlarca kişi hala kendi ülkelerinde yerel makamlar tarafından yargılanıyor. Suçluların ABD'ye iade edilmesi ise ülkelere bağlı.
İddianamede ABD merkezli 'Fox' medya ağının iki eski yöneticisi de yolsuzluk ve kara para aklama ile suçlandı.
Şirketin eski yöneticileri Hernan Lopez (49) ve Carlos Martinez (41) ve İspanyol medya grubunda çalışan Gerard Rumi (65) 2018 ve 2022 dünya kupalarının yayın haklarını almak için Güney Amerikalı federasyon başkanlarına, bazı küçük medya organları ve spor pazarlama şirketleri aracılığı ile yasadışı ödemeler yaptığı belirtildi.
Suçlamalar arasında, bölgesel müsabakaların TV yayın hakları ve sözleşmeleri, 2018'de Rusya'nın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası ve 2022'de Katar'da yapılması planlanan turnuva için rüşvet verildiği iddia ediliyor.
Bu iddianame, FIFA tarafından peş peşe ortaya çıkan yolsuzluk skandalının bir parçası.
Skandallar Mayıs 2015'de İsviçre polisinin Zürih'te bulunan otele baskın düzenlemesi ve FIFA'dan üst düzey 7 yetkiliyi gözaltına almasıyla başladı.
Yaşanan bu olaylar 17 yıl boyunca görev yapmış Sepp Blatter liderliğindeki FIFA'da büyük isimlerin görevinden alınmasına yol açarken, 2016 yılında FIFA Başkanı olarak Gianni Infantino seçildi.



İsrailli taraftarların karıştığı olaylarda 5 kişi yaralandı, onlarca kişi gözaltına alındı

TT

İsrailli taraftarların karıştığı olaylarda 5 kişi yaralandı, onlarca kişi gözaltına alındı

İsrailli taraftarların karıştığı olaylarda 5 kişi yaralandı, onlarca kişi gözaltına alındı

Amsterdam polisi bugün (Cuma) yaptığı açıklamada, Ajax ile Maccabi Tel Aviv arasında oynanan maçın ardından şehir merkezinde çıkan olaylarda 62 kişinin gözaltına alındığını ve beş kişinin de yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

Amsterdam polisi, İsrailli taraftarların saldırıya uğramasının ardından olası rehine ve kayıp ihbarlarını araştırdıklarını, ancak bunu doğrulayacak bir şey bulamadıklarını söyledi.

İsrail ordusu, siyasi liderlikten gelen talimatlar doğrultusunda Amsterdam'a bir heyet göndermemeye karar verdiğini ve tüm personelinin bir sonraki duyuruya kadar Hollanda'ya seyahat etmesinin yasaklandığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre İsrail Dışişleri Bakanlığı, yeni Dışişleri Bakanı Gideon Saar'ın önümüzdeki saatlerde resmi bir ziyaret için Hollanda'ya gideceğini ve bu ziyaret sırasında Hollandalı mevkidaşı Caspar Veldkamp ve diğer üst düzey hükümet yetkilileriyle görüşeceğini bildirdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün yaptığı açıklamada, Amsterdam'daki futbol maçının ardından İsrail vatandaşlarını hedef alan ‘son derece şiddetli bir olayın’ ayrıntılarının kendilerine bildirildiğini söyledi.

Başbakanlık Ofisi yaptığı açıklamada, oradaki vatandaşlara yardım etmek üzere derhal iki kurtarma uçağı gönderilmesi talimatı verildiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan ikinci bir açıklamada ise Ulusal Güvenlik Bakanlığı'nın saldırıların ardından Amsterdam'da bulunan İsraillilere otel odalarında kalmaları çağrısında bulunduğu belirtildi.

efrg4t
Hollanda polisi dün (perşembe) Maccabi Tel Aviv taraftarlarıyla yaşanan olayların ardından Amsterdam'da bir kişiyi gözaltına aldı. (EPA)

İsrail Başbakanı, Hollandalı mevkidaşı Dick Schoof'tan Yahudi toplumu için güvenlik önlemlerini güçlendirmesini istedi.

İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, Netanyahu'nun Schoof ile yaptığı görüşmede durumu büyük bir ciddiyetle ele aldığını söylediği belirtildi.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir X platformunda yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Bir futbol maçı izlemeye giden taraftarlar antisemitizmle karşı karşıya kaldılar. Sadece Yahudi ve İsrailli oldukları için akıl almaz bir acımasızlıkla saldırıya uğradılar.”

İsrail Dışişleri Bakanı, Amsterdam'da meydana gelen güvenlik olayının ardından Hollandalı mevkidaşından İsraillilerin güvenli bir şekilde tahliye edilmesine yardımcı olmasını istedi.

İsrail ordusu da bugün yaptığı açıklamada, Hollanda hükümetiyle koordinasyon halinde derhal bir kurtarma misyonu göndermeye hazırlandığını duyurdu.

Ajax'ın Maccabi Tel Aviv'i 5-0 mağlup ettiği maçın ardından İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Misyon kargo uçakları kullanılarak konuşlandırılacak. Misyon, tıbbi teçhizat ve kurtarma ekiplerini içerecek” denildi. Bu arada Ajax, genellikle bir Yahudi kulübü olarak tanımlanıyor.

Hollanda polisi X platformundaki resmi hesabından yaptığı açıklamada, kimliği belirsiz kişilerin bir binada asılı Filistin bayrağını indirme girişimi de dahil olmak üzere çeşitli olayların bildirilmesinin ardından alarma geçtiğini duyurdu.

Dün öğleden sonra, İsrail kulübünün yaklaşık 100 taraftarı, Hollanda başkentinin güneybatısındaki Johan Cruyff Arena'ya gitmeden önce büyük bir polis gücü tarafından çevrelenen Dam Meydanı’nda toplandı. İsrail kulübünün misafir edilmesini kınamak için başlangıçta stadyum yakınlarında Filistin yanlısı bir yürüyüş planlanmıştı. Ancak Amsterdam belediyesi güvenlik nedeniyle yürüyüşün biraz daha uzakta yapılmasını talep etti.

dwc
Amsterdam Merkez İstasyonu yakınlarında İsrailli taraftarlar ile Hollandalı gençler arasında kavga çıktı. (Reuters)

Hollanda Başbakanı Dick Schoof ise Amsterdam'da oynanan futbol maçının ardından İsraillileri hedef alan şiddet olaylarının kabul edilemez olduğunu belirterek, tüm faillerin adalet önüne çıkarılması gerektiğini söyledi. X platformunda yaptığı paylaşımda “Amsterdam'dan gelen haberleri tiksintiyle takip ettim” diyen Schoof, olayla ilgili olarak İsrailli mevkidaşıyla temasa geçtiğini belirtti.

Amsterdam polisi, maçtan sonra Filistin yanlısı göstericilerin şehirdeki protesto yasağına rağmen Johan Cruyff Arena'ya ulaşmaya çalışması nedeniyle 57 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Amsterdam polisi taraftarların stadyumdan olaysız bir şekilde ayrıldığını, ancak gece boyunca şehir merkezinde çok sayıda olay yaşandığını bildirdi. Sosyal medyada yer alan videolarda kalabalıkların sokaklarda koşuşturduğu ve bir kişinin dövüldüğü görülüyor.

Amsterdam Belediye Başkanı, kurumlarının halen şiddetin tam boyutunu tespit etmek için çalıştığını söyledi.

Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) çatışmalarla ilgili endişelerini dile getirdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi Sözcüsü Jeremy Laurence Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, “Bu rahatsız edici haberleri gördük. Hiç kimse ulusal kökeni, dini, etnik kökeni ya da başka herhangi bir nedenle ayrımcılığa ya da şiddete maruz bırakılmamalıdır” şeklinde konuştu.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Amsterdam'da İsrail vatandaşlarına yönelik gerçekleşen alçakça saldırılar karşısında dehşete düştüğünü ifade etti. Von der Leyen, Hollanda Başbakanı Dick Schoof ile görüştükten sonra X platformunda şunları yazdı: “Bu kabul edilemez eylemleri şiddetle kınıyorum. Antisemitizmin Avrupa'da yeri yoktur. Nefretin her türlüsüyle mücadele etmeye kararlıyız.”

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock Amsterdam'dan gelen görüntüler karşısında şok olduğunu ifade etti. Baerbock X platformundan yaptığı paylaşımda, “Amsterdam'dan gelen görüntüler dehşet verici ve Avrupa'daki bizler için son derece utanç verici. Yahudilere yönelik bu türden bir şiddet tüm sınırları aşıyor. Bunun hiçbir haklı gerekçesi olamaz” cümlelerini kurdu. Baerbock, Yahudilerin Avrupa'da kendilerini güvende hissedebilmeleri gerektiğini vurguladı.