Ürdün’den özel sektör çalışanlarını korumaya yönelik tedbir paketi

Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Ömer er-Rezzaz
Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Ömer er-Rezzaz
TT

Ürdün’den özel sektör çalışanlarını korumaya yönelik tedbir paketi

Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Ömer er-Rezzaz
Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Ömer er-Rezzaz

Ürdün hükümeti, 8 Nisan’da özel sektör ve çalışanlarının durumları, bazı ekonomi sektörlerinin çalışmalarının kademeli olarak canlandırılması ve İş Yönetmeliği’nde belirtilen çalışma saatleri uyarınca ücretli şekilde uzaktan çalışma sisteminin etkinleştirilmesiyle ilgili bir savunma kararı açıkladı.
Karara göre hükümet, özel sektördeki herhangi bir kurumun, çalışanların sözleşmelerini askıya alması çerçevesinde Mart ayı için özel sektör çalışanlarına maaş ödemesi gerektiğine dikkati çekti.
Başbakan Ömer er-Rezzaz’ın ilan ettiği savunma kararı uyarınca hükümet, özel sektör çalışanlarının maaşlarının, işçinin onayı ve rızası olması şartıyla, yüzde 30’u geçmeyecek şekilde azaltılmasına izin verdi. Ülkede sokağa çıkma yasağı boyunca bazı kurumlar, çalışanlarının maaşlarının yüzde 50’sini ödüyor, ancak söz konusu miktar asgari ücretin altında değil.
Başbakan tarafından ilan edilen karar, sokağa çıkma yasağı devam ederken bazı sektörlerdeki faaliyetleri canlı tutma çerçevesinde, çeşitli ekonomi sektörlerindeki işçi haklarını korumayı amaçlıyor.
Savunma kararı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizinin yol açtığı ekonomik zorluklar çerçevesinde çeşitli kurumlar ve bireylere yönelik destek programlarından yararlanılması temelini içeriyor.
Ürdün Başbakanı, hükümetin mevcut aşamada, sağlık tedbirlerine bağlı kalarak ve hiçbir tarafın daha fazla yük taşımasına olanak vermeden dengeli bir şekilde ‘iş fırsatı ve özel sektörün çalışmalarının devamlılığını’ korumayı amaçladığını belirtti.
Rezzaz, vaka sayısı ve sağlık sektörünün kapasitesi dikkate alındığında krizle mücadele etmek için birden fazla senaryo hazırladıklarına dikkati çekti.
Bu çerçevede ilk senaryonun, virüsle başa çıkmada ve önleyici tedbirler almada geciken ve günlük 600’den fazla vaka kaydeden bazı ülkelerin yaşadıklarının takip edildiği belirtildi. Aktarılana göre ikinci en iyi senaryo olarak ilk vakanın kaydedilmesi sonrasında durumla mücadele etmeye, artışı önlemeye, hareketi sınırlandırmaya ve test sayısını artırmaya çalışan diğer ülkelerin deneyimlerine odaklanılıyor. Üçüncü en iyi senaryo olarak ise vakaları sınırlı bir süreyle sınırlama, her gün vaka sayısını sıfıra indirmeye çalışma ve ekonomik durumu düzeltmeye yoğunlaşıldığı ifade edildi.
Ürdün toplumunun satın alma gücüne ilişkin endişelerin yanı sıra özel sektöre yönelik en büyük korkunun ise ‘sürekliliği, likidite mevcudiyeti, maliyeti ve maaşları karşılama kabiliyeti’ olduğuna dikkati çeken Başbakan, bu iki durumun birbiriyle bağlantılı olduğunu belirtti. Bu çerçevede Başbakan Ömer er-Rezzaz, “Bu yüzden hepimiz bir işbirliği yapmazsak, satın alma gücü azalacak ve bu da işverene yansıyacaktır” dedi.
Rezzaz ayrıca, Sanayi, Ticaret ve Tedarik Bakanı’nın, özel sektörle birlikte ‘sağlık ve güvenlik standartlarına tam olarak uyulması koşuluyla’, çalışma yetkisi olmayan kurumların yetkili makamlara devredilmesini sağlayacak kriterleri incelediğine dikkati çekti.



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”