Lübnan’da Hükümet-Yargı arasında ‘yeniden yapılandırma’ gerginliği

Lübnan’da Hükümet-Yargı arasında ‘yeniden yapılandırma’ gerginliği
TT

Lübnan’da Hükümet-Yargı arasında ‘yeniden yapılandırma’ gerginliği

Lübnan’da Hükümet-Yargı arasında ‘yeniden yapılandırma’ gerginliği

Lübnan Adalet Bakanı Marie-Claude Najm, Yüksek Yargı Konseyi tarafından hazırlanan Yargı Yapılandırma Kararnamesi’nin dondurulması için ısrarını sürdürüyor. Yargı Konseyi tarafından ‘reform devrimi’ olarak nitelendirilen kararnamenin, ‘yoksuzlukla mücadele yolunda giriş noktası’ olması bekleniyor.
Ancak Adalet Bakanı, Yapılandırma Kararnamesi’ni eleştirmekle kalmayıp Yüksek Yargı Konseyi’ne de eleştirilerde bulundu. Bakan Marie-Claude Najm, Konseyi, ‘siyasi baskıya boyun eğmek, tarafsızlık ve yargının bağımsızlığı ilkesinden uzaklaşmak’ ile suçladı.
Muhalefetteki siyasi kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Adalet Bakanı’nın ifadelerinin kişisel kanaatini yansıtmadığını belirtti. Kaynaklar, Najm’ın Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın yargının yeniden yapılandırılmasını reddeden ekibinin ağzıyla konuştuğuna dikkati çekti.
Siyasi kaynaklar ayrıca, bu yaklaşımın, yargıya egemen olma çabalarının tehlikesi anlaşılmadığı sürece ‘yargı ve söz konusu ekip arasında açık bir savaşa yol açtığını’ söyledi.
Adalet Bakanı, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada ‘yargının yeniden yapılandırılmasına yönelik siyasi müdahalenin nasıl gerçekleştiğine’ değinmezken, “Yüksek Yargı Konseyi Başkanı’nın ve üyelerinin siyasi otorite tarafından ve kotalar temelinde atanması, Konsey’in siyasi müdahaleye tabi olduğunu göstermek için yeterlidir” değerlendirmesinde bulundu. Bu ifadeler sonrasında Najm’ın tavrına ilişkin hayal kırıklığını ifade edici bir açıklama yapan Yüksek Yargı Konseyi de bir açıklama yaptı. Bu çerçevede Konsey, “Adalet Bakanı’nın, Yüksek Yargı Konseyi’ni kotacılık ve siyasetle suçlaması son derece üzücü bir durum. Yürürlükteki yasalarda öngörülen ‘konsey üyelerini atama’ mekanizmasının, Yüksek Yargı Konseyi tarafından alınan bir önlem olması oldukça şaşırtıcıdır. Konseyin, her bir hakimin meseleye ilişkin ciddiyeti ve taahhüdü çerçevesinde ‘yargı oluşumları taslağını üç aydan daha uzun bir süredir hazırladığı, gerektiğinde herhangi bir müdahaleden uzak şekilde birçok hakimle görüşmeler yaptığı’ biliniyor” ifadelerini kullandı. Konsey ayrıca, Adalet Bakanı’nı, ‘imza atarak ve yetkili referanslara başvurarak yargı oluşumları taslağına, uygulama için yasal bir mühlet verme’ çağrısında bulundu.
Öte yandan Adalet Bakanlığı’ndan bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bakan, yasayı ihlal etmedi ve yargı oluşumlarına el koymadı, aksine yasanın izin verdiği rolünü yerine getirdi” dedi. Adalet Bakanı’nın, ‘yasalar uyarınca oluşumları inceleme, bunlarla ilgili gözlem yapma ve düzeltme talep etme hakkına sahip olduğunu’ belirterek, Adalet Bakanı’nın, kim olursa olsun, ‘bir postacı değil, yetki sahibi bir kişi olduğunu’ ve ‘tüm yetkilerini kullanabileceğini’ vurguladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir yargı kaynağı da “Bu oluşumlar, şu ana kadarkilerin en iyisidir. Yüksek Yargı Konseyi tarafından bağımsız olarak hazırlanmıştır” dedi. Kaynak, Lübnan tarihinde ilk defa yargının yeniden yapılandırılmasının, siyasi müdahalelerden uzak şekilde hazırlandığını belirtirken, “Konsey, her hakimin dosyasını yeterlilik, dürüstlük ve verimlilik düzeyinde ve dış baskılardan uzak şekilde inceledikten sonra en yüksek objektif standartları uygulamaya koydu” şeklinde konuştu.
Söz konusu yapılandırmanın engellenmesi meselesi, Cebel-i Lübnan’da Temyiz Hakimi Gade Avn da dahil, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Özgür Yurtsever Hareket’e yakın çok sayıda hakimin, faaliyet gösterdikleri pozisyonlarından transferiyle doğrudan bağlantılı olarak görülüyor. Gade Avn, 9 Nisan’da yayınladığı bir bildiride, Yüksek Yargı Konseyi’ne saldırarak, “Bu oluşumlar, Suriye/Esed vesayeti dönemini aramamıza neden oluyor” dedi.



İslam İşbirliği Teşkilatı, tüm ülkeleri, İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon’a katılmaya davet ediyor

TT

İslam İşbirliği Teşkilatı, tüm ülkeleri, İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon’a katılmaya davet ediyor

İslam İşbirliği Teşkilatı, tüm ülkeleri, İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon’a katılmaya davet ediyor

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), tüm ülkeleri, Suudi Arabistan tarafından başlatılan İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon adlı tarihi siyasi girişime katılmaya çağırdı. Söz konusu girişimin uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler (BM) kararları çerçevesinde iki devletli çözüm vizyonu için siyasi bir koruma ağı oluşturduğu ve İsrail işgalinin sona erdirilmesi, Filistin devletinin kurulması ve bölgede adil, kapsamlı ve kalıcı barışın sağlanması yönündeki çabaları destekleme taahhüdünü içerdiği belirtildi.

vfk
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha (Şarku’l Avsat)

İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, New York'ta düzenlenen BM 79. Genel Kurulu çerçevesinde gerçekleştirilen üst düzey toplantı sırasında Suudi Arabistan ve ortakları tarafından ilan edilen İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon'un başlatılmasının önemini vurguladı.

Taha, Filistin devletini tanımayan ülkelere, Filistin'in meşruiyetini, siyasi ve hukuki statüsünü güçlendirmek ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı da dâhil olmak üzere devredilemez haklarının tesis edilmesine ve başkenti Kudüs olan, 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız ve egemen bir devlet kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla, Filistin'i tanıyan ve BM'ye tam üyelik hakkını destekleyen 149 ülkenin oluşturduğu uluslararası konsensüse katılmaları çağrısını yineledi.

scdvfbrgthy
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan New York'ta gazetecilere konuştu. (DPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, New York'ta düzenlenen BM 79. Genel Kurulu çerçevesinde, ülkesinin öncülüğünde Arap ve İslam ülkeleri ile Avrupalı ortakların katılımıyla Filistinliler ve İsrailliler arasında İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon’un kurulduğunu duyurdu.

Filistin dosyasının ele alındığı toplantıda Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın insani bir felakete yol açtığını vurguladı. İsrail işgal güçlerinin Batı Şeria'da gerçekleştirdiği ciddi ihlallere ve Mescid-i Aksa ile dini mabetlere yönelik tehdide ek olarak, işgal ve şiddet içeren aşırıcılık politikasını sürdürdüğünü belirtti. Faysal bin Ferhan, “Meşru müdafaa on binlerce sivilin öldürülmesini, sistematik yıkım uygulamasını, zorla yerinden edilmeyi ve açlığın bir savaş aracı olarak kullanılmasını haklı gösteremez” ifadesini kullandı.

Bölgedeki gerilime de değinen Faysal bin Ferhan, “Bugünlerde kardeş Lübnan Cumhuriyeti'ni etkileyen ve bizi, bölgemizi ve tüm dünyayı tehdit eden bölgesel bir savaş riskine sürükleyen tehlikeli bir gerilime tanık oluyoruz” dedi.