Kabe İmamı Sudeys’ten koronavirüs konuşması ve duası

Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı ve Kâbe İmamı Şeyh Abdurrahman bin Abdulaziz es-Sudeys
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı ve Kâbe İmamı Şeyh Abdurrahman bin Abdulaziz es-Sudeys
TT

Kabe İmamı Sudeys’ten koronavirüs konuşması ve duası

Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı ve Kâbe İmamı Şeyh Abdurrahman bin Abdulaziz es-Sudeys
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı ve Kâbe İmamı Şeyh Abdurrahman bin Abdulaziz es-Sudeys

Bismillahirrahmanirrahim
Belayı def eden ve vebayı kaldıran Allah’a hamd olsun. Salat ve selam, Nebilerin sonuncusu, seçilmişlerin efendisi, Haniflerin İmamı Nebimiz ve Efendimiz Muhammed (sav)’e olsun.
Allah sizi korusun, bildiğiniz üzere şu an dünyada büyük bir salgın var. Şüphesiz bu salgın da musibet ve imtihanımızın bir parçasıdır.
Allah, Kur’an-ı Kerim’de (mealen) şöyle buyuruyor; “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara 2/155).
Suudi Arabistan, yani mübarek Hicaz toprakları da bu salgından nasibini almıştır. Hepimizin üzerine vacip olan; önlemlerimizi almamız ve Allah’ın kazası ve kaderine razı olmamızdır. Allah şöyle buyuruyor; “Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık” (Kamer 54/49), “Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez.” (Tegabun 64/11), “Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.” (Hadid 57/22).
Görüldüğü üzere bu salgın da Allah’ın takdiri çerçevesindedir; “Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!” (Araf 7/54)
Kulların vazifesi, Allah’a olan imanlarını güçlendirmek, Allah’a güvenerek tevekkül etmektir. Unutmamak gerekir ki; Allah’ın verdiği musibetlerden sadece Allah’a sığınılabilir. Ayrıca tüm Müslümanların, salgından korunmak için önleyici tedbirler alması ve sağlık otoritelerince tavsiye edilen kurallara uyması vacip hükmündedir.
Bu mübarek topraklarda yönetimde olan Suudi Arabistan Krallığı da, vatandaşlarının canını ve sağlığını korumak için birçok önleyici tedbir almış durumdadır. İslam dininde, yöneticilerin, yetkileri altında olan ve ülkelerinde ikamet eden insanların hayatlarını ve sağlıklarını korumaları emredilmiştir. Nitekim Suudi Arabistan yönetimi, İslam Şeriatının ilkelerinden referans alarak, salgının büyümesinin önüne geçmiştir. Hanif İslam fıkhındaki ilkelerden biri de; ‘def-i mefasid celb-i menafiden evladır’ ilkesidir. (kötülüğü def etmek menfaat sağlamaktan önce gelir.) ve yine fıkıh usulünde; “Meşakkat teysîri celbeder’’ (İslam hukukunda kolaylık prensibi) kaidesi bulunmaktadır.
Ayrıca; “Önlem almak tedaviden iyidir” ilkesi de bilinmektedir.  
Suudi Arabistan yönetiminin aldığı tedbirler, Harem-i Şerif ve Mescid-i Nebevi’ye ziyaret gerçekleştirecek Müslümanların can sağlığını önemsemesi ile ilgiliydi. Keza bu kararlar, kutsal Mekke ve Medine şehirlerinin ahalisinin sağlığı için de son derece önemliydi. Bizim hepimizin üzerine düşen vazife ise, Ulu’l-Emre (yöneticilere) yardımcı olmak, emirlerine itaat etmektir. Nitekim reaya yöneticilere şu ayet uyarınca itaatle sorumludur; “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin. Peygamber’e ve sizden olan ulu’l-emre de (idarecilere) itaat edin.” (Nisa 4/59)
Allah onları korusun, idarecilerimiz bu süreçte, insanları salgından koruma amacıyla son derece doğru kararlar almıştır. Allah onlardan razı olsun ve ecirlerini arttırsın. “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.” hadisi gereğince Devlet reisi de bir çobandır ve ahaliden sorumludur. Dolayısıyla bizim de, alınan önlemlere uymamız, evlerimizde kalmamız gerekir. Salgın anında bulunduğumuz yerleri terk etmemiz, salgının daha da büyümesine sebebiyet verebilir. Karantina kararlarının, Kuran’da ve peygamberimizin Sünnetinde çok sayıda dayanağı bulunmaktadır. Allah Azze ve Cel şöyle buyuruyor; “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” (Bakara 2/195), “Kendinizi helâk etmeyin. (öldürmeyin) Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir” dolayısıyla; Salgınla mücadelede bizim de büyük sorumluluğumuz vardır. Devlet tarafından alınan önlemlere ve kararlara uymamız hepimizin menfaatinedir. Bedenimizi ve canımızı korumamız, mekasıdu şeria’nın (İslam hukukunun amaç ve hedeflerinin) başında gelir. Allah’a hamdolsun ki; bu hususta, yöneticilerimizin öngörülü tutum takınmasıyla, büyük ölçüde başarılı olunmuştur. Aynı şekilde hepimizin, sağlam ve güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere, resmi cihetlerin açıklamalarına itimat etmemiz gerekir.
Bu arada, tüm güvenlik güçlerimize, bu mübarek topraklarda güvenliğin sağlanması için gösterdikleri üstün çabadan dolayı teşekkür etmek isteriz. Allah, sınırlar boyunca ve ülkenin her noktasında görev yapan güvenlik güçlerimizden razı olsun.
Onlar bu ülkenin vatandaşlarını ve bu ülkede yaşayan diğer insanları, tehlikelere karşı korumak için gece gündüz görevlerinin başındadır. Bizim de bu mübarek topraklarda güvenliğin sağlanması için, güvenlik güçlerine yardımcı olmamız dini vazifelerimizdendir.
Aynı şekilde, sağlık sektöründe çalışan kahraman kardeşlerimize olan minnettarlığımızı da ifade etmek isteriz. Allah, toplumun sağlığını korumak için zor şartlar altında mücadele veren bu insanların yardımcısı olsun. Hepimiz, sağlık çalışanları ile dayanışma halinde olmalı, işlerini kolaylaştırmalı ve zorunlu olmadıkça onları meşgul etmemeliyiz. Ayrıca, salgından korunmamız için verdikleri tavsiyelere de birebir uymakla yükümlüyüz.
Toplum ve devlet bu zor süreçte bütünleşmelidir, yöneticilerimizle birlikte hareket etmeli, gerçekleri içermeyen söylentilere, halkı paniğe sevk eden yalan haberlere itibar etmemeliyiz. Hepimiz iyimser olmalı ve ümidimizi muhafaza etmeliyiz, Allah’ın izniyle yakın bir zamanda bu musibet sona erecektir. Allah’a hamdolsun ki; salgının dünya genelinde hafiflediğine dair emareler belirmeye başlamıştır. Şu anda elimizden Allah’a sığınmak dışında bir şey gelmez, içten bir şekilde dua etmeliyiz, zira dua büyük bir silahtır. “Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim” (Mümin 40/60), Rabbimiz’e belayı def etmesi için yalvarmalıyız, “Andolsun, senden önce birtakım ümmetlere de peygamberler gönderdik. Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık.” (En’am 6/42) “Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya” (En’am 6/43)
Allah’a duamız; bu ülkeyi, tüm Müslümanları ve yeryüzündeki tüm insanları bu salgından koruması yönündedir. Eğer Allah’ın evrensel sünnetine (kurallarına) uyulursa ve insanlar doğadaki dengeyi korursa bu salgın da Allah’ın izniyle sona erecektir.
Ey tüm mülklerin sahibi; bizi vuran musibeti sonlandır, çünkü aciz kaldık
Ey üzüntü ve kedere bulanan kişi, iyimser ol, Allah zail edecektir kederini
Allah zorluklardan sonra kolaylıklar verir, bu belayı da keşfedecektir
Ey Celal ve İkram sahibi Rabbimiz, senden bu ümmetin üzerindeki musibeti kaldırmanı niyaz ediyoruz. Allah’ım, bizden kıtlığı, faizi, zinayı, depremleri, zorlukları, görünen ve görünmeyen fitneleri zail eyle. Allah’ım, delilikten, cüzzamdan ve kötü hastalıklardan sana sığınırız. Ey rabbimiz, ülkemizden, İslam ülkelerinden ve tüm yeryüzünden her türlü salgını ve kötülüğü kaldır.
Şüphesiz mübarek Ramazan-ı Şerif ayı yaklaşmakta, hepimiz Allah’a dönmeli, tövbe etmeli, günahlarımız için bağışlanma dilenmeliyiz. Bu mübarek aya nasuh bir tövbe ile girersek, Allah üzerimizdeki karanlıkları giderecektir. Yüzümüzü Allah’a dönersek bize acıyacaktır. Allah Latif, bağışlayıcı ve en yüce merhamet sahibidir. Nitekim şöyle buyuruyor; “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer 39/53), Allah’a Esma-i Hüsnası ve yüce sıfatları ile, Müslümanların ülkelerini her türlü kötülükten ve salgından korumasını, ve cömertliğiyle bize nazar etmesini niyaz ediyoruz.
Allah Hadim el-Haremeyn (Kâbe ve Mescid-i Nebevi’nin hizmetkârı) Kral Selman’ı ve güvenilir veliahtını korusun. Nitekim Dünya Müslümanları, Suudi vatandaşları ve ülkede yaşayan yabancıların hayatını korumak için aldıkları önlemler son derece önemliydi. Ayrıca diğer ülkelerin istikrarı için de önemli çabalar sarf ettiler.
Medine-i Münevvere Emiri (valisi) ve yardımcısına da, Mescid-i Nebevi’ye gösterdikleri ilgi ve ihtimam için teşekkür etmek isterim. Allah sevaplarını arttırsın ve onlardan da razı olsun.
Ey Müslümanlar, umutsuzluğa kapılmayın, iyimser olun, inşallah yakın zamanda Allah’ın yardımı ve desteğiyle bu salgından kurtulacağız.
O içinde bulunduğumuz durumu en iyi bilendir ve âlemlerin rabbidir. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a olsun, salat ve selam Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed’e, onun Ehl-i Beyt’ine ve Ashabına olsun.
Selam üzerinize olsun.



Muhammed bin Selman, Trump, Macron ve Meloni ile İsrail'in İran'a yönelik operasyonlarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Muhammed bin Selman, Trump, Macron ve Meloni ile İsrail'in İran'a yönelik operasyonlarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonları da dahil olmak üzere bölgedeki gelişmeleri görüştü.

Prens Muhammed bin Selman, dün Trump ile bugün Macron ve Meloni ile yaptığı telefon görüşmesinde, itidal, gerginliğin azaltılması ve tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Suudi Veliaht Prensi ve ABD Başkanı, Ortadoğu'da güvenlik, barış ve istikrarın sağlanması için ortak çalışmaların sürdürülmesinin önemli olduğunu ifade ettiler.

Suudi Arabistan, dün erken saatlerde, İran'ın egemenliğini ve güvenliğini ihlal eden ve uluslararası hukuk ve teamüllere açık bir şekilde aykırı olan İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını şiddetle kınadığını ve lanetlediğini açıklamıştı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Krallığın bu iğrenç saldırıları kınadığını ve uluslararası toplum ile Güvenlik Konseyi'nin bu saldırıları derhal durdurma konusunda büyük sorumluluk taşıdığını vurguladı.