İran, koronavirüsle satranç oynuyor

Dün Tahran’da İranlı bir kadın (AFP)
Dün Tahran’da İranlı bir kadın (AFP)
TT

İran, koronavirüsle satranç oynuyor

Dün Tahran’da İranlı bir kadın (AFP)
Dün Tahran’da İranlı bir kadın (AFP)

İran Sağlık Bakanı Said Nemeki, ülkesinin koronavirüsle ‘satranç oynadığını’ ifade ederek salgının geleceği hakkında kimsenin ‘tahminde bulunamayacağını’ ifade etti. Sağlık Bakanlığı sözcüsü bakanlığın ‘sürü bağışıklığı’ stratejisine yönelik hareket etmediğini ifade ederken, hükümet sözcüsü ise, hükümetin kısıtlamaları azaltma ısrarının ardından ikinci bir salgın dalgası uyarılarına verdiği cevapta, ‘İran’ın kültürel durumu ile uyumlu’ bir senaryonun takip edildiğini dile getirdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, son 24 saat içerisinde teşhis edilen bin 617 koronavirüs vakası ile beraber, ülkede toplamda 73 bin 303 vakanın kaydedildiği bildirildi. Diğer yandan, 111 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle ülkede toplam can kaybı 4 bin 585’e çıktı. 3 bin 877 vaka ise kritik durumda bulunuyor.
Bakanlık sözcüsü Kiyanuş Cihanpur, bugüne kadar 275 bin 427 Kovid-19 teşhis testi yapıldığını, 45 bin 983 koronavirüs hastasının ise iyileştiğini belirtti. Cihanpur, “Bakanlık tarafından yürütülen çabalar sürü bağışıklığı stratejisine yönelik değildir. Bu kendi kendine gelişebilecek bir durumdur, ülkenin sağlık sisteminin böyle bir niyeti olamaz. Tüm çabalar; vakaları tespit etmeye, sosyal izolasyon gibi önlemler almaya, farkındalığı ve kontrolü artırmaya, toplumun büyük bir kısmının salgına yakalanmasını önlemek için kısıtlamalar uygulamaya ve ülkedeki sağlık birimlerine daha fazla yük bindirmekten kaçınmaya yöneliktir” dedi.
Sağlık Bakanı Said Nemeki, video konferans yoluyla gazetecilere verdiği demeçte, salgının neden olduğu durumun Haziran ayının ortalarına kadar iyileşmesinin beklendiğini dile getirdi. Nemeki, “Daha zor günlere hazırlıklı olunmalı, koronavirüsü mevsimsel grip takip edebilir. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bana beklentilerimi sorduğunda ona koronavirüsle satranç oynadığımızı, şuanda kimsenin geleceği tahmin edemeyeceğini söyledim” dedi.
Nemeki, bir başka toplantıda ise sağlık yetkililerine “Savaş koşulları ve ekonomik yaptırımlara rağmen hastalığı kontrol altına almayı başardık” demişti.
Nemeki, dün, kendisini “insanların sağlığı hakkında ciddi düşünmeye” çağıran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefon görüşmesi yaptı. ISNA’nın haberine göre, Ruhani, “insanları evde kalmaya ve akıllı mesafe planını uygulamaya ikna etmenin gerekliliğini” ısrarla vurguladı. Akıllı mesafe planı, İran hükümetinin, karantina prosedürlerinin alınması yönündeki kamu talebinin ardından yalnızca iki hafta boyunca uyguladığı ‘sosyal izolasyon’ önlemlerini azalttığı sırada geçtiğimiz Cumartesi günü uygulamaya başladığı bir plan.
Ruhani, “Hükümet, dengeli bir şekilde, önceliği insanların sağlığına verir. Ancak insanların ekonomik durumlarını, yaşam koşullarını, gerekli eylemlerin ve ekonomik faaliyetlerin yeniden başlatılmasını da ele alır” ifadelerini kullandı. IRNA’nın haberine göre Ruhani, “çalışmaya yeniden başlamanın sağlık protokolleri göz ardı etmek anlamına gelmeyeceğini” vurguladı.
Ruhani, aynı zamanda İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli’den Cumartesi gününden itibaren Tahran’da düşük riskli işlere devam edilmesi için gerekli tüm önlemlerin almasını istedi. İran resmi televizyonuna göre, Ruhani, toplu taşımada sağlık önlemlerine uyulması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Tahran belediyesinin toplu taşıma araçlarında izdiham yaşanacağından ve sağlık sistemi endişesinin hemen ardından geldi. Zirâ akıllı mesafe planının ve sağlık standartlarının uygulanacağından endişe duyuluyor. 
Diğer yandan, hükümet sözcüsü Ali Rebii, ‘5 farklı senaryo izlediğini’ söylediği Koronayla Ulusal Mücadele Kurulu’nun “İran’ın kültürel durumu ile uyumlu senaryo takip ettiğini” dile getirdi. Ancak senaryonun içeriğini açıklamadı. Geçtiğimiz hafta, cumhurbaşkanlığı ofisindeki bilimsel işler sorumlusu da hükümet prosedürlerinin seviyesini açıklayan 5 farklı senaryo olduğundan bahsetmişti.
Birçoğu, hükümetin ortalama bir müdahale düzeyi olan ‘sosyal izolasyon’ planını içeren bir senaryo uyguladığı düşüncesinde. Bu plan dâhilinde, eğitim kurumlarının kapatılması, spor, kültürel ve sosyal etkinliklerin durdurulması ve sınırlı hareketlilik yer alıyor. Böyle bir senaryonun 11 bin kişinin ölümüne yol açması bekleniyor.
Rebii, hükümetin hem yaşamsal ve ekonomik çarkı döndürmek hem de salgınla mücadelede düşük kayıplar vermek için sosyal ve ekonomik yaşam modeli üzerinde çalıştığını, bir yandan sağlık önlemlerine de dikkat ettiğini dile getirdi. Aynı zamanda “Önümüzdeki aylarda salgının kontrol altına alınması konusunda iyi haberler duyurmayı umuyoruz” ifadelerini kullandı.
İran Sağlık Bakan Yardımcısı İreç Herirçi’nin Pazar günü yaptığı açıklamaya göre, bakanlık salgın yönetiminde üç farklı strateji izliyor: İlki, ‘akıllı mesafe’, ikincisi ‘semptom göstermeyenlerin teşhis edilmesi’, üçüncüsü ise ‘vakalar ile temas içerisinde olanların izolasyonu’.
Herirçi, “vakaların ülke genelinde azalmaya doğru gittiğini”, 6 ildeki vaka sayılarının arttığını, İsfahan dâhil bazı illerin ise salgın konusunda sabit bir yolda ilerlediğini ifade etmişti.
İran hükümeti, geçen ayın sonunda, Sınır Tanımayan Doktorlar’a vakaları tedavi edilmesi amacıyla 50 yatak kapasiteli geçici bir hastane kurması için verdiği izni geri çekti. 
ISNA’nın haberine göre, ülkedeki birçok ekonomik tesisin bulunduğu İsfahan’daki vaka sayıları artıyor. İsfahan’daki Tıp Bilimleri Üniversitesi Başkanı Araş Necimi, salgının ikinci bir dalgasının gerçekleşeceğinden endişe duyduğunu dile getirmiş, “Vaka sayısında düşüşe geçmek için henüz çok erken” demişti.
Parlamento Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Abdurrıza Azizi, Çin’dekine benzer askeri önlemlerin alınması ve ülkenin 3 ay boyunca kapatılması çağrısında bulundu.
‘Akherkhabar Online’ sitesine konuşan Azizi yaptığı açıklamda, “Salgın zincirini kırmak için Vuhan gibi davranmalıyız. Çin, polisiye tarzda değil askeri tarzda ilerlerdi. Hem insanları izole etti hem de onlara gıda sağladı. Bizim de insanlara evden çıkmamalarını söylemek için ilk önce onların geçimini sağlamamız gerekiyor” dedi.



Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
TT

Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koyup Karakas yönetimine yeni yaptırımlar getirmesiyle Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savunmuştu. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelenmişti.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, el konan tankerin adının Skipper olduğu yazılmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

80 milyon dolarlık petrole el kondu

Wall Street Journal'ın analizine göre el konan tankerde yaklaşık 80 milyon dolar değerinde petrol var, bu da Venezuela'nın aylık ithalatının yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

ABD'nin tankere baskın düzenleyerek Venezuela yönetimini ekonomik felce uğratmak istediği yazılıyor. Ham petrol satışları Latin Amerika ülkesinin ihracat gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.

Diğer yandan Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores'in üç yeğenini, Maduro'yla bağlantılı bir iş insanını ve Venezuela petrol sektöründe faaliyet gösteren 6 nakliye şirketini yaptırım listesine eklediğini de dün duyurdu.

ABD'nin son hamleleriyle bölgedeki gerginlik tırmanırken Maduro, dün yaptığı açıklamada ülkede uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu Tren de Aragua kartelini etkisiz hale getirdiklerini savunarak, Trump'ın asıl amacının Venezuela petrolünü çalmak olduğu iddiasını yineledi.

Trump petrolün peşinde mi?

ABD Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD'nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği ve devlete ait enerji şirketi PDVSA üzerindeki kontrolün sıkılaştırılması nedeniyle bu potansiyeli tam olarak kullanamıyor.

Ülkede faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi olan petrol devi Chevron'un üretimi de Washington'ın yaptırımları nedeniyle düşmüştü.

Beyaz Saray, Karayipler'deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela'nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunuyor.

Ancak BBC'nin analizinde, Venezuela'daki petrol üretimini yeniden artırmanın on milyarlarca dolara mal olabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan ABD'nin yaptırımları hafifletmesi halinde Chevron'un kârının hızlıca artabileceği yazılıyor.

Bunlara ek olarak petrolün gelecekte önemini yitirmeye başlayacağı öngörüsü paylaşılıyor. Ekonomi analiz şirketi Capital Economics'ten David Oxley şunları söylüyor:

Petrol talebi bir anda düşüşe geçmeyecek ancak eskisi gibi artmaya da devam etmeyecek. Talebin zayıfladığını görüyoruz ve 2030'ların sonlarında düşüşe geçeceğini tahmin ediyoruz. Venezuela petrol sektörüne yatırım yapan herkes şunu düşünmek zorunda: Buna değer mi?

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, New York Times


İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.