Brezilya’dan İtalya’ya… Mafyalar, koronavirüs krizinden etkilenenlere yardım ediyor

Rio de Janeiro’nun gecekondu mahallelerindeki uyuşturucu kaçakçıları, koronavirüs salgınından sonra sokağa çıkma yasağı uyguluyor (Getty Images)
Rio de Janeiro’nun gecekondu mahallelerindeki uyuşturucu kaçakçıları, koronavirüs salgınından sonra sokağa çıkma yasağı uyguluyor (Getty Images)
TT

Brezilya’dan İtalya’ya… Mafyalar, koronavirüs krizinden etkilenenlere yardım ediyor

Rio de Janeiro’nun gecekondu mahallelerindeki uyuşturucu kaçakçıları, koronavirüs salgınından sonra sokağa çıkma yasağı uyguluyor (Getty Images)
Rio de Janeiro’nun gecekondu mahallelerindeki uyuşturucu kaçakçıları, koronavirüs salgınından sonra sokağa çıkma yasağı uyguluyor (Getty Images)

Alanoud Alnuhait
Dünya, koronavirüs krizinin yoğunlaştığı bir dönemde salgının farklı coğrafyalara ulaşmasıyla birlikte ortaya çıkan durumla mücadele için yapılan ortak çabalara tanıklık ediyor.
Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar, hayat kurtarmak ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için yardım kampanyaları yürütürken, çok sayıda gönüllü bu kampanyalara katıldı. Bazıları ise kişisel girişimler başlattı.
Ancak tüm bu çabalar halen yetersiz kalıyor. Öte yandan çeşitli hükümetler tarafından arananlar listesinde yer alan ve takip edilen mafya örgütleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından etkilenen insanlar için yardım kampanyası başlatmaya karar verdi.
 
İtalya
İtalya salgından etkilenen ekonomisinin geriye kalanında reform yapmaya çalışırken mafya, karantinada parası tükenmiş yoksul ailelere ücretsiz yiyecek dağıtarak insanların desteğini kazanıyor. Mafya çeteleri, ülke çapında gerilim arttıkça Campania, Calabria, Sicilya ve Apulia gibi güneydeki fakir bölgelerde salgının yarattığı krizden etkilenen İtalyanlara temel gıda malzemeleri sağlıyor.
Öte yandan, mafyanın bu faaliyetleri, imajını parlatmak için mevcut durumdan yararlanma eylemleri olarak görülüyor. İtalyan yetkililer, gıda dağıtımının eski bir mafya taktiği olduğunu belirtti. İtalya'da mafyanın çökertilmesine yönelik uygulamalara öncülük eden savcı Nicola Gratteri konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Mafya patronları, bulundukları şehirleri kendi başkentleri olarak görüyor. İnsanları kazanmanın iyi bir yol olduğunu biliyorlar. Kendi bölgelerinde onlara bakmaları gerekiyor. Bu nedenle mevcut durumdan faydalanıyorlar” ifadelerini kullandı.
Ülkenin güneyinde bulunan Calabria Bölgesi’ndeki Catanzaro Savcılığı’ndan Gratteri ise açıklamasında, “Mafya üyeleri, bedava yiyecek götürmek için kapılarını çaldıkları insanların gözünde kahramana dönüşüyor. Böylece bir mafya patronu, siyasi seçimlerde çıkarları adına birini desteklemek istediğinde bu ailelerin de o kişiyi destekleyeceklerini biliyor. Kafeler, mağazalar ve restoranlar kapatılalı bir aydan uzun bir süre oldu. Milyonlarca insan bir ayı aşkın bir süredir para kazanamadı ve ne zaman tekrar çalışmaya başlayabileceklerini bilmiyorlar. Hükümet eğer şimdi harekete geçmezse, yerini mafya alacak” ifadelerini kullandı.
 
Brezilya
Koronavirüs salgınının Brezilya'daki düşük gelirli vatandaşlar üzerindeki etkisine ilişkin endişeler artarken Rio de Janeiro’daki birçok gecekondu mahallesinde uyuşturucu satıcıları, salgının yayılmasını önlemek amacıyla sokağa çıkma yasağı uyguluyor.
Son verilere göre koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının bin 141'e yükseldiği ülkede, Rio de Janeiro'nun batısındaki çete üyeleri, şehir sakinlerine akşam saat 20.00'den sonra evlerinde kalmaları uyarısında bulundu.
Hükümetin bölge için ayırdığı fonlar yetersiz kalırken Kovid-19’u ‘sadece basit bir grip’ olarak tanımlayan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, salgına karşı önlem almakta ağır davrandığı ve geç kaldığı için eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Rio de Janeiro'nun gecekondu mahallelerine hakim olan suç çeteleri, salgını önlemek için kendi tedbirlerini alıyorlar.
Şehir sakinlerinin haber ajanslarına yaptıkları açıklamalarda, suç çetelerinin, gecekondu mahallelerinin çevresinde arabalarla gezerek sürekli, “Sokağa çıkma yasağı uyguluyoruz. Çünkü kimse bunu ciddiye almıyor. Sokakta hareket eden veya yürüyüşe çıkanlar cezalandırılacak ve bu bir emsal oluşturacaktır. Bu yüzden evde kalmanız ve hiçbir şey yapmamanız sizin için daha iyi. Mesaj iletilmiştir” şeklindeki anonsu hoparlörden yayınladıklarını belirttiler.
 
Meksika
Yerel basında çıkan haberlere göre, Meksika'daki suç çeteleri de koronavirüs krizinin ortasında iki şehirde insanlara yiyecek dağıttılar.
Resmi kaynaklar, Cartel del Golfo adlı suç çetesi tarafından ülkenin kuzeydoğusundaki Tamaulipas eyaletinde, Los Viagras adlı suç çetesi tarafından ise ülkenin batısındaki Michoacan eyaletinde yiyecek dağıtıldığı iddialarının araştırıldığını bildirdi.
ABD sınırında yer alan Tamaulipas eyaletinde yetkililer, söz konusu mahallelerde dağıtılan ton balığı, yağ ve şeker gibi temel gıda malzemeleri içeren kolilere el koydu.
Meksika'da çetelerin, Çocuk Bayramı veya kriz zamanları gibi belirli tarihlerde kendilerini göstermenin ve halktan destek almanın bir yolu olarak görülen yiyecek veya oyuncak dağıtımı yaptığı biliniyor.
Yerel basın yer alan haberlere göre suç çeteleri tarafından dağıtılan ve üzerlerinde ‘Ciudad Victoria’yı (Tamaulipas eyaletinin yönetim şehri) desteklemek için’ yazdığı görülen kolilerin fotoğrafları yer aldı.
 
İyilik mi yoksa kötülük mü?
Son zamanlarda yapılan bir araştırma, mafya örgütlerinin Doğu Avrupa gibi yüksek büyüme rakamlarına sahip ekonomilere her geçen gün daha fazla eğilim gösterdiğine işaret etti. Çünkü bazı Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, kara para aklama suçuyla daha az ilgileniyor.
Hali hazırda Alman ekonomisine giriş yapan mafya, İspanya'da, özellikle otel ve turizm alanında oldukça güçlü bir konuma sahip. Fransa ve Belçika'da da bir takım sızmalar oldu. Slovakya'da yolsuzlukları araştıran gazeteci Jan Kuciak 2018'de bu sorunun üzerine giderken öldürüldü.
İtalya’da Mafya ve Terörle Mücadele Başsavcısı Federico Cafiero de Raho konuyla ilgili açıklamasında, “Mafya üyeleri, yolsuzluk konusunda tecrübeli veya yozlaşmaya hazır oldukları için tuzağa düşecek olan yetkililere erişimin olduğu her yerde çalışacaklardır” ifadelerini kullandı.
 



Türkiye'de doğrudan bir Rusya-Ukrayna yüzleşmesi: Hiçbir ilerleme kaydedilmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor
TT

Türkiye'de doğrudan bir Rusya-Ukrayna yüzleşmesi: Hiçbir ilerleme kaydedilmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor

Bu hafta birçok alanda önemli gelişmeler yaşandı; Rusya ile Ukrayna arasında savaşı sona erdirecek olası bir anlaşmaya varılmasına dair umutlar yükselirken, ABD Başkanı Körfez'e başarılı ve iyi organize edilmiş bir resmi ziyaret yaptı ve uzun zamandır beklenen Suriye'ye yönelik yaptırımlar kaldırıldı.

Rusya, Ukrayna ve ABD temsilcileri 16 Mayıs'ta İstanbul'da bir araya geldi. Görüşmeler, ABD-Ukrayna-Türkiye ve Rusya-Ukrayna-Türkiye olmak üzere iki ayrı üçlü formatta gerçekleştirildi. ABD heyetine Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ukrayna heyetine Savunma Bakanı, Rus heyetine Putin'in danışmanlarından Vladimir Medinskiy başkanlık ederken, Türk tarafını Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil etti.

Bu, 2022'den bu yana savaşan ülkelerin Türk Dışişleri Bakanı'nın başkanlığında bir araya geldiği ilk toplantı oldu. Ancak ABD, Rusya, Ukrayna ve Türkiye'nin yer aldığı dörtlü bir toplantı gerçekleştirilmedi.

Trump, bölge turu sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Putin ve ben görüşmediğimiz sürece hiçbir şey olmayacak” dedi. Bu açıklama gerçeği yansıtıyor gibi görünüyor; zira İstanbul'da yürütülen müzakerelerde taraflar pozisyonları ve şartları görüşseler de başarının anahtarı hâlâ iki liderin elinde bulunuyor.

Alışılmadık, sık sık kuru ve tehditkâr siyasi tarzına rağmen Trump birçok alanda ilerleme kaydediyor. Seçim kampanyası sırasında, göreve geldikten sonra 24 saat içinde Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitireceğini defalarca dile getirmişti. Ama savaş bir günde bitmedi. Ancak şubat ayında Oval Ofis'te Trump ve ekibi ile Zelenskiy arasında yaşanan ve uluslararası ilişkiler tarihinin en dramatik ve muğlak olaylarından biri olarak değerlendirilen şok edici olayın ardından yeni bir başlangıç ​​başladı.

Trump, Ukrayna'nın NATO üyesi olamayacağını açıkça belirterek, ülkeye silah sevkiyatını durdurdu. ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, mart ayında Riyad'da bir araya gelen ABD-Rusya uzman gruplarının ikili ilişkilerin iyileştirilmesi ve Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi konularını görüşmesinden bir ay sonra Moskova'da Putin ile bir araya geldi.

Trump, X platformundan yaptığı paylaşımda, perşembe gününün “Rusya ve Ukrayna için harika bir gün” olabileceğini belirterek, katliamların durması yönündeki umudunu dile getirdi

Nisan ayında Amerikalı ve Ukraynalı bakanlar, nadir toprak elementleri, petrol ve gaz da dahil olmak üzere Ukrayna'nın doğal kaynaklarına ortak yatırım yapma şartlarını belirleyen bir maden kaynakları anlaşması imzaladılar. Bu anlaşma Trump'ın seçmenlerine, ABD'nin Ukrayna savaşına harcadığı milyarların elle tutulur getiriler sağladığını söylemesini sağladı.

Geçtiğimiz cumartesi günü, Avrupa Beşlisi olarak bilinen ülkelerin liderleri- Ukrayna, Fransa, İngiltere, Almanya ve Polonya- 12 Mayıs'ta başlamak üzere 30 günlük koşulsuz ateşkes önerdiler. Putin ise buna karşılık ateşkes ilan ederek,15 Mayıs'ta Ukrayna ile Rusya arasında İstanbul'da doğrudan görüşmeler yapılmasını önerdi.

Bunun ardından yoğun bir diplomatik faaliyet yaşandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin, Zelenskiy ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. Zelenskiy, X hesabından yaptığı paylaşımda, perşembe günü Türkiye'de Putin'i bekleyeceğini belirterek, “Umarım bu sefer Ruslar bahane aramaz” dedi.

Görsel kaldırıldı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan,16 Mayıs'ta İstanbul'da Türkiye, ABD ve Ukrayna arasında gerçekleştirilen üçlü görüşmeler öncesinde ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile konuşuyor (Reuters)

Trump da X platformundan yaptığı paylaşımda, perşembe gününün “Rusya ve Ukrayna için harika bir gün” olabileceğini belirten bir mesaj paylaşarak, katliamların durması yönündeki umudunu dile getirdi. “Bunun başarılmasını sağlamak için her iki taraf ile de çalışmaya devam edeceğim. Önümüzdeki hafta büyük bir hafta olacak” diye ekledi.

Bu gelişmeler, Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni kapsayan Ortadoğu turu ile NATO Dışişleri Bakanları'nın Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da yapılan gayrı resmi toplantısına denk geldi. Bu sırada İstanbul toplantısının yapılacağı teyit edilirken, katılımın düzeyi belirsizliğini korudu.

Trump yönetiminin yaklaşımı ile birlikte Ukrayna artık bir barış anlaşması imzalamaya hazır görünüyor, fakat anlaşmanın şartları üzerinde anlaşmak zor görünüyor

Erdoğan, Türkiye'nin, liderleri barış görüşmeleri için ağırlamaya hazır olduğunu açıkladı. Hatta bir ara Trump'ın Ortadoğu turunun programını değiştirerek Putin ve Zelenskiy'ye İstanbul'da katılacağı yönünde umutlar oluştu. Ancak Putin bizzat katılmadı, dahası Dışişleri Bakanı Lavrov'u değil, danışmanı Vladimir Medinskiy'yi gönderdi. Ukrayna tarafına gelince, Cumhurbaşkanı Zelenskiy, Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaklaşık 2 saat 40 dakikalık görüşmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Rus heyetinin yapısıyla ilgili duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. Ancak Trump ve Erdoğan'a duyduğu saygıyı ve barışa olan bağlılığını açıkça göstermek amacıyla İstanbul'a bir heyet göndereceğini söyledi. Zelenskiy, Putin'in savaşı bitirmek istemediğine inandığını da sözlerine ekledi.

Türkiye, 2022'de savaşın başlangıcında diplomatik bir girişim başlatmış ve Antalya ve İstanbul'daki toplantılarla Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmıştı. Karadeniz Tahıl Koridoru ve esir takası konularında anlaşmalara arabuluculuk etmişti. O dönemde iki taraf bir anlaşmaya varmaya çok yaklaşmıştı ancak çabalar başarısız oldu ve Ruslar, Ukraynalılar ile kendilerini savaşmaya teşvik eden Batılı müttefiklerini suçlamıştı. O tarihten bu yana iki ülke yetkilileri yüz yüze görüşmedi.

Savaş sırasında her iki taraf da ağır kayıplar verdi. Ukrayna, Rusya ile savaşmaya ve ona ağır kayıplar verdirmeye devam etti. Ancak Rusya'nın en büyük tarihi avantajı, yani neredeyse sınırsız sayıda askeri seferber edebilme kabiliyeti, bir kez daha belirleyici faktör haline geldi. Rusya sahada yeniden üstünlüğü ele geçirdi, uluslararası yaptırımlar Rus ekonomisini çökertmeyi başaramadı ve Rus savaş makinesi etkin bir şekilde çalışmaya devam ediyor.

Bu koşullar ve Trump yönetiminin yaklaşımı ile birlikte Ukrayna artık bir barış anlaşması imzalamaya hazır görünüyor, fakat anlaşmanın şartları üzerinde anlaşmak zor görünüyor. Zira Rusya, 2014'te işgal ettiği Kırım'ı ve 2022'de işgal ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'u geri vermeyi düşünmüyor. Rusya bu bölgeleri ilhak etti ve Ukrayna'nın NATO üyesi olmaması, ittifakın Rusya topraklarına yakın bir yerde konuşlanmaması, Ukrayna içindeki Rusya karşıtı yapıların tasfiye edilmesi konusunda ısrarını sürdürüyor.

Biden döneminde soğuyan Türkiye-ABD ilişkileri Trump döneminde ısınmaya başladı

Ukrayna ise kaybettiği toprakların büyük bölümünü geri almasının imkânsız olduğunu anlamış olabilir, ancak bunları Rusya'nın dayattığı şartlarla ona devretmeye hazır değil. Yine Zelenskiy, Ukrayna'nın NATO üyeliğinin artık çok uzak bir ihtimal olduğunun farkında, ancak “güvenlik garantileri” elde etme konusunda ısrarcı. NATO'ya üye olamazsa Avrupa Birliği'ne üye olmak gibi bir yolla Batı ile bütünleşmek istiyor.

Trump, Ortadoğu turunun ilk durağı Riyad'da Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması kararını açıklamış, ertesi gün Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya gelmişti.15 Mayıs'ta da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara'da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ile bir araya geldi. Rubio, görüşmeyi “dostça ve yapıcı” olarak niteledi ve bu Türk yetkililer tarafından da doğrulandı.

Trump, Körfez turu sırasında milyarlarca dolarlık silah ve ticaret, gelecekte ABD'ye yönelik yatırım anlaşmaları imzaladı.

Görsel kaldırıldı.Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, 16 Mayıs'ta Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki İskender Bey Meydanı'nda düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılıyor (Reuters)

Bir diğer önemli gelişme ise Netanyahu'nun Trump'ın sabrını sınamaya başlaması, ancak onun yine de İsrail'in çıkarlarını savunmaya devam etmesi. Trump'ın Suriye'ye yönelik girişimleri de İsrail'in güvenliğine bağlıydı. Suriye ve Körfez ülkeleriyle yaptığı görüşmelerde İsrail ile ilişkilerin iyileştirilmesi ve İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesinin önemli yer tuttuğu belirtiliyor.

Körfez liderleri ve Cumhurbaşkanı Şara'nın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bugünlerde yıldızdı. Biden döneminde soğuyan Türkiye-ABD ilişkileri Trump döneminde ısınmaya başladı. Başkan Trump, Erdoğan'ı önemli bir lider ve dost olarak tanımlıyor ve Suriye ile Ukrayna da dahil olmak üzere birçok konuda kendisiyle temas kuruyor.

Erdoğan ve hükümetinin iç ve dış baskılar altında olduğu, demokrasiden uzaklaşıp otoriter bir yönetime doğru yöneldiği yönündeki suçlamaların arttığı bir dönemde, Trump'ın dostluğu ve Erdoğan’ın barış arabulucusu imajını oluşturmasına zemin hazırlayan fırsatlar, onun için can simidi oldu.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.