​Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesinden kesin çıkışı: USS Cole davasının çözülmesi

USS Cole muhribi saldırısında 17 ABD’li denizci ve iki saldırgan hayatını kaybetti (Reuters)
USS Cole muhribi saldırısında 17 ABD’li denizci ve iki saldırgan hayatını kaybetti (Reuters)
TT

​Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesinden kesin çıkışı: USS Cole davasının çözülmesi

USS Cole muhribi saldırısında 17 ABD’li denizci ve iki saldırgan hayatını kaybetti (Reuters)
USS Cole muhribi saldırısında 17 ABD’li denizci ve iki saldırgan hayatını kaybetti (Reuters)

İsmail Muhammed Ali
ABD-Sudan ilişkilerinin normalleşmesine yönelik devam eden sürecin olumlu bir seyir izlediği açıkça görülüyor. ABD'de 500 binden fazla kişinin enfekte olduğu ve yaklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybettiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla olan mücadeleye rağmen iki ülke arasında Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılmasına ilişkin temaslar devam ediyor. USS Cole davası da iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi sürecinin önündeki temel engellerden biriydi.
Sudan'ın uluslararası izolasyondan kurtulmasına sağlayacak olan USS Cole davasının çözümüne yönelik atılan bu adım, gerek ülke içerisinden gerekse de dışarıdan büyük bir memnuniyetle karşılandı. Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, terörizm mağdurları konusunun ABD hükümeti için öncelikli bir mesele olduğunu vurgulayarak, Sudan'ın USS Cole muhribi davasını çözerek verdiği taahhüdü yerine getirmesine yönelik takdirlerini dile getirdi. Sudanlı diplomatlar ve hukukçular da bu çözümden dolayı duydukları memnuniyetlerini ifade ederek, bu adımın Sudan’ın şüphelerden uzak bir şekilde uluslararası arenada yerini alması için büyük bir atılımı temsil ettiği değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca mevcut durumda ülkenin karşı karşıya kaldığı sıkıntıların ve bozulan ekonominin sebebinin, Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesine dahil edilmesi ve bundan dolayı maruz kaldığı yaptırımlar olduğunu dile getirdiler.
 
Şartların yerine getirilmesi
Sudan Adalet Bakanlığı tarafından 9 Nisan’da yapılan bir açıklamada, 2000 yılında Aden limanında ABD Donanması'na bağlı USS Cole (DDG-67) muhribine düzenlenen saldırının kurbanlarının aileleri ile Washington'da bir anlaşmanın imzalandığı bildirildi. Açıklamada, anlaşmanın 7 Şubat’ta imzalandığı belirtildi. Ödenecek tazminatın miktarına dair herhangi bir bilginin yer almadığı açıklamada, anlaşmanın Sudan'ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılmasına dönük çabaların bir parçası olduğu ifade edildi.
Anlaşma kapsamında tam bir uzlaşı sağlandığı ifade edildiği açıklamada, “Sudan’a, USS Cole (DDG-67) muhribine düzenlenen saldırıyla ilgili açılan davanın düşürülmesi için ilgili mahkemeye tarafların ortak bir dilekçe sundukları” belirtildi. Böylece bu davanın ABD’deki mahkemeler tarafından bütünüyle bir çözüme kavuşturulduğunun kaydedildiği açıklamada, “İmzalanan uzlaşma anlaşmasında, Sudan'ın USS Cole (DDG-67) muhribine düzenlenen saldırının yanı sıra herhangi bir saldırıdan veya terör eyleminden sorumlu olmadığı sonucuna varıldığı açıkça belirtildi. Bu anlaşma, geçiş hükümetinin ülkeye yönelik terörizm davalarını ele alma ve çözme çabalarının yanı sıra Sudan'ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılmasına dair çalışmalar kapsamında geldi” ifadeleri kullanıldı.
 
Kongre önerileri
Sudan’ın eski Washington Büyükelçisi Reşid Ebu Şama, Sudan’daki geçiş hükümetinin, 11 Nisan'da Ömer el-Beşir rejiminin devrilmesiyle sonuçlanan halk devriminin ardından iki ülke arasındaki karşılıklı ziyaretler sırasında Kongre üyelerinden alınan tavsiyelerden istifade ettiğini söyledi.
Bu tavsiyelerden ön planı çıkanının USS Cole (DDG-67) muhribi davasının bir çözüme kavuşturulması olduğunu dile getiren Ebu Şama, böyle bir anlaşmayla ABD yönetiminin ‘Sudan'ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması’ hususunda yerel kamuoyu karşısındaki pozisyonunu güçlendireceğini belirtti.
Bu bağlamda ABD Başkanı Trump’ın böyle bir karar vermesinin mümkün olmadığını ve hala tazminatı ödenmeyen mağdurların bulunduğunu dile getiren Ebu Şama, “Kongre üyeleri bir yandan ölenlerin aileleriyle, diğer yandan hükümetle temas halindeydi. Mağdurların tazminatlarını almaları için ellerinden geleni yaptılar. 300 milyonu aşkın tazminatı 30 milyona indirmeyi başardılar. Hartum'a ödemenin nasıl yapılacağı konusunda tavsiyelerde bulundular. Diğer taraf hükümet teklifini kabul ettiği takdirde dava ABD mahkemesinden düşecekti. Bu fikir Sudan hükümeti tarafından memnuniyetle karşılandı. Hükümet diğer taraflar temasa geçti ve kendileriyle bir anlaşma imzalayarak tazminatı kendisi için uygun bir miktara düşürmekte başarılı oldu” dedi.
 
Uluslararası izolasyon
Independent Arabia’dan İsmail Muhammed Ali’nin haberine göre, Sudan Kültür ve Enformasyon Bakanı Faysal Muhammed Salih, ABD yönetiminin, Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için ‘USS Cole (DDG-67) muhribi saldırısı ile Tanzanya ve Kenya'daki ABD büyükelçiliklerinin bombalanması meselelerinin çözülmesini ve Kuzey Kore ile ilişkilerin kesilmesini şart koştuğunu’ söyledi.
Bu bağlamda Washington’un terör örgütleriyle irtibatlı olduğunu düşündüğü güvenlik birimlerinde de birtakım reformların yapılmasını şart koştuğunu dile getiren Salih, “Sudan hükümeti, güvenlik organının yeniden yapılandırılması hususunda pratik adımlar attı. Bununla birlikte ülkenin terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için şart koşulan USS Cole muhribi meselesinin çözümüyle şartları yerine getirmede uzun bir yol kat etti. Hükümet, aynı yaklaşımla ülkenin terörizmle suçlandığı davaları çözüme kavuşturmaya devam edecek. Böylece ülkeyi benzeri görülmemiş bu uluslararası izolasyondan kurtarmak adına çalışmalar sürdürülecek. Hükümetin iç gündemi, barışın sağlanmasına odaklanmış durumda. Darfur’daki sivil hareketler, burada işlenen suçların faillerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) teslimini şart koştu. Hükümet bir süredir UCM ile görüşmeler yapıyor. Bu ve benzeri durumlar, ABD yönetimine geçiş hükümetinin adalet ve barışa ulaşmak için çalıştığı yönünde olumlu bir sinyal verecektir” dedi.
 
Büyük memnuniyet
Sudanlı avukat Muaz Hazret, ABD yönetiminin mevcut Sudan hükümetini önceki rejimin eylemleriyle cezalandırmak istiyormuş gibi göründüğüne ve bu bağlamda bir dizi argüman öne sürdüğüne dikkat çektiği açıklamasında, geçiş hükümeti tarafından sunulan delillerin ülkenin terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için yeterli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca Sudan Adalet Bakanlığı’nın USS Cole (DDG-67) muhribi saldırısı mağdurları ve kurban aileleri için olan çözümünün önemine vurgu yapan Hazret, “ABD başta olmak üzere diğer gelişmiş bütün dünya ülkeleriyle olan ilişkilerin normalleştirilmesi için yıllar boyunca askıda kalmış olan bu meseleyi çözüme kavuşturmaktan başka yol yok. Ülkede ekonomik durumun geldiği nokta itibariyle böyle bir çözümün oldukça maliyetli olmasına rağmen hükümetin bu kararı, gerek hukuk çevrelerinde gerekse de toplum içerisinde büyük bir memnuniyetle karşılandı. Zira tarafsızlığı ve uluslararası yasalara saygısı ile bilinen Sudan'ın itibarını geri kazanması için her ne kadar maliyeti yüksek olsa da böyle bir çözüm kaçınılmazdır. Burada, Başbakan Abdullah Hamduk ve Adalet Bakanı Nasreddin Abdülbari’nin gösterdiği çabaları da takdir etmek gerekir” dedi.
 
El Kaide
ABD Donanması'na bağlı USS Cole (DDG-67) muhribine düzenlenen saldırı, 12 Ekim 2000 tarihinde gerçekleştirildi. Yemen’in Aden şehri limanında demirlenen güdümlü füze taşıma kapasiteli USS Cole muhribine patlayıcı yüklü bir teknenin çarptırılması sonucunda 17 ABD’li denizci ve el-Kaide’ye bağlı oldukları düşünülen iki saldırgan hayatını kaybetti. Olayın ardından Washington, Hartum hükümetini saldırıya karışmakla suçladı.
1993 yılında Washington, Sudan'ı terör örgütleri liderlerine ev sahipliği yaptığı gerekçesiyle terörizmi finanse eden devletler listesine dahil etti. Nitekim el-Kaide’nin kurucusu Usame bin Ladin, 1992-1996 yılları arasında Sudan'da ikamet etmişti.
2012 yılında ABD'li bir hâkim, Sudan'ın saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine 300 milyon dolar tazminat ödemesi yönünde karar verdi. Ayrıca ABD bankalarına, bu tazminatın ödenmesi kapsamında ellerindeki Sudan fonlarına el koymaları yönünde talimat verdi. Ancak Mart 2019'da Yüksek Mahkeme, alt mahkemenin kararını bozdu.
Sudan'daki yeni hükümet, ülkenin terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için Washington ile olan görüşmeleri önceliklerin ilk sırasına yerleştirdi. Sudanlı yetkililer ülke ekonomisinin bu derece kötüleşmesinin sebeplerinden birinin bu mesele olduğunu ifade ediyor.



Sudan ordusu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki HDK güçlerini savaş uçağıyla vurdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Sudan ordusu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki HDK güçlerini savaş uçağıyla vurdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Sudan ordusu, nisan ortasından bu yana çatıştığı Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) mevzilendiği başkentteki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na hava saldırısı düzenledi.

Güvenlik kaynaklarından ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, ordu, nisan ayından bu yana HDK güçlerinin elindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı içerisindeki HDK mevzilerine ilk kez savaş uçağıyla bombardıman yaptı.

HDK ise Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki Genelkurmay Karargahını kuşattığını duyurdu.

ABD, Norveç ve İngiltere ise Sudan'daki taraflara çatışmaların derhal durdurulması çağrısı yaptı.

Ordu, Hartum'daki Zırhlı Birlikler Komutanlığına yakın noktalarda mevzilenen HDK güçlerini yoğun hava bombardımanına tuttu.

Üç başkent olarak bilinen Hartum ile batısındaki Umdurman ve kuzeyindeki Bahri kentlerinde yer alan HDK noktaları da ordunun yoğun top atışlarına maruz kaldı.

Sudan ordusu, başkentin güneyindeki Zırhlı Birlikler Komutanlığı civarındaki HDK mevzilerine dün düzenlediği saldırılarda, onlarca HDK mensubunun öldürüldüğünü, 10 askeri aracın imha edildiğini açıklamıştı.

Bir süredir iki güç arasında başkentteki stratejik noktalardan Zırhlı Birlikler Komutanlığı çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

- Çatışmalar, 100 günü aşkın süredir devam ediyor

Ordu ile HDK arasında başkent çevresi ve ülkenin batısında yoğun olmak üzere 100 günü aşkın süredir devam eden çatışmalarda 3 binden fazla kişi hayatını kaybetti, on binlerce kişi yaralandı, yaklaşık 4 milyon kişi yerinden edildi.