Irak’ta hükümet kurma yetkisi verilen Kazimi: Kabinede yer alacak isimler hazır, siyasi gruplarla müzakere halindeyim

Mustafa el-Kazimi
Mustafa el-Kazimi
TT

Irak’ta hükümet kurma yetkisi verilen Kazimi: Kabinede yer alacak isimler hazır, siyasi gruplarla müzakere halindeyim

Mustafa el-Kazimi
Mustafa el-Kazimi

Irak’ta hükümeti kurma görevi verilen Kazimi, meclisten güvenoyu alması halinde öncelik vereceği meseleleri anlattı.
Kazimi, aralarında Şarku’l Avsat muhabirinin de bulunduğu bir dizi basın mensubu ve yazarlarla dün bir araya geldi. Yeni hükümet kabinesinde yer vereceği isimlerin şu an hazır olduğunu, bu isimlerin en kısa sürede meclisten güvenoyu alabilmesi ve aciliyet oluşturan öncelikleri hayata geçirebilmek için siyasi gruplarla müzakerelere devam ettiğini belirtti. Kazimi, siyasi gruplara, mevcut krizi atlatmak için işbirliği yapma çağrısında bulundu.
Kazimi, “Hükümetimin sınırlı bir hedefi var; erken seçimlere hazırlık. Bunun yanı sıra iki ay öncesine kadar beklenmeyen ve artık bütün dünya halkları için tehdit oluşturan koronavirüs ile petrol fiyatlarındaki sert düşüş nedeniyle yaşanan ekonomik kriz gibi sorunlara kararlılıkla karşı koymak da hükümetin hedefleri arasında yer alıyor. Bu krizi aşmak için güçlü ve kararlı tedbirler almamız gerekiyor” diye konuştu.
Irak’ta halihazırda oluşan sorun ve krizlerin 2003 sonrasında siyasi sürecin yanlış temeller üzerine inşa edilmesinden kaynaklandığını belirten Kazimi, “Amerikan işgali, sağlıklı bir yeniden kuruluş süreci ortaya koymaksızın Irak Devleti’nin yapısını imha etmede başarılı oldu” dedi.
Kazimi, ‘geçici’ sıfatı taşıyan bir hükümetin başkanlığında bu krizlerin çözümünde kendisinden neler beklenebileceği sorusuna, “Ben, herkesin de bildiği gibi, seçim sandığından çıkan ve seçilerek bu göreve gelen biri değilim. Bilakis bu sorumluluk siyasi gruplar tarafından bana tevdi edildi. Bu da maruz kalabileceğim tehdit ve sorunlar karşısında sorumluluğumuzu artıran bir durum. Ayrıca şunu söyleyebilirim, ben kriz başbakanıyım. Ne bende ne de bir başkasında, karşı karşıya olduğumuz ve çözümü hususunda herkesin çabalarına ihtiyaç olan sorunlara karşı sihirli bir değnek var” diye yanıt verdi.
ABD ile İran’ın konumu ve Irak toprakları üzerinde tasfiye hesaplarının yapılmasına da değinen Kazimi, sözlerine şöyle devam etti;
 “ABD’nin Irak’taki varlığının yapısı konusunda Washington ile ciddi diyaloglar yürüteceğiz. Bundan da önemlisi, üstesinden gelmemiz gereken konu, Irak’ın tasfiye hesaplarının yapıldığı bir alan olmamasıdır. Daha sonra ortak çıkarlar temelinde ciddi bir şekilde Arap ve İslam çevrelerine açılım yapmak için çalışacağımı vurgulamak isterim. Bu konuda ciddi bir çalışma bizi bekliyor. Özellikle de ekonomi ve yatırımlar için uygun ortamın oluşturulması konusunda. Milli gelirin tek kaynağı olan petrole yaslanmaya devam edemeyiz.”
Irak’ın geçtiğimiz yıllarda bütün alanlara hâkim olan ciddi diyalog kültürünü kaybettiğini belirten Kazimi, ülke içinde milli bir diyaloğun başlatılmasının büyük bir önem taşıdığını vurgulayarak, devlet kurumlarının sağlıklı bir milli vizyon üzerine inşa edilebileceğini söyledi. Kazimi, etnik ve mezhep aidiyetlerinin üstünde kapsamlı bir milli diyalogdan başka seçenekleri olmadığını vurguladı.
Kazimi, silahların devlet elinde toplanmasıyla ilgili şunları kaydetti;
“Silahların devlet elinde toplanması meselesi, gerçekçi bir çözüm isteyen ve baskı oluşturan önceliklerin arasına girdi. Hem bireylerin hem aşiretlerin hem de silahlı grupların elindeki silahlar olsun, bu konunun üzerinde daha sonra sağlıklı ve doğru bir yöntemle çalışacağız. Silahlı gruplar, ellerindeki silahlar ile ülkedeki yabancı askeri güçler arasında bir irtibat kuruyor. Bu da aynı şekilde ciddi bir diyalog yürüteceğimiz konular arasında yer alıyor. Herhangi bir gerekçesi olmadığı halde ülkede bulunan her türlü yabancı varlığı tüm tezahürleriyle ortadan kaldırma noktasında ciddiyiz.”
Kazimi, hükümetinde yer vereceği isimleri hangi kriterlere göre belirlediği sorusuna, “Bu hususta koyduğum en önemli kriter, dürüstlük ve liyakattir. Bu iki kriter artık tüketilmiş olsa da bütün siyasi gruplarla yürüttüğümüz müzakerelerde bunları esas alacağız” diye cevap verdi.
Irak’ta daha önce Muhammed Tevfik Allavi ve Eski Necef Valisi Ahmed ez-Zurfi’nin hükümet kurma görevinden çekilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Berhem Salih, 9 Nisan’da hükümet kurma yetkisini Ulusal İstihbarat Daire Başkanı Mustafa el-Kazimi’ye vermişti.



İsrail'in Güney Lübnan'daki prefabrik evlere yönelik saldırıları, bölge sakinlerinin ‘geçici barınma’ imkânından mahrum kalmasına neden oluyor

Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
TT

İsrail'in Güney Lübnan'daki prefabrik evlere yönelik saldırıları, bölge sakinlerinin ‘geçici barınma’ imkânından mahrum kalmasına neden oluyor

Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)

Lübnan'ın güney sınır köylerinde yaşayan çok sayıda Lübnanlı, son savaş sırasında İsrail tarafından yıkılan evlerinin yerine yenilerini inşa edebilmek için tazminat ödenmesini ve bölgede güvenliğin yeniden tesis edilmesini beklerken geçici konut olarak prefabrik evleri tercih etti.

Hizbullah ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının 27 Kasım'da yürürlüğe girmesinin ve özellikle İsrail'in 18 Şubat'ta sınır kasabalarından çekilmesinin ardından, güney sınır bölgelerindeki insanlar, maliyetinin düşük olması ve kısa sürede kurulabilmesi nedeniyle prefabrik ev seçeneğine yöneldi.

“Evimin enkazının yanına koydum”

Bölgede yaşayan 30 yaşındaki Hadr Avade Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “19 Şubat'ta köylerimize döndükten birkaç gün sonra prefabrik bir ev satın aldım. Küçüktü, bir yatak odası ve küçük bir mutfağı vardı. Ama beni ve beş kişilik ailemi geçici de olsa barındırabilirdi. Lübnan'daki savaşın ilk günlerinde İsrail tarafından yıkılan evimin bahçesinin köşesine, orada biriken molozların yanına yerleştirdim. Sonra da su ve elektriğini bağladım.”

asdfgrthy
Hadr Avade'nin Güney Lübnan'daki Kafr Kila'da bulunan prefabrik evinin hedef alınmadan önceki hali (Şarku’l Avsat)

Sınır kasabası Kafr Kila'nın yerlisi olan Avade, Hizbullah'ın destek cephesi olarak bilinen bölgeye girmesinin ardından 8 Ekim 2023 tarihinde evinden zorla çıkarıldı. Diğer güneylilerle birlikte o da evini kaybetti. O zamandan beri Nebatiye ilçesine bağlı Zebdin kasabasında yerinden edilmiş bir kişi olarak yaşıyor. Avade, “Bir buçuk yıldan fazla bir süredir kiraladığım evde kalmak yerine prefabrik evde yaşamayı ve memleketime dönmeyi tercih ettim” dedi.

“Geri dönmeyin”

Prefabrik ev, barınma yardımı olarak aldığı 5 bin dolara mal oldu. Ramazan Bayramı'nın ilk günü taşınmayı tercih etti, ancak İsrail bunu yapmasını engelledi. İsrail ordusu Ramazan Bayramı gecesi evi bir füzeyle hedef aldı.

Aynı gece İsrail, Kafr Kila'daki birkaç prefabrik evi daha hedef aldı ve saldırılar bugün de devam ediyor. “Sanki bize 'Geri dönmeyin' der gibiydiler” diyen Avade, “Onlar için bir tehdit oluşturmadığı için eve zarar vermeyeceklerini düşündüm” ifadesini kullandı.

dfrgthy
Hadr Avade'nin Güney Lübnan'daki Kafr Kila'da bulunan prefabrik evinin hedef alındıktan sonraki hali (Şarku’l Avsat)

Avade, İsrail askerlerinin çekilmesinden sonra Kafr Kila'ya dönüşünü şu ifadelerle anlattı: “Dönmek için sabırsızlanıyordum. Bu yüzden prefabrik evime yerleşene kadar her gün kasabayı ziyaret ettim. Evi hedef almalarını beklemiyordum, bu sebeple yakında taşınabilmek için evi hazırladım. İsrail'in tüm ihlallerine rağmen oradaki ekinleri suluyordum. Biz, bu köylerin insanları, evlerimizi alnımızın teriyle inşa ettik. Savaştan önce küçük bir kahvehanem vardı. Yaşanan her şeye rağmen, geri dönüp evlerimizi yeniden inşa edebilmek için anlaşma anını bekliyoruz.”

Avade, prefabrik evin hedef alınması nedeniyle tazminat alma olasılığı hakkında ise “Henüz net bir şey yok ama sanmıyorum” dedi.

Evleri kaybetmek

Avade, çoğu, yıllar içinde inşa ettikleri evlerini ve çıkarlarını kaybeden ve İsrail'in neredeyse her gün bölgeyi hedef alması nedeniyle riskli ziyaretler dışında bölgelerine dönmeleri hâlâ engellenen birçok güneylinin hayatlarına ve savaşla ilgili deneyimlerine dair sadece bir örnek. Dikkat çekici olan, çoğunun sanki duyguları uyuşmuş gibi umursamaması.

sxdcfrgt
Yerel bir kuruluş tarafından Lübnan'ın güneyinde yerinden edilmiş kişilere bağışlanan prefabrik evler (AFP)

Avade gibi Muna da kendisi ve üç kişilik ailesinin yaşaması için bir ev satın almış. Şarku’l Avsat'a konuşan Muna, “Evi Deyr Mimas ve Kafr Kila arasında bir yere koydum. Kasabamı sevdiğim ve her gün ziyaret ettiğim için oraya taşınmak isterdim” dedi. Ancak İsrail, oradaki prefabrik evleri vurduğu için bunu yapamamış.

Evi taşımaya karar verdi

İsrail saldırıları Muna'nın yeni evine zarar vermedi, ancak korkudan evi kurulduğu yerden taşımaya karar verdi ve içinde yaşama fikrinden vazgeçti. Muna yeni kararını şu ifadelerle anlattı: “Yaklaşık iki hafta önce evi, bir buçuk yıldır yerinden edilmiş bir kişi olarak yaşadığım Nebatiye'deki Kafr Tibnit kasabasına taşıdım. Orada birkaç kez yerinden edilme deneyimi yaşamıştım.”

Muna orada yaşaması halinde kendisini bekleyen tehlikenin farkında. “Güvenlik yok, ancak doğup büyüdüğüm, anılarımın olduğu topraklara dönmekten başka seçeneğim de yok” diyen Muna, bu adımı güvenlik durumu daha iyi olana kadar ertelemeye karar verdi.

Umduğu gibi değildi

Muna savaştan önceki hayatını, evini nasıl inşa ettiğini ve üzerinde nasıl büyük bir özen ve sevgiyle çalıştığını şöyle anlattı: “Evimin ayrıntılarını, en küçük detaylarını bile dikkatle ve titizlikle seçtim, ancak İsrail onu yıktı. Savaştan üç ay sonra orayı terk ettik. Kocam mucizevi bir şekilde hayatta kaldı, dört İsrail mermisi evimize isabet etti ve evsiz kaldık.”

Yeni prefabrik ev Muna'nın umduğu gibi değildi, bir anda kendini sınırlı seçeneklerle bulmuştu. Muna, “Çadırda yaşamak zorunda kalsam bile topraklarımıza geri dönmek istedim. Belki de kalıcı dönüşümüzün yakın olduğuna dair kendime biraz umut vermek içindi böyle düşünüyordum. Şimdi bunu yapamayacağım için çok üzgünüm” ifadelerini kullandı.

Güvenlik garantisi

Öğretmen ve bir erkek çocuk annesi olan Muna, kocasına neredeyse her gün sınır köylerindeki işine giderken eşlik ediyor. Muna, “İnsanlar güvenlik garantisi aldıktan sonra yaşamak için memleketlerine döndüklerinde ön saflarda olacağım” diyor.

Muna yeni evini, barınma ve mobilya yardımı aldıktan sonra kuzeydeki bir fabrikadan 3 bin 500 dolara satın almış. Muna, kasabanın girişinde bir dinlenme evi gibi küçük bir işyeri açmayı düşünüyormuş. Ancak güvenlik ihlalleri bunu yapmasını engellemiş.