Tunus, Serrac hükümetinin Libya’nın batısındaki ilerlemesi sonrasında acil durum planı oluşturdu

Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
TT

Tunus, Serrac hükümetinin Libya’nın batısındaki ilerlemesi sonrasında acil durum planı oluşturdu

Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
Fotoğraf (Arşiv_Reuters)

Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) başta Sabratha ve Sorman olmak üzere Libya’nın batısındaki kontrolünü genişletmesi sonrasında Tunus ordusu, Libya ile kara ve deniz sınırına askeri takviyede bulundu.
Tunus Savunma Bakanlığı, 14 Nisan’da yaptığı açıklamada, “Askeri birlikler, Tunus kara ve deniz sınırı yakınlarındaki Libya bölgelerinin güvenlik durumlarını yakından takip ediyor ve tüm şüpheli hareketliliklere karşı teyakkuz haline geçti” ifadelerini kullandı. Bakanlık, Tunus Silahlı Kuvvetleri’nin ‘güvenlik güçleri, Ulusal Muhafızlar ve gümrüklerle yakın işbirliği içinde, olağanüstü her durumla yüzleşmeye hazır olduğunu’ vurguladı.
Başbakanlığına bağlı Terörle Mücadele Ulusal Komitesi Başkanı Raşid Beltayyib, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Güvenlik Güçleri ve ulusal ordu, Libya ile güneydoğu sınırındaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Etkin bir şekilde hareket etmeye, teröristlerin veya silahlıların, Libya’daki savaş alanlarından ulusal topraklara kaçış senaryolarını ele almaya hazırlar” dedi.
Öte yandan Kapsamlı Güvenlik Araştırma Merkezi Başkanı ve eski Güvenlik Bakanı Refik eş-Şili de Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunurken, güvenlik güçleri ve ordunun, ‘ülke güvenliğini sağlamak ve silahlı milislerin Tunus’a sızmasına ilişkin tüm senaryolardan kaçınmak üzere Tunus’un güney ve sınır bölgelerindeki pozisyonlarını uzun bir süredir güçlendirdiğine’ dikkati çekti.
Daha önce beş yıl boyunca ülkesi adına Libya’da resmi görevlerde bulunan Şili, “Saha verileri, birkaç hafta önce Hafter güçlerinin, Ras el-Cedir’deki Tunus- Libya sınır kapısı yakınlarında önemli yerlerin kontrolünü ele geçirdiğini ortaya koydu. Ancak görünüşe göre Türkiye de dahil olmak üzere yabancı tarafların çatışmaya müdahalesi sonucunda güç dengesi değişti” değerlendirmesinde bulundu.
Şili, sahadaki koşulların yeniden Hafter lehine değişebileceğine dikkati çekerek, ülkesi adına önemli şeyin ‘Tunus’ta iç güvenliğe zarar verebilecek her türlü senaryodan kaçınmak olduğunu’ söyledi.
Tunus Askeri Güvenliği ve Gümrükleri eski genel müdürü Tuğgeneral Muhammed el-Mueddeb, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Libya’da yakın gelecekte bir iç savaş yaşanacağı senaryosuna karşı uyarıda bulundu. Mueddeb, ancak Tunus’taki politikacılara da bir kez daha ‘Libya- Libya anlaşmazlığına’ katılmama çağrısı yaptı. Tuğgeneral Muhammed el-Mueddeb ayrıca, ‘kaçakçılığı teşvik etmek, Kuzey Afrika ülkelerinde ve bölgedeki diğer ülkelerde güvenlik ve ekonomik koşulları daha fazla karıştırmak üzere koronavirüs salgınına karşı verilen savaşta endişelerden yararlanan terör gruplarına karşı daha fazla uyanık olma’ çağrısında bulundu.
Öte yandan Tunus eski Dışişleri Bakanı ve Mağrib Arap Ülkeleri Birliği eski Genel Sekreteri Habib bin Yahya da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Libya’daki güvenlik, askeri ve ekonomik karışıklıkların Tunus üzerindeki yansımalarına’ karşı uyarıda bulundu. Habib bin Yahya, ‘Tunus’taki tüm güvenlik istikrar ve kalkınma göstergelerinin, komşu Libya ve Cezayir’de güvenlik, siyasi ve ekonomik istikrara bağlı olduğunu’ söyledi. Yetkili ayrıca, bazı tarafların, ‘Libya da dahil, silahlı çatışmalardan mustarip olan Arap ülkelerindeki işbirliğini bozmak için’ koronavirüs salgınını sömürebileceğine dikkati çekti.
Diğer taraftan eski Cumhurbaşkanı el-Beci Kayid es-Sibsi döneminde Cumhurbaşkanlığı Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Amiral Kemal el-Akrut, Tunus’un hala Libya’dan kaçan teröristlerin saldırı olasılığına dair risk altında olduğunu belirtti. Akrut, terör gruplarının ‘yolsuzluk yapan politikacıların başarısızlığından, halkın yetkililere karşı artan öfkelerinden’ yararlanmasının mümkün olduğunu vurguladı.



BM: İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki tahliye emri ‘yıkıcı bir darbe’

İsrail'in tahliye emrinin ardından Deyr el-Balah'tan ayrılan Filistinliler (AP)
İsrail'in tahliye emrinin ardından Deyr el-Balah'tan ayrılan Filistinliler (AP)
TT

BM: İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki tahliye emri ‘yıkıcı bir darbe’

İsrail'in tahliye emrinin ardından Deyr el-Balah'tan ayrılan Filistinliler (AP)
İsrail'in tahliye emrinin ardından Deyr el-Balah'tan ayrılan Filistinliler (AP)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin Deyr el-Balah bölgesinde yaşayanların güneye taşınmasına yönelik emrinin, savaştan etkilenen bölgedeki insani yardım çabalarına ‘yıkıcı bir darbe’ olduğunu bildirdi.

OCHA tarafından yapılan açıklamada şu uyarıda bulunuldu: “İsrail ordusu tarafından bugün yayınlanan toplu tahliye emri, Gazze Şeridi'nde insanları hayatta tutan zaten kırılgan olan yaşam hattına yıkıcı bir darbe daha indirdi.”

İsrail ordusu dün Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yerlerinden edilmiş Filistinlilerle dolup taşan bölgelerin boşaltılması emrini verdi. Deyr el-Balah'taki mahallelere yönelik yakın bir saldırının işareti olabilecek askeri tahliye emri, yakınlarının orada kalmasından korkan İsrailli esirlerin ailelerini alarma geçirdi.

İsrail ordusu, yüz binlerce yerinden edilmiş Gazzelinin barındığı Deyr el-Balah'ın güneybatısındaki bazı bölgelerde yaşayan insanlardan evlerini terk etmelerini ve güneye gitmelerini isteyen broşürleri havadan bıraktı.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “İsrail Savunma Kuvvetleri, bölgedeki düşman kabiliyetlerini ve terörist altyapısını yok etmek için büyük bir güçle çalışmaya devam ediyor” denildi. Ordu, mevcut çatışma sırasında bu bölgelere girmediğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre İsrailli kaynaklar, ordunun şimdiye kadar bölgeye girmemesinin nedeninin Hamas'ın orada esirler tuttuğu şüphesi olduğunu söylüyor.

Kalan 50 esirden en az 20'sinin Gazze Şeridi'nde halen hayatta olduğuna inanılıyor.

Esirlerin aileleri ordudan bir açıklama talep etti. Aileler yaptıkları açıklamada, “Sevdiklerimizi kaybetme pahasına bu kararın uygulanmayacağına dair bize söz verebilecek biri var mı?” diye sordu.

Bazı Filistinliler Deyr el-Balah'taki hamlenin uzun süredir devam eden ateşkes müzakerelerinde daha fazla taviz vermesi için Hamas üzerindeki baskıyı arttırma girişimi olabileceğini öne sürdü.

İsrail ve Hamas Doha'da 60 günlük bir ateşkes ve esir serbest bırakma anlaşmasına varmak amacıyla dolaylı görüşmeler yürütüyor, ancak henüz bir ilerleme kaydedildiğine dair bir işaret yok.