​WHO, kaostan kaçınmak için Ortadoğu'da eylem çağrısında bulundu

Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv-Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv-Reuters)
TT

​WHO, kaostan kaçınmak için Ortadoğu'da eylem çağrısında bulundu

Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv-Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü logosu (Arşiv-Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da var olan fırsatın değerlendirilmesi (salgının yavaş ilerlemesi) gerektiğini belirterek, yeni tip koronavirüs salgınının yayılmasını önlemek için harekete geçilmesi çağrısı yaptı.
WHO Doğu Akdeniz Bölge Ofisi Evrensel Sağlık Kapsamı ve Bulaşıcı Hastalıklar Departmanı Müdürü Dr. Ewan Hutton AFP'ye verdiği röportajda, "Bölgede hareket etme fırsatımız var, çünkü vakalarda artış hızlı olmadı" ifadelerini kullandı.
WHO'ya göre 22 ülkeyi kapsayan Doğu Akdeniz'de 111 bin koronavirüs vakası ve 5 bin 500 ölüm kaydedilirken, dünyadaki vaka sayısı iki milyonu aştı ve 140 bini aşkın kişi ise hayatını kaybetti.
Hutton, 76 bini aşkın vaka ve yaklaşık 5 bin ölüm kaydedilen İran hariç, bölge ülkelerindeki vaka sayısındaki yavaş artışı açıklamanın oldukça zor olduğunu ifade etti.
Vakalardaki yavaşlığın genç toplumların yapısıyla alakalı olabileceğini söyleyen Hutton, Yemen, Libya ve Suriye gibi çatışma bölgelerinde neredeyse hiç vakanın olmadığını kaydetti.
Hutton açıklamasında, var olan salgın tehlikesinden kaçınmanın bölgenin ikinci salgın dalgasından kaçınma anlamı taşımadığına dikkati çekti.
Hutton, Mart ayında durumu değerlendirmek için görev yaptığı Mısır'da, bir kaç hafta öncesine göre daha fazla vakanın olduğunu, ama henüz zirveye ulaşmadığını aktardı.
WHO yetkilisi, on binlerce ölüm vakasının bulunduğu Avrupa ve ABD'deki gibi bir krizle karşı karşıya kalmamak için virüsle yüzleşmenin tüm toplumca kabul edilir olması gerektiğini ve sağlık sistemlerinin etkin bir biçimde harekete geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yapılması gereken şeylerin karmaşık olduğunu ifade eden Hutton, otel, okul ve askeri tesislerin ciddi semptomları olmayan kimseler için kullanılmaması gerektiğini aktardı.
Hutton kritik durumlarda, hastane odalarının yoğum bakım odalarına dönüştürülerek çok şey yapılabileceğini söyledi.
Yetkili ayrıca, bölgede vaka durumundaki artışı önlemek için alınabilecek bir diğer önlemin hızlı tanı kitleriyle test sayısını artırmak olduğuna değindi.
Bölgedeki ölüm oranının yüzde 5 civarında olduğunu işaret eden Hutton, test kapasitesinin artırılması gerektiğini bildirdi.
Hutton'a göre, 'potansiyel tehlikesi ve bu virüsün sağlık sistemlerini etkisiz hale getirme yeteneği' göz önüne alındığında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın salgın riskine her zaman hazırlıklı olması gerekiyor.
Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte Dünya Sağlık Örgütü, bu hafta İslam ülkeleri için herhangi bir dini kutlamanın 'ciddi şekilde yeniden düşünülmesi' gerektiğini açıklarken, bu konuda bir dizi öneri yayınladı.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.